Erdem Bayazıt kimdir?

'Emperyalizme başkaldıran şair' olarak anılan, 'Yedi Güzel Adam'dan biri Erdem Bayazıt kimdir? Gelin birlikte yakından bakalım...

Erdem Bayazıt kimdir?
Erdem Bayazıt kimdir?
GİRİŞ 05.07.2023 09:27 GÜNCELLEME 05.07.2023 11:33
Bu Habere 10 Yorum Yapılmış

Tam adı Adil Erdem Bayazıt olan, Kahramanmaraşlı ünlü şair, 18 Aralık 1939'da dünyaya geldi.  Maliyede memur olan babası Ökkeş Tahsin Bey’in aile kökleri, Yavuz Sultan Selim’in Çaldıran Seferi dönüşünde Doğubayazıt’tan getirerek Maraş’ta iskân ettiği Bayazıtlılar’a dayanmaktadır. Annesi Şerife Hanım Ârifoğulları’ndandır. İlk ve orta öğrenimini babasının memuriyeti dolayısıyla bazı kesintiler dışında Maraş’ta tamamladı.

Erdem Bayazıt’ın çocukluk ve ilk gençlik yılları kışın Bayazıtlılar’dan Ahmed Paşa’dan kalan Maraş’ın Yörükselim mahallesindeki büyük konakta, yazları ise Güzlek ve Çağsak’taki yaylalarda doğayla iç içe geçti, daha ilkokul çağlarında iken dönemin popüler tarihî romanlarını okudu.

OKUL ARKADAŞLARI İLE YAYINCILIĞA İLK ADIMI ATTI

Kahramanmaraş Lisesi’nde Yusuf Ziya Beyzadeoğlu ve Mustafa Atatanır gibi öğrencilerine edebiyat zevki aşılayan öğretmenleri oldu. Diğer taraftan ileride edebiyat dünyasında isim yapacak olan Cahit Zarifoğlu, Rasim Özdenören, Alaeddin Özdenören ve Mehmet Akif İnan gibi okul arkadaşlarıyla oluşturdukları bir edebiyat ortamı içinde bulundu.

Bu grup Varlık, Yedi Tepe, Türk Düşüncesi, Büyük Doğu, Pazar Postası gibi dergileri takip ederken, daha önce Nuri Pakdil tarafından çıkarılan okul dergisi Hamle’yi yeniden çıkardı. Gençlik ve Demokrasiye Hizmet gibi mahallî gazetelerde sanat sayfaları hazırladı. Bayazıt’ın ilk şiirleri de bu yayınlarda ve Şeref Turhan’ın Maraşlı Şairler Antolojisi’nde çıktı.

MARAŞ LİSESİ’NE ÖĞRETMEN OLARAK DÖNDÜ

Önce İstanbul ve ardından Ankara Hukuk fakültelerine devam ettiyse de fakülteyi bitirmeden askere gitti. 1964’te Askerlik dönüşü Ankara Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’ne kaydoldu. Üniversite yıllarında Yeni İstiklâl gazetesinin sanat sayfasında ve Diriliş dergisinde şiirleriyle adını duyurdu. 1968’de Nuri Pakdil’in yayımlamaya başladığı Edebiyat dergisinin kurucuları arasında yer aldı.

Üniversite öğrenciliği sırasında ayrıca Millî Kütüphane’de süreli yayınlar şube müdür yardımcılığı ve Millî Eğitim Bakanlığı basın büro memurluğu gibi görevlerde bulundu.

Mezuniyetinden sonra 1971’de Maraş Lisesi’ne edebiyat öğretmeni tayin edildi. Edebiyat çevrelerince ''Yedi Güzel Adam''dan biri olarak anılan ve ''Mavera'' dergisinde de yazı işleri müdürlüğü görevini yürüten şairin "Sebeb Ey" isimli ilk şiir kitabı, 1972'de edebiyatseverlerle buluştu. 1975’e kadar İstanbul Türk Mûsikisi Devlet Konservatuvarı’nda genel sekreterlik, Kahramanmaraş İl Halk Kütüphanesi’nde müdürlük, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı İnsan Gücü Eğitim Dairesi başkan yardımcılığı görevlerinin ardından memuriyetten ayrıldı.

NURİ PAKDİL, NECİP FAZIL VE SEZAİ KARAKOÇ ETKİSİ

Bir süre Cumhuriyet gazetesinde muhabirlik de yapan şair, Nuri Pakdil ve Necip Fazıl Kısakürek başta olmak üzere Sezai Karakoç ile Fethi Gemuhluoğlu'ndan etkilendi.

