Baykal'ın gündemi Gül'ün adaylığı
CHP lideri Baykal, Gül'ün adaylığını değerlendiriyor. Baykal, Erdoğan'ın adaylığının Tandoğan'da yüzbinlerin engellediğini savundu, bunu demokrasi zaferi olarak değerlendirdi ve...

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, 'Başbakan Recep Tayyip Erdoğan cumhurbaşkanı adayı olmadıysa; bu, millet onu kabul etmediği içindir. Bu sonucun alınması, Türkiye'de demokrasinin zaferi ve başarısıdır' dedi.
Baykal, partisinin TBMM grubunda, cumhurbaşkanı seçimine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Cumhurbaşkanı seçiminin, AK Parti'nin bir iç işi olarak götürülmek istendiğini savunan Baykal, 'Bugün Tayyip Erdoğan cumhurbaşkanı adayı olmadıysa; bu, millet onu kabul etmediği içindir. Milletin cumhurbaşkanlığı anlayışına, Başbakan uygun olmadığı içindir' dedi.
Bu uyumsuzluğun millet tarafından tespit edildiğini öne süren Baykal, bu sonucun alınmasının, Türkiye'de demokrasinin zaferi ve başarısı olduğunu, büyük bir demokrasi dersi verildiğini ifade etti.
Baykal, bu sonucun alınmasına toplumun pek çok kesiminin büyük katkı sağladığını, pek çok kesimin ise umursamadığını, görmemezlikten geldiğini belirtti.
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, cumhurbaşkanı adayı Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül'ü kutladı. Baykal, 'Onun önünde Türkiye'nin yaşadığı tabloyu görerek, ülkemizi barış ve istikrara kavuşturmak için bir fırsat çıkmıştır' dedi.
Baykal, CHP TBMM Grup toplantısında, Gül'ün cumhurbaşkanı adayı olmasını da değerlendirdi.
Gül'ün, cumhurbaşkanı aday olarak belirlendiğini ifade eden Baykal, şöyle konuştu:
'Kendisini kutluyorum. Adaylığı hayırlı olsun. Bundan sonra, adaylığını, Parlamentonun bir ortak sorumluluğu haline dönüştürme konusunda üzerine düşeni yapar. Bunu bir AK Parti adaylığı halinde sürdürmeyi, öncelikle kendisi reddeder.
Bunu, kendisine hatırlatmayı görev biliyorum. Kendisini bir AK Parti adayı mantığı içinde sürdürecek olursa, seçilirken de AKP adayı olur. Eğer seçilmeyi başarırsa da Anayasa Mahkemesinden, cumhurbaşkanlığına kadar her noktada önünde çok ciddi sorunlar, engeller kendini gösterir. Onun önünde Türkiye'nin yaşadığı tabloyu görerek, ülkemizi barış ve istikrara kavuşturmak için bir fırsat çıkmıştır.
Artık AK Parti kimliğini bir yana bırakarak, (Cumhuriyet hükümetinin, Türkiye Cumhuriyetinin, Anayasamızın içtenlikli sahibine dönüşme konusunda samimi bir çabayı sergileyeceğinin) güvenini Türkiye'ye vermek zorundadır. Bunu verirse, kendisi de Türkiye de kazanır. Ama emir kumanda altına girerse, AK Parti partizanlığının bir uzantısı haline Çankaya'yı dönüştürmeye kalkarsa, bundan kendisi de Türkiye de büyük zarar görür. '
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın siyasi üslubunun, “demokratik üslup olmaktan çok uzak olduğunu, despotik bir siyaset üslubuna sahip bir insan olarak ortaya çıktığını” savundu.
Baykal, partisinin TBMM grubunda yaptığı konuşmasında, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e şükranlarını ve saygılarını sundu.
Sezer'in, Türkiye'nin çok güç bir döneminde, ülkenin muhtaç olduğu anlayışı, yaklaşımı, duyarlılığı Çankaya'da, kararlılık, tutarlılık ve cesaretle sürdürdüğünü belirten Baykal, “Geride bıraktığımız dönemde çok büyük sorunlar yaratabilecek gelişmeler, Sayın Sezer'in cumhurbaşkanlığının katkılarıyla denetim altına alabilmiştir” dedi.
