İkizlerden biri asker, diğeri terörist!
Diyarbakırlı kardeşlerden İbrahim Çelebi eli kanlı terör örgütünün PKK kampı olan Kandil'de görev yaparken, ikizi Muharrem ise İstanbul Tuzla'da vatani görevini yapıyor.
PKK terör örgütü nedeniyle Türkiye'de 24 yıldan bu yana devam eden olaylardan en çok Diyarbakır'lı aile etkilendi.
Diyarbakırlı kardeşlerden İbrahim Çelebi eli kanlı terör örgütünün PKK kampı olan Kandil'de görev yaparken, ikizi Muharrem ise İstanbul Tuzla'da vatani görevini yapıyor. 70 Yaşındaki baba Zülfü Çelebi PKK'lıların öldürdüğü asker ve polisler için üzüntüden ağladığını ve günlerce yemek yemediğini belirterek," Çünkü onlarında aileleri var hepsi mahsum, ancak ölen PK'lılarında anne ve babalarını da unutmamak lazım"dedi.
Doğu ve Güneydoğu'da yaşayan Kürt kökenli bir çok aile erkek çocuklarını askere gönderirken sevinç duydukları kadar bir o kadar endişeye kapılıyor nedeni ise silah altına giren bir çok askerin aynı zamanda kardeşi, ağabeyi veya amca, dayı çocukları terör örgütü saflarında yer alıyor. Durum böyle olunca kardeşler kimi zaman farklı mevzilerde düşmanca karşı karşıya geliyor. Dış mihrakların oyunları ile Türkiye'de 24 yıldır süren Türk Kürt kardeş kavgasının en somut örneği ise Diyarbakırlı Çelebi ailesi yaşıyor. Dicle ilçesinde yaşayan Çelebi, ailesinin ikiz çocuklarından İbrahim 3 yıl önce PKK terör örgütü saflarına katılmış, kardeşi Mehmet ise vatani görevini yapmak için silah altında. İstanbul Tuzla'da askerlik yapan Muharrem 1 ay sonra terhis olup çok sevdiği ailesine kavuşacak, ancak kandırılarak dağa çıkan İbrahim onun kadar şansı delil. Oğlu İbrahim'in PKK terör örgütü saflarına katılmasından sonra bunalıma giren 70 yaşındaki baba Zülfü Çelebi o günden sonra insanlardan kopup kendini hayvanlarına adamış, dağda tek başına beslediği hayvanalara çobanlık eden yaşlı adamın acısı yüreğini parçalıyor.
İŞE GİDİYORUM DİYE DAĞA ÇIKTI
Oğlu İbrahim'in kendisinden habersiz kandırılarak dağa çıktığını ifade eden Zülfü Çelebi, Türkiye'de kardeş kavgasının son bulması için her gün dua ettiğini belirterek. "Oğlum İbrahim 17 yaşında İstanbul'a işe gidiyorum diye evden çıktı. 3 ay geçti her hangi bir haber alamadık. Büyük çocuklarıma akrabalarıma söyledim çocuk gitti neden bir telefon bile açmıyor. Sonra aile dostlarım İbrahim'in dağa çıktığını söyleyince o dakikada yıkıldım ve hayatım zindan oldu. Dünya ile olan bağlantım koptu çünkü çok sevdiğim canımın parçası dağa çıkmış devlete isyan bayrağını çekmişti."dedi.
HZ. DAVUT'UN YAŞADIĞI ACIYI ÇEKTİM
Silahlı kavganın son bulmasını için çağrıda bulunan PKK'lı ve asker babası Çelebi, yaşadıklarını şöyle anlattı:"İbrahim'in dağa çıkmasının ardından benim için dünyada yaşamak haram olmuştu yerimde duramıyordum, günlerce gözüme uyku girmedi kendimi tıpkı Hz. Davut'un Hz. Yusuf'u kaybetiğinde yaşadığı ızdırabı çektim çocuğumu bulurum diye dağda günlerce kaldım. Şimdi hayvanlarımı dağda otlatıyorum, bir keresinde PKK'lıları dağda gördüm gelin silahlarınızı bırakım dedim, askerleri görsemde bu kardeşlik savaşını bitirin diyorum"dedi.
