Ahmet Şık'a Ergenekon yazdırdı iddiası

Tutuklanan gazeteci Ahmet Şık'ın "İmamın Ordusu" isimli kitap taslağının Ergenekon'un talimatları doğrultusunda yazıldığı iddia edildi. Şık'ı yönlendiren 4 kişinin yazdığı notlar ortaya çıktı.

Ahmet Şık'a Ergenekon yazdırdı iddiası
Ahmet Şık'a Ergenekon yazdırdı iddiası
GİRİŞ 27.03.2011 09:20 GÜNCELLEME 27.03.2011 09:20
Bu Habere 28 Yorum Yapılmış

Bugün gazetesinde manşetten verilen habere göre, Odatv'ye düzenlenen operasyon kapsamın da tutuklanan gazeteci Ahmet Şık'ın 'İmamın Ordusu' başlıklı kitabının taslağına düşülen 'ilginç notlar' çalışmanın Ergenekon örgütünün talimatları doğrultusunda yapıldığını gözler önüne serdi.

Polis tarafından hazırlanan 49 sayfalık 'İnceleme Tutanağında derin yapının talimatlarının kitaba nasıl monte edildiği tek tek anlatıldı.

189 sayfa eklemeyle 302'ye çıktı

Odatv'de ele geçirilen kitap taslağının 189 sayfa olduğu belirtilen tutanakta, Ahmet Şık'ın evinde ele geçirilen kitap taslağının son halinin ise önsöz ve başına (*) işareti konularak düşülen notlarla birlikte 302 sayfa olduğu belirtildi. Kitap taslağının, Odatv'den ele geçirilen "Ulusal Medya 2010" isimli Ergenekon dokümanının stratejisine göre hazırlandığı vurgulanırken, Odatv'de bulunan kitap taslağında, çeşitli yerlerde kitaba yapılması gereken eklemeler ve çıkarmalarla ilgili kırmızı renkte ve büyük harflerle çeşitli notların yazılı olduğu aktarıldı. Ancak Ahmet Şık'tan ele geçirilen kitap taslaklarında bu notların bir kısmı yer alırken, bir kısmının ise notta belirtildiği şekilde ekleme ya da çıkarmalarda kullanıldığından bulunamadığına dikkat çekildi.

"Kitaba çalışırken cesur olun"

Odatv'de ele geçirilen kitap taslağının, kitapla ilgili yapılan ilk çalışmaları içerdiği belirlenirken, bu çalışmaların üzerine, yine Odatv'de ele geçirilen "Sabri Uzun" isimli word dosyasındaki, "Kitaba çalışırken cesur olun. Çıkarma ve ekleme yapmaktan çekinmeyin. Bu kitap Simon'dan daha kapsamlı olmalı. Nedim'i kutlarım. Ahmet'i çalıştırsın" şeklinde yazılı talimatlar doğrultusunda gerekli ekleme ve çıkarmaların yapılması için kırmızı renkle ve büyük harflerle gerekli notlar kaydedildi. Kitaba son şekli verilmeye çalışılırken yeniden devreye giren bazı şüpheliler tarafından incelemeye alınan kitapta eklenmesi ve çıkarılması gereken konularla ilgili olarak parantez içerisinde (*) işaretiyle başlayan yeni notların yazıldığı anlaşıldı.

KİTAPTA 'ULUSAL MEDYA 2010' BELGESİ ESAS ALINDI

Ahmet Şık'ın kitap taslağında Ergenekon'un Ulusal Medya 2010 belgesinde yer alan talimatlara nasıl yer verildiği 'İnceleme Tutanağı'nda örnekleriyle anlatıldı. "Ulusal Medya 2010 belgesinde "Strateji" başlığı altında yer alan, "Yürütülmekte olan operasyonların siyasal olduğu, AKP ve Cemaatin, Cumhuriyet İlke ve Devrimlerine karşı rövanşist düşüncelerle giriştiği sivil/faşist bir hareket ve diktatörlüğe uzanan yeşil bir devrim olduğu anlatılmalıdır. Saldırıların bilinçli olarak TSK ve Yüksek Yargı başta olmak üzere Anayasal Kurumlara karşı yürütüldüğü işlenmelidir" talimatı Şık'ın kitabının bir çok yerinde işlendi.

