Arınç komutanı nasıl sevindirdi?

TBMM Başakanı Bülent Arınç, Meclis kürsüsünden hangi komutanların adını niçin verdi? Ne tepki aldı? Albay eşi Arınç'ı Meclis'ten arayıp nasıl bir not bıraktı?

Arınç komutanı nasıl sevindirdi?
Arınç komutanı nasıl sevindirdi?
GİRİŞ 07.04.2007 01:30 GÜNCELLEME 07.04.2007 01:30

ADNAN ÖKSÜZ'ÜN ÖZEL HABERİ


Telefonda, eşinin TSK'da albay rütbeli asker olduğunu belirten kadın oldukça telaşlı bir sesle konuşuyordu;

'Oldukça memnun olduk. Bülent Arınç beye çok selamlarımızı söyleyin. Söylediklerine aynen katıldığımızı ifade etmek istiyorum. Lütfen bu mesajımızı iletiniz'.

Albay eşinin aradığı, dönemin Başbakanı ve DSP lideri Bülent bey değildi, Kapatılan Fazilet Partisi Grup Başkanvekili ve Manisa milletvekili Bülent Arınç'tı.

572 sıra Sayılı, Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu ve Jandarma Teşkilatı Kanunu üzerinde konuşurken, eski Fazilet Partisi Meclis Grubu'nu arıyor ve Bülent Arınç'a bu duygularını iletiyordu.

Peki ama Bülent Arınç'ın hangi cümleleri, Albay eşini bu kadar hislendirmiş, duygulandırmıştı?Olayın ilginç bir öyküsü bulunuyor..

Parlamento üyeleri 'Derviş Yasaları' olarak da isimlendirilen yasaları beklerken Meclis'te gündemin üst sıralarına yerleşen ve Genel Kurul gündemine alınan üç yasa tasarısı dikkatleri çekmişti. Bunlar Türk Silahlı Kuvvetleri ile ilgili yasa çalışmalarıydı.

Yasa tasarısı üzerinde söz sırası eski Fazilet Parisi'ne gelince grup adına konuşmayı Grup Başkanvekili, Manisa milletvekili Bülent Arınç yaptı.

'Değerli arkadaşlarım, sözlerimin başında, öncelikle Sayın Millî Savunma Bakanımıza teşekkür etmek isterim. Sayın Bakan, hem bu üç kanun üzerinde hem de bundan önceki, kendi Bakanlığını ilgilendiren kanunlar üzerinde güzel bir uygulaması var. Parti gruplarını ziyaret ediyorlar ve kanunlar üzerinde, gerek kendileri gerekse askerî bürokrasideki arkadaşlarımız bilgi veriyorlar.' diye başlayan Arınç, bu çabayı olumlu bulduklarını ve yapılması gerekenin de bu olduğunu belirtiyordu. Şunları da ekleyerek; 'Hepimiz, Türk Silahlı Kuvvetleri üzerinde hassasiyet göstermeye mecburuz. Bizim ordumuza, elbette, hepimiz güveniyoruz, gözbebeğimizdir; ona yöneltecek hiçbir tenkitimiz ve eleştirimiz olamaz. O, bizim yurdumuzun, bağımsızlığımızın sembolü, vatanımızın, bayrağımızın bekçisidir. Millet olarak, Türk Silahlı Kuvvetlerine olan bağlılığımızı, herhalde, hepimiz en iyi bir şekilde biliyoruz'.

Arınç'ın, Meclis kürsüsünden bundan hemen sonra söyledikleri ise bir tartışmanın, hem de Meclis kürsüsünden naklen yayınlanan bir polemiğin habercisi oluyordu, adeta.

FP Meclis Grup Başkanvekili, TSK'ya yönelik bu övünç dolu satırları sıraladıktan hemen sonra, kamuoyunda uzun süredir tartışmalara konu olan hususa dağiniyordu; bazı emekli paşaların, batık bankalarda yönetim kurulu üyesi olmaları...

Eski Jandarma Genel Komutanı Teoman Koman'ın, batan İnterbank'ın yönetim kurulu üyeliğinden başlayarak bugüne kadar birçok emekli paşa, birçok batık bankanın yönetim kurullarında görev almış ve bu Ordu bünyesinde büyük bir rahatsızlık meydana getirmişti.

