60 yıl sonra biraraya geldiler!

İkinci Dünya Savaşı'nın sonuna
doğru Nazi Almanya'sını kesin yenilgiye uğratacak son saldırıyı
görüşmek üzere ABD Başkanı Franklin Roosevelt, İngiltere Başbakanı
Winston Churchill ve SSCB'nin lideri İosip Stalin'in Yalta
Konferansı'nın 60. yıldönümünde üç liderin torunları Hollanda'da
buluştu ve enikonu konuştu.

Ukrayna'nın Kırım Yarımadası Yalta limanında 4-11 Şubat 1945'te
buluşan ve Avrupa'nın Doğu (Komünist) Bloku olarak bölünmesinin
tohumunu atan üç liderin torunları bugün Hollanda'nın Maastricht
kentinde buluşarak "dünyanın halini" görüştüler.

Hollanda'nın Belçika ve Almanya sınırına yakın Maastricht kentinde
Maastricht Üniversitesi'nin toplantı salonunda buluşan üç liderin
torunlarının birçok yönden samimi cereyan eden görüşmesinde,
Churchill'in (1874-1965) torunu yazar ve siyasetçi Winston S.
Churchill, Stalin'in (1879-1953) torunu olan emekli albay ve askeri
tarihçi Yevgeni Cugaşvili'ye, "Dedem, dedenize (İosip Stalin'e) en
derin saygıyı besliyordu" dedi.
Torun Churcihil (64), "Dedem, Stalin'in yönettiği SSCB'nin
Kızılordusu'nun Avrupa'nın böğründe, kapı eşiğinde boğazını sıkmaya
hazır halinden de pek endişeliydi" diye konuştu.

Nitekim savaştan sonra Churchill; Polonya, Doğu Almanya,
Çekoslovakya, Macaristan, Bulgaristan'ın dahil olduğu, Doğu Bloku'nun
merkezi Varşova Paktı ülkeleri ve komünist Romanya-Yugoslavya
sınırları için "Demirperde" sözünün mucidi olmuştu.
Stalin'in torunu emekli albay Cugaşvili, dedelerinin şahsen
samimi beraberlikleri olduğunu hatırlattı. Stalin'in Gürcü soyadını
kullanan Cugaşvili, "Stalin'in bilhassa İngiltere ve AB'yi aslında
doyurulamaz emperyalist düşmanlar olarak gördüğünü" de anımsattı.

-BİR SAVAŞ OLASILIĞI DAHA VARDI-

Mamafih Churchill, Doğu Almanya'nın Komünistlerin eline
geçmesinden sonra SSCB'ye savaş açılması olasılığını da
değerlendiriyordu.
ABD'nin 32. başkanı Franklin Roosevelt'in (1882-1945) torunu olan
eğitimbilimci ve eski BM diplomatı Curtis Roosevelt, "Yalta'da
kuvvete dayalı siyaset (Almanca Realpolitik) uygulandığını"
hatırlatarak, ABD'nin Avrupa'yı Nazi işgalinden kurtarmasındaki
önemimi hatırlattı.

-IRAK-

Curtis Roosevelt, "Yalta'da esas kazançlı çıkanın Rusya (SSCB)
olduğunu" da yeniden hatıra getirdi. C. Roosevelt, "ABD'nin şimdiki
43. Başkanı George Bush'un Yalta hakkında söylediği, küçük ezilmiş
ülkelerin kaderi çizildi" sözüne de asla katılmadığını belirtti ve
dünyanın şimdiki büyük sorunlarından Irak'ta "ABD'nin büyük hata
yaptığını" vurguladı.
C. Roosevelt, "Şimdiki dünyada (Irak yüzünden) Amerikan
değerlerinin ufalandığını ve uçup gittiğini görüyorum, bunu her ne
kadar Fransa'da yaşarken görüyor olsam da" dedi.
S. Churchill ise "Irak'ta ve Afganistan'da yapılan demokrasi için
doğrudur" görüşünü savundu.
Irak meselesinde C. Roosevelt'e kesinkes karşı çıkan S. Churchill,
kendi ülkesini de kastederek, "ABD'nin müttefikleri Irak ve
Afganistan'da mükemmel iş görüyorlar" dedi.
Stalin'in torunu Cugaşvili, dedesinin kim olduğunu 10 yaşındayken
öğrenmiş.
Torun Churchill, "Düşünün üç lider ellerinde birer boş sayfayla
Avrupa'nın tüm kaderini belirlemeye Yalta'ya geliyorlar..." ifadesini
kullandı.
S. Churchill, Cugaşvili'ye, "Dedem, Stalin hakkında aslında şöyle
düşünüyordu: Timsah gibiydi İosip Stalin, gülümsüyor mu, avını mı
yiyecek belli etmezdi" dedi.
Cugaşvili, Yalta'nın, BM'nin de temelini attığını bilhassa
vurguladı.
Curtis Roosevelt, günün dünya siyasetinde Avrupa Anayasası'nda
Fransa ve Hollanda halklarının referandumda reddetmelerine rağmen
ileride Avrupa'nın tam olarak birleşmesinin iyi olacağını zikretti.

-İNGİLTERE YENİLSEYDİ-

C. Roosevelt, "Yalta'dan önce, dedesinin ABD'nin Avrupa'nın
yardımına savaşa katılarak mutlaka koşması gerektiğini çok önceleri
söylediğini, ancak ne zamanki 7 Aralık 1941'de Japon hava kuvvetleri
Hawaii-Pearl Harbour'da Amerikan deniz üssünü yok etti, ABD'nin 2.
Dünya Savaşı'ndaki safını belirlediğini anlattı. Savaşta eğer
İngiltere Hitler Almanya'sına yenilirse ABD'nin de büyük tehlike
altına gireceği biliniyordu.