Pinokyo 'Allah' dedi, camia karıştı!

Bir yayınevinin 100 temel eser serisinde kullandığı üslup, bir gazetenin tepkisini çekti. 'Pinokyo, Allah der mi' tartışması 'psikolojik harekat' var iddiasına dek uzandı.

Pinokyo 'Allah' dedi, camia karıştı!
Pinokyo 'Allah' dedi, camia karıştı!
GİRİŞ 22.08.2006 08:13 GÜNCELLEME 22.08.2006 08:13

Damla Yayınevi'nin hazırladığı '100 Temel Eser' dizisinin çevirisinde yapılan uyarlama ve üslubun eleştirilmesiyle başlayan, 'klasik eserlerdeki İslami terminoloji' tartışma konusu oldu.


Radikal'de 19 Ağustos tarihinde 'Hayırlı Sabahlar Hans' başlıklı  ilk haberde, Andersen Masalları 'Bir varmış bir yokmuş, Allah'ın kulu çokmuş' diye başlaması ve Pinokya'ya 'Allah Razı Olsun' dedirtilmesi gündeme getiriliyordu. Aynı gazete bir gün sonra 'Küfür de var İslami terminolojide' başlıklı haberle konuyu sürdürüyor ve bu kez duyduğu rahatsızlığı daha yüksek ses ve daha hırçın bir üslupla dillendiriyordu. Bu haberde, 'bir başka yayınevi olan Nehir'den çıkan kitapta Pinokyo'nun babası Gephetto'nun ismi 'Galip Dede', Heidi'nin dedesi Alm'in isme Alp olarak yazılıması'nın da altı çiziliyordu.


Radikal'de aynı gün yer alan 'Devlet tavsiyeli küfür sözlüğü' haberinde yine Damla Yayınevi topun ağzına alınıyor ve 'Üstünde, Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) Tavsiye Ettiği 100 Eser, logosuyla Damla Yayınları'nın bastığı 'Türkçede Deyimler' kitabına bakanlar şu ifadelere rastlıyor: 'Ağzına tükürdüğümün', 'Aklı b.una karışmak', 'Anasını bellemek', 'b.k atmak', b.kunu çıkarmak'.' bilgisine yer veriliyordu.


Radikal'in o günkü nüshasında Genel yayın Yönetmeni İsmet Berkan, 'Bir varmış bir yokmuş Allah'ın kulu çokmuş' başlıklı yazısında, tavırlarının bir paranoya mı olduğunu sorguluyor ve vahim bir iddiayı dillendiriyordu: Psikolojik harekat:


Berkan yazısında şöyle diyordu: 'Gerçekten de, belki abartıyorum ama yabancı masalların bile İslamileştirilmesi, adı yabancı olan karakterlerin 'Tanrı' yerine 'Allah' demesi bir çeşit psikolojik harekât aslında. Geçmişte KGB'nin veya CIA'nın edebiyat alanında, özellikle de çocuk
edebiyatı ve çizgi romanlar alanında yaptıkları bundan başka türlü değildi.
Şimdi kafayı taktım matematik kitaplarına ve öteki ders kitaplarına. İddiaya göre, matematik dersinde eskiden 'Masada üç, ağaçta altı elma var toplam kaç elma eder' gibisinden doğadan örneklenen toplama çıkarma konuları şimdi 'Sultanahmet Camisinin altı minaresi var, Ayasofya'nın da dört, toplam kaç minare eder?' şeklinde örnekleniyormuş. Kitabı elime geçirir geçirmez doğrusunu aktaracağım.
Bir başka iddia da, eskiden ders kitaplarında Emre, Can, Merve gibi daha 'modern' çocuk isimleriyle olaylar örneklenirken
bugün bu isimlerin Rahim, Yasin gibi daha İslami isimlerle yer değiştirdiği.
Bakalım benim arkadaşım mı paranoyak?'