Emekli paşaların mahkemede ifade verip vermeyecekleri tartışılırken, açılan davaya paralel olarak eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Vural Bayazıt mahkemede 45 dakika ifade vermeye gelmişti. Arınç'ın konuşması bu açıdan önem taşıyordu. Arınç dikkatli konuşmasında 'Son zamanlarda özellikle, ifade etmekten hicap duyarak söylüyorum; ama, bir gerçektir; maalesef, emekli olan orgenerallerimizin, kuvvet komutanlarımızın, korgenerallerimizin bir kısmının, bankalarda yönetim kurulu üyeleri olarak veya özel sektörde danışman olarak görev yaptığını hepimiz biliyoruz' cümlesini vurguladıktan sonra şöyle diyordu;

'Yani, bir Cavit Çağlar'ın, bir başkasının, bir değerli komutanı bankasının yönetim kuruluna koyarken, herhalde finans bilgisinden istifade etmek için bu görevlendirmeyi yapmadığını yeni doğan çocuklar da çok iyi biliyorlar. Bunun arkasından şöyle bir tehlike geliyor: Ordumuzda yıllarca komutanlık yapmış olan bu değerli zevat, bugün, ağır cezalarda, devlet güvenlik mahkemelerinde yargılanıyor ve maalesef, yurtdışına çıkış yasakları bile var. Ben, bundan üzüntü duyuyorum; sağ olsun ki, Sayın Genelkurmay Başkanımız da bundan üzüntü duyuyor ve muhtelif yerlerde yaptığı konuşmalarda, emekli orgenerallerin, kuvvet komutanlarının, korgenerallerin bu tür işlerde çalışmaması gerektiğini de çok güzel biçimde ortaya koyuyor. Bugün, Muhittin Füsunoğlu'ndan Teoman Koman'a, Vural Beyazıt'tan Ahmet Çörekçi'ye kadar hepsi, bir bankanın, batmış bankanın, içinde milletin emanetlerinin batırıldığı bankaların -ne hikmetse- yönetim kurulu üyeliklerini yapmışlardır. Belki, bugün üzüntü duyuyorlar, belki pişmanlık duyuyorlar; ama, Türk Silahlı Kuvvetlerine gelebilecek en küçük bir tenkiti bile, bu vesileyle hak etmiş ve yerine getirmiş oluyorlar. O bakımdan değerli kardeşlerim, aldıkları emekli aylıklarına ilaveten, dolar karşılığı bu tür işlerde çalışan veya çalıştırılan kişilere bir de kadrosuzluk tazminatı vermek, doğrusu bana pek de hoş gelmiyor ve uygun gelmiyor. Olabilir ki, çalışırlar, çalıştıklarının karşılığını da mutlaka alacaklardır; bir de, bu fakir milletin bütçesinden, onlara ayrıca bir kadrosuzluk tazminatı vermek, yüzbaşı için de aynı şeyi söylüyorum, orgeneral için de aynı şeyi söylüyorum, doğru olmasa gerektir'.

Arınç konuşmasında dört eski komutanın adını zikrediyordu..

Eski Jandarma Genel Komutanı Emekli Orgeneral Teoman Koman, Eski Kara Kuvvetleri Komutanı Emekli Orgeneral Muhittin Fisunoğlu, Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Emekli Oramiral Vural Bayazıt ve Eski Hava Kuvvetleri Komutanı Emekli Orgeneral Ahmet Çörekçi.

İLK TELEFON KİMDEN?

İlk üç emekli komutandan bir ses çıkmazken, Ahmet Çörekçi Paşa hemen telefona sarılmış, eski FP Grubu'nu arayarak 'Kendisinin ilk üç isimle birlikte anılmamasının gerektiğini, emekli olduktan sonra hiçbir holdingte ya da bankada görev almadığını' duyurmuştu.

Çörekçi Paşa, telefonla bu tepkisini iletmişti ama o anda Arınç, Meclis Genel Kurulu'nda yasayla ilgili gelişmeleri izliyordu.

İş, Grup'un emektarlarından Himmet abi'ye düşmüştü. Himmet abi mesajı aldığı gibi Meclis Kulisinin yolunu tutmuş ve Arınç'ı içerden çağırtarak, eline tutuşturulan notu Grup Başkanvekili'ne iletmişti.

Çörekçi Paşa'nın mesajı ivedilikle, birkaç dakika içinde, herhangi bir ekleme/çıkarma olmadan Bülent beye ulaşmıştı.

