Atatürk'ün 80 yıldır sansürlenen mektubu
Atatürk’ün 80 yıl önce Türk Tarih Kurumu’na yazdığı ve birkaç satırı hariç tam metni bugüne kadar hiç yayınlanmayan mektubu bulundu! Mektubun ayrıntıları şöyle:

Bülent Günal'ın haberi
Araştırmacı-Yazar Atilla Oral’ın yeni çıkan “Atatürk’ün Sansürlenen Mektubu” adlı kitabında Atatürk’ün 80 yıl önce Türk Tarih Kurumu’na yazdığı ve birkaç satırı hariç tam metni bugüne kadar hiç yayınlanmamış 21 sayfalık mektubun orijinali yer alıyor.
Atatürk’ün 80 yıl önce Türk Tarih Kurumu’na yazdığı ve birkaç satırı hariç tam metni bugüne kadar hiç yayınlanmayan mektubu bulundu! Araştırmacı-Yazar Atilla Oral’ın “Atatürk’ün Sansürlenen Mektubu’’ adlı kitabında bu şaşırtıcı gerçeğin detayları ve Atatürk’ün sert bir dille kaleme aldığı 16-17 Ağustos 1931 tarihli 21 sayfalık mektubun tam metni ilk kez yayınlandı. Oral, Atatürk’ün Yalova’dan yazdığı mektubun 80 yıl boyunca gizlendiğini, bazı bölümlerinin tahrif edildiğini söyledi:
“Mektubun sadece birkaç satırı Türk Tarih Kurumu’nca yayınlandı. O satırlar arasında Atatürk’ün ünlü, ‘Tarih yazmak tarih yapmak kadar mühimdir! Yazan, yapana sadık kalmazsa değişmeyen hakikat, insanlığı şaşırtacak bir mahiyet alır. Siz buna razı mısınız?’ cümlesi de yer alıyor. ‘Siz buna razı mısınız?’ cümlesi bile sansürlenip kesildikten sonra Atatürk’ün bu ünlü sözü Türk Tarih Kurumu’nun merkez binasında mermer levhalara kazındı.’’
ATATÜRK ÇOK KIZMIŞ
Oral kitabında mektupla ilgili şu bilgileri veriyor: “(...) Konu ders kitaplarının hazırlanması ile ilgili. Atatürk tarih yazımı için ‘Türk Tarihi Tetkik Cemiyeti’ni görevlendiriyor. Cemiyet, liselerde okutulacak tarih kitaplarının yazımına başlıyor. ‘İslam Tarihi’ ve ‘Türklerin İslam’daki Yeri’ ile ilgili bölümü ise Mısır’daki ünlü El Ezher Camii ve Üniversitesi mezunu Zakir Kadiri hazırlıyor. Atatürk, Arap milliyetçiliğini ön planda tutan bu bölümlere itiraz ediyor, bazı düzeltmelerin yapılmasını istiyor. Ancak düzeltmeler istediği gibi yapılmayınca adeta ateş püskürüyor.”
MEKTUPTA NELER YAZIYORDU?
“Muhammed’in halifesi unvanını taşımak maskaralığında bulunanlar (...) Bir hırka ve bir hurma hikâyesi artık bir insanlık erdemi olarak gösterilmek felsefesi esas tutularak tarih yazılmamalıdır. Bunun gibi Arap ordularının birçok esirlerinden bir köle sınıfı vücuda geldiği bahsedilirken bu kölelerin Türk çocukları olduğu dile getirilerek hangi taraf için ne anlamda bir övünme nedeni arandığını araştırılıp incelenmeden Türk tarihi içine konulmamalıdır. Şüphesiz Türkler çok kahraman evlatlar (...) ilim, sanat ve bilhassa askerlik ve başkumandanlık mevkilerini elde etmişlerdir ve sonuçta Arap imparatorluğu unvanını taşıyan bütün memleketlerde birinci derecede güç ve hâkimiyet sahibi olmuşlardır. En nihayet Muhammed’in halifesi unvanını taşımak maskaralığında bulunanları emir ve iradelerine boyun eğdirmişlerdir.’’
'NOTLARI DÜZELTİRKEN...'
“Teyfik Beyefendi! (Dönemin Türk Tarih Kurumu Başkanı Tevfik Bıyıklıoğlu) Zakir Kadiri’nin ahmakçasına notlarını düzeltirken bu noktalara dikkat buyurunuz. Sonradan uydurma bir eser meydana getirerek ardından pişman olmaktansa hiçbir eser meydana getirememek beceriksizliğini itiraf etmek daha iyidir. İlim alanında şüpheli olmak, Mısır’ın Camii Ezher’i mezunlarına inanmaktan daha iyidir.’’
