Aruz şiirinin son temsilcisi Yahya Kemal Beyatlı kimdir?

Cumhuriyet dönemi Türk şiirinin en kuvvetli kalemlerinden biri olan Yahya Kemal Beyatlı, 2 Aralık 1884’te Makedonya’da doğdu. Gerçek adı Ahmet Agah’tır. Babası, dönemin Üsküp Belediye Başkanı, eski icra memuru Nişli Naci Bey; annesi Nakiye Hanım’dır.

Aruz şiirinin son temsilcisi Yahya Kemal Beyatlı kimdir?
Aruz şiirinin son temsilcisi Yahya Kemal Beyatlı kimdir?
GİRİŞ 19.02.2021 12:12 GÜNCELLEME 19.02.2021 13:07 KAYNAK HABER7

İlkokul eğitimini alırken, bir yandan da İshak Bey Camisi’nde medreseye giden Yahya Kemal, Arapça ve Farsçayı burada öğrendi.

Lise yıllarında şiir yazmaya başladı. “Esrar” mahlasını kullanıyordu. O günlerde tek amacı, İstanbul’un edebi ve düşünsel hayatına kendini kabul ettirmekti. 1902’de bu hayalini gerçekleştirmek için lise eğitimini sebep göstererek İstanbul’a taşındı. Vefa Lisesi’ne başlayan Yahya Kemal, İrtika ve Malumat dergilerinde Agah Kemal mahlasıyla şiirler yazdı.

Dönemin popüler siyasi akımlarının etkisiyle Abdülhamit karşıtı görüşleri savunmaya başladı. Jön Türkler’e özenmesi, onu Paris’e kadar sürükledi. Fransa’da dil eğitimi aldı. 1904’te yüksek öğrenimi için Siyasal Bilgiler Fakültesi’ne girdi. Üniversitede ünlü tarihçilerden Albert Sorrel’in derslerinden etkilenen Yahya Kemal, kendine özgü zengin tarihsel bakış açısını burada yakaladı.

Türklüğün öz değerleri, kimlik arayışı ve Türk şiirinin tarihi gibi konularda derinlemesine incelemeler yaptı. Fransa’da kaldığı süre boyunca ünlü Fransız şairlerin eserlerini de inceledi.

Fransa’ya siyasi sebeplerden dönen Yahya Kemal’in Türkiye’ye dönerken kafasında hem sanatla ilgili hayaller dönüp duruyordu.

Dönemindeki şairlerden ayrılan en büyük özelliği, Fransız tarzı şiir unsurlarını, Türk şiir anlayışına uyumlu hale getirmek oldu.

Eski Türk şiirinde şekillenmiş aruz kalıplarını yeni formada soktu. Arapça ve Farsça kelimelerden vazgeçmedi. Adeta melodisi olan akıcı şiirler yazdı.

Onun eski edebiyata ve tarihine olan bağlılığı kimileri tarafından eleştirildi. Hatta Ziya Gökalp’le atışması meşhurdur. Gökalp Yahya Kemal’i hedef alarak, “Harabisin harabati değilsin, gözün mazidedir ati değilsin”dizelerini yazar. Yahya Kemal’se cevabında, “Ne harabi ne harabatiyim, kökü mazide olan atiyim” der.

Yahya Kemal, Batı şiirine ve dillerine hakim olduğu kadar, Türkçeye ve kendi kültürüne de hakimdi. Yeniçeriye Gazel şiirinde tam 5 asır öncesine ait Türkçeyle şiir yazması, bu konudaki kabiliyetini ortaya koyuyor.

Fransa’da 10 yıla yakın süre kaldıktan sonra 1912’de İstanbul’a dönen Yahya Kemal, Darüşşafaka’da edebiyat ve tarih derslerine girdi. Daha sonra İstanbul Darülfununu’na öğretim görevlisi olarak atandı. 1923’e kadar bu görevi sürdüren Yahya Kemal, aynı zamanda Türk dili ve Türk tarihi konularında çeşitli dergilerde makaleler yayımladı.

Yahya Kemal, düşünce yazılarını daha sonra kitaplaştırdı. Kültür dünyamıza yönelik Üsküdar’la ilgili kaleme aldığı yazı ve Ezansız Semtler yazısı özellikle dikkat çekicidir.

Şiirde ise yepyeni bir tarz bıraktı. Aruzun son temsilcilerinden sayılan Yahya Kemal’in birçok şiiri bestelendi. “Şiirlerimi sadece Münir Nurettin bestelesin” dediği rivayet edilir.

Cumhuriyet’in kurulmasından sonra siyasette de aktif görevler üstlenen Yahya Kemal, büyükelçilik yıllarında Türk tarihine bağlılığını gösterdi. Orta Asya’da zulüm gören on binlerce soydaşımız, onun girişimleriyle Türkiye’ye getirildi.

Hayatı boyunca hiç evlenmeyen Yahya Kemal, emekli olduktan sonra İstanbul’da bir otele yerleşti ve tek başına yaşamaya devam etti. 1 Kasım 1958’de bir çeşit bağırsak hastalığından dolayı vefat etti.

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL