Diyanet'ten kürtaj fetvası

Diyanet Isleri Baskani Mehmet Gormez, kurtaj tartismalari ile ilgili 'Meşru bir mazeret olmadikca kürtaj haram ve cinayettir' dedi

Diyanet'ten kürtaj fetvası
Diyanet'ten kürtaj fetvası
GİRİŞ 04.06.2012 11:17 GÜNCELLEME 04.06.2012 20:18
Bu Habere 27 Yorum Yapılmış

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, kürtaj tartışmalarına ilişkin, "hukuk diliyle hayat hakkının devredilebilen, vazgeçilebilen bir hak" olmadığını söyledi.

Diyanet değil, sadece Müslüman ilim adamları değil; bütün ilahi dinler, bütün ahlâkî sistemler ve bütün tabiî hukuk sistemleri, bu biyolojik varlığın bir insan olduğunu ve meşru bir mazeret olmadıkça, bu masum, günahsız, savunmasız varlığın tıpkı doğmuş, dünyaya gelmiş, yetişmiş bir insan gibi yaşama hakkına sahip olduğunu söyleyen Görmez, '' Aksi takdirde bütün ilahi dinler, bütün ahlâkî sistemler kürtajın bir insan yaşamına son vermek olduğunu, anne rahminde varlığını tamamlamış insanoğlunun yaşam hakkının da dokunulmaz olduğunu haykırmaya devam edecektir'' dedi.

Görmez, "Son olarak tarihi tecrübe göstermiştir ki, bu konu sadece yasalarla ve yasaklarla çözülememiştir. Bu hususta insan sevgisi, Allah korkusu, ahiret bilinci ve yaşam hakkına saygıyı içine alan yüksek bir merhamet eğitimi seferberliğine ihtiyaç vardır." şeklinde konuştu.

Sakarya'nın Sapanca ilçesinde düzenlenen İl Müftüleri Seminerinde konuşan Başkan Görmez, son günlerde kamuoyunda yoğun bir şekilde tartışılan kürtaj konusuna değindi. Kürtaj konusunun insanın, hayatın, dinin,
bilimin, ahlâkın, hukukun, vicdanın kesiştiği ender konulardan biri olduğunu kaydeden Diyanet İşleri Başkanı Görmez, bu önemli konunun çağın dayattığı ideolojik bir zeminde değil, insan, bilim, ahlâk ve hukuk zemininde müspet bir diyalog kurarak konuşulması gerektiğini ifade etti. Başkan Görmez, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın, Din İşleri Yüksek Kurulu'nun bu konuda söyleyeceği çok önemli hakikatler bulunduğunu dile getirdi.

"Bütün ahlaki sistemler biyolojik bireyin yaşam hakkına sahip olduğunu söylüyor"

Döllenmiş yumurtanın tüm insanî özelliklere sahip olup olmadığı gibi teorik problemlerin çözümünün bilim adamlarının görevi olduğunu kaydeden Başkan Görmez, şunları söyledi:

"Ancak bilim adamları, biyologlar, embriyologlar, jinekologlar, genetik uzmanları, bize anne rahminde döllenme ile birlikte biyolojik bir bireyin, bir insanın oluştuğunu kesin, bilimsel verilere dayanarak söyledikleri müddetçe -ki artık bunlar müsellem bilimsel birer gerçekliktir- sadece Diyanet değil, sadece Müslüman ilim adamları değil; bütün ilahi dinler, bütün ahlâkî sistemler ve bütün tabiî hukuk sistemleri, bu biyolojik varlığın bir insan olduğunu ve meşru bir mazeret olmadıkça, bu masum, günahsız, savunmasız varlığın tıpkı doğmuş, dünyaya gelmiş, yetişmiş bir insan gibi yaşama hakkına sahip olduğunu; bu varlığın da yaşama hakkının dokunulmaz olduğunu söylemeye devam edeceklerdir.