İşte kitaptan bazı örnekler:

Sayfa 4: "...Elbette suçlamaların odağında yer alan isim, kişi ve kurumların Fethullahçı olup olmadığını bilmiyoruz. Ancak var olan duruma bakarak söylersek Ergenekon soruşturması ve davasının, AKP'nin özgürlükleri kısıtlamak için kullandığı bir araç olduğu tespiti yanlış olmaz. Bu soruşturma ve dava süreci aynı zamanda emniyet teşkilatını kontrol altında bulunduran Gülen Cemaatinin gücünü.."

Sayfa 39: "Cemaatinin desteğiyle de yürütülen Ergenekon soruşturmaları vesilesiyle askerin geriletmesini de sağladığı için neredeyse demokrasi kahramanı ilan ettikleri Gülen'in, 1980 darbesine de bu kadar sevinmesinin ardındaki neden kuşkusuz ki önünün açıldığını görmektendi. Hoca Efenedi, daha sonra kendisine düşman olacak askerin boşalttığı meydanda eğitim hamlesini de başlatır böylece!"

Sayfa 42: "Türkiye'de bir derin devlet temizliği yapıldığına inanmamız istenen Ergenekon soruşturmalarının bugün itibarıyla geldiği nokta devletin bağırsak temizliğinden çok 28 Şubat'ın rövanşıdır aslında. İlginç olan ise bu rövanşist operasyon ve soruşturumaları yürütenlere yönelik Fetullahçılık suçlamaları yapılmasıdır!'

Sayfa 44: "AKP'nin ikinci kez tek başına iktidar koltuğuna oturmasından sonra başlatılan Ergenekon soruşturmaları sırasında ordunun birbiri ardına ortaya çıkan darbe planlarıyla TSK'nin halk nezdindeki itibarı yerlerde sürünmeye başlamıştı. İtirazlara rağmen kararlı bir şekil de yürütülen ve bir noktadan sonra eleştirilemez hale gelen Ergenekon soruşturmalarına en çok sevinen kesim kuşkusuz ki cemaat yanlılarıydı. TSK o güne dek görülmemiş biçimde eleştiriliyor!'

Sayfa 48: "Gülen cemaati, Ergenekon soruşturmalarının en olumlu sonucu olarak askerin demokratik siyaset alanından kısmen de olsa çekilmesinin yarattığı boşluğu da değerlendirerek son yıllarda Türkiye'nin iç politikasında ciddi bir etkinliği olan güç haline geldi. AKP iktidarının sistem içerisinde örgütlenmede ciddi bir avantaj yarattığı İslamcı akımlar bütün bakanlıklarda kadrolaşmasını en tepeden en alta kadar tamamladı."

SABRİ UZUN'U ELE VEREN NOTLAR

Emniyetin hazırladığı İnceleme Tutanağı'nda çok önemli bir ayrıntıya yer verildi.

Tutanakta İstihbarat Daire eski Başkanı Sabri Uzun'un adı soruşturma kapsamında 'şüpheli' olarak yer aldı. Ahmet Şık'ın kitap taslağında (*) işaretiyle düşülen notlardaki üslup dikkat çekti. Uyarı notlarının yer aldığı (*) işaretli notların bazılarının "Sabri Uzun tarafından mı" düşüldüğü sorusunu akla getirdi. Kitabın birçok bölümünde Uzun için 'dini hassasiyeti yüksek' tanımlamasını yapan Şık'ın, bu ifadelerin yer aldığı tüm yerde uyarıldığı görüldü. Üstelik bu uyarılardaki, "Dini hassasiyeti yüksek tabirinden hiç haz almıyorum" şeklindeki ifadeler ise bu notun Uzun tarafından düşüldüğü şeklinde yorumlandı. İşte kitap taslağında söz konusu notların sahibinin Uzun olabileceğini gösteren iki örnek:

