Şarkıcı geline Ilıcak'tan tek şart
Nazlı Ilıcak, oğlu Mehmet Ali Ilıcak ve gelini ve aynı zamanda şarkıcı olan Meyra Ilıcak ile ilk kez objektiflerin karşısına geçerek kapsamlı bir röpörtaj yaptı. İşte Ilıcak ailesi....

Eski gazete patronu Mehmet Ali Ilıcak, şarkıcı eşi Meyra ve annesi Nazlı Ilıcak'la Pazar SABAH'a aile ilişkilerini ilk kez anlattı.
Evliliklerinin üzerinden beş yıl geçmiş. Ama Mehmet Ali Ilıcak, sanatçı eşi Meyra'ya hala ilk günkü gibi aşık. O kadar mutlu ki çocukları olursa, bu mutluluğa gölge düşüreceğini bile düşünüyor. Gelininin yeni çıkan albümünü çok beğendiğini ve onunla iftihar ettiğini söyleyen anne Nazıl Ilıcak ise torun konusunda ısrarlı.

Oğlum ve gelinimden bir 'Kemal Ilıcak' istiyorum
Onlar evlendiğinde herkes çok şaşırdı. Ünlü gazeteci ailenin oğlu Mehmet Ali Ilıcak, müzik dünyasından bir isimle evlenmişti. Bugün Gazetesi'ndeki hisselerini kısa bir süre önce devreden Ilıcak ve eşi Meyra, anne Nazlı Ilıcak'la birlikte ilk kez röportaj verdi.
- Kaç yıldır evlisiniz?
- Meyra Ilıcak: Sekiz yıldır beraberiz ama evleneli beş yıl oldu.
- Gelininizle aranız nasıl Nazlı Hanım?
- Nazlı Ilıcak: Çok iyi, yani benim açımdan. Bana 'Nazlı anne' diyor, demek aramız iyi ki bana böyle diyebiliyor. Yoksa anne sıfatı sevmediğiniz bir insana kolay kolay verilmez.
- Oğlunuz evlilik kararını size açıkladığında ilk tepkiniz ne oldu? Daha önceden tanıyor muydunuz gelin adayını?
- N.I: Mehmet Ali önce flörtle başladı. Benim bu noktada beraber olduğu insana ne 'Hayır', ne de 'Evet' deme hakkım var. Sadece evlilik söz konusu olduğunda ailenin fikri alınır. Ben onlar flört ettikleri dönemde Meyra'yı hiç tanımıyordum. Bir kere ya görmüşümdür ya görmemişimdir... Daha sonra Meyra'yla Mehmet Ali Amerika'ya gittiler, ben oraya ilk ziyarete gittiğimde tanıdım kendisini. Bana çok yakın davrandı, ilgi gösterdi. Tanıyınca çok sevdim ama henüz evlilik falan konuşulmuyordu. Zaten Mehmet Ali bana fikrimi de sormadı.
- Siz tanınan bir ailesiniz. Gelininizin müzikle uğraşması, şarkı söylemesi sizi rahatsız etti mi hiç?
- N.I: Hayır ben sanata çok meraklıyım, Meyra da tam bir sanatçı. Öyle günümüzde piyasaya çıkmış, sadece yüz güzelliğiyle, skandallarıyla kasetlerini satmaya çalışanlardan değil. Çok güzel bir sesi var, sekiz yıl konservatuvar eğitimi almış. Onun karşı çıkılacak bir durumu yok. Aksine iftihar ediyorum yaptığı son albümle ve şarkılarıyla. Oğlumu ihmal etmediği sürece de hiç sesimi çıkarmam.
AŞKIMIZ İLK GÜNKÜ GİBİ
- İhmal ederse külahları değişir misiniz?
- N.I: Meyra'nın işi gerçekten zor; hem evini hem eşini hem de sanatını birlikte idare etmesi gerekiyor. Oğlumu tabii ki önemsiyorum. Ama ben Mehmet Ali de Meyra'yı ihmal etse üzülürüm, Meyra da onu. Böyle söyledim diye de yanlış anlaşılmasın, Meyra çok iyi bir eş, uysal, balık burcu. Mehmet Ali de balık, ben de akrebim. Üçümüz de su burcu olduğumuz için temel olarak çok iyi anlaşıyoruz. Allah nazardan saklasın.
