Hamas ile PKK nasıl karşılaştırılabilir?

Daha Filistin'e yardıma giderken katledilen mazlumların cenazeleri toprağa verilmeden, bazı kalemler Hamas ile PKK'yı kıyaslayabildi. Böyle bir düşünce mekanizması ne kadar tutarlı, ne gibi sonuçlar doğurur? İşte yankıları:

Hamas ile PKK nasıl karşılaştırılabilir?
Hamas ile PKK nasıl karşılaştırılabilir?
GİRİŞ 03.06.2010 12:44 GÜNCELLEME 03.06.2010 12:44
Bu Habere 57 Yorum Yapılmış

PKK neyse Hamas odur’ dersen ne olur?" soruyu soran Hürriyet yazarı Ahmet Hakan. Ahmet Hakan'ın kendi sorusuna verdiği yanıt çok şıklı:  

Şunlar olur:

*  PKK’ya çok büyük bir şeref bahşetmiş olursun.

*  Türkiye’yi işgal devleti olarak göstermiş olursun.

*  Güneydoğu’nun fiili ambargo ve abluka altında olduğunu kabul etmiş olursun...

*  İstiklal Savaşı’nı Türkler ile Kürtlerin birlikte verdiği gerçeğini inkâr etmiş olursun...

*  PKK’yı işgal altındaki topraklarını kurtarmaya çalışan bir yapılanma olarak algıladığını söylemiş olursun.

*  Türkler ve Kürtlerin ortak yaşam imkânından yoksun olduğunu ima etmiş olursun.

*  PKK’yı Birleşmiş Milletler tarafından tanınan bir örgütle eşdeğer tutmuş olursun.

*  İsrail’in nasıl kurulduğunu bilmediğini, yani cehaletini sergilemiş olursun.

*  İsrail’in yakarak, yıkarak gerçekleştirdiği savaş gibi operasyonların benzerlerini Türkiye’nin de yaptığını iddia etmiş olursun"

HAMAS İLE PKK ÖZDEŞLEŞTİRİLEBİLİR Mİ?

Günün önemli konusu hakkında ikinci soruyu soran ve cevaplayan kişi Vatan Gazetesi yazarı Ruşen Çakır.  Çakır, "Hamas ile PKK karşılaştırılabilir mi?" başlıklı yazısına şu satırlarla başlıyor. 

"Hemen başlıktaki soruya cevap verelim: Tabii ki karşılaştırılabilir. Fakat “Hamas ile PKK özdeşleştirilebilir mi?” diye sorulacak olursa da bunun cevabı “Böyle bir saçmalık olmaz” olacaktır"

Çakır, bu saçma kıyasa dair görüşlerinden önce başka bir soruya dari görüşlerini yansıtıyor bugün okurlarına: 

"Deniyor ki “Yarın ‘Kürtlere yardım’ bahanesi altında bazı sivil toplum gemileri İskenderun Limanı’na dayanırsa ne yaparız?” Eğer bu soruyu soranlar gerçekten samimiyseler, yani İsrail devletinin haydutluğunu meşrulaştırmayı ya da en azından hafifleştirmeyi düşünmüyorlarsa kendilerine biraz okumalarını, hatta mümkünse biraz gezmelerini öneririm"

Gazze Şeridi’ne ve Güneydoğu’ya gazeteci olarak defalarca gittiğini hatırlatan Ruşen Çakır,  bu iki bölgenin birbirlerine hemen hemen hiç benzemediğini rahatlıkla söylüyor ve Gazze’ye adım atan herkesin orasının “dünyanın en büyük açık hava hapishanesi” olarak adlandırılmasının ne derece isabetli olduğunu görüp, hissedeceğini ancak en sıkı güvenlik önlemlerinin alındığı ve insan hakları ihlallerinin zirvede olduğu en baskıcı dönemlerde dahi Güneydoğu için bu tür bir yakıştırma yapamadığına dikkat çekiyor.

"Çünkü Güneydoğu Türkiye’nin bir parçasıyken Gazze İsrail tarafından işgal edilmiş Filistin toprağıdır. Güneydoğu’da gündelik hayat, birtakım zorluklar ve kısıtlamalara rağmen yıllardır, iyi kötü normal bir şekilde akarken, Gazze İsrail devleti tarafından ablukaya alındığı ve buraya ambargo uygulandığı için hep olağandışı ve insanlık dışı koşullar egemen olmuştur. Örneğin Gazze’ye giriş çıkışlar İsrail’in denetimindedir; kapılar kapandığında herkes Gazze’de mahsur kalır. Böylesi bir durumda geçimlerini İsrail’de çalışarak temin eden binlerce Gazzeli iyice mağdur olur" diyen Ruşen çakır, “Yarın ‘Kürtlere yardım’ bahanesi altında bazı sivil toplum gemileri İskenderun Limanı’na dayanırsa ne yaparız?” diye soranlar Türkiye Cumhuriyeti devletine çok büyük haksızlık yaparken İsrail devletini de alabildiğine kayırmaktadırlar" ifadesini kullanıyor.