Deniz Baykal, gelecekte Sezer'in cumhurbaşkanı olarak değerinin çok daha iyi anlaşılacağını belirterek, tarihin, Sezer'i, “çok seçkin, başarılı, Anayasa'yı özümsemiş, görevini başarıyla yapan bir cumhurbaşkanı” olarak kaydedeceğini vurguladı.
Cumhurbaşkanlığı makamının önemine işaret eden Baykal, bu makamın, yönetimde yanlışlıkların engellenmesinde çok önemli fren yetkileri olan bir makam olduğunu dile getirdi. Baykal, yanlışlığa eğilimli bir siyasi iktidarın işbaşında bulunduğu dönemlerde, cumhurbaşkanlığının değeri ve öneminin çok daha arttığını kaydetti.
ANAYASA'NIN MEKANİZMALARI İLE DEĞERLERİ
Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğuna dikkati çeken Baykal, Anayasa'nın koyduğu mekanizmaların bulunduğunu anımsattı.
CHP lideri Baykal, Anayasa'nın ayrıca, özü, ilkeleri, sahip çıktığı değerlerin de olduğunu dile getirerek, Anayasa'nın özü ve mekanizmasının birlikte işleyeceğini kaydetti.
Anayasa'nın öngördüğü mekanizmaların, Anayasa'nın özüne, içeriğine, değerleri ve ilkelerine uygun bir şekilde işleyeceğini ifade eden Baykal, doğrunun bu olduğunu söyledi. Baykal, zaman zaman bu konuda sıkıntılar çıktığını, Anayasa'nın mekanizmaları ile değerleri arasında bir uyumsuzluk ortaya çıktığını, bunun toplumda krizlere yol açtığını belirtti.
Bu tablo karşısında Anayasa'ya sahip çıkılması gerektiğini dile getiren Baykal, görevlerinin, halkın desteğiyle uyum ve bütünleşmeyi gerçekleştirmek olduğunu söyledi.
YANLIŞ BAŞLANILDI
Deniz Baykal, cumhurbaşkanlığı konusunun, toplumun bilgisi, katılımı, değerlendirmesi içinde, şeffaf ve içtenlikli bir yaklaşımda ele alınamadığını savundu.
Cumhurbaşkanlığı sürecinin, başından bu yana kapalı devre, AK Parti'nin bir iç işi gibi algılanarak, götürülmek istendiğini ileri süren Baykal, konunun ilk kez böyle algılandığını söyledi.
Baykal, seçilecek kişinin, sadece belli bir siyasi partiye oy verenlerin değil, 72 milyonun cumhurbaşkanı olacağını vurguladı.
AK Parti'nin, “Cumhurbaşkanını biz seçeceğiz” dediğini, olaya bu şekilde yanlış başlanıldığını ifade eden Baykal, bunun, temel bir yanılgı olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanının, parlamentoda salt çoğunlukla seçilmesinin, Anayasa açısından kabul görmediğini belirten Baykal, AK Parti'de bir dayanışma arayışının kendisini göstermediğini savundu.
“Niçin içe kapalı bir tavır tercih edildi. Bunun altında ne yatıyor?” diye soran Baykal, şöyle konuştu:
“Bunun altında, Sayın Başbakan'ın, kendisini cumhurbaşkanı olarak seçtirme düşüncesi yatıyor. Başbakan değerlendirmiştir ki, 'eğer toplumu, muhalefeti katmaya kalkarsak, diğer partilerle işbirliği içinde cumhurbaşkanı arayışına yönelirsek, bunun en kesin sonucu olarak, benim cumhurbaşkanı adaylığım gündemden düşer. Halbuki, ben cumhurbaşkanı olmak istiyorum. Ben ancak kendi partimin, parti militanlarımın, milletvekillerimin, bu işi sadece kendi başlarına götürmesi halinde güvence altına alabilirim' diye bir değerlendirme yapmıştır. Ve cumhurbaşkanı seçimini, toplumla, siyasi partilerle, milletvekilleriyle paylaşmaktan kaçınmıştır.
Eğer sayın Başbakan, cumhurbaşkanı olma kararı almasaydı, bu seçim çok daha katılımcı, demokratik, istişareleri öngören, toplumun nabzını tutan bir yaklaşımda sürdürülebilirdi. Sürdürülememiş olması, Başbakan'ın yaptığı kişisel hesap yüzündendir. Başbakan, cumhurbaşkanı olma kararı almıştır. Bu kararı toplumla paylaşarak gerçekleştirmenin mümkün olmayacağını değerlendirmiştir. Hele muhalefetle bu konuda mutabakat sağlanamayacağını görmüştür ve bunu emrivakiyle, olup-bittiyle dayatabileceği hesabı içine girebilmiştir.”
