Papa'nın görmezden geldiği gerçek

Papa, çirkin sözlerine tanık gösterdiği Bizans İmparatoru'nun 615 yıl önce 26 gece İslam alimi Hacı Bayram-ı Veli' ile yaptığı tartışmadaki gerçekleri görmezden geliyor.

Papa'nın görmezden geldiği gerçek
Papa'nın görmezden geldiği gerçek
GİRİŞ 17.09.2006 10:27 GÜNCELLEME 17.09.2006 10:27

 src='http://www.bugun.com.tr/staticfiles/images/newsimages/YazarResmi/0619df7c-0c23-465c-9fc1-b87227934fd7.jpg' border=0></P><br />
<P><STRONG>Erhan Afyoncu</STRONG> </P><br />
<P><STRONG>Bizans İmparatoru uydurdu <BR>Papa 16. Benedikt de inandı! </STRONG><BR><BR>Papa 16. Benedikt’in İslâmiyet’e saldırırken kaynak olarak kullandığı Bizans imparatoru ikinci Manuel Paleolog, 1391 kışında Ankara’da Hacı Bayram-ı Veli’yle 26 gece Müslümanlık’la Hristiyanlığı tartışmış, sonra da tartışmayı tahrif ederek kaleme almıştı. <BR><BR>Papa da Osmanlı Sultanı’nın emri altında uysal bir koyun gibi hareket eden imparatorun bu yalanlarına kandı. <BR><BR>Papa olmadan Türkler aleyhine yaptığı konuşmalarla gündeme oturan Papa 16. Benedikt, üzerimizden siyaset yapmaya devam ediyor. Ancak bilgi eksikliğinden mi yoksa bilinçli olarak mı bilinmez, olmamış şeyleri olmuş gibi gösteriyor. Papa, fikirlerini desteklemek için kendine tarihten destek aldı. 14. yüzyılın sonu ve 15. yüzyılın başlarında yaşayan ve ömrü Türk tehlikesini İstanbul’dan uzak tutmayla geçmiş olan Bizans İmparatoru İkinci Manuel Paleologos’un Müslüman bir âlimle yaptığı tartışmada söylediğini iddia ettiği “Hz. Muhammed’in getirdiği hiçbir yenilik yok. Sadece kötü ve insanlık dışı şeyler getirdi” sözlerini İslamiyet’e saldırırken kullandı. 16. Benedikt’in sözleri hemen ülkemizde tepki gördü. Ancak Papa’nın sözleri tarihteki bir Müslüman-Hristiyan tartışmasına dayanıyordu ve bu tartışma da Papa’nın iddia ettiği sözler söylenmemişti. Ancak ülkemizde Papa’nın tarihi dayanağına doğru düzgün bir açıklama getirilmedi. Din tartışmalarında hemen öne çıkanlardan da hiçbir ses soluk çıkmadı. Diyanet İşleri Başkanımız’ın açıklanmasında da sadece Papa’ya tepki vardı. 14. yüzyıldaki tartışmaya değinilmiyordu. Bu konuda Batılılar’ın onlarca araştırması varken bizim ilahiyatçılarımızın konudan haberdar bile olmamaları çok üzücü. <BR><BR><STRONG>BİZANS’IN TALİHSİZ HÜKÜMDARI </STRONG><BR><BR>XIV. asrın başlarında Bizans sınırlarında tarih sahnesine çıkan ve özellikle bu devlete karşı yürüttükleri aktif gazâ siyasetiyle Anadolu’da şöhretlerini arttıran Osmanlılar, Orhan Gazi döneminden itibaren Bizans iç politikasının ana belirleyici unsurlarından birisi hâline gelmişlerdi. Bir zamanlar Doğu’yu ve Batı’yı demir pençeleri arasında tutan Bizans imparatorları, 1362 ile 1389 yılları arasında Osmanlı tahtında bulunan Birinci Murad’a tâbi oldular ve hükümdarın Anadolu seferlerinde Osmanlı ordusunda yer aldılar. Manuel İkinci Paleologos, Bizans’ın bu zor yıllarında 17 Temmuz 1350’de doğdu. İmparator Beşinci İoannes’in ikinci oğluydu. Prensliği sırasında çok iyi bir eğitim gören Manuel, Hristiyan ilahiyatına