Şehir yaşantısından bunalıp çocukluğunun doğa ortamına çekilmek üzere döndüğü Maraş’ta bulunduğu bir sırada Cahit Zarifoğlu, Rasim Özdenören, Mehmet Akif İnan ve Alaeddin Özdenören tarafından hazırlıkları tamamlanan Mavera dergisi ve Akabe Yayınları’nın idaresini üstlenmek üzere Ankara’ya çağrıldı. 1976-1984 yılları arasında dergi ve yayınevinin sahipliğini ve idaresini üzerine aldı. 1979’da Yeni Devir gazetesinde köşe yazıları yazmaya başlayan şair, 1981’de Ajans 1400’ü kuran film ekibiyle beraber savaş şartları içindeki Afganistan’a düzenlenen bir seyahate katıldı. İran, Hindistan ve Pakistan’dan Afganistan içlerine kadar uzanan bu seyahatin izlenimlerini önce Mavera dergisinde yayımladı, daha sonra İpek Yolundan Afganistan’a adlı eserinde topladı.

MİLLETVEKİLLİĞİ DE YAPTI

30 Kasım 1987 seçimlerinde Anavatan Partisi’nden Kahramanmaraş milletvekili seçildi. Millî Eğitim ve Çevre komisyonlarında görev aldı. 1991’de siyaseti bırakıp İstanbul’a yerleşti. 1995’te altı ay süreyle Yeni Parti İstanbul il başkanlığı, bir ara Demokrat Parti meclisinde üyelik yaptı.

1997’den itibaren köşe yazılarını Yeni Şafak gazetesinde sürdürürken, Ak Radyo’da “Şiir, Yalnızca Şiir” adlı bir program hazırlayıp sundu. Şiirlerinde çağın değişimini sorgulayan, insanın maneviyattan kopuşunu anlatan, Allah’a yakınlaşmayı öğütleyen, Müslümanların emperyalizme baş kaldırısını yansıtan konulara değindi.
Şiirlerinde mesajı ön planda tutan, şiir anlayışını öncelikle "Büyük Doğu" ve Sezai Karakoç'la biçimlendiren şairin kaleme aldığı son şiirleri ise "Risaleler" adı altında 1987'de Akabe Yayınları tarafından kitaplaştırıldı. Erdem Bayazıt 5 Temmuz 2008’de İstanbul’da vefat etti ve Eyüp Kabristanı’na defnedildi.

HEM DOĞAYI HEM HAYATI ANLATTI

Erdem Bayazıt’ın şiirindeki anlam ilk olarak çocukluğunu da yansıtan doğa etrafında gelişir. Şahsiyetini yansıtan bir naiflik de taşıyan bu şiirler güneş, dağ, deniz gibi fiziksel olarak büyük imgelerle beslenmiştir. Yüksek ve tok sesle okunmaya, kitlelere hitap etmeyen bu şiirler aynı zamanda hayat, ölüm, maneviyat, başkaldırıya uygun metaforlar da taşır. Bu manada Bayazıt’ın üslubuna en uygun şiirlerden biri de ‘Sebeb Ey’dir.

Ürperir tabiat, üfleyince rüzgârı derin gök soluğu
Ulu ses dokununca çarka
Düşer ölümün gölgesi eşyaya.

Başlar eşyada hareket kurtulmak için kendinden
Daha öteye geçmek için arınmak gibi elbiseden
Yakalar ölümsüzlüğün sonsuz ipini
Sonra ses olur
Zamanın idrak incisi ses döner, döner, döner de
Yönelir sebebe
Sebeb ey!

ŞİİRLERİ ADETA BİRER DUA GİBİYDİ

Başlangıçta daha çok savaş ve başkaldırı karakteri taşıyan şiirleri zamanda Allah’ı anmak ve doğanın manevi zikriyle, insanın kaybolan iklimini betimlemek üzerine inşa edilmiştir. Bu dönemdeki Bayazıt şiirleri Tabiat Risalesi’nde doluğu gibi adeta bir çeşit duaya dönüşür: “Birden her yerde her şeyde içimizde kımıldayan / Yürek vuruşlarıyla beliren zikir / Yeri ve göğü ve damarları dolduran / Ondan başka her şey yok olan yalan olan / rahman / ve rahim olan.”

