Bakan Günay: Duyabileceğim en güzel şey

Kültür ve Turizm Bakanı Günay, İstanbul Arkeoloji Müzesi'nde 'İmparatorlar İstanbul'da sergisinin açılışındaki mutluluğunu sözlerine yansıdı.

Bakan Günay: Duyabileceğim en güzel şey
Bakan Günay: Duyabileceğim en güzel şey
GİRİŞ 10.05.2011 22:58 GÜNCELLEME 10.05.2011 22:58

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, ''Bir Kültür Bakanının duyabileceği en güzel mutluluk ve heyecan, ülkesinde sergilerin, yeni ve güzel müzelerin açılmasını görmek, milyonlarca insanın cebinde Müze Kart'ın olduğunu bilmek ve bu alandaki ilginin genç kuşaklara doğru dalga dalga yayıldığını hissetmeye başlamış olmak'' dedi.

İstanbul Arkeoloji Müzesi'ndeki ''İmparatorlar İstanbul'da: Hitit'ten Osmanlı'ya'' sergisinin açılışında konuşan Günay, bugünün kendisi için özel ve heyecan verici bir gün olduğunu söyledi.

Burdur Ağlasun yakınlarında, Afrodisias'ta üç yıl önce bir hamam kalıntısının içinde kocaman bir heykel başı bulunduğunu ve bu başın Marcus Aurelius'a ait olduğunu belirten Günay, daha önce de Hadrianus büstünün aynı kalıntılar içinde bulunduğunu ve Londra'da yapılan Bizans Sergisi'nde en fazla ilgiyi Türkiye'den giden bu büstün çektiğini ifade etti.

Günay, Marcus Aurelius heykelinin daha sonra Burdur Müzesi'nin deposuna kaldırıldığını belirterek, ailesinden bile habersiz, korumaları olmadan heykeli görmeye gittiğini anlattı.

Marcus'un sıradan bir Roma İmparatoru olmadığını, aynı zamanda filozof, bilge kral olduğunu kaydeden Günay, onun 2 bin yıl önce yazdıklarının bugün hala okunduğunu ve denemelerinin kitapçılarda yer aldığını aktardı.

Sergiyi aslında 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı'na önerdiğini, ancak yetişmediğini dile getiren Günay, şöyle devam etti:

''Fakat yetişmemesi belki de iyi oldu. Çünkü bu tür etkinliklerimizin sadece bir yıla sıkışıp kalmadığını 2011'lere, 2012'lere ve nice yıllara uzayıp gideceğini gösteren bir sergi oldu. Bu imparatorların hepsini, bütün bu imparatorluk kültünü bir araya getirip kendi müzelerimizde sergilemeliyiz, sonra bunları alıp İstanbul'dan Anadolu'nun başka yerlerine götürmeliyiz. Sonra ise dünyanın başka yerlerine götürmeliyiz diye düşündüm. İmparatorlar İstanbul'da... Bundan daha güzel bir sergi ismi olabilir mi?

İstanbul Arkeoloji Müzesi'nin dünyada bu amaçla yapılmış ender müzelerden biri olduğunu söyleyen Günay, şimdi TÜRSAB ile birlikte müzeyi yenilemek için çalıştıklarını belirtti.

Arkeoloji Müzesi'ni Darphane'ye doğru, Topkapı Sarayı'nı Milli Savunma Bakanlığının depolarına doğru geliştirmek için çalıştıklarını ifade eden Günay, şunları söyledi:

''Sevinçle söylemek isterim ki bu dört yıllık uğraşımın amaçları gerçekleşiyor. Darphane'yi Arkeoloji Müzesi'ne katmayı başarıyoruz. Projeler onay safhasında. Önümüzdeki günlerde dünyanın en büyük ve en güzel mozaik müzesini basın mensubu arkadaşlarıma Gaziantep'te tanıtacağım. Zannediyorum ki bir Kültür Bakanının duyabileceği en güzel mutluluk ve heyecan, ülkesinde sergilerin, yeni ve güzel müzelerin açılmasını görmek, milyonlarca insanın cebinde Müze Kart'ın olduğunu bilmek ve bu alandaki ilginin genç kuşaklara doğru dalga dalga yayıldığını hissetmeye başlamış olmak. Bizim toprağımız çok zengin. Diyarbakır Müzesi'nin depolarında genç bir arkeolog, bana heyecanla bir şey göstermek istediğini söyledi. Kağıtlara ve pamuklara sarılmış el kadar bir taş parçasını gösterdi. Belli ki bir balta ağzı. İzler var üzerinde. Bilimsel olarak bunun milattan 12 bin yıl öncesine ait olduğunu söyledi. Düşündüm, bulunduğumuz tarihten 14 bin yıl öncesine gidiyor. O yıllar bizim destansı türkülerimizde var.''