çok düşkündü. Bu yüzden devlet adamlığının yanında dini bir şahsiyet olarak da ünlendi. Yıldırım Bayezid, Osmanlı hakimiyetini reddeden Anadolu Beylikleri’ne karşı 1390’da sefere çıkınca, vasallık yükümlülüğü gereğince İmparator Beşinci İoannes’in oğlu Manuel ve torunu Yedinci İoannes Osmanlı ordusunda yer aldılar. Ertesi yıl Manuel, yine Sultan Bayezid’in yanındaydı. Prens Manuel, Bursa’da Osmanlı hükümdarının emri altındayken, babası Beşinci İoannes’in 16 Şubat 1391’de öldüğünü haber aldı. Manuel’in yeğeni Yedinci İoannes Bizans tahtına oturabilmek için harekete geçmişti. Manuel, tahtı kaybetmemek için yeğeninden önce davranmak zorundaydı. Bu yüzden Yıldırım Bayezid’den izin almadan Bursa’dan kaçıp İstanbul’a gelerek tahta çıktı. Sultan Bayezid, bu oldu bittiye çok kızdıysa da Manuel’i tahtında bıraktı, ancak Bizans üzerindeki Osmanlı kontrolünü daha da sıkılaştırdı. İkinci Manuel olarak Bizans tahtına çıkan imparator tıpkı babası gibi uysal bir şekilde, Osmanlı ordusunda hizmet etmeye devam etti. Osmanlı ordusunun yeni hedefi, Orta Anadolu’da bir beylik kurmuş olan ve oldukça çetin bir rakip olan Kadı Burhaneddin Ahmed’di. Titreye titreye Türk Sultanı’na boyun eğen Bizans İmparatoru, annesi Elena’yı İstanbul’da yerine vekil olarak bırakıp, birlikleriyle beraber Osmanlı ordusunun Kadı Burhaneddin’in üzerine yaptığı sefere katıldı. <BR><BR><STRONG>ANKARA’DA HRİSTİYANLIK’LA MÜSLÜMANLIK TARTIŞMASI </STRONG><BR><BR>Osmanlı ordusu, 1391 sonbaharının sonunda Kızılırmak yakınlarındaki Çorumlu sahrasında Kadı Burhaneddin ile yapılan savaşta mağlup oldu. Osmanlı ordusu, bu seferden perişan bir hâlde dönerken Ankara’da bir ay kadar mola verdi. İmparator İkinci Manuel burada yaşlı müderris olarak zikrettiği Müslüman bir din adamıyla karşılaştı. Ankara’nın soğuk kış akşamlarında 26 gün boyunca her gece, meraklı bir dinleyici topluluğunun huzurunda gecenin geç saatlerine kadar uzun uzun Hristiyanlık ve İslamiyet üzerine tartışmalar yapıldı. Bizans İmparatoru, bu tartışmaların içeriğini, nasıl cereyan ettiğini daha sonra kaleme aldı. Biz olup bitenleri imparatorun kaleminden öğreniyoruz ve bu yüzden ne kadarının gerçek ne kadarının yanlış olduğunu tam olarak bilemiyoruz. Bu tartışma hakkında herhangi bir Osmanlı kaynağında bir bilgiye de rastlayamıyoruz. İmparator Manuel’in bir Müslüman’la yaptığı tartışma kendi döneminden günümüze kadar Hristiyan dünyasında büyük bir ilgi çekti, ancak imparatorun tartışmadaki muhatabının kim olduğu uzun süre bilinmedi. Manuel, karşısındaki Müslüman âlimden Pers bir müderris diye bahseder. Bizans tarih yazıcılığını biraz bilenler, Türkler İran üzerinden Anadolu’ya geldikleri için Bizanslı yazarların şehirli Türkler’e genellikle Persler dediklerinden haberdardır. Manuel ile tartışma yapan âlim yakın zamana kadar Batı’da “Pers Müderris” olarak tanındı. Bazen de Müslüman sofi dendi. Anadolu’daki dini hayat konusunda yaptığı araştırmalarla tanınan Michel Balivet, Türk ve Bizans kaynaklarını inceledi ve müderris olarak