TEPKİ DEMEÇLERİ 


Radikal, konuyla ilgili haberlerini ertesi gün de sürdürdü ve 'Sorumsuz yayıncılık' başlıklı haberinde,  'Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından tavsiye edilen '100 Temel Eser' üzerinde yayınevleri tarafından dinsel ve ideolojik oynamalar yapılmasına eğitimciler ve çevirmenler tepki gösterdi' diyerek  kitaplarda tepki gösterilen ifadeleri şöyle listeliyordu:


Klasik olmuş kitaplardaki bazı çeviriler
Pinokyo
23. sayfa: 'Bana ne olursunuz biraz ekmek verin... Allah rızası için.'
77. sayfa: Benim elim değil / Fadime anamın eli / El benden sebebi Allah'tan / Okumak benden, şifa Allah'tan / Elemtere fiş, kem gözlere şiş / Bir daha nazar değmez inşallah.
96. sayfa: Ben eskiden ne kadar komik bir haldeymişim. Şimdi ise Allah'a şükürler olsun ki, gerçek bir çocuğum.
39. sayfa: Allah sizden razı olsun.

Üç Silahşörler
73. sayfa: Aramis'in yanına gitmek isteyen Dartanyan'ı bir kadın durdurur ve şöyle der: 'Onu şu anda göremezsiniz. Yanında din adamları var. Hastalığından sonra hidayete erdi.'

Elenor H. Porter'in 'Pollyanna' kitabı:
41. sayfa: Pollyanna ile Bay Pandleton arasında şu diyalog geçiyor:
- Bildiğim tek şey kıyamete kadar yatacağım.
- Yo kıyamete kadar yatamazsınız. Yani Kutsal Kitap'ta yazdığına göre kıyamet hiç beklemediğimiz bir anda kopabilir. Ama ben inanmıyorum. Yanlış anlamayın kıyametin kopacağına inanıyorum. Sadece hemen kopacağına inanmıyorum.
15. sayfa: Polly Teyze Polyanna'ya şöyle bir cevap veriyor: 'Benimle böyle konuşman hayret verici. Soruna gelince, Allah'ın bana bahşettiklerinin değerini bilirim.'

La Fontaine'in seçmeler kitabı
89. sayfa: Balıkçı 'Ya nasip' diyerek oltasını denize atıyor. Balıkçının tuttuğu balıkları kapan tilki, balıkçıya, seslenerek şunları söylüyor: 'Allah yolunuzu açık etsin. Haydi bana eyvallah.'

Heidi
86. sayfa:
Bayan Sesasman: Bu konu için dua ediyor, Allah'tan yardım istiyor musun?
Heidi: Bilmiyorum, bir faydası olur mu?
Sesasman: Dua etmek insanı rahatlatır.

Anton Çehov'un 'Acı' isimli kitabı:
Grigoriy, karısına 'Sabret güzelim! Allah'ın yardımıyla hastaneye varır varmaz bu sancılardan kurtulacaksın' diye sesleniyor.
32. sayfa: Grigoriy, 'Allahım bu ne tipi! Sen ne dersen olur Allahım; ama ne olur bana yolumu kaybettirme...'

Anton Çehov'un 'Hikâyeler' kitabının 'Kaval' adlı bölümü
78. sayfa: Çiftlik kâhyası Meliton ve çoban köylülerde yaşanan değişimi şöyle açıklıyor: 'Çünkü çok günah işlemeye başladık. Allah'ı büsbütün unuttuk, onun için... Böyle giderse elbette kötü son gelir... Kendimizi bilmenin, aklımızı başımıza toparlamanın zamanı şimdi.'

Oscar Wilde'ın Mutlu Prens kitabı
Miller ve Hans, 'Hayırlı sabahlar' diye selamlaşıyor.
Kitabın sonunda ise Kaz, 'Yüce Allahım diye bağırdı sonra da suya doğru koşmaya başladı' cümlesi yer alıyor.
Andersen Masalları-I'de 'Bülbül' masalı, 'Bir varmış bir yokmuş. Dünyada Allah'ın kulları pek çokmuş' diye başlıyor.