"Rahatsızlık duyuyorum"

Sayfa 264: "Sosyal demokrat kimliğiyle bilinen Emin Aslan, milliyetçi muhafazakâr ve hatta Fetullahçı olarak anılan Hanefi Avcı, dini hassasiyetleri (*DİNİ HASSASİYETİ tabirinden hiç haz etmiyorum) olmakla birlikte dürüstlüğüyle bilinen Sabri Uzun... " Safya 276: "O zamanlar bu tezgahların arkasında, kendisi gibi dini itikatları kuvvetli (*BU DİNİ İtikadı kuvvetli cümlesinden çok büyük rahatsızlık duyuyorum, bu ifade doğru değil) bir cemaat örgütlenmesinin olacağına ihtimal vermeyen Uzun, Şemdinli olaylarından bir süre sonra 22 Mart 2006'da görevinden alınır." İnceleme Tutanağı'nda dikkat çeken bir başka ayrıntı da Ergenekon operasyonlarına iki kez Uzun'un engel olduğu yönünde kitapta yer alan değerlendirmeler oldu. Kitap taslağının 197. sayfasında; "Saçan'ın gönderdiği bu yazıya İstanbul Başsavcısı Aykut Cengiz Engin'den 26 Temmuz 2002'de gelen yanıtta ise Gülen cemaatine ilişkin proje çalışma grubunun takip ettiği olayla ilgili Ankara DGM Baş-savcılığı'nın soruşturma yürüttüğü ve ilgili kolluk kuvveti olarak da Ankara İl Jandarma Komutanlığı'nın tayin edildiği belirtiliyor ve çalışma sonunda elde edilecek delillerin İstanbul KOM Şube Müdürlüğü'nün yürüttüğü tahkikatta elde edilecek bulgularla birleştirileceği anlatılıyordu. Saçan'ın aralarında askerler ve yargı mensupların bulunduğu bazı kamu görevlilerine ilişkin komplo kurulacağına ilişkin yazısına da, idia edilen faaliyetlerle ilgili tespitler yapıldığı takdirde bu belge ve delillerin de ön çalışma evrakına eklenerek ilgili savcı olan Bekir Raif Aldemir'e iletilmesi isteniyordu" şeklinde ifadeler yer aldı.

Ergenekon'u 2 kez engellemiş

Ancak bu ifadelerin devamında parantez içersinde, "*Bugünkü Ergenekon düzmece operasyonu gibi bir operasyonu, 2002 yılında A.S.SAÇAN yapmak istemiş, yine Sabri UZUN'u aşamadıkları için, Temmuz 2002'de UZUN'u görevden aldırmışlardı. Ergenekon Operasyonu'nu yapanlar da aynı planı uyguladılar. UZUN'a, Şubat-2006'da teklif ettikleri düzmece Ergenekon Oparasyonu'nu yaptıramadıkları için, önce Uzun hakkında düzmece ihbar mektubu yazdılar, sonra 8.922 liralık banka mevduatını 88 bin lira yazan Mülkiye Müfettişi Mehmet Ali ÖZKILIÇ'ın düzmece raporu, Adli ve İdari Makamlara, Sabri UZUN'un gerçek mevduat miktarını sunması ile "Kovuşturmaya Yer Olmadığı" kararı; ancak, UZUN'un görevden aldırılmasıyla, düzmece Ergene-kon'un başlatılmasının önünün açılması; A.S.SAÇAN ile A.F.YILMAZER aynı karakterde kişilerdir." yazdığı görüldü.

"Ana mesajdan koptunuz!"

