Rus gelinlerimiz Türk kaynanayı anlattı

Tamamı Türk vatandaşlığına geçen kadınlar Türkiye’de yaşamanın olumlu ve olumsuz taraflarını aktarırken “kaynana sorunu"nu özellikle vurguladı.

Beş yıldır İstanbul’da yaşayan Yelena evinde hizmetçiler çalışmasına ve çocuklarının özel okula gitmesine karşın eşinin annesinin hayatını cehenneme çevirmesinden yakındı. Yelena, "Kaynanam nikahta hüngür hüngür ağlayınca aldırmamıştım. O zamanlar birlikte yaşıyorduk. Kısa süre sonra kaynanamın aşırı derece temizliğe düşkün olduğunu farkettim. Durmadan ortalığı topluyor, günde 2-3 kez yerleri siliyor, hatta odasını temizlemek için bebeğimi uyandırıyordu. O kadar temizlik meraklısıydı ki, terlikleri bulaşık makinasında yıkar, yumurtaları silmeden buzdolabına koymazdı" dedi.

Yelena, kaynanasının “ Bütün Ruslar domuz! Oturup kalkmasını bizden öğrenmeniz lazım" demesi üzerine sabrının taştığını ve bebeğini alarak Rusya’ya döndüğünü, eşinin ısrarıyla bir süre sonra İstanbul’a yeniden geldiğini anlattı. Özgürlük Radyosu, “kaynana sorunu"nun Rus gelinlerin kendi aralarında yaptıkları toplantılarda bir numaralı gündem maddesini oluşturduğunu, düğünden hemen sonra anlaşmazlıkların başladığını belirterek, “Türk ailesinde kaynananın çok önemli bir yeri var. Türk anneleri yetişkin oğullarına bile “annesinin kuzusu" diye sesleniyor. Rus gelinler genelde kaynanalarıyla bozuşmamaya çalışıyor" dedi.

Tatyana adındaki kadın ise, eşinin ailesinin çok dindar olduğunu, bu nedenle oğullarıyla evlenmesi için Müslümanlığı seçmesini şart koştuklarını anlattı. Ayşe adını alarak başını örten Tatyana, çocuklarının yazın Kuran kursuna gittiğini anlattı.

Fenerbahçe’de lüks bir evde yaşayan Olga, “Gerçi çarşaf giymiyorum ama giyimime dikkat ediyorum. İstanbul’da evli kadınların mini etek ve topuklu ayakkabıyla dolaşması hoş karşılanmıyor. Saçını çok açık sarıya boyayanlara iyi gözle bakılmıyor. Eşim saçımı daha koyu boyatmamı her isteyişinde ben de inadına daha açık sarıya boyatıyorum.