YAYINEVİ'NİN SAVUNMASI

Damla Yayınevi: Edebi tercüme


Milli Eğitim Bakanlığı'nın ilköğretim öğrencilerine tavsiye ettiği '100 Temel Eser'i yayımlayanlardan biri olan Damla Yayınevi, dün bir açıklama yaparak yaptıklarını şöyle savundu: 'Tercüme eserlerde yazarın ifade etmediği cümlelere yer verilmesi eserlerimizde kesinlikle söz konusu değil. Yayınevimizin yayıncılık ilkelerine aykırı olan böyle bir davranışı kabul edemeyiz.


Özellikle çocuklara yönelik tercümelerde, her edebiyat insanının makul göreceği gibi seviyelendirme ve monoton tercümeden daha ziyade edebi değeri olan bir tercümeye yer vermek gerekir. Haberde, kitaplarda 'Allah' kelimesinin kullanılması fahiş bir hata olarak gösterilmek istenmekte. 'Allah razı olsun', 'Hayırlı sabahlar' gibi terimlerin Türkçede kullanıldığı muhakkak. İngilizce 'god' kelimesinin 'Tanrı' yerine 'Allah' olarak tercüme edilmesi yanlış değil. Hele hele 'psikolojik harekât' hiç değildir.'


MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI'NIN AÇIKLAMASI


Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), '100 Temel Eser' kapsamına alınarak okullara satılan 'küfür dolu' Deyimler Sözlüğü'yle ilgili inceleme başlattı.
Bakanlık, Damla Yayınevi'nin 'MEB tavsiyeli' ibaresini taşıyan 'Deyimler Sözlüğü'nde küfür düzeyine varan argo ifadelerin yer aldığı yönündeki haberler üzerine dün bir açıklama yaptı. Açıklamada özetle şöyle denildi:


'İşlem yapılacak'
'MEB'in böyle bir deyimler sözlüğü yoktur, adı geçen yayınevine ait böyle bir sözlüğü de okullara tavsiye etmemiştir. '100 Temel Eser' listesinin ana hedefi, yeni nesillerde Türkçe bilinci uyandırmak ve okuma alışkanlığı kazandırmaktır. Bu eserlerin tahrif edilerek gelişigüzel ve özensizce yayımlanması ve bu yayınların okullara sokulması kabul edilemez.
Pedagojik olmayan örnekler kabul edilemez. Genel sözlüklerde yer alsalar bile küfür derecesindeki argo tabirlerin ve tabu kelimelerin yer aldığı eserlerin okullara girmesi engellenecek. Ayrıca bu tür yayımlarla ilgili gerekli incelemeler zaman geçirilmeden başlatılmış ve incelemelerin sonucuna göre de işlem yapılacak.'
İlköğretim öğrencileri için hazırlanan sözlükte, 'Ağzına tükürdüğümün, aklı b.una karışmak, anasını bellemek, p.ç kurusu, anan güzel mi, b.unu çıkarmak...' gibi deyimler yer alıyordu.

Erdoğan: Sadık kalınmalı
Radikal'in ortaya çıkardığı, '100 Temel Eser' kapsamındaki klasiklerin aslına sadık kalınmadan ve İslami terminoloji kullanılarak çevrilmesine MEB Talim Terbiye Kurulu Başkanı İrfan Erdoğan'dan da tepki geldi. Erdoğan, Damla Yayınevi'nin yayımladığı Oscar Wilde'ın 'Mutlu Prens' masalında kahramanların 'Hayırlı sabahlar Hans' diye selamlaşması, Andersen'in masallarının 'Bir varmış bir yokmuş, Allah'ın kulu çokmuş' diye başlamasını, Pinokyo'nun babasının Türk olarak gösterilmesini 'fahiş hata' diye niteledi. Erdoğan, şöyle konuştu:
'Çevirilerde bir yere kadar farklılık olabilir. Örneğin cümlenin kurgulanışında farklı bir yol çizilebilir. Ancak, karakter isimlerinin değiştirilmesi, aslına sadık kalınmaması çok yanlış, çok fahiş bir hata. Biz de üç arkadaş geçmişte Şerif Mardin'in bir kitabını çevirmiştik. Tabii ki çevirmenden çevirmene farklılıklar oluyor, ancak kimse bu konuda aslına sadakati ihmal etmemeli. Aslına sadakatsizlik, hukuki bazı hakları da beraberinde getirir. Bakanlığın, bu tür kitapları denetleme şansı yok. Bu tartışmasız hatayı düzeltmeye kalkmak başka hataları da beraberinde getirir. Burada vatandaşa ve veliye de gerçekten büyük sorumluluk düşüyor. Onlar da çocukları için, kendileri için kitap alırken, dikkatli olmalı.'