ADI BİRÇOK OKULDA YAŞATILIYOR

Türkiye Yazarlar Birliği tarafından İpek Yolundan Afganistan’a adlı eserine basın ödülü (1982), Risaleler adlı kitabına şiir ödülü (1987) verilmiştir. 2003’te Strasburg’da yapılan Türkçe’nin V. Uluslararası Şiir Şöleni’nde Yahya Kemal büyük ödülünü almıştır. Hakkında Yedi İklim dergisi bir özel sayı çıkarmış (Şubat-Mart 2008), Murat Turna tarafından yüksek lisans tezi hazırlanmıştır (İstanbul 2004). Bazı şiirleri Mevlüt Ceylan tarafından İngilizce’ye çevrilmiştir. Bayazıt’ın şiirleri Sebep Ey (Ankara 1973, 1979), Risaleler (İstanbul 1987), Şiirler (İstanbul 1992, 2014), Gelecek Zaman Risalesi (toplu şiirler) (İstanbul 1998) adlı kitaplarda toplanmıştır.

Vefat ettiği gün 5 Temmuz 2008 tarihinde Kahramanmaraş'taki Merkez Anadolu Lisesi'ne ismi verilmiştir. Ankara Gölbaşı ilçesinde de Erdem Bayazıt Anadolu Lisesi mevcuttur. İstanbul'un Güngören onun adını taşıyan bir lise kültür merkezi açılmıştır. Antalya'nın Kepez ilçesinde de Erdem Bayazıt Kültür Merkezi bulunmaktadır. İstanbul Başakşehir'de adı Şair Erdem Beyazıt olan bir orta okul vardır. TRT1’de yayınlanan Yedi Güzel Adam isimli dizide Erdem Bayazıt’ı oyuncu Uraz Kaygılaroğlu canlandırırken onun hayatını anlatan Mustafa Yürekli yönetiminde bir Erdem Bayazıt Belgeseli de çekilmiştir.

YORUMLAR 10
  • Orhan0708 9 ay önce Şikayet Et
    Osmanlıda Osmanlıyı kuran Yörükler dışında herkes adam yerine konulmuş, beylik verilmiş, baş tacı edilmiş. Ama Yörükler ötelenmiş, örselenmiş, ihmal edilmiş. Canı istenmiş, vermiş. Kanı istenmiş, vermiş. Hep vermiş, vermiş, vermiş. Bir kere bile devletinden istememiş. Devletten isteyip de alamayanların ihanetini yaşatmadık devletimize. Ama bir Selanik dönmesi kadar kıymetimiz de olmadı.
    Cevapla
  • Şükrü BAYAZIT 9 ay önce Şikayet Et
    Allah gani gani rahmet. eylesin ateşinde yakmasın peygamber efendimize komşu eylesin nuriçinde olasın Atamız büyüğümüz amcamız
    Cevapla
  • Vatansever 9 ay önce Şikayet Et
    Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun inşallah.
    Cevapla
  • Ali 2 yıl önce Şikayet Et
    Bir deruni derviş olarak hayat sürdü ve inanıyoruz ki cân verdi ve Canana erdi.Ruhunda yaşadığı aşkı mısralara döken bir gönül eriydi.O yüzden, Ölüm bize ne uzak ne yakın bize ölüm ölümsüzlüğü tattık bize ne yapsın ölüm diyerek bir hoş sadanın adamı oldu.Sırrı aziz olsun...
    Cevapla
  • Nef'i 2 yıl önce Şikayet Et
    Siyasete giren insanlar hakkında soğuyorum artık. Son dönemde siyasete, politikaya karşı içimde büyük bir soğukluk belirdi.
    Cevapla
  • ahmet 9 ay önce Şikayet Et
    :) siyasete girenler senin ve neslin hakkında karar verecek sen girme siyasete
    Cevapla
  • ismet soner 2 yıl önce Şikayet Et
    islam, hristiyanlık gibi sadece câminin içine hapsedilebilecek bir din değildir. allah cc yüce kitabında sadece âhırete değil, dünyaya dair de kaideler, hudutlar getirmiş; hepsinin üzerine de "emr-i bi'l mâruf, nehy-i an'il münker" emri vermiştir. dolayısıyla her müslüman hayata müdahil olmak, yani bir siyasetçi olmak zorundadır. chp'lilerin tamamı ve ap'lilerin çoğu gibi kötü siyasetçiler sizi siyasetten soğutmuş olabilir, ama temiz ve hakka hizmet eden siyaset de mümkündür ve dahi mevcuttur.
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle