Selimiye Camii'nin metafiziği

39 yıldır yayımlanan Türk Edebiyatı dergisi 456. sayısıyla (Ekim 2011) okuyucusuyla buluştu.

Selimiye Camii'nin metafiziği
Selimiye Camii'nin metafiziği
GİRİŞ 18.10.2011 15:33 GÜNCELLEME 18.10.2011 15:33

Aylık yayımlanan Türk Edebiyatı dergisi yine dopdolu. Dergi, inceleme, röportaj, şiir ve hikâyeleriyle zengin bir içeriğe sahip. Fotoğraflar ise dergiyi diğer dergilerden ayıran önemli bir özellik. Tasarım olarak da harika bir dergi.

39 yıldır yayımlanan Türk Edebiyatı dergisi 456. sayısıyla (Ekim 2011) okuyucusuyla buluştu. Aylık yayımlanan Türk Edebiyatı dergisinin içeriği yine dolu dolu. Beşir Ayvazoğlu yönetiminde hazırlanan dergi, birçok konuya değinirken, şair ve hikâyecilere de önemli bir yer ayırıyor. Bu ay Sadık Kutalmış, Fotoğraf Sanatçısı ve Fotoğraf Dostları Derneği Başkanı Gültekin Çizgen'le, İstanbul Fotoğraf Müzesi Türk Fotoğraf Çevresinin Rüyasıydı başlığı konulan bir söyleşi gerçekleştirmiş. Dergide öne çıkan yazı ise Muharrem Hilmi Şenalp'ın Selimiye'nin Metafiziği başlığıyla kaleme aldığı inceleme. Şenalp yazısında şu detaylara yer veriyor: "Mimar Sinan Türk-İslam âleminin bütün kıymet hükümlerini benimseyip hazmetmiş ve bunları sanatında ifadelendirmiş büyük bir sanatkârdır. Bu sebeple Edirne Selimiye Camii'ni ilk gördüğümde müezzin mahfilinin caminin tam ortasında ve kubbenin tepe noktasının izdüşümünde olmasına akıl erdirememiştim. Çünkü müezzin mahfili, Sinan'a kadar inşa edilmiş bütün camilerde hep kıyıda köşede kalmış bir mimari unsurdu. Sinan gibi bir dehanın en olgun devrinde, merkezi plan fikrini erişilmez seviyesine ulaştırdığı bu en iddialı yapısında, mekânın içinde hâsıl olan tesiri bozan bir odak noktası oluşturması zihnimi bir hayli meşgul etmişti..." Şenalp yazısına Mimar Sinan'ın büyük eseri hakkında ince ayrıntılara girerek ve kafasında sürekli çoğalan sorulara cevap vererek ilerliyor. Yazıyı okuyunca bu soruların cevaplarını bulabiliyoruz.

Usta şair Cafer Keklikçi'den Alevler Semti

Dergide ressam, yazar ve koleksiyoncu Malik Aksel'in doğumunun 100. yılı dolayısıyla açılan büyük sergi üzerinden gidilerek Aksel'in yaşamından ayrıntıları Beşir Ayvazoğlu'nun kaleminden okuyoruz.  İlerleyen sayfalarda ise Hatice Bilen Buğra'nın Hasret, Kübra Kader Erkoyuncu'nun Yıldız Günleri hikâyeleriyle karşılaşıyoruz. Hikâyeler kaliteli bir üslupla yazılmış ve okuyucusunu cezbeden ayrıntılar içeriyor. Şiirlere geldiğimizde ise usta şair Cafer Keklikçi'nin Alevler Semti şiiri öne çıkıyor. Keklikçi'nin şiiri şöyle başlıyor; "hayallerden düştüm ben: kim kurtarıyor acaba bakın buraya / saraya damat gidecekmiş gibi neden heyecanlısın birader / bu düğün hangi geline kalacaksa nasıl da yaşadı ama / ama ben sinirlendim miydi tüfek gibi konuşurum pat pat pat / paddada parıldayan cumhuriyete âşığım ezelden beri / beri taraftan düzeltmeyin beni karşıma geçin bakalım bir" dizeleri ve devamıyla akıp gidiyor. Dergide ayrıca; Mustafa Ruhi Şirin'in Afrika: Kardeşim, Mehmet Aycı'nın Kalgın, Abdurrahman Şimşek'in Tutunma Vesilesi, Necip Fazıl Akkoç'un Bir Öğle Vakti gibi şiirleri okumak mümkün.
Babil'de Ölüm İstanbul'a Aşk

Dergide aynı zamanda İstanbul'u Yazanlar, Bir Zamanlar Bir Küllük Vardı gibi yazılarla eskiye dair İstanbul yazıları ve mekânları gün yüzüne çıkarılmaya çalışılmış. Bir Sözlüğün Otuz Yıllık Macerası başlığı konan söyleşiyi ise Osman Özbahçe D. Mehmet Doğan'la yapmış. Türkiye'de sözlükler ve sözlükçülük üzerine bir konuşma gerçekleştirilmiş.

Divan Edebiyatı'nın romanı denildiğinde akla gelen kitaplardan İskender Pala'nın Babil'de Ölüm İstanbul'a Aşk kitabı Funda Özsoy Erdoğan tarafından ayrıntılı bir şekilde irdelenmiş. Kitaptaki hatalar ve güzellikler bir bir ortaya çıkarılmış. Kısacası Türk Edebiyatı dergisi bu ay da okuyucusuna farklı ve akıcı bir dergi sunmuş. Geciktirmeden dergiye ulaşın derim.

Milli Gazete

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
DİĞER HABERLER
Erdoğan'dan tarihi açıklamalar: Milletin sınıfta bıraktığını biz de baş tacı edemeyiz!
Filistin topraklarında bir işgal var!