Abdülhamid'in torunu nasıl bulundu? / Fotogaleri

II. Abdülhamid konusundaki tek referans kitabı yayınlamak isteyen bir yazar bakın neler yaşadı ve aynı zamanda Osmanlı kalemi ile fırçasından ilginç tablolara nasıl ulaştı?

Abdülhamid'in torunu nasıl bulundu? / Fotogaleri
Abdülhamid'in torunu nasıl bulundu? / Fotogaleri
GİRİŞ 29.10.2007 10:32 GÜNCELLEME 29.10.2007 10:32
Bu Habere 22 Yorum Yapılmış

Haber 7 Kitap Dünyası sayfası olarak bugün sizlere tarihi açıdan oldukça önemli olan bir hatıra kitabının yıllar sonra yeniden basılışının öyküsünü aktaracak ve Osmanlı torunlarına ait bir fotogaleride gezinmenize fırsat sağlayacağız. Bu öyküde internetin yayaın dünyasına hizmetinin de önemini görmek mümkün. 

Edindiğimiz bilgilere göre aslında bir kaç yayınevi daha bu kitabın peşindeydi ve özellikle son dönemde tarihi anı kitapları ile dikkatleri üzerine çeken Türkiye İş Bankası Yayınları ile prestijli eserlerin önde gelen markalarından olan Yapı Kredi Yayınları bu konuda diğerlerine nazaran daha çok çaba sarf ediyordu. Ama kitabın telif haklarını almak Selis yayınlarına nasip oldu. Elif Çakır'ın bir dedektif gibi iz sürmesi ve İsmail Demirci'nin ona sağladığı aktif destek sonucunda Abdulhamid'in son torununa ulaşıldı ve Ayşe Osmanoğlu'nun Babam Sultan Abdülhamid adlı eseri yıllar somnra yeniden kitapçı raflarına yerini aldı.


FOTOGALERİYE GİRİŞ İÇİN TIKLAYINIZ


Babam Sultan Abdülhamid bundan yıllarca önce Hayat Mecmuasında tefrika edilmiş ve sonra kitaplaştırılmıştı. Araştırmacılar, tarihçiler ve özellikle de tarih bölümü öğrencileri kitabı her sene arıyor ama ancak fotokopi olarak temin edebiliyorlardı.


Kitaba bir sahafta rastlayan Elif Çakır, 'neden biz basmayalım?' diye düşündükten sonra Selis Yayınları'ndan İsmail Demirci'yi de ikna ederek araştırmaya karar verdi.


Öykünün tamamını Elif Çakır'dan dinleyelim: 


'Beyazıt Sahaflar Çarşısı'nda kitaplara bakarken zümrüt yeşili bir kitap ilişti gözüme. Ayşe Osmanoğlu tarafından yazılmış II. Abdülhamit’le ilgili neredeyse tek referans kitap olarak kabul edilen Babam Sultan II. Abdülhamit adlı eserdi bu. Sahaf üniversitede bir tarihçinin siparişi üzerine Trabzon’da bulunan başka bir sahaftan bulmuş ve bulmuşken iki tane getirtmişti.


Kitabın fotokopisi çoğaltılarak satılıyordu ve elimde yıllar önce matbadan çıkmış baskısı duruyordu. Bir yayıncı olarak, bu kitabın fotokopisinden okunmasının, hem okurlar hem de Abdülhamit için büyük bir haksızlık olduğunu düşündüm. Ancak acaba telifi kime aiti ve biz bu kitabı nasıl neşredebilirdik?


Gece boyunca internette kitabın yazarı Ayşe Osmanoğlu ve çocuklarına ilişkin haber araştırması yaptım. Sabah gazetesinde beş yıl öncesinde Ayşe Osmanoğlu’nun oğlu Osman Nami Osmanoğlu’na ilişkin bir haber vardı: Marmaris’te ameliyat olmuş ve sağlıklı olarak taburcu edilmişti. Açıklamayı yapan hastanenin başhekimiydi.


Kitabı yeniden neşredecektik. Ancak sadece “hastanede ameliyat olmasından” başka bir bilgi bulunmayan Osman Nami Beyefendiye nasıl ulaşacaktık. Bir dedektif gibi iz sürmeye başladık.


Hastanenin telefonlarını bulup ve başhekime ulaşıp hastane kayıtlarından nerede yaşadığını ve kayıtlı telefon numarası bulunup bulunmadığını araştırdık. Sağolsun, sayın başhekim, kayıtlarda bulunan bir telefon numarası verdi.


Ancak, defalarca aramamıza rağmen cevap vermeyen numara işimize yaramadı. Aramaktan vazgeçip, yaşadığı yerden (meşhur bir Akdeniz kasabası) başka bir numara bulmanın araştırmasına giriştim. İnternete girince gördüm ki, yaşadığı köyün muhtarı da pek meşhur… İnternette cep telefonu numarası bile var.


