'Türkiye tarihi mirasına sahip çıkmak zorunda'

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, tarihteki en büyük devletlerinden birinin mirasçısı olan Türkiye'nin bu mirasa layık davranması gerektiğini söyledi.

'Türkiye tarihi mirasına sahip çıkmak zorunda'
'Türkiye tarihi mirasına sahip çıkmak zorunda'
GİRİŞ 03.03.2013 13:48 GÜNCELLEME 03.03.2013 13:48

İnsanların aidiyet duygusunun geliştirilmesinin önemine vurgu yapan Davutoğlu, bilinçli bir dış politika uygulayarak tarihi mirasa sahip çıktıklarını kaydetti.

AK Parti Genel Merkez Teşkilatı Başkanlığı tarafından Bursa Crowne Plaza'da düzenlenen teşkilat içi eğitim programına katılan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, dış politika ile ilgili değerlendirmelerde bulunmadan önce Bursa izlenimlerini paylaştı. Toplantıya Başbakan yardımcısı Bülent Arınç da katıldı.

Siyasetlerinin esasının izzet olduğuna vurgu yapan Bakan Davutoğlu, ayrıca ipek gibi yumuşak olmayı amaç edindiklerini belirtti. Devletin, Uludağ gibi vakur, ipek gibi de yumuşak olması gerektiğini anlatan Davutoğlu, "Devlet o devlettir ki; Uludağ'ın eteklerinde kurulan Osmanlı gibi ihtişamı temsil etsin ve ipek gibi de yumuşaklığı ve estetiği temsil etsin." dedi. Şimdilerde 'Muhteşem yüzyıl' gibi dizilere isim olmuş dönemlerde gerçekten muhteşem yüzyıl yaşandığına değinen Davutoğlu, Bursa siyasetinde başarılı olanların Türkiye siyasetinde de başarılı olacağına dikkat çekti.

Türkiye'nin yeniden ulu çınarın dibine su verme süreci yaşadığını belirten Bakan Davutoğlu, şunları söyledi: "İşte o ulu çınarı sulamak gerek. Son 10 yıldır aslında yapılmak istenen şey o ulu çınarın dibine öyle bir gür Bursa suyu koyalım ki kendisine sığınacak herkesi gölgesine alacak kadar kudretli olsun. Ben bunu bir restorasyon olarak görüyorum. Nasıl ki camiler, medreseler külliyeler biraz yıpranma geçirdiğinde restorasyon geçirmesi lazım, bunun gibi devletlerinde milletlerinde belli dönemlerde kendisine çeki düzen vermesi, neredeyim, nereden nereye doğru gidiyorum diye hem düşünce hem de siyaset bazında yeni bir silkinişe ihtiyaç var."

Belli dönemlerde bu ulu çınarın yeniden yeşermesinin engellenmek istendiğine dikkat çeken Davutoğlu, 28 Şubat sürecinde yapılmak istenenin de bu olduğunu söyledi.

Türk dış politikasının çok boyutlu olduğunun altını çizen Davutoğlu, "Biz tarihteki en güçlü Avrupa devletlerinden birinin mirasçısıyız. Biz bütün Asya'yı fethetmiş gelmiş o insanların kurduğu devletin mirasçısıyız bir Asya devletiyiz. Biz 16. yüzyılda onların haberi olmadan tek bir teknenin bir adadan başka bir adaya gidemediği bir Akdeniz devletiyiz. Biz Karadeniz'i bir göl haline getirmiş Karadeniz devletiyiz." ifadesini kullandı. Osmanlı'nın hüküm sürdüğü Avrupa'dan, Asya'ya kadar hiç bir toprağın Türkiye'den koparılamayacağına dikkat çeken Davutoğlu, bu coğrafyanın temel özelliğinin çok boyutlu olması olduğunu belirterek, "Tarihimiz, tek bir eksenle izah edilemeyecek bir tarih." şeklinde konuştu.

Politikada maceralara yer olmadığının belirten Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, muhalefete yüklenerek, "Onlar diyorlar ki; hiç bir yerde sorumluluk üstlenmeyin. Politikada maceralara yer yok. Kastettikleri şey şu; iddiamız olmasın, söyleyecek sözümüz olmasın. Bekle gör politikası ile zamanla ne olacağını görelim ondan sonra kendimizi bir şekilde bir yere iliştirmeye çalışırız. Ama biz de diyoruz ki; tarihte bir kez özne olan millet hep özne olmuştur hiç bir zaman nesneleştirilemez. Elhamdülillah biz tarihin yazılımında hep özne olduk öncü olduk. Hiç bir zaman bu milleti tarihin nesnesi haline getiremezler. Aslında bütün meselemiz, siyasetimizin asıl amacı bu şahsi maneviyi ayağa kaldırıp tarihin öznesi kılmak." diye konuştu.