adlandırılan âlimin Hacı Bayram-ı Veli olduğunu ortaya çıkardı (“Le soufi et le Basileus: Hacı Bayram-ı Veli (1340-1430) et Manuel II Paleologue (1350-1425)”, Melanges Byzantines, Seldjoukides et Ottomans, İstanbul 2005). Bu yazıyı hazırlarken engin bilgisine başvurduğum ülkemizdeki nadir Bizans tarihi uzmanlarından ve İkinci Manuel dönemi üzerine bir tez hazırlamış olan değerli dostum Dr. Mustafa Daş da Balivet’le aynı fikirdedir. Hacı Bayram-ı Veli, o dönemde Yıldırım Bayezid’in çok yakını bir âlimdi. İmparator, tartışmaları yazarken karşısındaki âlimden saygıyla söz eder. Onun bilgili, hoşgörülü ve saygıdeğer bir kişi olduğunu defalarca vurgular. <BR><BR><STRONG>İMPARATOR TARTIŞMAYI <BR>KAFASINA GÖRE YAZDI <BR></STRONG><BR>26 gece boyunca yapılan tartışmaların hepsinin içeriğine vakıf değiliz. Manuel, 7. tartışmaya büyük önem vererek, bu tartışmayı yazmıştır. İmparatorun heyecanla anlattığına göre yedinci gece yapılan tartışmada Hristiyanlık’la Müslümanlığın birbirine üstünlüğü, Kur’an’ın verdiği mesajlar gibi konular ele alınmıştı. Hacı Bayram-ı Veli, Hz. Musa ve Hz. İsa’nın getirdiği dinleri hak din olarak kabul ettiklerini, fakat insanların verilen ilahi mesajları bozdukları için Allah’ın yeni bir peygamber ve kitap gönderdiğini dile getirmesi üzerine, II. Manuel, Hz. Musa ve Hz. İsa’nın mesajının bozulmadığını, Hz. Muhammed’in yeni bir mesaj getirmediğini savunmuştu. Ancak imparatorun Türkler’in emri altında ve Müslümanlar’la dolu bir ortamda sultanın yakını olan bir âlime “Bana Hz. Muhammed’in getirdiği yenilikleri göster... Sadece kötü ve insanlık dışı şeyler bulacaksın. Tıpkı vaaz ettiği dinin kılıç gücü ile yayılması emrini verdiği gibi... Dine davet için, şiddet ve tehdit yerine, iyi konuşma kapasitesi ve doğru akıl yürütme gerekir...” deme ihtimali yoktur. İmparator, daha sonra tartışmayı kaleme alırken kendisini ön plana çıkarmak için bu sözleri uydurmuştur. Hacı Bayram-ı Veli, teslise, Hz. İsa’nın Tanrının oğlu olmasına, itirazlarını dile getirirken, Manuel, Müslümanlar’ın, Hz. Meryem’in bakireliğine inanmalarına, Hristiyanlığı hak din olarak kabul etmeleri gibi konuları öğrendikçe hayretler içine düşmüş ve bunu da yazmıştı. İmparator ve Hacı Bayram arasındaki tartışma, “Bir gün gelecek Hristiyanlar ve Müslümanlar ortak bir düşüncede birleşecekler” temennisi ile son bulmuştu. İkinci Manuel, bu tartışmayı diyaloglar şeklinde kaleme almış ve kardeşi Mora Valisi Theodoros Paleologos’a göndermişti. Manuel’in Hacı Bayram-ı Veli ile yaptığı tartışmalar, Müslüman ilahiyatçılar tarafından pek bilinmezken Hristiyan ilahiyatçılar için her zaman muteber bir kaynak olarak kullanıldı. Hadi bu tartışmayla ilgili bir iki kitap ismi söyleyelim de belki birilerinin dikkatini çeker (T. Khoury, Entretiens Avec un Musulman, 7eme Controverse, Sources Chretiennes 115, 1966; E. Trapp, Manuel II Palaiologos, Dialoge mit Einem “Perser”, Viyana 1966; Reiner, S. W. Reinert, “Manuel II Palaeologos and His Müderris”, Twilight Byzantium, s. 39-51) <BR><BR><STRONG>BİZANS