Ve Baykal'dan Erdoğan'a yanıt geldi

Başbakan Erdoğan'ın gündem bomba gibi düşüen, 'Tek başına iktidar olamayan siyaseti bıraksın' çağrısına CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'dan yanıt bu gece geldi...

Ve Baykal'dan Erdoğan'a yanıt geldi
Ve Baykal'dan Erdoğan'a yanıt geldi
GİRİŞ 19.07.2007 00:01 GÜNCELLEME 19.07.2007 00:01
Bu Habere 118 Yorum Yapılmış

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, hiçbir zaman tartıştığı siyasi liderlere siyaseti bırakması yönünde çağrıda bulunmadığını ifade ederek, "Rakiplerimizin siyasi hayatına son verme çağrısı yapmayı çok yakışıksız bulurum" dedi.

Baykal, Star TV'de canlı yayına katılarak, soruları yanıtladı. Baykal, "Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 'Tek başıma iktidar olmazsam, siyasetten çekilirim' dedi. Ardından da siyasetten çekilme şartını sizin ve Sayın Devlet Bahçeli'nin aynı şartı koymasına bağladı. Buna bir yanıtınız var mı?" sorusu üzerine, "Hayırlı olsun diyorum. Bu Başbakanın hakkıdır. Kendi siyasi geleceğiyle uygun gördüğü şekilde karar alabilir. Böyle bir karar aldığı anlaşılıyor. Takdir onundur" diye konuştu. Başbakan Erdoğan ile tartıştıklarını, ancak kendisinin hiçbir zaman tartıştığı siyasi liderlere siyaseti bırakması yönünde çağrıda bulunmadığını dile getiren Baykal, buna hakkı olduğunu düşünmediğini, çünkü siyaset yapmanın en temel demokratik hak olduğunu kaydetti.

Kimin siyaseti yapmaktan vazgeçeceğine milletin ya da siyasetçinin kendisinin karar vereceğini belirten Baykal, "Onun dışında rakiplerimizin siyasi hayatına son verme çağrısı yapmayı çok yakışıksız bulurum" dedi. Baykal, şunları kaydetti: "Ben Sayın Erdoğan'ın siyaset yapması önündeki engelleri aşmak için katkı vermiş bir insanım. Karşılıklı rekabet ilişkisi içinde olduğumuz halde 'Milletvekili olmak, siyaset yapmak temel bir insanlık hakkıdır. Milli irade ona bu olanağı sağlamıştır. Onun önündeki engelleri kaldırmalıyız' diye düşündüm ve o doğrultuda çalıştım. O nedenle ben hiçbir zaman Sayın Erdoğan'a, 'Siyaseti bırak' demedim. Yanlışını söylerim, olumsuzluklarına işaret ederim, onunla siyasi tartışma, siyasi mücadele yaparım. Bu benim görevim, hakkım. O da aynı şekilde benimle tartışır, mücadele eder, benim yanlışlarımı söyler. Bu da onun demokratik hakkı."

"KIRGIN OLMASI İÇİN HAKLI NEDENİ YOK"

 Deniz Baykal, "Sayın Başbakan size biraz kırgınmış gibi, hatta kızgınmış gibi. Dünkü canlı yayınımızda, ağır sayılabilecek ifadelerde bulundu. Politik olarak uzlaşması mümkün olmayan bir kişilik olduğunuzu, bunun örneklerini yaşadığınızı ifade etti. Aranızda kamuoyuna yansımayan şiddetli bir geçimsizlik ya da benzer olay oldu mu?" sorusu üzerine, "Hayır, hiçbir şekilde olmadı" dedi.

Başbakan Erdoğan'ın kendisine kızgınlığını anladığını, ancak kendisine kırgın olması için haklı bir nedeni olmadığını söyleyen Baykal, şöyle devam etti: "Bana niye kızgın? Çünkü onunla siyasi mücadele yaptım ve öngördüğü hedeflere ulaşamadı. Ben daha sınırlı sayıda bir siyasi güç noktasından yola çıkarak, ama mücadelenin haklılığının bana sağladığı gücü değerlendirerek, kamuoyunu ikna ederek, onu, kafasından geçen hedeflere ulaşma konusunda başarısız kıldık. Bundan dolayı derin kızgınlığı olduğunu ben de görüyorum. Cumhurbaşkanı olmak istiyordu, çok samimi, çok açık olarak... Ama ben kamuoyunu bu konuda uyararak, kamuoyunun duyarlılığını geliştirerek, 366 milletvekili olduğu halde, demokrasi içinde engel olduğumuzu düşünüyorum. Bu benim demokratik görevimdir. Bundan dolayı bana kızıyor olabilir. Böyle şeylere kızmaya kimsenin hakkı yok. Herkes görevini yapıyor."

