Türkiye’de iyi şeyler de oluyor!

Geçtiğimiz haftayı gerilim haberleri eşliğinde atlattık. Haftanın son günü ilerleyedursun sakin, içten, samimi bir sesle olan biteni değerlendirmekte fayda var. İşte iyi şeyler:

Türkiye’de iyi şeyler de oluyor!
Türkiye’de iyi şeyler de oluyor!
GİRİŞ 28.03.2008 13:40 GÜNCELLEME 28.03.2008 13:40

Ömer Çakkal'ın haberi

Geçtiğimiz haftayı gerilim haberleri eşliğinde atlattık. Haftanın son günü ilerleyedursun sakin, içten, samimi bir sesle olan biteni değerlendirmekte fayda var. Hayat bu kadar karanlık değil, gelecek bu kadar karanlık değil zira!


Kürt sorunu, sivil anayasa, Ergenekon yapılanması ve Kıbrıs sorununda aşamalar kaydedildi. PKK belki de ilk kez ‘silah bırakma’yı ağzına aldı. Bu, ateşkesten çok öte bir gelişme. Hükümetin Kürtlere yönelik ekonomik paketi yeterli değil ama bu noktada Cumhurbaşkanı da adım attı. Denktaş sonrası Kıbrıs’ta çözüme yönelik adım atılıyor.


'Gerilimciler'in hayatları oysa ne kadar da tozpembe


Türkiye’de güzel şeyler de oluyor. Hal böyleyken birileri sürekli “Gerilim var, gerilim var’ diye adeta çığırıyor. Sürekli darbe tellallığı yapıyor. Üstelik de bunu yapanların, gerilim üzerinden prim toplamaya çalışanların hayatına baktığımızda hayatlarının aslında ne kadar da tozpembe olduğuna tanık oluyoruz.


Kürt meselesinden ötürü hiç sıkıntı çekmemiş; başörtülü olduğu için bir kere bile sinemada, konserde terslenmemiş, kovulmamış; Cumhuriyetimizin gerçek sahibi olduğunu iddia eden; medyada, yargıda, iş dünyasında aileden kendilerine miras kalan köşeleri kimseye kaptırmamış birtakım insanlar bunlar.


Konforlu ve güvenlik ile korunan evlerinde akşamları sıcak yemekler yiyorlar, geceleri yumuşacık yataklarında uyuyorlar. Sabah kalktıklarında ise ‘Gerilim var. Ülke elden gidiyor, hemen darbe olmalı’ diyorlar.


Baykal'ın hırıltılı ses tonu beni korkutuyor!


Oysa orta direk, alt tabaka böyle bir gerilimin parçası değil. Bu satırları kaleme alan kişinin her sabah ve her akşam otobüste, markette, fırında karşılaştığı, konuştuğu her kesimden kalabalıklarda böyle bir gerilimin izleri yok.


‘Küçük insanlar’, evlerine götürdükleri bir lokma ekmeğin ve eğer mümkünse küçük kızlarının türbanı ile okuluna gidebilmesinin, Kürt ya da Ermeni olduğu için aşağılanmamasının derdinde.


CHP lideri Baykal’ın gerilim temalı grup konuşmaları kendi adıma beni korkutuyor. Hırıltılı, aynı bir ses tonu, bunun korkutucu fon müzikleri eşliğinde ana haberlere yansıması ürkütücü.


Ne oluyor. Neden bu gerginlik? Sahici mi bu? Türkiye’de 'iyi şeyler' de olurken; 'olamayan iyi şeyler'i tartışmamız gerekirken bu tuhaf gerginlik söyleminin ‘gerçek’ maksadı, boyutu ne?


İçten, sahici, samimi, mütevazı kişiliğiyle her kesimden kalabalıkların beğenisini kazanan Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ferhat Kentel ile gelişmeleri değerlendirdik. Sosyolog Kentel’in görüşleri şöyle:


‘Ortodoks statükocuların gürültüsü bu’


O kadar çok gerilim var ki; benim bundan anladığım, sanırım büyük değişiklikler oluyor. Galiba hegemonik, tepeden modernleşmeci çizgide kırılma var. Artık taşınamıyor bu. Başka bir takım dinamikler, karşı hegemonik bir süreç geliştiriyor.


Daha Ortodoks, milliyetçi, kendilerini Cumhuriyetin gerçek sahipleri sanan, bunu Kemalizm ile özdeşleştirmeye çalışan kesimlerin gürültüsünü duyuyoruz. Hukuku kendine zırh edinen, gün geldiğinde hukuksuzluğu da darbeyi de devreye sokan bu kesim, küreselleşmenin daha içine kapanık bir modelini istiyor.


Sorunların çözülmesi, ‘içe kapanmacılar’ın işine gelmiyor


PKK silah bırakıyor, Kıbrıs’ta Rum tarafı uzlaşma adımı atıyor. Sanırım bu sorunların çözülmesi, Türkiye’nin kapalılıktan kurtulmasından medet umanların işine gelmiyor olsa gerek.


Çağdaşlık adı altında yapılan gerilim söylemi, aslında çok kabaca muhafazakârlığın ve gericiliğin ürünü. Artık sıfatların yerini değiştirmemiz gerekiyor. Bu gerilim dili, kaybetmekte olan hegemonyanın, savunmacı bir refleksle kendini korumaya çalışan statükonun dili.


Bunlar, modernitenin gerici yüzü


‘Laiklik elden gidiyor’ söylemi falan alakasız şeyler. Burada bariz sınıfsal bir hikâye var. Statüko, dünyayı ve toplumu kutuplu bir dil üzerinden ikiye bölerek yaşamını bu güne kadar yürüttü. Ama dünyanın o kadar da basit olmadığı yavaş yavaş anlaşılıyor. Gerilim söylemi yapanlar modernitenin gerici yüzünü oluşturuyor.


Çok küçük ama egemen bir azınlık


Bunlar, çok küçük bir azınlıklar ama egemen ve sesi çok fazla çıkan bir kesim. Ayrıcalıklarını kaybediyorlar ama tabi çıkıp ayrıcalığımızı kaybediyoruz diye bağıracak halleri yok. Başka, hiç alakasız noktalardan bağırıyorlar. Burjuvazi hiçbir zaman ‘Sizi sömüreceğim’ demedi. ‘Medeniyet’ dedi, ‘Zenginlik’ dedi. Ama sonra ne oldu. Bu ayrıcalıklı kadronun ehlileştirdiği bir grup var. Hepsi ancak yüzde 20 eder. Ama bunun dışındaki büyük kitle, devasa kalabalıklar bu oyunu fark ediyor. Asıl korktukları da bu.

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
DİĞER HABERLER
 Türkiye evden çalışmaya hazır!
Arda Güler gol sevincinin anlamını açıkladı! İslam alemini gururlandıran mesaj