Kitap taslağında Ergenekon'un amacı dışına çıkıldığı görülen bölümlerde devreye girilerek Ahmet Şık'ın uyarıldığı görüldü. Şık'a yapılan en ilginç uyarılardan biri Emin Aslan'ın çalışmalarını anlattığı 296 ve 297. sayfalarda yapıldı. Oğlu baronla ortak Oğlu uyuşturucu baronuyla ortak çıkan Arslan'ın uyuşturucu baronu Hüseyin Baybaşin'e yönelik yürüttüğü operasyonun anlatıldığı bölümün devamında şu uyarı bulunuyor: "Bence, yukarıdaki bölüm yanlış yazılmış. Çünkü; siz ülkede kurgu Ergenekon Operasyonu yapan cemaat çetesini anlatırken, konuyu değiştirdiniz, 'Emin Arslan-Baybaşin arsındaki kaçakçılık ve dürüst polisi anlatmaya başladınız. Yani siz, topluma vermek istediğiniz ana mesajdan koptu-nuz, uzaklaştınız. Sanki Emin Arslan hatıra kitabını hazırlayan şirket CİO'su gibi bir misyona büründünüz.' Bir cümleyle; 'Emin Arslan'a 3 milyon dolar vermek isteyen Baybaşin ile, Emin Arslan'ı görevden uzaklaştırmak isteyen cemaat, ortak bir noktada buluşmuşlardı' diyebilirsiniz. Eğer bunlar yazılacaksa kitabın adını, 'EMİN ARSLAN'ın YAŞADIKLARI' şeklinde koymanız gerekir, derim."

BUGÜN

YORUMLAR 28
  • ahmet okutan 13 yıl önce Şikayet Et
    YENİ GLADİO,ESKİ GLADİO. Eskinin papucu dama atılmış,yenisi ABD ve İngiltereye hizmet ediyor.küresel güçler yeni güç odakları inşa ettiler.eskisi işlerine gelmiyor artık.
    Cevapla
  • behlüldane 13 yıl önce Şikayet Et
    sapla samanı bıri birine karıştırmayalım lütfen.... Harun yahyanın başına gelen bunca işler gelidiğide başınışızı deve kuşu gibi kuma soktuğunuzu unutmadık.Basın özgürlğü diye öten bülbüller dut yemiş bülbüle döndüğünü unutmadık Niye cünkü mason locasının tekerine comak soktuda ondan...
    Cevapla
  • Ejder Ejderha 13 yıl önce Şikayet Et
    Adamlar alışmışlar hukuku maymuna çevirmeye. Şimdi güç ellerinden gidip hukuk yakalarına yapışınca, şucu-bucu polis/hakim/savcı iftiralarıyla hukuk kurumlarını karalamaya çalışıyorlar. Her çıkışın bir inişi var üstatlar. Memleketin onlarca yıl anasını ağlattınız, şimdi hesap verme zamanı ağalar.
    Cevapla
  • tuncay tezel 13 yıl önce Şikayet Et
    GLADİO, KONTGERİLLA VE DEVLETE SIZMIŞ ÇETELERİN BASIN AYAĞINA İHTİYACI VARDIR. Bu kişileri tenzih ederiz elbette ancak, bölücüler, ülkeyi bölmek isteyenler, ülkeyi eyaletlere ayırıp güçten düşürmek isteyenler, Kürdistan kurmak isteyenler, 100 bin faili meçhul verdirenler, terör yapanlar mutlaka güçlü bir basın medya ayağına ihtiyaç duyarlar. BUNLARA YAPILAN POLİS VE HUKUK OPERASYONUNDA DA EN ÇOK ÇINGARI YİNE ONLARIN DİĞER BASIN AYAKLARI ÇIKARIRLAR. Bu böyledir.
    Cevapla
  • Metin DEMİRAHN 13 yıl önce Şikayet Et
    SİZİ GİDİ ÇAKMA ÜLKÜCÜLER.. Eger siz ülkücüyseniz bende robin hodum.konuşmak nede olsa bedava,acaba parayla olsaydı sizin gibi çakmalar bu haber sitelerinin yanından geçermiydi.siz beleşçi ülkücülersiniz.okumayan,araştırmayan,davasına hiçmet etmeyen ülkücü olamaz.siz boşverin ülkücülügü.gidin gezin,dolaşın,kahve köşelerinde lak lak edin.sizede yakışan budur.
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
CHP kurmayları açıkladı! İşte Özel'in Erdoğan'a götüreceği konular
Paşinyan: 1915 travmasını atlatmalıyız