"BAŞBAKAN ÜSLUBUNU ÇOK BOZDU"

 CHP olarak, Hükümet'le birçok konuda işbirliği gerçekleştirdiklerini anlatan Baykal, "Ama, daha sonra olayların gelişmesi karşısında, bir muhalefet partisinin yöneticisi olarak gerekenleri yaptım ve başarılı oldum. Bunu Başbakan'ın taşıyamadığını görüyorum. Buradan doğan bir huzursuzluğu, sıkıntısı var" diye konuştu.

Baykal, şunları kaydetti: "Son zamanlarda maalesef Başbakan üslubunu çok bozdu. Bir Başbakana yakışmayacak kötü üslup içinde konuşuyor. Zaten geçmişte de pek çok çevreye hakaret etmişti. Vatandaşlara, çiftçilere, gençlere hakaret etmişti. 'Askerlik yan gelip yatma yeri değil', 'Ananı da al git', 'Ulan' demişti... Yani böyle bir üslup problemi olduğu biliniyor. Ama son zamanlarda bunu çok ileri bir noktaya getirdi. Ben aldırmıyorum, o üslupla cevap vermiyorum. Bu benim üslubum değil. Bunun bir siyasi getirisi olduğu kanısında değilim. Başbakanın inandırıcılığı, güvenilirliği, saygınlığı kayboluyor. Bunu derleyip toparlaması lazım. Ama toparlamazsa kendi bileceği iştir. Hak ettiği cevabı alır, alıyor. Böyle bir tartışma yerine ciddi konuları konuşmak isterim."

Terörle mücadele ve yolsuzluk konularında yoğunlaşan önemli iddiaları gündeme getirdiklerini ifade eden Baykal, afaki, ağır, hakaret niteliğinde suçlamalarda bulunmadıklarını kaydetti.

"Başbakan Erdoğan'ın bunlara aynı şekilde cevap verme arayışı içine girmediğini" söyleyen Baykal, "Bunları, sanki aramızda bir kayıkçı kavgası varmış gibi bir izlenim vermeye yönelik, üslup bozukluğu içinde tartışma zeminine çekmeye çalışıyor. Bu doğru değil. Ben ona mukabele etmiyorum. Ben somut iddialarımı sürdürüyorum. Bunların hiçbirisine ciddi cevap veremedi" diye konuştu.

"BAŞBAKANA HAKARET SAYILABİLECEK BİR SÖZ SÖYLEMEDİM"

 Çeşitli konuları gündeme getirdiklerini anlatan Baykal, Başbakan Erdoğan ile bu konularda tartışmalarının hakaret olmadığını belirtti. Baykal, "Bu Başbakanı üzüyor. Ama siyaset böyle. Başbakanı üzmeyeceğiz diye doğru bildiğimizi söylemeyecek miyiz?" dedi.

"Meydanlar çok sertleşmedi mi?" sorusuna Baykal, "Sertleşti. O anlamda sertleştirmeye yönelik bir hakaretimiz yok. Ben, bugüne kadar Başbakana hakaret sayılabilecek hiçbir söz söylemedim" karşılığını verdi. Baykal, "Hakaret kabul ettiğiniz bir yaklaşım var mı?" sorusu üzerine şunları söyledi: "(Cibilliyetsiz) diyor... Bir Başbakanın ağzına, Türkiye'de 6 milyonun üzerinde oy almış Ana Muhalefet Partisine, önümüzdeki seçimde belki hükümeti kuracak olan partiye cibilliyetsiz sözü yakışır mı? Bana mı söylüyor, partime mi söylüyor? Bana söylese yakışıksız, partime söylese yakışıksız. Bir cibilliyet kavramı, Başbakan'ın ağzında olabilir mi? Ne demek cibilliyet? Senin soyun sopun belli değil mi demek istiyor? Soy sop tartışması açıyor. Kim açıyor? Sayın Başbakan. Ne kadar ayıp, ne kadar acı, ne kadar yakışıksız bir şey..."

"YAŞ KOMPLEKSİM YOK"

 Deniz Baykal, "Yaşınızla ilgili sözlerine alındınız mı?" sorusuna ise "Alınmadım, güldüm. Bu, söyleyenin aczini ifade eden sözler" cevabını verdi. Yaş kompleksi bulunmadığını, yaşıyla, fiziğiyle barışık olduğunu kaydeden Baykal, yaşını saklamaya yönelik bir gayretinin olmadığını söyledi. Baykal, "Mesela ben saçımı boyamıyorum. Hiçbir halde boyamadım. Çünkü, Allah'ın ana verdiği yaşlılık emarelerini, büyük bir mutlulukla, refahla ve huzurla taşıyorum. Elbette taşıyacağım. Allah nasip etmiş bunca yaş görmüşüm. Allah izin verirse bundan sonra da yaşarım" diye konuştu.