Aynı şekilde bilim adamları, biyologlar, embriyologlar, jinekologlar, genetik uzmanları bize kesin, bilimsel verilere dayanarak döllenmiş yumurta hücresinin anneden bağımsız bir insan olduğunu, her ikisinin de iki ayrı genetik sisteme sahip olduğunu, her ikisinin de iki ayrı kalbi, iki ayrı kan dolaşımı sistemi olduğunu, anneye bağlılığın sadece beslenme, oksijen ve vücut gücüyle olduğunu söyledikleri müddetçe sadece Diyanet değil, sadece Müslüman din bilginleri değil; bütün ilahi dinler, bütün ahlâkî sistemler kürtajın bir insan yaşamına son vermek olduğunu, anne rahminde varlığını tamamlamış insanoğlunun yaşam hakkının da dokunulmaz olduğunu haykırmaya devam edecektir."

Başkan Görmez, sorunun aynı zamanda bilimin ortaya koyduğu gerçekliği kabul edip etmeme meselesi olduğuna vurgu yaparak, "Sorun, bilimsel gerçeklerle yüzleşip yüzleşmeme meselesidir. Bilimsel gerçeklerle yüzleşmek istemediği içindir ki, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, hala yaşamın ne zaman başladığının belirsiz olduğunun arkasına sığınarak bu konudaki davaları bekletmeye devam etmektedir." diye konuştu.

Diyanet İşleri Başkanı Görmez, insanın hayat hakkı, bedeni üzerindeki hakkı bir mülkiyet hakkı olmadığını kaydederek, şunları söyledi:

"Dinimizce de tabii hukuk kurallarınca da bu böyledir. Bedenimiz ve hayatımız bize mülkiyet olarak değil emanet olarak verilmiştir. Onu yaşamak ve yaşatmak en iyi şekilde muhafaza etmek görevimizdir. Hukuk diliyle hayat hakkı devredilebilen, vazgeçilebilen bir hak değildir. Anne karnındaki ceninin bebeğin de kendisine ait hayat hakkı vardır. Ne annesinin ne de babasının onun üzerinde mülkiyet hakkı olmadığı gibi onun hayatı üzerinde vazgeçme, sonlandırma yetkisi de yoktur. Bu yüzden gebe olan anne beden benim değil mi, ben onu istediğim gibi kullanırım, bebek de yaparım, istersem onu da atarım deme hak ve yetkisine sahip değildir. Çünkü karnındaki bebeğin gerçek anlamda sahibi maliki değildir. Keyfi olarak terk edemez, öldüremez. Ona bakmak, korumak ve yaşatmakla görevli bir
emanetçidir."

Başkan Görmez, her defasında zorunlu ve meşru mazeret dedikleri istisnai hükümler üzerinde konuşmanın ve tartışmanın tarih boyunca zor olduğunu söyleyerek şöyle devam etti:

"Annenin hayatını korumak, tecavüz gibi cinsel saldırıların sonuçlarını ortadan kaldırmak ve anne rahminde ceninde ortaya çıkan ağır hastalıklar gibi konularda genelleme yaparak konuşmak, genel hükümler belirtmek yerine her bir özel durum için özel hüküm gerekebileceğini ve söz konusu özel hükmün din bilginleri, psikolog, psikiyatrist, ruh hekimi, adlî tabip gibi farklı ihtisas sahiplerinin ahlâk ve hukuk çerçevesinde verebileceklerini ifade etmek isterim."

'Kürtaj sadece kadın meselesi değildir'

Başkan Görmez, İslâm dininin Katolik öğretilerinin aksine anne-cenin arasındaki bir tercihte daima
annenin yanında yer aldığını ve anne hayatını ve sağlığını kurtarma konusunda hiçbir tereddüde yer bırakmadığını dile getirdi. Bu tartışmalarda herkesin içine düştüğü bir hataya da işaret etmek istediğini belirten Başkan Görmez, "Kürtaj meselesinin sadece bir kadın meselesi olarak ele alınması büyük bir haksızlık olur. Zira tarih boyunca bu meselenin en büyük sorumlusu, en büyük müsebbibi erkekler olmuştur. Bunun en büyük ıstırabını çekenler, mazlum ve mağdur olanlar da hep kadınlar olmuştur." diyerek asıl meselenin tartışılmadığını da hatırlattı.

