Karadenizlilerin ömrü 5 yıl fazla

Ulusal Sosyal ve Uygulamalı Gerontoloji Derneği'nin hazırladığı 2. Türkiye Uluslararası Sosyal ve Uygulamalı Gerontoloji (Yaşlılığı her boyutuyla ele alan uygulamalı bilim dalı) Sempozyumu Akdeniz Üniversitesi Atatürk Konferans Salonu'nda başladı. TÜBİTAK, Akdeniz Üniversitesi ve Ulusal Sosyal ve Uygulamalı Gerontoloji Derneği'nin destekleriyle düzenlenen sempozyuma, 16 ülkeden 25 akademisyen katıldı. Bu yıl ikincisi yapılan ve 3 gün sürecek olan sempozyumun yönetme kurulu başkanlığını Akdeniz Üniversitesi Gerontoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. İsmail Tufan yapıyor.

Yaptıkları araştırmaya göre, Türkiye'de ortalama yaşama süresinin erkekler için 64 kadınlar için ise 68 olduğunu kaydeden Tufan, 'Yaş oranları Türkiye'de illere, bölgelere göre değişiyor.' dedi.

Atlası hazırlamak için 7 bölgede 3 bin 500 insanla 5 yıl boyunca aynı insanlarla çalışacaklarını dile getiren Doç. Dr. Tufan, çalışmalar esnasında Karadeniz'de yaşlıların daha fazla yaşadıklarını tespit ettiklerini söyledi. 'Karadeniz'deki kadınlar erkeklere göre biraz daha uzun yaşıyor. Karadenizlinin ortalama yaşamı, Türkiye koşullarının 5 yıl üzerinde.' diyen Tufan'a göre, Karadeniz'deki uzun yaşamın sırrı, koşulların fizyolojik etkilerinden dolayı bedensel aktivitenin daha fazla işlev kazanmasından kaynaklanıyor. Türkiye'de en kısa yaşayan insanlar ise Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde. Verilere göre ekonomik durumu iyi olan yaşlıların büyük bir bölümü Ege ve Akdeniz sahillerinde yaşıyor. 9 milyon yaşlının 4,5 milyonu Ege ve Akdeniz sahillerinde ikamet ediyor.

'60 YAŞINA ULAŞAN 100 İNSANIN 10'U KRONİK HASTA'

Tufan, her 100 yaşlı kadından 35'inin sosyal güvencesinin olmadığını, 60 yaşına ulaşan 100 insanın 10'u kronik hasta, 25'i engelli olarak yaşlılığa başladığını söyledi. 'Bunlar engelliliğin ve kronik hastalığından dolayı daha erken ölüyor.' ifadesini kullanan Tufan, buna karşın 100 kişiden sadece 3'ünün 80 yaşına kadar yaşadığına dikkat çekti.

Tufan, şöyle devam etti: 'Çünkü bakıma muhtaçlık ortaya çıktığı zaman bizde profesyonel hizmetler ve bakım hizmetleri olmadığı için bunu gerçekleştirecek insan da olmuyor ve dolayısıyla ölümler erken oluyor.'

Türkiye'nin bunu değiştirebileceğini anlatan Tufan, 'Türkiye'nin refah toplumu olabilmesi için yaşlısına hak ettiği önemi değeri vermelidir. Bunun için Akdeniz Üniversitesi Gerontoloji Bölümüne büyük görevler düşüyor.' dedi.

Devlet İstatistik Enstitüsü verilerine göre, 2000 yılında yüzde 5 olan toplam nüfus içindeki yaşlı oranı, 2025 yılında yüzde 15 ile 20 arasında olacak.

Avrupa ile ilgi rakamlara da yer verilen açıklamaya göre, Avrupa Birliği'nde ortalama yaşam ülkelere göre değişiyor. En uzun yaşayan İsveçliler 80, Japonlar 85, Almanlar 78 yaşını buluyor. Avrupa'ya baktığımız zaman kadın erkekten 10 yıl daha uzun yaşıyor. Yaşlılık kadın için çok riskli bir dönem olarak değerlendiriliyor. Çünkü kadın, yaşlı, engelli, yatalak erkeğine bakıyor. Onun bakımını yapıyor ve ölüyor. Ondan sonra kendi de yatalak oluyor. O da bakım istiyor ama ona bakacak kimse bulunamıyor.

Üç gün sürecek sempozyumda yaşlanma süreci, yaşlılık ve bu dönemde karşılaşılan sorunlar, gerontoloji bölümünde verilen eğitim, yaşlılıkta bakıma muhtaçlığın önlenmesi, aktif yaşlılık, Türkiye'de yaşlı bakım hizmetleri, sosyal değişme sürecinde Türkiye'de aile içinde yaşlıların fonksiyonları, yaşlılıkta demans ve bilişsel gerileme, Türkiye'de üçüncü yaş turizmi, gençlerin yaşlılar ve yaşlanma hakkındaki düşünceleri gibi farklı başlıklar altında birçok konu ele alınacak ve tartışılacak.

Eski Dünya Gerontoloji ve Geriatri Cemiyeti Başkanı Prof. Dr. Gloria Gutman, yaşam süresinin uzamasında yüzde 50 çevresel, yüzde 25 genetik etmenlerin, yüzde 25 de şansın etkili olduğunu kaydetti. Gutman, çevresel etmenler sebebiyle Japonya'da 100 yaş ve üzerinde 20 bin kişi yaşadığını kaydetti.