Şair ve yazar Bakiler'e fahri doktora

Şair ve yazar Yavuz Bülent Bakiler'e, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) tarafından, ''Türkçe eğitimi'' alanında ''fahri doktora unvanı'' verildi.

Şair ve yazar Bakiler'e fahri doktora
Şair ve yazar Bakiler'e fahri doktora
GİRİŞ 18.11.2011 18:39 GÜNCELLEME 18.11.2011 18:39

ÇOMÜ Rektörü Prof. Dr. Sedat Laçiner, fahri doktora unvanı verilmesi dolayısıyla, ÇOMÜ Anafartalar Kampüsü Süleyman Demirel Konferans Salonunda düzenlenen törende yaptığı konuşmada, filozof olmak için üniversitelerde 3, 5 ve bazı durumlarda 7 yıl doktora dersi alınmasına ve bir tez yazılmasına ihtiyaç olmadığını söyledi.

Filozof olmanın, yani doktor olmanın iki yöntemi olduğunu ifade eden Laçiner, ''Birincisi üniversitede alınan formal eğitim, dersler ve tez ile kazanılmış olan formasyondur. İkincisi ise hayatın içerisinde, bir meslek içerisinde kitap yazarak veya kendisini kanıtlamak, olgunlaşmak, doktor ve filozof olgunluğuna gelmektir. Önemli olan o olgunluğa erişmek olduğu için hangisi hangisinden daha üstündür tartışmasına da gerek yoktur'' dedi.

Laçiner, üniversite senatosunun fahri doktora verirken, olgunluğa baktığını belirterek, şöyle konuştu:

''Üniversite senatomuz o olgunluğu taşıdığından hiçbir şüphe olmayan, hayatıyla ve verdiği eserlerle filozof olduğunu, doktor olduğunu ziyadesiyle kanıtlamış isimleri sizlerin karşısında, bir anlamda belgeyle de teyit etmiş oluyor. Bugün Sayın Yavuz Bülent Bakiler senatomuzun aldığı karar doğrultusunda fahri doktora unvanını vereceğimiz abide isimlerden bir tanesi.''

Bakiler'in, bir asker, yani bir Türkçe neferi olduğunu dile getiren Laçiner, ''Türkçeyi koruyan bir bekçi gibi. Bazen Türkçe namına Türkçeyi katleden insanlardan da Türkçeyi korudu. Bu onun birinci özelliği. Zaten doktora payesini senatoda buradan hareketle vermeyi uygun bulduk. Ama bugün imkan olsa beş, altı ve yedi tane fahri doktora verecek olsaydık, farklı sebeplerden dolayı rahatlıkla sayısını beş ve altı tane fahri doktoraya çıkarabilirdik'' dedi.

Şairin bir diğer özelliğinin de, Türklük şuurunu zor zamanlarda Türk milletine hatırlatması ve bu şuuru onların içerisinde güçlü bir şekilde tutturması olduğunu dile getiren Laçiner, şunları kaydetti:

''Bu da trajiktir. Bir Türk'ün Türkçeyi korumaya çalışması, Türkçe namına hareket edenlerden korumaya çalışması ne kadar ironik ve trajikse, ne yazık ki Türklük şuurunu Türklere anlatmaya çalışmak, orada diri tutmakta bir o kadar tuhaftır. Çünkü Türk'ün Türk olduğunun farkında olması ve bununla gurur duyması ne faşistliktir, ne ırkçılıktır, ne de başka bir şeydir. Amerikalı, İngiliz ve Fransız için hak olan, Türk için de anasının ak sütü gibi haktır, helaldir ve son derece doğaldır. O bunun savunucu oldu ve hiçbir zaman dengesini kaybetmedi. Aşırı uçlara kaymadı. Terör ve marjinallik yılları olmasına rağmen işi kalemiyle ve kitabıyla oldu. Doktora derecesini bütün bir hayata yaymış oldu. Bugün karşımızda bir abide şahsiyet var. Kendisine biz çok teşekkür ediyoruz, böyle bir fırsatı bize verdiği için.''

-Yavuz Bülent Bakiler'in konuşması-

Yavuz Bülent Bakiler ise, Türkiye'nin 81 vilayetinin 71'inde kürsüye çıktığını, pek çok toplantıda konuştuğunu, radyo ve televizyonlarda sayısını unuttuğu çok sayıda programı olduğunu belirtti.

Burada ne söyleyeceğini kolay kolay tespit edemediğini dile getiren Bakiler, bugüne kadar 40 civarında ödül aldığını ve bunların büyük bir kısmının Türk dünyasına hizmet ödülleri olduğunu bildirdi.

Bakiler, çeşitli üniversitelerden kendisine fahri doktora unvanı verildiğini hatırlatarak, şöyle konuştu:

''Oradaki törenlerde de arz ettim, burada da söylemek istiyorum. Ben bu sıfatları bir nevi şeref madalyası gibi bir tarafta muhafaza ederim. İsmimin yanına doktor sıfatını koymam. Onların bana verdikleri cevap ise, sen televizyonda Türkçe üzerine yapmış olduğun konuşmalarla gözümüze giren dikeni çıkardın. Bu sıfatı kullanmak sana ananın sütü gibi helal olsun. Böyle söylediler. Fakat itiraf ederim, bir mahcubiyet içerisinde olduğum için, daha doğrusu fahri edebiyat doktorluğu payesine kendimi layık görmediğim için, aradan geçen 10 yıla rağmen bir tek defa olsun o sıfatı kullanmadım. Ama bütün o almış olduğum ödüller yanında, o güzel sözler yanında, bütün samimiyetimle söylüyorum, ilk defa Türkiye'den ÇOMÜ'den bana bir fahri edebiyat doktoru unvanının verilmesi ömrümün çok müstesna hadiselerinden bir tanesidir. Yani hiç abartmadan söyleyebilirim ki, almış olduğum 40 ödül bir tarafa, şiir ve kitaplarım üzerinde yapılan 20'den fazla lisans üstü tezi bir tarafa koyarsak, burada almış olduğum fahri edebiyat doktoru onları bir kaç defa tartar.

Acaba şimdi kendi kendime düşünüyorum. Ben bundan sonra ismimin yanına bu doktor sıfatını koymasam bu aziz, bu mübarek üniversiteye karşı bir saygısızlık mı yapmış olurum? Veya o sıfatı kullandığım takdirde birtakım arkadaşlarımın hücumuna mı uğrarım? Bu hususta henüz bir karar veremedim. Ama benim çocuklarıma bırakacağım en büyük miras, burada iftiharla söylüyorum, ÇOMÜ'nün bana karşı takınmış olduğu bu tavırdır.''

Konuşmaların ardından, Bakiler'e, Rektör Laçiner tarafından cübbe giydirildi, Çanakkale Valisi Güngör Azim Tuna da fahri doktora belgesi verdi. Çanakkale Cumhuriyet Başsavcısı Salih Çokal da, Bakiler'e plaket verdi.

Bakiler daha sonra, ''Türkçe'ye Tuzak'' isimli konferans verdi.

KAYNAK: AA
YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
DİĞER HABERLER
Miçotakis'in kritik Türkiye ziyareti! Masada hangi başlıklar var?
Kripto para düzenlemesinde sona yaklaşıldı: Bu hafta Meclis'e sunulacak