BÜLENT BEYDEN ANINDA TEKZİP



Arınç'ın cümleleri (Meclis Tutanaklarından) aynen şöyleydi; 'Biraz evvel yaptığım konuşmada, emekli orgeneral ve kuvvet komutanlarımızdan bazılarının bankalarda ve özel sektörde çalıştıklarını, bunların bir kısmı hakkında da, maalesef, ağır cezalarda, DGM'lerde dava açıldığını ifade etmiştim. Biraz önce önüme bir not getirdiler, Sayın Ahmet Çörekçi Paşamız Grubumuzu aramışlar hem konuşmamız için teşekkür etmişler hem de kendisiyle ilgili olarak 'ben, Turgay Ciner'in Park Holdinginde görev teklifi almıştım, fakat, bunu kabul etmedim; yine, Havaş'la ilgili olarak da bir davam yoktur. Açıklarsanız, görevi kabul etmediğim ve dolayısıyla hakkımda açılmış bir dava da olmaması sebebiyle bir düzeltmeye ihtiyaç var' demişler; severek yapıyorum; kendilerine teşekkür ediyorum'.

Televizyonun karşısında bulunan Çörekçi Paşa rahatlamış, Arınç da yanlış enformasyondan kaynaklanan bir hatayı düzeltmişti.

TELEFON ÜSTÜNE TELEFON

Aynı dakikalarda kapatılan Fazilet Partisi Meclis Grubu'nda bir başka ilginç gelişme daha yaşanıyordu; Bülent Arınç'ın Hasan Çörekçi Paşa'nın tekzibini Meclis kürsüsünden açıkladığı anlarda, Grubunu arayan ve kendisini 'Bir Albay eşi' olarak tanıtan bir hanım, yazının grişindeki mesajının mutlaka Arınç'a iletilmesini talep ediyordu.

Meçhul hanım bu cümlelerden sonra telefonu kapatmış ancak, Bülent beyin hangi konuşmasından dolayı teşekkür ettiği netlik kazanmamıştı. Emekli ordu mensuplarının maaşlarına yapılacak iyileştirmeyle mi ilgili yoksa Çörkeçi Paşa'nın tekzibini açıkladığı için mi? Ancak,hangi sebeple olursa olsun, gerçekten doğruysa bir Albay eşinin, Fazilet Grubu'nu arayarak, Arınç'ın konuşmasına olumlu tepki vermesi son dönemlerde gerçekleşen bir olay değildi.

***

Bu anekdotun ardından işte o soru;

Peki ama Bülent Arınç'ın askerlerle arası nasıl?Bülent beyin bir jandarma assubayının çocuğu olması...

Son olarak ziyaretine gelen Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt ve bazı Komutanlar makamında yarım saat kaldı.

Arınç'ın, ilk Meclis Başkanlığı döneminde ziyaretine gelen komutanlar, makamda çok kısa bir süre kalmışlar, bu da kısmi bir gerginliğe yolaçmıştı..

Peki, Meclis Başkanının gerçekte Türk Silahlı Kuvvetleriyle bir bir sorunu var mı?

Bu sorunun cevabı, yukardaki ilginç anekdotta..

Ancak bir nokta daha var;

O da;

***

Bugün bir büyük gazetenin yazarı biraz da bu konyu dolaylı olarak ima eden bir yazı yazdı.

TBMM'de dün yapılan Meclis Üstün Hizmet Ödül töreninden bir sahneyi ele almış yazar...

Arınç'ın eşi Münevver Arınç, Köy çocuklarına verdiği eğitim desteğinden dolayı amcası Kazım Taymaz'a ödül veriyor..

Yazar, şöyle diyor:

'Hizmet Ödülü verilen 47 kişi ve kuruluş arasında, 'Köy Çocukları Eğitim Derneği' adlı bir kuruluş da var.

Bunun kurucusu Kazım Taymaz.

Epey yaşlı bir insan.

Taymaz, TBMM Başkanı Bülent Arınç’ın eşi Münevver Arınç’ın amcası.

O nedenle ödülü, Münevver Arınç veriyor.

Tabii bütün gazetecilerin dikkati, türbanlı Münevver Arınç üzerine çevriliyor.

Bense bir başka noktaya odaklanıyorum.

Kazım Taymaz, konuşmasında sık sık askerlerin, kurucusu olduğu bu derneğe yaptığı yardımlara atıf yapıyor.

Bir generalin adını veriyor.

'Ordu, bütün çalışmalarımı her zaman destekledi!' diyor.

O bunları söylerken Münevver ve Bülent Arınç’ın yüzüne dikkatle bakıyorum.

İkisinde de şaşkınlık veya yanlış bir şey yapılmış ifadesi yok.'

***

Hürriyet yazarının yukardaki anekdottan ve Meclis Başkanı'nın ailesiyle ilgili bilgiden bazı alacakları olmalı...

cafesiyaset.com

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
DİĞER HABERLER
Kan donduran yumruk! Tartıştığı kişiyi komalık etti
NATO ülkelerine "bunu yapmazsak Rusça öğrenmemiz gerekecek" deyip tarihi kararı duyurdu