"Başbakanın rakibine yaşla takılması onun zafiyetini gösterir" ifadesini kullanan Baykal, "Ben Sayın Başbakanın ne yaşına ne bir başka özelliğine ne sağlığına bugüne kadar takılma ihtiyacı hissetmedim. Bunları yakışıksız sayarım. İnsanlar kendi kontrolleri dışında, Allah'ın onlara verdiği niteliklerle yaşarlar. Hepimizin buna saygı duyması lazım" dedi.

Baykal, şöyle devam etti: "Bir Başbakanın bunu söylemesi, kendisi bakımından zafiyet gösteriyor. Bunu son zamanlarda kavradı. Etrafındakiler de herhalde, 'Sayın Başbakan ayıp oluyor. Adam görevini yapıyor. Sağlığı yerinde. Nereden çıkardın? Bu hoş olmadı' dediler. Sizin programda çevirmeye çalıştı, 'Ben ona yaş diye takılmadım. CHP 1940'lı yıllarda karne dağıtıyordu. Senin yaşın müsaittir. O nedenle yaştan bahsettim. Ama o alındı' demeye getiriyor. Bu doğru değil. Başbakan sık sık gerçek dışı beyanda bulunuyor. Bu da onlardan birisi. Bu sözü kullandığı yerde, 'Adamın yaşı 70'e gelmiş ama siyasi etikten nasibini almamış' diyor. İlk söylediğinde karne marne yok. Daha sonra işi çevirmek için karne kulpunu taktı. Bir Başbakana bunlar yakışmıyor. Bir defa Başbakanın ağzından bir söz çıktı mı o doğru olmalı, daha sonra çevirme ihtiyacı hissetmemeli."

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, "AKP'nin siyasi amaçla çıkar dağıttığı, bireysel çıkar dağıttığı tartışma götürmez bir gerçektir" dedi. Star TV'de canlı yayına katılarak soruları yanıtlayan Baykal, AK Parti'nin seçimlerde altın dağıttığı yönündeki iddialarının sorulması üzerine, "Önemli olan burada neyin dağıtıldığı değil önemli olan dağıtılanın siyasi amaca yönelik olup olmadığıdır" diye konuştu.

AK Parti'nin kömürden yiyecek maddelerine kadar malzeme dağıttığını söyleyen Baykal, "Bunun seçimle bir bağlantısının olmadığını iddia etmenin bir inandırıcılığı yok. Seçim bölgesinde bir AKP adayının yemek kartı dağıttığını tespit ettik, itiraz gelirse bunun delilini sunacağım. AKP'nin siyasi amaçla çıkar dağıttığı, bireysel çıkar dağıttığı tartışma götürmez bir gerçektir " dedi. Baykal, cumhurbaşkanı seçimi ile ilgili bir soruyu yanıtlarken, eşi türbanlı birinin Köşk'e çıkmasının, kendisi açısından bir sakıncası olmadığını, ancak bu kişinin; başta Türkiye'nin anayasal kurumları olmak üzere tümünü temsil edecek ve Anayasa'yı özümseyecek birisi olması gerektiğini söyledi. Baykal, türban konusunun, çözümü için siyasi tartışma zemininden çıkarılması gerektiğini kaydetti. Türbanın bir simge olduğunu vurgulayan Baykal, "türban ile ilgili son dönemlerde bazı denemelerin yapıldığını ve reaksiyonlar yaşandığını" kaydetti. Cumhurbaşkanının uzlaşma olmadan seçilmesinin uygun olmadığını yineleyen Baykal, "Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da uzlaşmanın önemini artık anladığını" ifade etti. Deniz Baykal konuyla ilgili bir diğer soruyu yanıtlarken de "370 milletvekili ile TBMM'ye girse bile, cumhurbaşkanlığı seçimi için diğer partilerle uzlaşma arayacağını" bildirdi. CHP Genel Başkanı Baykal, "Bugün Türkiye, cumhurbaşkanını seçemeden eğer genel seçime gidiyorsa bunun tek sorumlusu vardır o da Başbakan Erdoğan'dır" diye konuştu.

Baykal, seçim sonrası muhtemel bir koalisyona yönelik projelerinin olup olmadığının sorulması üzerine, böyle bir projelerinin olmadığını, seçimde tek başına iktidar hedeflediklerini bildirdi. Baykal, son kararı halkın vereceğini söyledi.

