Görme engelli öğretmenin azmi

Afyonkarahisar'da görme engelli öğretmenin azmi herkesi kendine hayran bırakıyor. Görme engelli Türkçe öğretmeni Muhammet Mustafa Başyiğit üç yıldır öğretmenlik yapıyor.

Görme engelli öğretmenin azmi
Görme engelli öğretmenin azmi
GİRİŞ 23.11.2012 15:07 GÜNCELLEME 23.11.2012 15:07

Afyonkarahisar'da, Kadınana İlköğretim Okulu'nda Türkçe öğretmeni olarak görev yapan görme engelli Muhammet Mustafa Başyiğit, öğretmenliğin zor bir meslek olduğunu kaydederek, "Marangoz olduğunuzda tahtayı biçersiniz, kesersiniz ve ortaya bir şey çıkarırsınız ama öğretmenlikte böyle bir şey yok.Uzun bir süreç gerektiriyor" dedi.

25 yaşındaki Muhammet Must afa Başyiğit, 2010 yılında Gazi Üniversitesi'nden mezun olduktan sonra Türkçe öğretmeni olarak görev yapmaya başladığını söyledi. Öğretmenliğin zor bir meslek olduğunu belirten Başyiğit, "Zorlu bir çalışma süreci gerektiriyor ama öğretmenlik zevkli bir meslek. İnsanlarla uğraşmak benim için güzel. Bu mesleği yaparken zorlandığım zaman muhakkak olmuştur. Öğretmenliğin zorlukları oluyor. Bazen istediğiniz sonuçları alamayabiliyorsunuz. Bunun için daha çok çaba harcamanız gerekiyor. Ama bizim zorluklarımız da güzel zorluklar.Sınıflarda öğrenciler bizlere yardımcı oluyor" dedi.

HER SINIFTA BİR ASİSTANIM VAR

Mesleğinde engelinden dolayı büyük sorunlar yaşamadığını söyleyen Başyiğit, sözlerini şöyle sürdürdü: "Öğrencilerim derslerini yaptıkları sürece sıkıntı yaşamıyorum. Engelimden kaynaklanan çok fazla ihtiyacım olmuyor sınıfta. Parmak kaldıran öğrencileri tespit için her derste bir asistanım var. Bu asistanım bana her ders için yardımcı oluyor. O derste yetkinin çoğu onda oluyor. Parmak kaldıranları bana o söylüyor. Hatta sınıftaki düzeni ve güvenliği o sağlıyor. Hem böylece öğrencilerin yönetici ruhlarını liderlik ruhlarını ortaya çıkarmaya sağlıyorum hem de kendi işimi kolaylaştırıyorum. Takım halinde hallediyoruz."

İYİ İNSAN OLMAYI ÖĞRETMEK

Meslektaşlarına da Öğretmenler Günü ile ilgili mesaj veren Başyiğit, şunları söyledi: "Bizim için eğitim çok önemli. Çünkü mürekkebin akmadığı yerde kan akıyor. Biz öğretmenlere düşen bunun bilincinde olmak ve öğrencileri öğretimden ziyade eğitim olgusunu kazandırabilmek. Onlara iyi davranışlar kazandırarak, iyi bir insan olmalarını kazandırabilmek. Yoksa bu kitaplardan öğrenecekleri bilgileri 1-2 saatte gidip herhangi bir kütüphaneden öğrenebilirler. Zamirleri sıfatları bunlar kolay şeyler ama iyi insan olmak dürüst insan olmak günümüzde çok zor"

ENGELLİLER HER YERDE VAR

Evli olduğunu ve eşinin de kendisi gibi öğretmen olduğunu söyleyen Başyiğit öğretmen olmaya karar vermesini şöyle anlattı: "Benim için yapılabilecek en iyi iş öğretmenlikti. Engellilere iletecek mesajdan önce engelli olmayan bireylere bir şey iletmek gerekiyor. Aslında engel dediğimiz zaman, engel önümüze çıkan şeydir. Engellinin bir engeli yoktur ortada. Engel koyanların bir engeli var. Örneğin ben kaldırımda yürümekte zorlanıyorsam o tezgahı oraya koyandır engeli sağlayan kişi. Benim engelim değildir. Çünkü benim yürüme engelim yok. Ya da ortopedik engelli birisi kaldırıma inip çıkamıyorsa o kaldırımın düzenlenmesinden kaynaklanan bir engeldir bu. Engelliler eğitimde var, meslek hayatında var, her yerde var. Ama halk olarak bunun bilincinde değiliz. Bu nedenle engelliler sıkıntılar yaşamaktadır. Yani örneğin benim kabartma kitaplarım eğitim öğretim yılı başladıktan 1-2 ay sonra geliyor. Bu benim engelim değil bu sistemin engelidir."

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
DİĞER HABERLER
Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek: Türkiye sahalara döndü
Dünya Bankası, "Emtia Piyasaları Görünümü" raporunun Nisan 2024 sayısını yayınladı