İMPARATORU AVRUPA KAPILARINDA </STRONG><BR><BR>İmparator, seferden İstanbul’a 1392 Ocak’ında dönebilmişti. Osmanlılar ile Bizans arasındaki ilişkiler bir süre sonra bozuldu. Yıldırım Bayezid 1394’ten sonra İstanbul’u uzun süreli bir kuşatmaya aldı. 1396’da Batı Avrupa’dan katılımların olduğu Niğbolu Haçlı seferi düzenlendi. Yıldırım Bayezid, 1396’da Niğbolu Muharebesi’nde Haçlılar’ı perişan edince, Manuel’in son umutları da toprağa gömüldü. Yıldırım Bayezid, İstanbul’u almaya kararlıydı ve Niğbolu zaferinden sonra Bizans’ı tamamen çökertmek için hazırlıklarına hız verdi. İkinci Manuel, 1399’da çaresiz olarak Avrupa’ya gidip başta papa olmak üzere Fransa ve İngiltere krallarından yardım dilendi. Roma, Paris ve Londra’da yaptığı temaslar hiçbir netice vermedi. Her defasında güzel sözler ve vaatler duydu ama kimse yardıma yanaşmadı. İmparator, umutsuzca Bizans’ın yani hükümdarlığının yıkılış haberini, çakılıp kaldığı Paris’te beklerken Yıldırım Bayezid’in 1402’de Ankara Muharebesi’nde Timur’a yenildiği haberini öğrendi. 1402 ile 1403 yılları arasındaki “Fetret Devri” boyunca Yıldırım’ın oğulları birbirleriyle savaşırken bu durumdan ustaca faydalandı. Son derece dindar bir Hristiyan olan İkinci Manuel, yaşlanıp hastalanınca bir manastıra kapanarak Keşiş Mathaios adıyla 21 Temmuz 1425’te öldü ve İstanbul’da Pantokrator (Zeyrek) Manastırı’na defnedildi. <BR><BR>Benedikt’in unuttuğu... <BR><BR>Bizans İmparatoru’nun önemli bir özelliği de sıkı bir Katolik düşmanı olmasıydı. İkinci Manuel, Türkler karşısında çok zor durumda kalmasına rağmen, papanın ruhani üstünlüğü altında Ortodoks ve Katolik kiliselerinin birleştirilmesine her zaman şiddetle karşı çıkmıştı. Katolik Batı Hristiyan dünyası, Bizans’ın Türkler’e karşı yardım taleplerine; “Önce Roma Kilisesi’nin yani şimdiki Vatikan’ın üstünlüğünü kabul edip kiliselerin birleşmesini, yani “Union”u kabul edin sonra yardım edelim” cevabını vermişti. Katolikliğin kabul edilmesine en sert tepkiyi Bizans halkı vermiş ve kendilerine din hürriyeti tanıyan Türkler’i, Latinler’e de Papalığa da tercih etmiştir. “İstanbul’da Latin Kardinalinin külahını görmektense Türk Sultanının sarığını görmeyi tercih ederim” tercihi boşuna yapılmamıştı. Papalığın bu talebi ve Kiliselerin birleştirilmesi konusunda İkinci Manuel oğluna şöyle vasiyet etmişti: <BR><BR><STRONG>TÜRKLER’İ KORKUTMAK İÇİN </STRONG><BR><BR>“Kâfirler bizim Batılı Hristiyanlarla birleşeceğimizden, uzlaşmaya varacağımızdan çekiniyorlar. Çünkü böyle bir şeyin çıkarlarına çok zarar vereceğini seziyorlar. Bu yüzden benim bir konsil (kiliselerin birleşmesi için toplantı) toplanmasıyla ilgili sana vereceğim öğüt şudur; bu tasarıya ilişkin incelemelerini, soruşturmalarını elinden geldiği sürece yürüt; özellikle de Türkler’i korkutmak için bir şeye ihtiyaç duyduğunda. Ama gerçekten konsil toplamaya kalkışma”. Bizans İmparatoru İkinci Manuel Paleologos’un sözleriyle İslam düşmanlığı fikirlerini destekleyen Papa İmparator’un Katolik karşıtlığını görmezden