Şah'ın oğlu ABD ağzıyla konuştu

Eski İran şahının oğlu Rıza Pehlevi, Orta Doğu krizinin İran İslam Cumhuriyeti'nin kurulmasıyla başladığını söyledi. ABD'de sürgünde yaşayan Pehlevi, Berlin'de yayımlanan "B.Z" gazetesine verdiği demeçte, Orta Doğu sorununun nasıl çözülebileceği sorusu üzerine şunları söyledi:

Molla rejimi genişlemek istiyor. Hizbullah gibi grupları eyleme geçirme taktiği soğukkanlılıkla hesaplanmıştır. St. Petersburg kentinde düzenlenen G-8 zirvesinde dikkatleri İran'ın nükleer programından uzaklaştırmaya yönelikti. Çözüm yolu şudur: Uluslararası camia molla rejimini zayıflatmak için her türlü çabayı harcamalıdır.

" Bu çabaların askeri bir saldırıyla olmaması gerektiğini, özgür dünya ülkelerinin İran rejimine dışardan başka türlü baskı yapabileceklerini ifade eden Pehlevi, "Mollaların finans kaynaklarını kurutun. Bankacılık sistemini felce uğratın. Bu, ticari boykottan çok daha iyidir. Diplomatlarının faaliyetlerini engelleyin. Yıllarca sürdürülen müzakereler zaman kaybıdır. Tahran atom bombasına sahip olduğunda geç kalınmış olacaktır" dedi.

İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad'ın nasıl cumhurbaşkanlığına seçilebildiğine ilişkin bir soruya karşılık da Pehlevi, "Memurlar baskı altında tutuldu. Halk, kötüyle daha kötü arasında seçim yapmak zorunda bırakıldı. Ahmedinejad popülist ve gerçekçi olmayan vaatlerde bulundu. Ahmedinejad'da fanatiklik dinle bağlantılı. Bu nedenle mantıklı düşünce burada bir rol oynamıyor. Böyle bir kişinin atom bombasına sahip olduğunu bir düşünün" yanıtını verdi.

Pehlevi, "çılgınlık sınırına yakın bir faşist" olarak nitelendirdiği Ahmedinejad'a karşı yoğun girişimlerde bulunulması gerektiğini, görüşmelerin sonuç getirmeyeceğini, bu nedenle Ahmedinejad'a karşı kararlı tutum sergilenmesinin önemine dikkat çekti.

İran'daki gençlerle sürekli irtibat halinde olduğunu ve ülkesinin "kurtarılmasını" hayat felsefesi haline getirdiği için günün birinde mutlaka ülkesine döneceğini kaydeden Pehlevi, gelecekteki yönetim şekli konusunda halkın karar vereceğini, ancak İran'da idam cezası istemediğini, çarşaf zorunluluğunun kaldırılması ve kadın-erkek eşitliğinin sağlanması gerektiğini sözlerine ekledi.