- Siz ne diyorsunuz, işi ve eşinizi birlikte idare etmek yorucu mu?
- M.I: Değil aslında çünkü ben enerjik bir tipim. Programlıyımdır, her şeye vakit ayırırım. Üstelik eşimi de çok seviyorum, işimi de. O yüzden ikisini de ihmal etmem mümkün değil.
- Merak ediyorum, Türkiye'de tanınan ve önemli bir aileye, özellikle de Nazlı Ilıcak'a gelin olmak, sizi başlarda biraz tedirgin etti mi?
- M.I: Ilıcak soyadını taşımaktan gurur duyuyorum. Sanatı seven bir aileye katılmaktan da gurur duyuyorum. İçimde hiçbir endişe olmadı, çünkü gerçekten çok sıcakkanlı herkes, Nazlı annem de. - Mehmet Ali Ilıcak: Annem işte başkadır, evde başka... Televizyonda göründüğü gibi sert değildir. - N.I: Herkes bizi filmlerdeki kötü adam gibi algılıyor. Televizyonda fikir münakaşalarına girdiğimizde, beni seven de oluyor benden nefret eden de. Halbuki ben hayatımda bir tek arkadaşımla bile kavga etmedim. Abim dört kere evlendi, hala bütün eşleriyle görüşürüm. En iyi görümce seçildim. Ben öyle sert bir insan değilim.
- Siyasete yakın, siyasetle içiçe yaşayan bir ailedesiniz artık. Bir sanatçı olarak sizin politikayla aranız nasıl?
- M.I: Benim çok ayrı bir dünyam var. Ben müziğe o kadar aşığım ki, siyaset bana çok uzak. Her vatandaş kadar ilgileniyorum siyasetle. Benim de işim yaratıcılık istiyor. Bir beste yapmak, stüdyolarda çalışmak insanı fazlasıyla yoruyor zaten. Ben kendi dünyamda mutluyum.
- Siz bir aşk evliliği yaptınız... O heyecanlar, kıpırtılar hala sürüyor mu?
- M. Ali I: Aşkımız hep devam ediyor. Ben Meyra'ya çok bağlıyım ve Allah bozmasın çok da mutluyum. O kadar mutluyum ki bir çocuğun eksikliğini bile hissetmiyorum, hatta istemiyorum bile. Eve giderken Meyram'a gidiyorum diye mutlu oluyorum. Gerçi annemin yanında böyle konuşmak ne kadar doğru bilmem, kıskanır çünkü... (Gülüyor)
- N.I: Yok canım, niye kıskanayım hiç kıskanmam!
- Eşiniz de aşk ve çocuk konusunda sizinle aynı fikirde mi acaba?
- M.I: Aşk gelip geçici ama sevgi kalıcı. Bunun içine saygı ve güven de girince mükemmel oluyor. O yüzden bizimkisi bence çok sağlam bir ilişki. Çocuk konusuna gelince... Daha önceleri kendimi hazır hissetmiyordum ama artık hazırım gibime geliyor. Bebekleri gördüğümde heyecanlanıyorum veya ikimizden doğacak bir bebeğin tipi, karakteri nasıl olur diye hayaller kurmaya başladım.
- N.I: Bu benim için çok iyi bir haber. Kızım Aslı'dan bir torunum var, Kerem. Ama ben Mehmet Ali ve Meyra'dan bir 'Kemal Ilıcak' istiyorum. Onun için çok sabırsızız, muhakkak bir çocukları olsun istiyorum. Çünkü çocuksuz bir aile daha ilerki yıllarda hoş bir aile olmuyor, insanın kökleri birden kesiliveriyor. Yaşlandıkça bir çocukla insanın hayata bağlılığı devam ediyor. Meyra bunun farkında ama Mehmet Ali tam farkında değil, ilerde üzülebilir.
- M. Ali I (Gülerek): Annem henüz genç olduğu için onu 'Nene' yapmak istemiyorum.