geldi. Papa kendini dinleyenlere Bizans İmparatoru’nun bir İslam alimine söylediği şu sözleri aktardı: “Bana Hz. Muhammed’in getirdiği yenilikleri göster... Sadece kötü ve insanlık dışı şeyler bulacaksın. Tıpkı vaaz ettiği dinin kılıç gücü ile yayılması emrini verdiği gibi... Dine davet için, şiddet ve tehdit yerine, iyi konuşma kapasitesi ve doğru akıl yürütme gerekir...” <BR><BR><STRONG><U>Anadolu’daki ilk Türk tarikatının kurucusu </U></STRONG><BR><BR>14. yüzyılın ortalarında Ankara’da Zülfazl Köyü’nde doğan Hacı Bayram-ı Veli Ankara’da bir süre müderrislik yaptıktan sonra 1403’te Somuncu Baba’ya intisap etti. daha sonra şeyhinin yanından ayrılarak Ankara’ya geri döndü. Ankara’da Hacı Bayram-ı Veli’nin etrafında geniş bir mürid topluluğu oluşmaya başlayınca dönemin hükümdarı Sultan İkinci Murad’a şikâyetler gitti. Sultan Murad, bunun üzerine 1420’li yılların başında Hacı Bayram-ı Veli’yi Edirne’ye çağırttı. İkinci Murad, Hacı Bayram’la konuştuktan sonra, anlatılanların dedikodudan ileri gitmediğini anladı. Sultan, Ankara’ya geri dönen Hacı Bayram-ı Veli’nin müridlerine vergi muafiyeti verdi. Osmanlı Sultanı İkinci Murad’ın Hacı Bayram- ı Veli’nin müritlerine vergi muafiyeti vermesi, bu tarikatın yayılıp genişlemesini sağladı. Bayramiyye, Anadolu’da doğup büyüyen ilk Türk tarikatıdır. Hacı Bayram-ı Veli kurduğu Bayramiyye tarikatıyla Anadolu’nun manevi yapısının şekillenmesinde önemli rol oynamıştır. Hacı Bayram-ı Veli, 1430’da Ankara’da vefat etti ve kendi adını taşıyan caminin yanındaki türbeye gömüldü. Türbesi Ankara’nın en önemli ziyaretgâhlarındandır.</P><STRONG><br />
<P><STRONG>İLGİLİ HABERLER:</STRONG></P><br />
<P><STRONG><A href='http://www.haber7.com/haber.php?haber_id=185904'>SOMALİ'DE BİR RAHİME ÖLDÜRÜLDÜ</A></STRONG></P><br />
<P><STRONG><A href='http://www.haber7.com/haber.php?haber_id=185903'>PAPA'YA BİR ÖZÜR ÇAĞRISI DA İSPANYA'DAN</A></STRONG></P><br />
<P><STRONG><A href='http://www.haber7.com/haber.php?haber_id=185876'>PAPA YİNE ÖZÜR DİLEMEDİ: ÜZGÜNÜM</A></STRONG></P><br />
<P><STRONG><A href='http://www.haber7.com/haber.php?haber_id=185862'>İTALYAN BAKAN: PAPA BİZZAT ÖZÜR DİLEMELİ</A></STRONG></P><br />
<P><STRONG><A href='http://www.haber7.com/haber.php?haber_id=185857'>BARDAKOĞLU'NDAN PAPA'YA DERS</A></STRONG></P><br />
<P><STRONG><A href='http://www.haber7.com/haber.php?haber_id=185880'>PAPA İTALYANLARI DA ÇOK KIZDIRDI</A></STRONG></P><br />
<P><STRONG><A href='http://www.haber7.com/haber.php?haber_id=185896'>ALMAN BAKAN PAPA AĞZIYLA KONUŞTU</A></STRONG></P><br />
<P><STRONG><A href='http://www.haber7.com/haber.php?haber_id=185844'>PAPA'YA BİR TEPKİ DE GÜL'DEN</A></STRONG></P><br />
<P><STRONG><A href='http://www.haber7.com/haber.php?haber_id=185742'>BAŞBAKAN'DAN PAPA'YA SERT TEPKİ</A></STRONG></P></STRONG>

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
DİĞER HABERLER
Enes Kanter'e ABD'de soğuk duş! Mide bulandıran skandal sonrası hakkında soruşturma açıldı
Amerikalılar bu defa da akreplerimize göz dikti!