Günay, tarihi eserlerin hangi dönemden kalırsa kalsın insanlığın, devlete, millete ve topluma emaneti olduğunu belirterek, bu eserlere çocuklara bakıldığı gibi bakılması gerektiğini sözlerine ekledi.

Ertuğrul Günay, daha sonra eşi Gülten Günay, Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü Genel Sekreteri Taleb Rifai, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir, İstanbul Kültür Sanat Vakfı Başkanı Bülent Eczacıbaşı ve Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı ile sergiyi ve müzenin bazı bölümlerini gezdi.

Bakan Günay, Rifai'ye bir heykelcik hediye etti.

-SERGİ-

Hitit döneminden Osmanlı İmparatorluğu'na Anadolu ve çevresinde hüküm sürmüş imparatorlukları simgeleyen eserlerin bulunduğu ''İmparatorlar İstanbul'da: Hitit'ten Osmanlı'ya'' sergisinde, Anadolu'nun değişik müzelerinden seçilmiş dev mermer heykellerden sikkelere, el yazmalarından mühürlere, birçok eser meraklılarına sunuluyor.

Kültür ve Turizm Bakanlığının destekleriyle İstanbul Arkeoloji Müzeleri Ek Bina Assos Salonunda gerçekleştirilen sergi, Hitit, Pers, Makedonyalı İskender, Roma, Doğu Roma ve Osmanlı İmparatorluğu olmak üzere birbirini izleyen beş bölümden oluşuyor.

Sergide, bakanlığa bağlı 14 ve Genelkurmay Başkanlığına bağlı iki olmak üzere toplam 16 müzeden gelen 210 eser izlenime sunulurken, sergiye dahil olup, müze içindeki mevcut yerinde kalacak eserler, sergi panolarında vurgulanıyor.

Serginin birinci bölümünde, M.Ö ikinci bin yılda Anadolu'nun büyük bölümünde ve zaman zaman da Kuzey Suriye'ye kadar uzanan bölgede hüküm süren Hitit İmparatorluğu'nun iz bırakan imparatorları, onları betimleyen kabartmalar ve temsil eden eserler, çeşitli mulaj ve fotoğraflarla desteklenerek sergileniyor. İkinci bölümünde de Doğu'dan gelerek M.Ö 6-4. yüzyıllar arasında Anadolu'yu egemenliği altına alan ve Yunanistan'a uzanan Pers İmparatorluğu ile batıdan gelerek M.Ö 4-1. yüzyıllar arasında Anadolu'dan Hindistan'a kadar uzanan Makedonyalı İskender İmparatorluğu yer alıyor. Ayrıca Anadolu'nun çeşitli müzelerinden seçilmiş Büyük Kral betimli mühür, Tyran başı, Büyük İskender heykeli ve başı, I. Seleukos başı gibi eserler bilgi panolarıyla anlatılıyor.

Üçüncü bölümde M.Ö 27 yılında Roma Cumhuriyeti'ni sarsan savaşlara son vererek ''Augustus'' unvanıyla onurlandırılan Octavianus ile başlayan Roma İmparatorluğu, özellikle İmparatorluğun kurucusu Augustus ile Anadolu'da en büyük imar faaliyetlerinin gerçekleşmesini sağlayan Roma İmparatoru Hadrianus vurgulanıyor.

Doğu Roma İmparatorluğuyla devam eden dördüncü bölümde, dönemden günümüze kalan imparator heykeli sayısının az olması dolayısıyla sergilenen eserler mozaik, sikke ve minyatür baskılarıyla desteklenirken, son bölüm olan beşinci bölüm ise Osmanlı İmparatorluğu'na ayrılıyor.

Osmanlı kültürü ve sanatını ifade eden, imparatorluk kavramı bağlamında simgesel anlam taşıyan, padişahların özel ve resmi yaşantısını çevreleyen eşyalarla, ancak bir imparatorluğun varlığıyla mevcut olabilecek ve devletin çeşitli alanlardaki zenginliğini yansıtan yapıtlardan seçmelerin bulunduğu beşinci bölümde padişah portreleri, silahlar, mühürler, sorguçlar, murassa eşya, ferman ve kaftanlar sergilenen eserler arasında yer alıyor.

Sergi 1 Ağustos'a kadar gezilebilecek.

KAYNAK: AA
YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
DİĞER HABERLER
Rezaletlerin gölgesinde Eurovision 2024: Skandallar, protestolar, destekler...
Miras kararı aileyi karıştırdı: 6 milyar doları bahçıvana verecek