Işıklar'dan Emral Avşar'la helalleşme

Bugün gazetesi yazarı Aykut Işıklar, gidenin arkasından yazmama prensibini ilk kez Emral Avşar için bozdu. Işıklar, küskün oldukları Avşar'la geçmişte yaşadıklarını Hülya Avşar'a bağladı:

Işıklar'dan Emral Avşar'la helalleşme
Işıklar'dan Emral Avşar'la helalleşme
GİRİŞ 08.02.2009 12:42 GÜNCELLEME 08.02.2009 12:42

Bugün gzetesi yazarı Aykut Işıklar, gidenin arkasından yazmama prensibini ilk kez bozdu. Işıkları'ın yazısı şöyle:

Seni unutmayacağım Emral’

Hiç sevmem gidenin ardından yazı yazmayı. Çünkü duygularımı yeterince anlatamam.
 
Kelimeler yetmez gibi gelir. Çok süslü edebi cümleler de samimi gelmez. Hele hele sevdiğim bir eski dost, arkadaş, yılları paylaştığın bir insan ise...

Yüreğim yansa bile, çok istesem bile yazmam. Neden bilmiyorum, içimden Emral'ın ardından yazmak geldi. Sanki helalleşmek, vedalaşmak gibi...

İlkelerimi yıkıp yazıyorum. Yüce Allahım böyle uygun görmeseydi, ben ahirette Emral'e 'hoşgeldin' diyecektim Yazıya nereden başlayacağımı bilemiyorum. Bakalım parmaklarım klavyede dolaşırken hangi harflerin üzerinde duracak?

 Sanki beyninin bir kısmı gitti, sanki kolu kanadı kırıldı... Hülya Avşar artık kime (çaktırmadan) akıl danışacak. Ama o laf olsun diye ortaya dökülen ikazlar sayesinde daha az yanlış yaptı. Rahmetli çok akıllı bir kadındı. Kişileri doğru tanır, yorumlarında pek yanılmazdı. Evet evet... Emral Avşar'dan daha yakın kimse yoktu. Hülya Avşar'ın sadece annesi değil, sırdaşı ve arkadaşı...

Hatta günü geldiğinde Zehra'nın ablası, sanki büyük kızı gibi... Ama her şeyi... Cenaze töreninde Hülya Avşar'ın yüzünde, elmacık kemiğinden yanağına doğru akan o iri gözyaşlarına bakarken yıllar hızla geçti gözümün önünden.

Taa... 1983 yılının Mayıs ayından beri tanıyorum Emral Avşar'ı... benim toplama çıkarmam zayıf. 2009'dan 1983 çıkarsa ne kalır? 26 yıl mı? Vay veee... O kadar yıldır tanıyorum demek...

Bulvar Gazetesi'nin düzenlediği Türkiye Güzellik Kraliçesi Yarışması'nın ön elemesinin yapıldığı Taksim Etap Pulman Oteli'nde tanımıştım. Rahmetli bir saniye yalnız bırakmazdı kızını. Helin ise küçücük çocuk... Son yıllarda hiç görüşmüyorduk rahmetli ile. Nedeni çok basit. Ben gazeteciyim ve sanatçı ayırımı yapmadan her şeyi yazmak zorundayım.

Emral Avşar'ın kızı ise çok popüler bir sinema oyuncusu ve şarkıcı. Benden kaçmak, yazdıklarıma kızmak, halka her zaman iyi yanlarını göstermek zorundalar. Türkiye'de anlayış kıt olduğu için ilaveten nefret de var. İşini yapan gazeteci kimseyle arkadaş olamaz. Arkadaş olursa da gazeteci kalamaz. Branşı fark etmez. Bu politika için de geçerli, spor için de... Eşyanın tabiatına aykırı derler ya...

Aslında Hülya'nın şöhret merdivenlerini hızla çıktığı ilk yıllarında, ben de Emral ile çok şeyi çok güzel paylaşırdık. Araya giren bazı ünlü erkeklere rağmen... 1987'de filan o zamanlar Sabah Gazetesi'nin sahibi Dinç Bilgin aramızı bozdu.

Bilgin'in Hülya'dan alacağı para vardı, ben de farkında varmadan tetikçisi oldum. Görüşmediğimiz 2000'li yılları ise hiç hatırlamak istemiyorum. Unuttum, kalbime gömdüm... Keşke yaşasa da hep kavga etseydik. Emral de o büyük idealini gerçekleştirseydi!..

Şu satırları yazarken, tüylerim diken diken... Emral'i düşünüyorum... Gerçekten çok özel bir kadındı. Duygusal, akıllı ama bazen çocuklar kadar saf ve temiz. Hülya da öyledir ya... Çift kişilik mi denir buna... Ben onu hep güzel anacağım. Aramızda geçen her şeyi unuttum bile...

O isterse hakkını helal etmesin, ben ettim bile. Nasıl olsa Yaradan her şeyi biliyor... Bu arada bir konuyu bir kez daha açıklamak istiyorum. Çünkü tam zamanı. Ben hakkında kötü şeyler yazarım, bazen çıldıracak kadar kızarım. O benden nefret eder, mahkemeye verir, arkamdan akla gelmeyecek şeyler söyler, eline fırsat geçse bir karış suda boğar. Hepsi bir yana. Hiç de umurumda değil. Ama şu gerçeği lütfen hep hatırlayın. Allah herkese Hülya Avşar gibi bir evlat versin...

Evet tanıdığım en iyi kız çocuğudur Hülya Avşar. Babasını da çok severdi ve sayardı. Ablasını da kardeşini de öyle. Hele hele rahmetli Emral'i. Bir dedikodu var, yıllardır herkesin dilinde. Güya Helin, Hülya'nın kızı imiş. Oysa rahmetli Emral, Hülya'nın kızı idi... Böyle dedikodu çıksa daha mantıklı olur. Detay vermek istemiyorum. Ama şuna emin olun, Hülya son yıllarda annesine resmen annelik- babalık yapıyordu. Gün geldi bağırdı, gün geldi küsüp konuşmadı.

Tabii ki hep annesinin iyiliği için. Son saniyeye dek hep maddi-manevi hayırlı evlat oldu. Ailesini kolları ile sarıp sarmalayan, her türlü kötülükten koruyan bir kartaldır Hülya Avşar. Bu yüzden Allah herkes böyle bir evlat nasip etsin diyorum. En başa dönüyorum. Rahmetli, Hülya'nın her şeyi idi. Beyninin yarısı gibi...

Hülya Avşar artık kime akıl danışacak ve o akıl danıştığı kişiye bazen çocuğu gibi hesap soracak. Allah rahmet eylesin Emral. Seni hiç unutmayacağım. Nasıl olsa orada buluşacağız. Mutlaka barışırız. Hatta hiç kavga da etmeyiz. Hülya olmayacak, neyin kavgasını yapacaksın benle...

KAYNAK: BUGÜN
YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
DİĞER HABERLER
Netanyahu işgal planını deşifre etti: Tamamen onun fikriydi!
Türk İHA'sı ile ilgili bomba gelişme! Şimdi çok daha tehlikeli