ŞEHİT SAYILARI

 CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, bir başka soru üzerine "Hükümet'in belirli bir süredir belli etkilere maruz kaldığını ve çok yanlış bir terörle mücadele politikası sürdürdüğünü" ifade etti.

Baykal, "Türkiye terör konusunda gevşek bir tavır içerisindedir" dedi. Gazete ilanlarındaki şehit sayılarına değinen Baykal, 1995 yılında, seçime gitmek üzere oluşturulan hükümette Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcılığı görevini yaptığını ve bu sürenin sadece 50 gün olduğunu anımsatarak, tüm bir yıldan sorumlu tutulamayacağını bildirdi. Söz konusu dönemde Gümrük Birliği ve Kardak Krizi gibi iki önemli konuya çokça zaman ayırmak zorunda kaldığını anlatan Baykal, 23 Ocak 1996 günü, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan ile ilgili olarak Suriye'ye nota verdiklerini anımsattı. Baykal, mal varlığı ile ilgili bir soruyu yanıtlarken de "İş Bankası'nın hisselerine sahip olduğum doğru değil" dedi.

YORUMLAR 118
  • Mustafa Solak 16 yıl önce Şikayet Et
    MHPye atılan bir oy Komunizme gider.. Baykal\'ın derdi laiklik değil,Komünist zihniyeti yerleştirmektir.Laiklik; dini konuda mutlak özgürlüğü benimser.Herkes dinini istediği gibi yaşamakta özgürdür kimseye baskı yapamaz.Baykal laiklik kavramının içini boşaltıp,kominist bir yaklaşımla din karşıtlığı haline getirmiştir.Ayrıca savunduğu rejim gereği baskı ve zulüm yanlısıdır.Bu zihniyetiyle ülkenin %5 una hitap ettiği için şimdilerde MHP yi kalkan olarak kullanma çabasındadır.Bize verilen Oy Hakkının Hakkını verelim.Saf olmayalım.
    Cevapla
  • hande yılmaz 16 yıl önce Şikayet Et
    Yalan söyleme sanatı. Baykal halkın gözünün içine baka baka yalan söylüyor.Hakaret etmedim diyor,siyaseti adeta 3.sınıf magazin programlarındaki dansöz kavgalarına çeviren bizzat kendisi.Halk ona çatışmacı,kavgacı,hizipçi Baykal diyor.Her gün yeni bir icraatin haberi ile geleceğine her gün yeni bir iftira,hakaret,kavga ile çıkıyor karşımıza.O zaman biz soralım,Baykal sen nasıl 2006 yılında üyelerine PKK\'ya desteği şart koşmuş olan sosyalist üyesi olabilirsin?PKK destekçileri ile nasıl dost olabilirsin?
    Cevapla
  • sezai demirlek 16 yıl önce Şikayet Et
    Baykal. Leyla Zan\'a ile fotoğrafları yayınlanınca baykalın işi bitmişti zaten.Enerji bakanıyken ki hali belliydi.Baykal gelse Allah bu ülkede bereketi giderir.
    Cevapla
  • Gürhan Erdem 16 yıl önce Şikayet Et
    BAYKAL GELİNCE OLACAKLAR. başörtüsü sökülecek, Kuran kursları kapatılacak, Kuran okutulmayacak, müslüman öğretim görevlileri üniversitelerden kovulacak, inançlılarla chpliler pis pis dalga geçecek, inançlar hergün sorgulanacak, geleneklerle dalga geçilecek, televizyonlar ahlaksızlıkla dolacak, radyolar küfür kusacak, cumhuriyetler radikaller her gün milleti aşağılayacak ve ben mhpli olarak huzurlu mu olacağım? milliyetçiler oh ne de olsa iktidar olduk mu diyecekler? demeyeceğim. asla oyumu bile bile sola atmam. bahçeliye atmam.
    Cevapla
  • admin çakır 16 yıl önce Şikayet Et
    . sayın baykal akp yi laiklik elden gidiyor ile suçluyorsun ama sizin teşkilatınız manisanın demirci ilçesinde seçim arbasında minik dualar gurubunun ilahisini söylüyo eger bu ilahiyi akp nin seçim arabasında söylenseydi laiklik elden gidiyo diye söylenidiniz.anlaşılıyoki devletin kurumları bizim emrimizde . biz ne yaparsak bize dur diyen olmaz.
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
AB'nin derdi Doğu Akdeniz - Gazete manşetleri
ABD ve İsrail'den kanlı anlaşma! Hamas'ı öne sürüp el sıkıştılar