- N.I: Olsun, ben ona 'Nazlı' dedirteceğim zaten.
ÇOCUĞA BAKMAK ZEVK
- Bence siz kendinizi hazırlayın Mehmet Ali Bey, çocuk sahibi olmaktan başka çareniz yok...
- M. Ali I: Bizde çocuğun sorumluluğu büyütene kadar değil ki ölene kadar... Ben anneme nasıl yük olduğumu biliyorum, o yüzden kolay değil. Mesela biz annemle her ne kadar zıtlaşsak, zaman zaman anlaşamasak da ben bilirim ki, o ihtiyacım olan her an arkamdadır. Ben niye yapayım aynı şeyi?
- N.I: Ama bu bana zevk veriyor, sen de baba olduğun zaman anlayacaksın.
- M. Ali I: Sen karakter olarak eziyeti bir zevk kabul ettiğinden sana öyle geliyor.
- N.I: Sana ve Meyra'ya hizmet etmek benim için zevk. Düşünsenize, sizler olmasaydınız benim hayatım ne kadar boş olurdu...
NAZLI ILICAK: Aday olacağım ama AKP beni belki istemez
- Oğlunuz içki içmiyor ama siz içiyorsunuz bildiğim kadarıyla...
- Evet ben içerim. Ama içkinin haricinde çok daha büyük günahlar var. Kul hakkı yemek örneğin...
- İçki yasağı konusunda ne diyorsunuz?
- Bugünkü iktidarın içkiye soğuk baktığını biliyorum. Tüm belediye tesislerinde içki yasağı olmasını onaylamıyorum. Ama yine de iddia edildiği gibi öyle yaygın bir içki yasağı yok. Gazetelerin bunu abartark verdiğini düşünüyorum. Kimi belediye başkanının tek tük böyle bir gayreti olabilir. İçki ruhsatı vermekte zorluk çıkarabilir. Ama İstanbul'da böyle bir şey duymadım.
- Türban meselesinin sonu nereye varır sizce? Geçtiğimiz gün Milli Eğitim Bakanı da 'Türban melesini çözceğiz diye söz vermedik' dedi.
- Doğru, aslında vermediler. Seçim meydanlarında sadece imam hatip okullarının önünün açılacağı ve üniversite giriş sınavında farklı kat sayının kaldırılacağı sözünü verdiler. Başörtüsü konusunda da 'Bu mütabakatla çözülebilir' dediler. Şimdi de Tayyip Bey 'Kurumların mütabakatıyla çözülebilir' diyor, yani askerin de mütabakatının şart olduğunu söylüyor. Konuyu gerginleştirmek istemiyor. Ama benim bildiğim bunu çözmeden bırakmaz, er ya da geç bu konu çözülecek. Bence de hoşgörülü olmak lazım. Bir insan inanmışsa yahut kendine yakıştırmışsa bundan dolayı o genç kızın geleceğiyle oynamak doğru değil. Onlar ileride anne olacak ve en kötüsü cahil birer anne olarak kalacak.
- Siyasete yeniden dönmek gibi bir düşünceniz var mı?
- 2007'ye kadar yasaklıyım ama 2007'nin ilkbaharında seçim yapılırsa girerim. Zaten ben çok kısa süre milletvekilliği yaptım, sadece iki yıl.
- AKP'den mi aday olacaksınız?
- AKP'ye sempatim var, zaten çok da yakınım. Şartlar hiç beklenmedik biçimde gelişmezse isteğim bu. Ama belki de beni arzu etmezler, siyaset bu. Çünkü ben çok açık fikirliyim, düşündüğümü söylerim. Yani kula kulluk etmem!
MEHMET ALİ ILICAK: Dini inançlarımdan ötürü içkiyi 21 yaşımda bıraktım
- Kaç yıldır gazetecilikle uğraşıyorsunuz?
- 1988 yılında başladım, yani 18 yaşında. 21 yaşında gazete patronu oldum.
- Çocuk sayılacak bir yaşta patron olmanın size getirdiği dezavantajlar nelerdi?