CHP Genel Başkanı Baykal, cumhurbaşkanı seçiminin üçte birlik bir azınlığa dayalı siyasi partinin iç işi gibi algılanmasının, cumhurbaşkanlığı seçim sürecinin Türkiye'de anayasal düzene getirdiği ilk önemli tahribat olduğunu savundu.
Bir saat öncesine kadar toplumun cumhurbaşkanı adayını bilmediğini ifade eden Baykal, toplumun bilgisi dışında bu işin sürdürüldüğünü, Meclisin devre dışı kaldığını söyledi.
CHP'nin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, cumhurbaşkanı adayı olmayı planladığını teşhis ettiklerini, bunu kamuoyuyla paylaştıklarını belirten Baykal, “Hem Başbakan'ın cumhurbaşkanı seçilme planını deşifre ettik hem de bunun olamaz, olmaması gereken yanlış bir karar olduğunu Türkiye'ye anlatmayı başardık” diye konuştu.
Deniz Baykal, cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde, Başbakan'ın siyasi üslubunun, demokratik üslup olmaktan çok uzak olduğunu ileri sürerek, “Başbakan, despotik bir siyaset üslubuna sahip bir insan olarak ortaya çıkmıştır. Başbakan'ın, dayatmacı, olup-bittici, kanaatlerini empoze etmeyi tercih eden bir yaklaşım içinde olduğu, bu süreç içinde ortaya çıkmıştır” dedi.
“Başbakan da değerlendirdi ki Türkiye, onun cumhurbaşkanlığını kabul etmiyor, etmeyecek” diyen Baykal, bu konudaki ısrar ve inadının, Türkiye'de çok kaygı verici gerilimlere yol açacağının ortaya çıktığını söyledi.
Başbakan Erdoğan'ın, gelinen noktada cumhurbaşkanı adayı olmadığını ilan etmek durumunda kaldığını ifade eden Baykal, bunun önemli bir gelişme olduğunu söyledi.
Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu önemli bir gelişmedir. Parlamentoda üçte iki çoğunluğu olan bir partinin genel başkanı. Toplum içinde, medya, iş dünyası, çeşitli toplum örgütleri bir takım yöntemlerle susturulmuştur. Böyle bir manzara içinde eğer parti genel başkanı, başbakan, cumhurbaşkanı olmak iddiasını takip edip, sonuçlandıramıyorsa, bunun çok iyi değerlendirilmesi lazım. Bu, Türkiye'deki demokratik toplumsal sürecin, kendisini bütün engellere, güçlüklere rağmen kabul ettirdiğini başarmış olduğunu bize göstermiştir.
Bugün Sayın Erdoğan bilmeliyiz ki, cumhurbaşkanı adayı olmadıysa, bu millet onu kabul etmediği içindir. Milletin, cumhurbaşkanlığı anlayışına Başbakan uygun olmadığı içindir. Bu uyumsuzluk, millet tarafından tespit edilmiştir. Bu sonucun alınması, Türkiye'de demokrasinin zaferi, başarısıdır. Bu sonucun alınmasında, pek çok kesim katkı yapmış, pek çok kesim umursamamış, pek çok kesim görmemezlikten gelmiştir, pek çok kesim cesaret edememiştir. Ama buna cesaret edenler, bunu önemseyenler, anayasanın özünü kavrayanlar, bunun için açıktan tavır takınanlar, düşünenler, konuşanlar ve 14 Nisan'da Ankara'da meydanda toplanan 1 milyon insan bu sonucu almıştır. Kimse bunu gizlemeye kalkmasın. Bu yüzbinlerce insanın emeğine haksızlıktır.”
DEMOKRASİ DERSİ VERİLDİ
Demokrasi dersi verildiğini ifade eden Baykal, “çoğunlukla istediğim gibi alıp götürürüm” anlayışının işlemediğini söyledi.
CHP lideri Baykal, demokrasinin özü, ilkeleri ve demokratik duyarlılıkların devreye girdiğini dile getirdi.
Bu olayın, çok büyük bir başarıyı güvence altına aldığını ifade eden Baykal, bundan sonraki büyük başarıların da buradan çıkacağını kaydetti.