ÇÖPTEN ÇIKTI
Oral, mektubun bulunuş hikâyesini şöyle anlatıyor:
“Beyoğlu Hazzopulo Pasajı’nda düzenlenen kitap ve fotoğraf müzayedelerinin birinde Türk Tarih Kurumu eski Genel Sekreteri Uluğ İğdemir’e ait çeşitli belgeler satışa çıktı. Bu belgeler içinde Atatürk’ün el yazısı mektup sayfalarının yıllar önce çoğaltılmış eski kopyaları da vardı. Belgeleri satın aldım. Dokümanları müzayedeye getiren sahaf arkadaşım belgelerin çöpten çıktığını söyledi.’’
ZAKİR KADİRİ KİMDİR?
Aslen Türkistanlı olan Zakir Kadiri Ugan 1878 yılında dünyaya geldi. Mısır’daki El Ezher Üniversitesi’nde eğitim gördü. Ders kitapları için hazırladığı İslam tarihi ve Türklerin İslam’daki Yeri konularını, Camii Ezher Medresesi şeyhlerinin kabul ettiği Arap milliyetçiliği düşüncesine göre yazınca Atatürk’ü çileden çıkardı.
HABERTÜRK
-
ALAİ KOC 13 yıl önce Şikayet EtDEMEK Kİ YÜZYILLARDIR İÇİMİZDELER. Bu belgeleri imha edip değiştirecek kadar tepelere getirmişiz adamları.Bu ne gaflet,ne delalet,hatta tam bir hiyanet.şimdi de hadi bakalım sök bakalım kökleşmiş çınarları da görelim..Atatürkü de öldüren yahudi doktor değilmiydi?Neden beni türk hekimlerine emanet edin dedi Atatürk?Biz halk etmişiz bunları.Sebep olanlar hesap veremesinler büyük mahkemede inşallah...Beğen Toplam 1 beğeni
-
ynapxo 14 yıl önce Şikayet Etahmet polat. siz türk tarihini nereden öğreniyorsunuz? müslüm gündüzden mi? yoksa başka sapkınlardan mı? Atatürk'ün konuşmalarını aç oku, adamın dine karşı hiçbir garezi olmadığını anlarsın. ama sen, onu deccal ilan eden, ve söylediği şeyler tutmayıp rezil olan bir takım tarikat şeyhlerine inanırsın, onlardan öğrenirsin herşeyi... Allah kitabında ne de güzel yazmış, onlar elleriyle yazıp getirdikleri şeylere bu allah katındandır derler diye... kafanızı çalıştırın biraz, ömrünüzü boşa geçirmeyinBeğen Toplam 3 beğeni
-
kade 14 yıl önce Şikayet Etvayyy akp7 ay pardon haber7. yorumum yayınlamamış noldu gercekleri acı geldi galiba ee biberde acıdır sindirce gecer.. size ii sindirmeler..Beğen Toplam 2 beğeni
-
kamil hisarlı 14 yıl önce Şikayet Etsiyasi otoritenin bilime müdahalesine örnek. tarih bir bilimdir. atatürk ise siyasi otoritedir. bu mektup siyasi bir bakış açısı ile tarihi öyle yazmayın şöyle yazın demektir. doğrusu bilimsel özgürlük esastır. bir bilim adamının yanlışı varsa başka bir bilim adamı ona cevap vererek düzeltir. devlete düşen bu ortamı temin etmektir.Beğen Toplam 2 beğeni
-
Mütebessim 14 yıl önce Şikayet EtNeye niyet neye kısmet ve haketmek... Nasılsanız öyle yönetilirsiniz. Osmanlı son dönemlerinde iyice gevşediyse, tembelleşip zevk-u sefaya düştü ise (saray ahalisinde açık bayanların olduğu fotoğrafları görmüşsünüzdür), yıkılmayı da budanmayı da haketmiştir. İnsanlar zulmeder, kader adalet eder. Evet, yıktılar, budadılar ve dini mübin-i İslamı shift-delete etmek (tamamen silmek) için herşeyi yaptılar. Çok acılar çekildi, çok mazlum katledildi, ama inşallah hepsi son dönemdekilere keffaret olmuştur. Bir şeye niyet ettiler, her şeyi en ince ayrıntısına kadar düşündüler, hatta yol kazalarını darbe ile düzelttiler,.. ama yine olmadı. Sonunda Allahın dediği olur. Nitekim oluyor. Neye niyet neye kısmet..Beğen