Çakır, "kendilerini, “Merak etmeyin. İskenderun Limanı’na asla böyle bir gemi gelmez” diye rahatlatabiliriz zira çatışmalar ne kadar tırmanırsa tırmansın, Kürt sorunu ne kadar kızışırsa kızışsın, Türk devleti, Kürt kökenli vatandaşlara işgalci İsrail devletinin Filistinlilere reva gördüğü muameleyi yapmaz, yapamaz; Türkiye toplumu böyle bir şeye asla izin vermez" diyerek her iki olgunun köklerinin farklı olduğunun altını çiziyor.

Ruşen Çakır yazısını şöyle sürdürüyor:  

Kökleri farklı

"Hamas-PKK karşılaştırmasına dönecek olursak; öncelikle her iki örgüt de bugün “milliyetçi” olarak görülmekle birlikte Hamas’ın kökleri İslamcı, PKK’nınsa solcudur ve bu köken farklılığı çok ciddi benzemezliklere yol açmaktadır. Örneğin Hamas uzun bir süre işgal altındaki topraklarda İslami temelli siyasal, sosyal, kültürel ve ekonomik bir örgütlenmenin ardından “silahlı mücadele” noktasına gelmişken PKK daha yolun başında eline silah almış, diğer alanlardaki örgütlenmelerini silahlı mücadelenin peşine takmıştır.

Hamas faaliyetlerini esas olarak yasal zeminde yürütür. Silahlı eylemleri, kendisine bağlı “İzzeddin el-Kassam Tugayları” gizli bir yapılanma tarafından kotarılır. PKK da silahlı eylemlerini, değişik adlar verdiği bazı birimlerinin düzenlediğini söylese de, bunlardan birinci derecede sorumludur. Çünkü dünyanın bazı bölgelerinde “yarı yasal” faaliyet gösterebilse de Türkiye’de başından beri yasadışı bir örgüttür. Hal böyle olunca Hamas Filistin seçimlerine kendi adıyla katılırken, PKK yasal Kürt partilerini kullanmaya çalışır ve onların üzerinde tam bir kambur oluşturur"

REHA MUHTAR YUNANİSTAN ÜZERİNDEN MESAJ VERDİ

Vatan gazetesinin konuya değinen bir diğer yazarı Reha Muhtar, konuya oldukça değişik bir açıdan yaklaşıyor. Ancak Muhtar'ın hatıraları, bu tarz bağlantı kurma hastalığının coğrafyamızda ne denli köklü bir hastalık olduğunu göstermesi açısından önemli.

2 Temmuz 1986 günü Turgut Özal, Ercan Havaalanı’na indiğinde, kendisinin Güney’de Larnaka’dan, Nikosia dedikleri Güney Lefkoşa’ya doğru hareket halinde olduğunu belirtiği yazısında başından geçenleri anlatıyor:

"O tarihi röportajı yaptığımda sanırsam günlerden 3 Temmuz 1986’ydı... Karşımda Kıbrıs Rum Meclis Başkanı oturuyordu... Sosyalist partinin de lideriydi ve Kıbrıs’ta çok etkili bir devlet adamıydı... Adı Lisarides’ti... 27 yaşındaki genç, cesur ancak tıfıl Türk gazetecisini görmüş, onun nahifliğini de gözönünde tutarak mesajını kelimeleri özenle seçerek vermeye çalışıyordu... Güneşin her tarafı yaktığı, çok sıcak bir Kıbrıs öğleden sonrasıydı... Bir ara bana “Siz bizi kaşırsanız, biz de sizi kaşırız” deyiverdi... Tam anlayamamıştım... Zaten ortalık velveleye verilmişti, daha başka nasıl kaşıyacaklardı ki?.. Aklıma ASALA militanlarının Türk diplomatlarını öldürmeleri meselesi geldi...  “Asala Türk diplomatlara yönelik yeni eylemler mi yapacak?..” dedim...

“O kadar basit değil” dedi; “Sizin de Kürt sorununuz var... PKK var... O sorun çok tehlikeli boyutlara ulaşabilir...”

***

PKK eylemlerine 1984 yılında başlamıştı, ama benim kafam o sırada ASALA’nın Türk diplomatlarını öldürmesini terör eylemi olarak daha fazla önemsiyordu... 1986’nın o Temmuz gününde, onbinlerce vatan evladını yok edecek bu korkunç savaşın bilincinde değildim... Kimse değildi... Ne demek istedi acaba Lisarides demiştim:

“Bizi kaşımayın, biz de sizi kaşırız... Kürt sorununuz var... PKK var...” Sonraki yıllarda Lisarides’i o konuşmayı hiç unutmadım..."

