Mobbing'e rekor ceza istemi

Bakırköy’de öğretmen F.İ., okul müdürü, müdür yardımcısı ve iki öğretmen hakkında, kendisine mobbing yaptıkları iddiasıyla suç duyurusunda bulundu. 4 öğretmenin 3 ila 12 yıla kadar hapsi istendi.

Mobbing'e rekor ceza istemi
Mobbing'e rekor ceza istemi
GİRİŞ 25.01.2011 10:36 GÜNCELLEME 25.01.2011 10:36

Şeyma Ulusoy'un haberi

Türkiye’de ilk kez bir mobbing davası Ağır Ceza Mahkemesi’ne taşındı. Edebiyat öğretmeni F.İ.’ye görev yaptığı okuldan uzaklaştırıp başka bir okula tayinini çıkarttırmak için mobbing (psikolojik baskı) yaptığı iddia edilen okul müdürü, iki yardımcısı ve iki de kadın öğretmen hakkında dava açıldı

. Bakırköy Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davada “Kamu görevlilerine işkence yapmak” suçlamasıyla 12 yıla kadar hapis cezası istendi.

Türk Ceza Kanunu’nda karşılığı olmasına rağmen bugüne kadar hakkında dava açılmayan mobbing’in kamuoyunda bilinmesiyle art arda davalar açılmaya başlandı.

Bakırköy’de bulunan bir devlet lisesinde 1.5 yıldır edebiyat öğretmenliği yapan F. İ., kendisine mobbing yaptıklarını öne sürdüğü okul müdürü M.K., yardımcıları S.T., A.H.T. ve öğretmenler C.Ş. ve A.B.K. hakkında Cumhuriyet Başsavcılığı’na 2009 yılında suç duyurusunda bulundu.

Yapılan soruşturmanın ardından 2010’da 5 öğretmen hakkında “Kamu görevlilerine işkence yapma” iddiasıyla 3 yıldan 12 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı.

3 sayfalık iddianamede F.İ.’nin yaşadığı mobbing detaylarıyla anlatıldı. İddianameye göre olay şöyle gelişti; edebiyat öğretmeni olarak atanan F.İ. , okula ilk geldiği hafta şiir gecesi düzenlemek için dilekçeyle idareye başvurdu.

Dilekçeyi kabul etmeyip öğretmen hakkında bir takım kötü yakıştırmalarda bulunan okul müdürü M.K., öğrencileri de kullanarak kadın öğretmen hakkında dedikodular yaydı.

Bununla da yetinmeyen okul müdürü, F.İ.’yi okuldan uzaklaştırmak için hakkında tahkikat yaptırdı. Okul müdürü M.K., müdür yardımcısı S.T. ile hiçbir duygusal ilişkisi olmadığı halde onunla evlenmek istediğini ancak açılamadığı yönünde dedikodular yaydı.

İddiaya göre şüpheliler bilinçli bir şekilde edebiyat öğretmeni ile samimiyeti olan herkesi kendisinden uzaklaşmasını sağladı.

Bunlarla da yetinmeyen şüpheliler, edebiyat öğretmeni ile konuşan diğer öğretmenleri de soruşturmayla tehdit etti.

Öğrencileri örgütledi

Sınıfındaki bir grup öğrenci örgütlenerek öğretmenleri F.İ., hakkında toplu şikayet yaptırılırken, okul müdürü, edebiyat öğretmeninin eğitim adına yaptığı bütün işlerin kötü olduğunu bahane ederek ihtar cezaları yağdırıp ders ücretlerini bile kesti.

Şüpheli iki kadın öğretmen C.Ş. ve A.B.K.’nin ise F.İ’ye psikolojik baskı yaparak mücadelesinden vazgeçirmeye çalıştığı iddia edildi. Okul müdürü M.K., F.İ.’nin not verirken tarafsızlık ilkesini ihlal ettiğini iddia ederek 1 yıl kıdem indirme cezası ve 4 kez ihtar cezasının yanı sıra okulunun değiştirilmesi için İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne başvurdu.

Ataması yapıldı

Adli Tıp Kurumu’nun ve bilirkişinin raporunu değerlendiren savcı, F.İ.’ye yönelik mobbing süreci içinde uygulanan fiillerin TCK’nın 94/2-b’deki işkence suçuna uygun olduğunu belirtti.

İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün 28.04.2010 tarihli atama kararnamesi ile F.İ.’nin Halkalı’da bir başka devlet lisesine Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni olarak atanmasıyla mobbing sürecinin tamamlandığını ileri süren savcı, şüpheli M.K. , S. T. , A H.T. , C.Ş. ve A.B. K.’nun “Kamu görevlisine işkence yapma’ suçundan 3 yıldan 12 yıla kadar hapis istemiyle dava açtı.

Mobbing Egitim ve Destek Merkezi Kurucusu Çağlar Çabuk, her tacizin mobbing olmayacağını vurgulayarak cinsel taciz , kişisel antipatilerden kaynaklanan taciz, ayrımcılık, eğlenmek amaçlı alay etme gibi tacizlerin mobbing olmadığını belirti.

Öğretmen tedavi gördü

Baskılara dayanamayan F.İ., uykusuzluk, tedirginlik, mutsuzluk ve hayattan tiksinme şikâyetiyle İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı’na başvurarak tedavi görmeye başladı.

F.İ.’ye yapılanın mobbing olduğunu bilimsel olarak ortaya koyan Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Şebnem Korur Fincancı, “Travma sonrası stres bozukluğu ve major depresyon” tanısı koydu.

F.İ.’nin sağlığının ve algılama yeteneğinin basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek düzeyde bozulduğunu ortaya koyan Fincancı, yaşanan travmanın “yıldırma” ile uyumlu olduğunu öne sürdü.

 

Milliyet

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
DİĞER HABERLER
Dünyanın en çok ziyaret edilen ülkeleri belli oldu! İşte Türkiye'nin sıralaması
 Aziz İhsan Aktaş itiraf etti! Adana ve Adıyaman Belediye Başkanları gözaltına alındı