Suriye konusunda ana muhalefeti eleştiren Bakan Ahmet Davutoğlu, şöyle konuştu: "Çok uzun zaman sonra ana muhalefet partisi de nihayet Suriye muhalefeti ile görüşme ihtiyacı hissetti ve Suriye Ulusal Konseyi temsilcileri ana muhalefet partisini bir kaç ay önce ziyaret ettiler. Ana muhalefet partisi genel başkan yardımcısı eski bir büyükelçi çıktı açıklama yaptı; biz dedi; ne rejimin yanındayız, ne de muhalefetin yanındayız. İşte aradaki fark bu. Bu şu demek; biz ne zalimin yanındayız, ne mazlumun yanındayız, biz ne haklının yanındayız, ne haksızın yanındayız. Üçüncü taraf yok ki Suriye'de birinin yanında olacaksın arkadaş, ya zalimin ya mazlumun üçüncü taraf yok. Ama yıllarca bu yapıldı. İşte nesne olmaktan kastettiğim bu. Suriye'de birileri politikayı şekillendirecek Ortadoğu'da bu arkadaşların aktif politika anlayışı şekillendirildikten sonra oturacağız. Acı bir olay. 1991'de Oslo süreci başladığında Ortadoğu'da bu konferanslar tertip edildiğinde 20'yi aşkın ülke çağırıldı ama Türkiye o masaya o gün çağrılmadı. Filistin gibi bir konuda. Şu anda Ortadoğu'da şu anda her hangi bir mesele, hele de Filistin, Türkiye olmadan tartışılabilir mi? Filistin'de Türkiye'nin olmadığı bir barış sürecinden söz edilemez.
Türkiye'nin bu alanda masada olmadığı bir barış söz konusu olamaz. İşte aradaki zihniyet farkı. Biz bu anlamda tarihimizin hakkını vermek durumundayız. Bizi nesneleştirmek isteyenlere karşı bu millet her zaman tarihte özneydi özne olmaya devam edecek zihniyetteyiz."

"DEVLET RESTORASYONUNUN 3 AYAĞI VAR"

Restorasyonun 3 ayağı sütun gibi olduğunun altını çizen Ahmet Davutoğlu, "Birincisi demokratik restorasyon, demokrasimizin güçlendirilmesi, özgürlüklerimizin genişletilmesi ve bağlarımızın aidiyet hislerimizin tahkim edilmesi. Gücünü milletten almayan hiç bir politika milleti harekete geçiremez. Bizim dış politikamızın en güzel yanı milletimizin ideallerine ve değerlerine hitap ediyor olmasıdır. Milletimizin ideallerini yansıtan bir dış politika belirledik. Eğer yurt dışında başımız dik dolaşabiliyorsak bu milletten aldığımız güç nedeniyledir."

Partilerine kapatılma davası açıldığında dışarıdan bakışların değiştiğine dikkat çeken Davutoğlu, "Bazıları için yüzde 30-40 yeterli olabilir ama bizim için yüzde 50'nin altına düşmemek şartı var." dedi. 3 saç ayaklı bir masanın bir ayağının olmaması halinde ayakta duramayacağına dikkat çeken Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, şöyle devam etti: "Birincisi millet iradesidir, artık Türkiye'de vesayet dönemi bitmiştir. Bundan sonra kararı ve iradeyi sadece milletin seçtikleri temsil eder bu yerleşti hamdolsun daha da güçlenecek. Bu milleti birileri bölmek isteyenler, sadece bu veya şu coğrafyada veya ya bu diye bölmek isteyenlere karşı işte bu ulu çınar altında toplamak ve yeni bir aidiyet sürecini başlatmak gerekir. Bursa ile Diyarbakır ebedi olarak kardeştirler. Ayırmak istiyorlar, aynen Balkanları ayırdıkları ve kopardıkları gibi yapmak istiyorlar, ama koparamayacaklar. Onlar ayıracaklar biz birleştireceğiz. Onlar ayrıştırıcı bir dil kullanacak, biz birleştirici dil kullanacağız. Benzer şeyler Kafkaslar ve Ortadoğu içinde geçerli."

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ikinci ayağın ise ekonomik restorasyon olduğunu ifade eden Davutoğlu, şunları söyledi: "Bir dizi iddiada bulunabilirsiniz, ama eğer başınızı dik tutacak ekonomik refahınız olmasa o iddiaları yerine getiremezsiniz."

Ekonomik refah ile dünyanın her yerine eli ve kolu ulaşacak bir Türkiye'nin ortaya çıkacağına dikkat çeken Davutoğlu, üçüncü ayağı ise aktif bir dış politika olarak sıraladı. Davutoğlu, "Aktif bir dış politika olmazsa bunları uygulayamazsınız. Bizim millet işsiz ve aşsız kalabilir ama onursuz kalamaz. Eğer bu gün Arap sokaklarına çıkan gençlerin aradıkları şey nedir diye bana sorsanız tek bir şey söylenebilir; izzet izzet izzet." şeklinde konuştu.

Ekonomik restorasyon kapsamında dış politikayı harekete geçirebilmenin ekonomik gelişme ile birlikte yürüyeceğine işaret Davutoğlu, sözlerini şöyle tamamladı: "Şu halklar ve milletlerde tam demokratik entegrasyon diyoruz. Ortadoğu'da bazı sıkıntılar yaşandı bu sefer Afrika'da azaldı. Afrika'ya ticaretimi 4-5 kat arttı son yıllarda. Bir özgürlükleri yayacağız, halkın aidiyet duygusunu geliştireceğiz. Sınırlardaki halklarla bütünleşeceğiz. Bizim sınırlarımız muhtemel bir istiklal savası ile çizilmiş sınırlar. Bunlara saygı duyuyoruz. Ama bizim sınırlarımız hiç bir zaman doğal değil."

KAYNAK: CİHAN
YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
DİĞER HABERLER
Şoför 'Görmedim' demişti! İşte kadının otobüsün altında kalarak can verdiği görüntüler
Erdoğan'dan son dakika İsrail mesajı!