***

Ve devam ediyor Reha Muhtar:

"27 yaşında ilk kez birinci ağızdan öğrenmiştim ki, devletlerarası ilişkilerde, her ülkenin kendi içindeki sorunlar, uluslararası ilişkilerde devletlerin birbirine karşı kullanacağı kozlar ya da kartlardır... Şimdi bakıyorum da Lisarides’in çok dikkatli dille, sesini biraz alçaltarak söylediği sözlerin üzerinden çok sular akmış...

Şimdi bakıyorum açıktan “Bizim için PKK neyse, İsrail için de Hamas odur” diyerek, PKK-Hamas bağlantısını direkt ortaya koymaktan çekinmiyor bazıları... Yani 24 yıl sonra bu kez şunu demek istiyorlar galiba: “Siz Hamas’ı kaşırsanız, İsrail de PKK’yı kaşır...”

Son günlerde artan PKK saldırılarının, acaba gizli mesajı bu mudur?.. “Daha fazlası gelecek” mi demek isteniyor?..

Bir ülkenin kendi sorunlarını kendi iç dinamikleriyle, kendi başına çözmesinin öneminin ne kadar büyük olduğunu şimdi bazı kafalar anlayabiliyorlar mı acaba?..

İnsani bir yardımın karşısına böylesine “acı bir kartı” fatura etmekten çekinmeyen cüretkarlar var...

İnsanlıktan ve insani duruştan vazgeçilmez... Ama çok dikkatli olmak gereken günlerden geçiyoruz...

O gün Kıbrıs’ta bunaltıcı bir sıcak ve ateş vardı...

Bugün de etrafta provokasyon havası var..."

(Haber 7)

YORUMLAR 57
  • eba bekir 13 yıl önce Şikayet Et
    bu kadarda olurmu be ?. ilerde birgün gelip türkiyeyi isgal etseler bizde bu ülkenin evlatlari olup teslim olmayip savassak roket atsak teslim olmak yerine ölene kadar dirensek hamasa teröris diyenler emin olun bizede teröris dicekler bundan süpeniz olmasin bunlar cünkü filistinin türkiyenin düsmani deiller bütün müslümanlarin düsmanlari... bugun ülkesinin isgal edilmis topraklarini geri almak icin acliga ölüme iskenceye dayanan bir halka teröris diyenler asil teröris kendileridir cünkü niyetleri iclerindeki plan baskadir...
    Cevapla
  • ALİYA İZZET BEGOVİÇ 13 yıl önce Şikayet Et
    nimetullah sevinç. ayrılmak istiyorsanız buyurun gidin memleket beğenin kendinize arkadaşım,Bu ülkenin toprakları 5000yılın mücadelesi ile elde edilmiş müslüman topraklarıdır,1karışını vermeyiz.Biz sizi silah zoruyla Osmanlıya katmadık,İranı tehdit olarak gördünüz geldiniz Osmanlıya katıldınız.Filistin her karışı işgal edilmiş bir devlettir ki Osmanlı tebasıdır.İşgalci ise İsraildir.Türkiye sizindi de Türkler mi işgal ettiler?Keşke hiç katılmasaydınız Osmanlıya,illallah ettirdiniz.Ne benzerliğiniz var filistinle kıyaslıyorsn
    Cevapla
  • nimetullah sevinç 13 yıl önce Şikayet Et
    yt. bir kürt olarak asla ayrılmayı istemem fakat dünyada her ırk ayrı yaşamayı bağımsz yaşamayı arzuluyorsa NEDEN KÜRTLERE GELİNCE ÖYLE Bİ HAKLARI YOK GİBİ GÖSTERİLİYO bu kürt ler için olamazmış gibi gösterilmez ne yani dindenmi çıkılıyo gib i sanki ne bu zorbalık türkiyenin bu noktada israil den fazla farkı yok maalesef...
    Cevapla
  • Sadece Ömer 13 yıl önce Şikayet Et
    evo. biz hem atalarımız için hem de mazlumlar için herşeyi yaparız...... Biz ATALARIMIZDAN böyle gördük.
    Cevapla
  • ALİYA İZZET BEGOVİÇ 13 yıl önce Şikayet Et
    hepinizin ipliği de israille beraber pazara çıktı merak etmeyin siz. israilin sadık savunucuları.Sen kimsin basın gidin filistine diyebiliyorsun? kan problemi olması lazım insanda 9 tane silahsız masum insanı uluslararası sularda yaylım ateşi ile öldürenleri savunmak için ve onların terörist dediklerine terörist deyip onların dudağı ile konuşmak için.Filistine bas git diyen adamı tel avive postalarlar bu memlekette bunu unutma.
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
Başkan Erdoğan, fotoğraf çektirmek için yanına gelen vatandaşa sigarayı bıraktırdı!
Sahil Güvenlik ekiplerinin teleferikte mahsur kalanları kurtarma görüntülerine ulaşıldı