Ardıç: İsrail’e niçin kızıyorsunuz?

Yazar Engin Ardıç, bugünkü köşe yazısında büyük tartışmalar doğuracak benzetmelerle Ortadoğu'daki vahşeti yorumladı ve İsrail'e niçin kızıldığını sordu.

Ardıç: İsrail’e niçin kızıyorsunuz?
Ardıç: İsrail’e niçin kızıyorsunuz?
GİRİŞ 17.07.2006 08:23 GÜNCELLEME 05.03.2020 14:42

Akşam gazetesi yazarı Engin Ardıç, 'İsrail'e niçin kızıyorsunuz başlıklı yazısında ilginç bir akıl yürütme geliştirdi ve teröre karşı terörü meşru gören bir üslupla, 'Siviller ölüyor... Kadınlar ve çocuklar... İsrail otobüslerinde patlayan bombalarla ölenler hünsa mıydı?

Türk teröristlerinin de mantığı böyle işlerdi eskiden, polise ateş edip vururlar, sonra polis de  onlara ateş edince feryadı basarlardı' benzemesinde bulundu.

 

İşte Ardıç'ın büyük tartışmalar açık yazısı:

 

Yazarlar / Engin Ardıç

 






 
 

İsrail’e niçin kızıyorsunuz?

 

 

 
 


 

Bakmayın öyle basının “savaş kapımızda” çığlıkları atmasına, savaş kapımızda falan değil. Çünkü orası kapımız değil.

Oralar, bizim seksen sekiz yıl önce bozguna uğrayarak bıraktığımız ve bir daha da dönüp bakmadığımız yerler; “Osmanlı ağabey politikası” falan da ham hayal, çünkü ne Yahudi dinler bizim sözümüzü, ne Arap, ne de Acem.

Bakmayın bazı arkadaşlarınızın da ilgilenir göründüklerine, bu konu, İsrail-Filistin savaşı, rakı masalarında asıl laf bittikten sonra (karı kız, bu sene kim şampiyon olacak, krediyle ev alalım mı, oğlan da sınavda bakalım ne halt etti), şöyle bir değinilen yan konulardan biri...

Çünkü fena halde kabak tadı vermiş, cılkı çıkmış bir konudur.

Bu savaş 1948 yılından beri sürüyor ve bitmez.

Ne zaman “Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin bilmemkaç sayılı kararı uyarınca İsrail işgali altında bulunan...” falan gibi lafları duysam benim de nevrim döner.

Birkaç basın kaşalotunun ekmek parası kazanmayı sürdürmesinden başka bir işe yaramaz bu haberler...

Bu savaşın bitmesi için İslam dünyasının “İsrail devletinin varlığını kabul etmesi ve bir daha da tartışma konusu yapmaması” gerekmektedir. Bu da ufukta asla görünmemektedir.

Hem “soykırım yoktur” diyeceksin, hem “İsrail devleti yokolacaktır” diye çığlıklar atacaksın, hem de “İsrail ordusu neden beni vuruyor” diye ağlayacaksın... Buna herhalde “Ortadoğu kurnazlığı” tabir edilir, adama gülerler.

İsrail, Lübnan devletiyle savaşmıyor. Terörist dincilerle savaşıyor.

Ama girdi ve bombalıyor... Bu ne ilk girişi ne de sonucusu... Yarın Suriye’ye de girebilir...

Girmesin...

Peki sen Kuzey Irak’a niçin girip çıkıyorsun? Senin için PKK neyse, İsrail için de Hizbullah aynı şey.

Suriye’ye girmesin... Apo’yu beslemekten vazgeçmeseydi biz girmeyecek miydik Suriye’ye? Bal gibi girecektik, çeyrek kalmıştı, üstelik Amerika da karşı çıkmamıştı... “Halep’ten girer yirmi dört saat içinde Şam’dan çıkarız” diye tehditler savuruyorduk ve bunda da haklıydık...

“Eşit güç kullanmıyormuş, meseleyle orantılı değilmiş saldırı gücü”... Biz neden helikopter kullandık güneydoğu operasyonlarında, PKK’nın elinde helikopter mi vardı?

Siviller ölüyor... Kadınlar ve çocuklar... İsrail otobüslerinde patlayan bombalarla ölenler hünsa mıydı?

Türk teröristlerinin de mantığı böyle işlerdi eskiden, polise ateş edip vururlar, sonra polis de  onlara ateş edince feryadı basarlardı.

İsrail o bombaları yoketmesin de o bombalar sonra gelip Levent’te, Beyoğlu’nda patlasınlar, İngiliz keferesiyle mücadele eden aslan parçaları Müslüman Türk öldürsünler, öyle mi?

Biz yapalım ama İsrail yapmasın... Hadi yürü be...

Musul ve Kerkük bizim olsun mu? Olsun abi. Viyana’yı da alalım mı? Alalım abi. Turan İmparatorluğu da kuralım mı? Kuralım abi.

Ama İsrail almasın tepe mepe.

Neden? Çünkü din kardeşlerimiz mağdur oluyorlar.

Bizden gizli ya da açık nefret eden, subaylarımızı öldürüp altın dişlerini kerpetenle söken, Osmanlı kalıntısıdır diye atalarımızın oralarda yaptırdıkları camileri yıkan din kardeşlerimiz.

Üst tarafı, ya gazeteci görünce sohbet kapısı açmak için çene malzemesidir (Engin Bey, bir şey sorabilir miyim, bu enflasyon ne olacak, erken seçim var mı, Çankaya’ya kim çıkacak, İsrail hakkında ne diyorsunuz?), ya da “haber formatı verilmiş” televizyon eğlence programlarında dolgu maddesi, Ortadoğu’da kan ve ateş, acar muhabirimiz bildiriyor, şimdi reklamlar, cart curt.

 

 

 

 

 

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
DİĞER HABERLER
Sergen Yalçın'dan Beşiktaş yönetimine mesaj! Geri dönecek mi?
Onlar işaret edildi! Erdoğan-Biden zirvesini engellemeye çalışıyorlar