'Özet kitap işi yanlış'
Bandrol almamak için sayfa sayısını azaltmak adına kitapların özet olarak çıkarılmasına da tepki gösteren Talim Terbiye Kurulu Başkanı Erdoğan, 'Kitapların özet olarak çıkarılmasını doğru bulmuyorum. 'Minerali alınmış besin gibi' benzetmesi vardır özet kitaplar için, bu benzetmeyi haklı buluyorum' dedi


VE TARTIŞMALARA NEDEN OLAN TERCÜMAN'IN GÖRÜŞLERİ


Milli Eğitim Bakanlığı'nın okullara tavsiye ettiği 100 temel eserde ideolojik ve dinsel içerikli oynamalar yapmakla suçlanan Pinokyo ve Heidi kitaplarının çevirmeni İsmail Bilgin 22 Ağustos tarihli Sabah gazetesine konuştu ve 'Pinokyo 'Allah razı olsun' derse ne sakınca var ki!' dedi.


Bilinçli bir İslamlaştırma yaptığı, dini motif yerleştirdiği yönündeki eleştirileri kabul etmeyen Bilgin, 'Teşekkür ederim yerine 'Allah razı olsun' gibi sözleri doğallığında kullandım. Bunun ne sakıncası var' dedi. Bilgin eleştiriler üzerine kitapları yeniden inceleyeceğini söyledi.

BELEDİYEDE MÜHENDİS
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde jeoloji mühendisi olarak görev yapan İsmail Bilgin, '96 sayfalık Pinokyo kitabında 5-6 kez Allah geçtiğini, sadece bunlara odaklanmanın yanlış olduğunu' savundu. 'Kitabın dilinin benzer bir çok kitapla karşılaştırıldığında çok anlaşılır ve güzel olduğunu' söyleyen Bilgin, şöyle devam etti: 'Tanrı İngilizce'de 'God' demek, bunu Allah diye çevirmenin, 'Teşekkür ederim' yerine 'Allah razı olsun' demenin ne sakıncası olabilir? Biz Müslüman ve Türk bir ülke değil miyiz? Yine de kitapları yeniden inceleyeceğim. Önce orijinal metinlerimle yayınlanan baskıyı karşılaştıracağım. Yanlış varsa bu yanlıştan döneceğim' dedi.


ELEMTEREFİŞ
Bilgin, Pinokyo kitabında yer alan tekerlemenin ise yanlışlıkla kitaba girdiğini, 'bunun yayınevinin suçu olduğunu' söyledi. Pinokyo kitabının tekerlemeler bölümüne, 'Benim elim değil / Fadime anamın eli / El benden sebebi Allah'tan / Okumak benden, şifa Allah'tan / Elemterefiş, kem gözlere şiş / Bir daha nazar değmez inşallah' yazısı alınmış.

HEİDİ ÖYLE DER Mİ?
İsmail Bilgin'in çevirdiği kitapta Pinokyo, 'Bana ne olursunuz biraz ekmek verin... Allah rızası için! Ben eskiden ne kadar komik bir haldeymişim. Şimdi ise Allah'a şükürler olsun ki, gerçek bir çocuğum' diyor. Heidi'de ise, şu diyalog geçiyor: Bayan Sesasman: Yavrum neden mutsuz olduğunu bana söyler misin? Hala aynı konu için mi üzülüyorsun? Heidi: Evet efendim. Peki bu konu için dua ediyor musun? Allah'tan yardım istiyor musun? Bilmiyorum bunun bir faydası olur mu? Olmaz mı, dua etmek insanı rahatlatır.


(Derleme: Haber7)

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
DİĞER HABERLER
IMF'den küresel ekonomi açıklaması: Endişelenecek çok şey var
Keskin nişancı Gazze'de işgalci İsrail askerini böyle öldürdü