Muhtarı aradım ve Osman Nami Beyi sordum. Köylerinde yaşadığını, ancak kapı komşusunun telefon numarasını verebileceğini söyledi.
Osman Nami Bey’in kapı komşusuyla irtibat kurduk ve nihayet kendisine ulaştık. Ama derdimizi anlatmak ne mümkün... Osman Nami Bey telefonda bizi duymakta zorlanıyor ve ısrarla dedimizi mektupla anlatmamızı istiyordu.


Yayınevini anlatan, kitaba ilişkin düşüncelerimizi anlatan “iadeli taahhütlü” bir mektubun yazdık. Ama aradan neredeyse bir geçti hiç bir gelişme olmadı. Osman Nami beye sorduk mektup ulaşmamış. İnat da bir muraddır deyip yayın yönetmenimiz İsmail Demirci Sirkeci postanesinden “köy”e dağıtım yapan postacıya mektubun hangi tarihte ulaştığının teyidi araştırdı ve tekrar köy muhtarıyla irtibata geçti.  Meğer iadeli taahhütlü mektubun Osman Nami Beyefendiye bir türlü ulaşmama sebebi, postacının İzmir 9 Eylül hastanesinde hasta yatmasıymış.


'Mektup gitmiyorsa biz gideriz' diyerek aynı akşam Marmaris’e Osman Nami Beyefendiye “bir kahve içimlik” misafir olduk. Birbirimizi tanıdık ve çok sevdik. Hele Alman asıllı eşi Müşfika Hanım’ın gösterdiği nezaket ve birbirlerine olan muhabbetleri görülmeye değer bir tabloydu.


Osman Nami Bey, sadece kitap için İstanbul'dan kalkıp 750 kilometre yolu günübirliğine aldığımızı öğrenince çok şaşırdı. “Tamam dedi, birkaç yayınevi daha vardı ama siz bir adım öne geçtiniz, bana 5 gün müsaade edin, kararımı bildireyim” dedi.
Geri dönerken, arşivden verdikleri fotoğraflardan cesaret alarak, kitabın telif haklarını aldığımızı düşünüyorduk. Ancak 5 gün boyunca da tedirginlik yaşadık. 5 gün geçer geçmez büyük bir heyecanla telefona sarıldık. Osman Nami Bey “Tamam, kitabı basabilirsiniz, sözleşmeyi imzalayıp gönderiyorum” deyince hem çabalarımızın sonuçsuz kalmamasının hem de böyle bir kitabı yayaınevimizin külliyahtına kazandırmış olmanın gururu ile büyük seviç yaşadık....'


Kitapla ilgili teknik bilgiler ve internet üzerinden sipariş şatları


(haber7)

YORUMLAR 22
  • Emin Arslan 16 yıl önce Şikayet Et
    . BOP çular yine iş başındalar ABD li abilerinden emir alıp uygulama niyetindeler. Allah sizi ıslah etsin. İnsan bu kadar kör olur mu ?
    Cevapla
  • Yılmaz Çelik 16 yıl önce Şikayet Et
    Editöre. Öceki yorumumun yeri burası değil, yanlış çıkmış.
    Cevapla
  • Yılmaz Çelik 16 yıl önce Şikayet Et
    Allah bu BOPcuları islah etsin.. BOP eşbaşkanı, oğlu-torunu ABD vatandaşı ve siz hala bu kişi övüyorsunuz yazık tam bir fasıklık içindesiniz.
    Cevapla
  • güzin karaman 16 yıl önce Şikayet Et
    ORTADOĞU VE YENİDEN OSMANLI. Türkiye Ortadoğuda tüm Müslüman ülkeleri de yanına alarak büyük bir siyasi, askeri, maddi güç olacak Allahın izniyle.
    Cevapla
  • dogukacan 16 yıl önce Şikayet Et
    II.Abdülhamidin Anıları. Yıldız sarayındaki esaret günlerinde kendisinin kaleme aldığı bir eser daha vardı. onu okumuştum hayranlığım bir kat daha artmıştı. şimdi fotoğraflara bakıyorum. Osmanlının batı hayranlığının temeli sarayda olduğunu görüyorum. günümüz Osmanlılarıda o dönemden geri kalmıyorlar. Acaba şimdi Osmanlı hanedanlığı devam etseydi hilafet nasıl temsil ediliyor olurdu. Modern, ılımlı veya İslamda reform acaba onlarlamı yapılırdı. Kalpleri şüphesiz Allah bilir. Ama insan inandığı gibi yaşamalı değilmi.
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
Vatandaşa satmayıp stokluyorlardı! Sektörde 2024-2025 için kötü haber geldi!
İsrail Refah'ta katliam yaptı: Şehit ve yaralılar var