- Bir kere ben hep babam yaşında adamlarla iş yaptım. Kendi yaşıtlarım gibi Etiler Şamdan'a gidip dans edemezdim. Benden o yaşta bile hep oturaklı, kelli felli bir adam olmam bekleniyordu. Gece 23.00'dan sonra hiçbir gece kulübüne gitmek istemezdim çünkü gazeteciler açığınızı yakalamak için hazır bekliyorlar. O kadar yorucu bir hayat yaşadım ki, şimdi 35 yaşındayım ama kendimi çok yaşlı hissediyorum.
- Bir dönem Alem adında bir gece kulübü işletmiştiniz...
- O işi keyif alarak yapmadım açıkcası. Çünkü ben 91'den bu yana, yani 21 yaşımdan beri içki içmiyorum. İçki içmeden sabahlara kadar içki içen insanlara hizmet etmek olmuyor. O işler kolay işler değil. Bir daha da o işlere girmek istemiyorum.
- İçkiyi neden bıraktınız?
- Dini inançlarımdan ötürü bıraktım.
- Peki eşiniz?
- M.I: Benim bünyem içkiyi pek kaldırmıyor. Kırmızı şarap severim, arada bir de içerim.
- Bugün Gazetesi'nin tüm hisselerini devrettiniz sanırım. Bundan sonra ne yapacaksınız?
- Yine Bugün Gazetesi'nde olacağım ama bu kez patron olarak değil, gazeteci kimliğimle. Profesyonelliği seçtim, tecrübelerimi buraya aktaracağım.
- Cevahir İş Merkezi'nde de bir restoran açtınız, öyle değil mi?
- Evet ama orası fast-food tarzı bir İtalyan restoranı. İçki servisi yapılmıyor. Gazetemizin yazarı Rauf Tamer'in oğluyla ortak açtık.
- Bunca yıldan sonra patronluğa veda etmek size zor geldi mi?
- Öyle bir şey olmadı çünkü ben hiçbir zaman patron gibi çalışmadım. Gazetenin daha başarılı olması ve iyiye gitmesi için seçtim bu yolu. Çünkü her şeyden önce iyi gazete yapmak önemliydi benim için. Gazete yapmak zor iştir, patron olunca hem çileyi çekiyorsun hem de cebinden para veriyorsun. Şimdi hiç olmazsa bu dertten kurtuldum.
- Annenizle zaman zaman anlaşamadığınızı söylediniz. Gazetenin yönetimi konusunda anlaşır mısınız? Mesela bu devir işlemine o da onay verdi mi?
- Elbette bu konuda o da benim gibi düşünüyor. Ama aynı işi yapınca anneniz de olsa, karınız da olsa, babanız da olsa zor. Rahmetli babam çok yumuşak bir insandı ama o da bir Kemal Ilıcak'tı. Kendi doğruları vardı, 40 yıllık bir geçmişi vardı meslekte. Annemle ben daha iddialıyızdır. İşte tartışırız ama evde hiç tartışmamız olmaz.
-
meyrabebek 3 ay önce Şikayet Etizelbebeq irembebek kibosbebek bebişzeynep ciciebru sevimlisibel anneyasemin queenhande sevimlibengü bebekgöksel ile ayni sirket arkadaslariyizBeğen
-
meyrabebek 4 ay önce Şikayet EtBaşka bir kadın album fotoğraflarında prenses gibi maşallah ciciperi tadında olmuş masalsı büyülü sihirli bir ortam Efendim klibi de öyle albümün konsept klibi Çıkış sarkisinin elveda sanane klipleri de çok başarılı beğendim Elveda tek senin uğrunda gidiyorum ben o sensin unuttum sanma yorma ve ağlama bu albümde en sevdiğim şarkılar avrupa müzik kalitesi irembebek ve izelbebeq ile ayni fBeğen
-
hüsetin yılmaz 17 yıl önce Şikayet Etsayın nazlı ılıcak. sayın nazlı ılıcak bence tercüman gazetesi emekçilerinin yıllardır ödenmemiş ve unutulmuş olan haklarını ödeyin daha sonya gelininizden küçük kemal ılıcak isteyin yada hiç ağzınıza almayın..haketmiyorsunuzBeğen Toplam 1 beğeni