14 Nisan'da Tandoğan Meydanı'nda toplanan kalabalığa da değinen Deniz Baykal, “Siyaset, sürekli bir iştir. O büyük güç, birikim, önümüzdeki büyük seçimde de zaferin sağlanmasını güvence altına alacaktır” dedi.
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, 'Başbakanın emir ve kumandası altında, Refah Partisi kadrolarının bir parçası, bir uzantısı olarak Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı makamına çıkılamayacağını önce Abdullah Gül'ün anlamasına ihtiyaç var' dedi.
Baykal, partisinin TBMM Grup toplantısında yaptığı konuşmada, Gül'ün Cumhurbaşkanı adayı olmasıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Milli görüş anlayışı içinde düşünceleri ve değerleri şekillenmiş bir kadronun, Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığında bir arada olmasının, Anayasa ve Türkiye'nin geleceğine yönelik çok haklı tehlike ve tehditleri ortaya çıkardığının bir gerçek olduğunu savunan Baykal, 'Bunu, hep beraber görüyoruz.
Bu tespiti yapıyoruz. Bu tespit karşısında, görevimizi yerine getireceğiz. Halkı bu tehlikeye karşı uyarmak ve böyle bir tehlikeyi Türkiye'de etkisiz kılmak için gerekli dengeyi, yeni yapılanmayı ortaya çıkaracak gayreti sergileyeceğiz' diye konuştu.
Gül'ün önünde bazı handikaplar bulunduğunu, bunlara dikkati çekmek istediğini kaydeden Deniz Baykal, şöyle devam etti:
'Sayın Gül de Sayın Tayyip Erdoğan gibi milli görüş Rahlei Tedrisinden geçmiştir. Orada şekillenmiştir. Anlayışı, duyguları, milli görüş ikliminin eseridir. Ama şunu da kabul etmek durumundayız ki Abdullah Gül'ün son dönemdeki uygulamaları, onu milli görüş çizgisinden topyekun teslimiyet çizgisine çekmiştir. Artık, AB Hristiyan Kulübü, yok İslam Dinarı, ABD, AB ve İsrail'e meydan okuyan tavırlar, bunların hepsi bitmiştir. . . Şimdi askerlerimize çuval geçirilen o acı olay karşısında, sesi soluğu çıkmayan süklüm püklüm bir Dışişleri Bakanı vardır. '
Gül döneminde dış politikada büyük yanlışlıklar yaşandığını, AB projesi ve Irak politikasının çıkmaza girdiğini, Kıbrıs'ta sorunların ortada olduğunu öne süren Baykal, ortada çok somut başarısızlıklar olduğunu savundu. Baykal, Gül'ün her şeyin yolunda gittiği gibi bir izlenim yarattığını ifade ederek, 'Türkiye'nin karşı karşıya bulunduğu sorunları o güleryüz, tatlı dil değiştirmiyor' dedi.
'YENİ SINAV VERME MECBURİYETİ'
Abdullah Gül'e seçimin sonuçlanması durumunda tarihi sorumluluk ve görevler düşeceğini anlatan Baykal, Cumhurbaşkanı seçim sürecinin 'kapalı devre' götürülmüş olmasının, sadece uygulamayı yapan Başbakan Erdoğan ve AK Parti'ye değil, seçilecek kişiye de çok ciddi sıkıntılar getireceğini söyledi. Baykal, şöyle konuştu:
'Seçilecek kişinin derhal siyaset üslubunu, AKP'nin kapalı devre, dayatmacı siyaset üslubunun dışına çıkarma doğrultusunda harekete geçerek yeni bir sınav verme mecburiyeti vardır. Oraya başbakanın emir ve kumandası altında, Refah Partisi kadrolarının bir parçası, bir uzantısı olarak Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı makamına çıkılamayacağını önce Abdullah Gül'ün anlamasına ihtiyaç var. Bu olayı, AKP'nin kendi iç işi, mutfak konusu olamayacağını idrak etmesine, olayı bu şekilde ele alma çabalarını kararlılıkla reddetmesine, yepyeni bir kimlikle ortaya çıkmasına ihtiyaç vardır. Oraya gelirken, bunu yapmak durumundadır. Eğer gelebilirse de geldikten sonra artık Türkiye Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanı olduğunu unutmamak durumundadır. Eğer unutacak olursa, ona bunu hatırlatacak olanlar vardır. '
Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık ve Meclis Başkanlığının aynı kadronun elinde olmasının Türkiye açısından sakıncalı olduğunu savunan Baykal, şunları kaydetti:
'Böyle bir tablonun Türkiye'nin gerçeğine, ihtiyaçlarına uymadığını, Anayasasının değerlerini de sahiplenemeyeceğini, Türkiye'de rejiminin işleyişini her türlü kontrol, fren, denge mekanizmalarının dışına çekeceğini, bunun çok ciddi sıkıntılar doğurabileceğini görüyoruz. Bunu başından beri gördük, ciddi bir görev yaptık. Milletimizin önemli bir kesiminin duyarlılığını ortaya çıkarmayı başardık. Şimdi bu mücadele devam edecektir. Türkiye'de demokrasi, hukuk, anayasaya işleyecektir. Bizim işimize gelse de işleyecektir gelmese de işleyecektir. Ama biz ülkemizin yararına olmadığını gördüğümüz işleyişler karşısında, Anayasadan aldığımız güçle görevimizi yapacağız, milletimizi uyaracağız, Milletimizin desteğiyle durumu düzeltmeye çalışacağız. Yapılması gereken iş budur. '
'BİR KAPIKULUNU YERLEŞTİRME PROJESİ. . . '
CHP lideri Baykal, şu ana kadar ki süreçte halkın, CHP'nin, demokrasiye inanan toplum güçlerinin başarılı olduğunu söyledi. Baykal, 'Bir önemli tehlikeyi, anayasa açısından meydan okuma kararlılığı içinde ortaya çıkacak bir adayın, parlamentodaki çoğunluğuna dayanarak oraya gelmesi dayatmasını önlemeyi başardık. Kendi emir ve kumandası altında bir uzantısını, bir kapıkulunu oraya yerleştirme projesini etkisiz kılmayı başardık' diye konuştu.
Deniz Baykal, Başbakan Erdoğan'ın 'sürpriz bir aday' olabileceği yönündeki sözlerine de değinerek, bu söylemin, Türkiye ve rejim açısından sakıncalı olduğunu, bu sakıncanın bertaraf edildiğini kaydetti.
MEDYA ÜZERİNDE KUŞATMA
Baykal, medya üzerinde bir kuşatma ve sindirme projesinin kararlı ve etkili olarak işletildiğini de savundu.
Gazetelerin hangi manşeti atacağına, Başbakanın Basın Müşavirinin karar verdiğini ileri süren Baykal, demokrasi ve basın özgürlüğü açısından bu durumdan ıstırap duyduğunu kaydetti.
CHP Genel Başkanı Baykal, 'Meydan okuyorum. Hayır öyle olmuyor diyecek babayiğidi görmek istiyorum. Böyle gitmez. Bu, basın değil rejim konusudur' dedi.
Başbakanın Basın Müşavirinin, Türkiye'nin en çok satan 2'inci gazetesinin genel yayın yönetmenine 'Cumhurbaşkanının konuşmasını küçük gör' dediğini; bazı yazarların işine son verilmesini ya da sütunlarının değiştirilmesini istediğini ileri süren Baykal, bunun acı bir tablo olduğunu söyledi.
Baykal, 'Bu ayıp, Türkiye'nin ayıbıdır' diye konuştu.
İLGİLİ HABERLER
AK Parti MYK olağanüstü toplanıyor
Gül Ak Parti MYK toplantısına katıldı
AK Parti'nin adayı Abdullah Gül
Kısa özgeçmişiyle Abdullah Gül
Erdoğan adayını resmen açıkladı
Gül'ün sitesi yoğunluktan çöktü
Gül'e ilk tepki Diyarbakır vekilinden
Baykal haberi evde aldı / Tepkiler
'Oğlum Çankaya'ya çok yakışır'
Macit Gül: İnşallah hayırlı hizmetler eder
Fotoğraflarla Abdullah Gül ve ailesi / FOTOGALERİ
Gül'ün ismi partiyi sevince boğdu
Türbanlı First Lady Köşk yolunda
Bakan Gül'den Erdoğan'a teşekkür
Gül'ün Köşk adaylığı dış basında
Piyasaların Gül'e tepkisi nasıl oldu?
Yazıcıoğlu: Vatana millete hayırlı olsun
Baykal'ın gündemi Gül'ün adaylığı
Erdoğan: 'Gül de liderlerle görüşecek'
864 rakımlı tepenin renkleri ne?