PKK'NIN ÖLDÜRDÜĞÜ ASKER VE POLİS İÇİN AĞLIYORUM
Bir oğlunun PKK saflarında diğer oğlunun ise askerde olduğunu ifade eden Zülfü Çelebi; çocuklarının hayatı için endişe ettiğini söyledi. Allah çocuklarımı karşı karşıya getirmesin diyen Çelebi, "PKK'lıların öldürdüğü asker ve polisler için üzüntüden ağlıyorum günlerce yemek yiyemiyorum. Çünkü onlarında aileleri var hepsi mahsum ancak ölen PKK'lılarında anne ve babaları var. Benim en büyük korkum ikiz çocuklarımın bir birinin katili olması çünkü kardeşi kardeşe kırdırıyorlar. Türkiye'de bu kavga son bulmalı insanların yüreği çok parçaladı yeter artık. Bu bir felakettir ciğerim parçalanıyor. Devlet bu sorunu çözmeli artık. Gelecek nessiller de bizim gibi büyük ızdıraplar çekmemeli, ben inanıyorumki devlet şefkatli ve merhametli davranırsa dağdakiler gelip teslim olur. PKK'lılar teslim olmaktan korkuyorlar kalıcı bir çözüm olursa sorun çözülür"diye konuştu.
DEVLET BANA BABALIK YAPTI BENDE ÇOCUKLARIMA BABALIK YAPMAK İSTİYORUM
Hiç okula gitmediğini ancak devletin mevcut soruna daha ılımlı yaklaşması gerektiğini belirten Zülfü Çelebi,"Ben bu güne kadar hep devlet babanın desteğini gördüm sadece bir keresinde genç bir astsubay bana kırıcı davrandı. Onun dışında gittiğim her kapıda büyük hürmetle karşılandım, ben ülkeme bağlıyım çünkü devlete miletle vardır. Türkiye dış bir ülke ile savaşsa ben bu yaşımda çıkıp cepheye koşarım"dedi. En büyük hayalinin çocuklarının eve dönmesi olduğunu kaydeden Çelebi, "Askerdeki oğlum 1 ay sonra terhis olup yanıma gelecek ancak ikizi İbrahim'den 3 yıldır haber alamıyoruz. Onun ne zaman geleceğini bilmiyoruz. Şayet ikiside yanımda olsa her biri için birer kurban keserim"diye konuştu.
İLKER BAŞBUĞ, SORUNU ÇÖZER
Bölgede devam eden operasyonlara askere bazen hak verdiğini ifade eden baba Zülfü Çelebi"Genelkurmay Başkanı bir taraftan haklı diğer tarafta haksızdır. Bir trafta ölen asker için İlker Başbuğ'un yüreği yanıyor. Ama diğer tarafta dağdakilerin yakınlarının ciğeri yanıyor. Ben tarafsız düşünüyorum siyasetçiler ve askerlerde benim gibi düşünse bu sorun hal olur. Devlet bir af çıkartmalı ki dağdakiler silahlarını bıraksın, çünkü PKK'lılar birer tavşan gibi devleti canavar olarak görüyor. Genelkurmay Başkanı benim gibi barış mesajları verse dağdakiler gelip teslim olur, biz sorunu dağda aramak yerine gençlerimizi bu kötülüğü aşılayanları tespit etmemiz gerekir. Kim bu çocuklarımı aşılıyor."dedi.
SORUN PARMAKTIR
Kandırılıp dağa çıkan PKK'lıların gelip teslim olmasını isteyen, Çelebi; Türkiye'de bu acı bitsin çağrısında bulunarak problemin yanlış gösterilen parmaktan kaynaklandığını eleştirerek "Kimisi bozkurt işareti , kimisi ise zafer işareti yapıyor. Nedir bu ayrı gayrı parmak işaretleri hepimizin dini Allah'ı, ülkesi birdir ozaman sadece şahadet parmağınında buluşmalıyız. Zaten bütün fitne fesad yanlış gösterilen parmaktan kaynaklanıyor"dedi.
Şimdi dağlarda hayvanlarını otlatan Zülfü Çelebi çocuğunu görür umuduyla dağları taşı karış karış geziyor.
(İHA)
-
Duman Grisi 16 yıl önce Şikayet EtNe demek görev yapıyor..!!!. Bu ne demek? Ne demek PKK kampında GÖREV yapıyor...Tuzla'da görev yapan asker ile nasıl bir tutuluyor? Aynı şey mi? Aynı değer için mi oradalar? Birisi ülkesini,milletini,bayrağını korumak için eğitim alıp, nöbet tutarken, diğeride asker nasıl pusuya düşürülür?Patlayıcı mühimmatı nasıl hazırlanır? Eğitimlerini alıp, dağlarda gezip, sınır bölgesinde uyuşturucu kaçakçılarından vergi adı altında para toplayıp, işlerini kolaytıranlarda demek GÖREV yapıyor diye nitelendiriliyor? Bu ne kadar doğru bir tanımlama ?Beğen