KAYNAK: HABER7
YORUMLAR 27
  • levent 11 yıl önce Şikayet Et
    ıste bu yuzden bu dıyanet ın dınle alakası yok. ıktıdar5da akp oldugu ıcın dıyanet kurtaj gunahtır dıyebılıyor - ama muhalefettekı chp vay efendım sen nasıl kurtaj hakkında yorum yaparsın kurtaj gunahtır haramdır dıyebılırsın dıye baslıyor bagırmaya - ez kaza 28 subat cuntası ıktıdarda olsa ya da chp mhp kualısyonu kurulsa demek dıyanet o zaman kurtaj ı sevap helal ılan edecek - nıye ıktıdar oyle ıstıyor dıye - ıste bu yuzden ıktıdara baglı dın olmaz - dın sadece kur'an a baglıdır - kur 2an da cocuklarınızı dırı dırı topraga gommeyın dıyor - ama chp sanıyorkı bu cınayet sadece cahılıye donemınde mekkede yasanan bır rezıllık - chp hala cahılıye donemınde cocuk gommeye devam edıyor
    Cevapla
  • Metin Yazar 11 yıl önce Şikayet Et
    inadına inadına. erenköy'ü, fenerbahçe'yi,suadiye'yi, caddebostan'ı, çiftehavuzlar'ı, nişantaşı'nı, teşvikiye'yi, ataköy'ü, etiler'i, kotra,yat ve teknelerin bağlandığı değişik marinaları sık sık dolaşıyor ve oralardaki açlık ve sefalet manzaralarına şahit oluyorum. oralarda yaşamak zorunda kalan işç i ve emekçi halkımız açlıktan bir deri,bir kemik kalmışlar. hatta elbise bile alacak paraları olmadığından yarı çıplak geziniyorlar. kaderlerine kahrettiklerinden kendilerini viskiye ve fransız şarablarına vurmuşlar. bunlar şimdi nasıl üçüncü,dördüncü çocuk yapsınlar? bunlar nasıl kürtaja hayır desinler? inadına chp işte!!!
    Cevapla
  • Zannımca 11 yıl önce Şikayet Et
    metin yazar.... yazmışsın ama atarken köye yakın atsaydın keşke biraz. mutena semtlerin elit, okumuş, tuzu kuru kesimleriymişmiş... kardeşim bu kadar kalıplaşmış, hafif bir bakış açısı olamaz!! master yapıyorum öğretmenlik mezunuyum hala atamam yok kpss illeti öğretmenlik bilgisini çok iyi ölçtüğü için(!) biz iş bulamayıp daha doğrusu işsiz bırakıldığımız için evlenip birini yapamıyoruz tuzumuz kuru olsa neden olmasın...
    Cevapla
  • Zannımca 11 yıl önce Şikayet Et
    aynı diyanet neden işi eksik söylüyor??!!. söylese ya peygamberimizin hadisi şerifini. gençleri evlendirmede acele edin. peygamberimiz bugünlerin geleceğini bildiği için böyle uyarıyor o günden erken evlendirin. biz daha da eğitim yaşını küçültüp, master doktaralı hatta post doktoralı lakin işsiz bireyler yetiştirmeye devam edelim!!!
    Cevapla
  • hasangulten 11 yıl önce Şikayet Et
    kürtaj. bir zaman öncede ,arabistanda kürtaj benzeri bir yöntem uygulanıyor... kız çocukları doğar doğmaz toprağa gömülüp öldürülüyormuş. ve bunu peygamberimiz önlemiş ve yasaklamış. kürtajda bunun bir benzeri değil mi,çocuk ana karnında öldürülüyor.kız çocuklarının toprağa gömülüp öldürülmesini yasaklayan peygamberimiz,ana karnında doğmamış sabinin öldürülmesine izin verir miydi.
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
Tarihi ziyaret öncesi Erdoğan açıklaması! Türkiye'ye net mesaj: İzin vermeyeceğiz
Bakan Bayraktar'dan müjde! 'Birkaç ay içinde kazacağız'