Ateş Çemberi: Rusya-Ukrayna-Batı ve Bosna Hersek

Rusya, bir yandan ABD diğer yandan Avrupa ile Ukrayna restleşmesini sürdürüyor. Moskova bölgedeki gerilimi tetiklerken, Kanal 7 Ankara Temsilcisi Mehmet Acet, Yeni Şafak'taki yazısında çevresel gerilime ilişkin önemli tespitlerde bulundu.

Ateş Çemberi: Rusya-Ukrayna-Batı ve Bosna Hersek
Ateş Çemberi: Rusya-Ukrayna-Batı ve Bosna Hersek
GİRİŞ 15.12.2021 11:15 GÜNCELLEME 15.12.2021 11:15
Bu Habere 13 Yorum Yapılmış

Dünya, Rusya-Ukrayna sınırında yaşanan gelişmelere kilitlenmiş durumda. Sınırda Moskova yönetiminin oluşturduğu yığınaklar artarak devam ederken, savaş ihtimalini ortadan kaldırmaya çalışan ABD ve Batı unsurları Rusya'yı peş peşe tehditlerle vazgeçirmeye çalışıyor.

Bu durum bölgedeki gerilim unsurunun artmasına yol açarken, geri adım atmayan Moskova, askeri yığınakları sürdürme yönünde beyanlarda bulunuştu. Özellikle bir ateş üçgeni olarak belirtilen bu hat üzerinde yaşananları  Kanal 7 Ankara Temsilcisi Mehmet Acet, Yeni Şafak'taki köşesinde kaleme aldı.

RUSYA-UKRAYNA SINIR HATTINDA YAŞANANLAR

İki ülke arasındaki sınır hattında yaşananlara ilişkin değerlendirmede bulunan Acet, Ukrayna-Rusya sınırında yaşananlar ve ABD'nin yaklaşımına ilişkin şunları ifade etti:

"İki hafta kadar önce ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’ın Ukrayna krizinden dolayı Rusya’yı hedef alan şöyle bir açıklaması olmuştu:

“Rusya, Ukrayna konusunda çatışma yolunu izlerse, ağır bedeller ödeteceğiz.”

Bu tehdit dolu açıklamadan hemen sonra Bilinken’ın kendisi Rus mevkidaşı Lavrov’la, devamında da Biden, Putin’le başkanlar düzeyinde görüşmeler yaptı.

ABD, Rusların Ukrayna’ya askeri bir operasyon yapmasına tehdit cümleleri kurarak karşı çıkıyor; Ruslar, bu ülkenin NATO’ya alınmayacağına dair kendilerine garantiler verilmemesi halinde sınıra yaptıkları dev yığınaktan vazgeçmeyeceklerini ima ediyorlar."

"RUSLARIN CANINA OKUMA VAADİ"

ABD'nin de taraf olduğu gerilimde Washington yönetimi Moskova'ya yönelik tehditler ile olası savaş ihtimalini gözdağı ile sona erdirmeye, ambargolar ile caydırmaya  çalışmışlardı. Yaşananlarla ilgili Acet şunları yazdı:

"Önümüzdeki dönemde bu görüşmelerin sonucunu, sürecin hangi tarafın istediği biçimde ilerlediğini görerek anlayabileceğiz.

Bir süre önce Blinken’ın yukarıdaki sözünü hatırlattığım üst düzey bir Türk yetkili, bu cümle ile ilgili olarak “Ne tehdidi, ne bedeli” şeklinde özetleyebileceğim bir reaksiyonla karşılık vermişti.

İşin doğrusu, “Ağır bedeller ödeteceğiz” ifadesi, Rus/Amerikan ilişkilerinin karakterini yakından tanımayanların ilk aklına geldiği gibi askeri müdahale anlamında bir gözdağı değil, ekonomik ambargolarla Rusların ‘canına okuma’ vaadinden ibaretti.

Gelinen noktada bu tehditlerin pek de caydırıcı olarak kabul edilmemesini, geçmişte yaşananlara göre değerlendiren Acet, Ukrayna'nın da ABD'ye güven noktasında ikinci bir kez düşünme gereği hissetmesine yol açtığını belirtti:

 

Muhatabımızın ABD’den gelen tehdit cümlelerini ‘omuz silkerek’ karşılamasının nedeni de buydu."

Kendisinin de hatırlattığı gibi, yakın zamanda Rusya’ya komşu iki ülkenin başına gelen iki örnek, (2008’de Rusya’nın Gürcistan’a müdahalesi, 2014’te Kırım’ın işgal ve ilhakı) Ukrayna’nın bugün karşı karşıya olduğu durumda olduğu gibi, Amerika’ya sırtını yaslamanın güven verici olmaktan ne kadar uzak olduğunu düşündürtüyordu.

(2014’te Rusya Kırım’ı ilhak ettikten sonra bu hareket, İkinci Dünya Savaşı öncesi Hitler’in Çekoslovakya’yı “Benim hakkım” diyerek işgal etmesine ve Fransa ve İngiltere’nin buna göz yummasına benzetilmişti).

DEDEAĞAÇ’A ABD YIĞINAĞININ ENERJİ KRİZİYLE DE BİR ALÂKASI OLABİLİR Mİ?

Ateş çemberi isimli yazısında Acet'in ele aldığı bir diğer bölge de Dedeağaç oldu. Dedeağaç'ta ABD'nin gerçekleştirdiği yığınakla ilgili yorum yapan Acet, buradaki askeri oluşumun olası bir Rusya kaynaklı enerji krizine karşı bulunma ihtimalini değerlendirdi:

"Diğer yandan Ukrayna krizi, Avrupa’nın önüne hızla artan enerji maliyeti olarak döndü. Sonbaharda rekorlar kıran doğalgaz fiyatları, biraz durulur gibi olmuştu.

Ancak Almanya’da yeni kurulan hükümetin Dışişleri Bakanı Annalena Bearbock’un açıklamalarıyla doğalgaz odaklı gerilim yeniden tırmanışa geçti.

Çiçeği burnunda Alman Bakanın Rusya’dan Almanya’ya uzanan Kuzey Akım-2 doğalgaz boru hattının açılışa hazır olmadığını söylemesi ve bu sözlerini aynı zamanda Ukrayna krizi nedeniyle Rusya’ya bir tepki olarak ortaya koyduğunu belli etmesi ile doğalgazın bin metreküplük fiyatı yeniden 1300 dolara fırladı."

O cephede de durum şöyle:

Rusya, vanaları kısıp Avrupa’yı kış ortasında donmakla, Almanya ise Rusya’yı, Ukrayna krizini tırmandırması halinde 10 milyar dolar maliyetle inşaatı tamamlanan Kuzey Akım-2 hattını açmamakla tehdit ediyor.

Peki, sanayisinin Rus doğalgazına ihtiyacı yüksek düzeyde olmasına rağmen, kullanılan tehdit dilinin gaz fiyatlarını tırmandırdığını bilmesine rağmen Almanya’nın böyle bir yöntem izlemesinin ‘tuhaflığını’ nasıl izah etmeli?

Bu sözleri, Alman Bakanın acemiliğine vermek mümkün mü?

Yoksa daha kurumsal bir politikayı mı yansıtıyor bu yaklaşım?

KUZEY AKIM-2 ETKİSİ

Acet ABD askerinin bölgedeki misyonu ev olası bir enerji krizi meselesiyle ilgili yazısına şu sözlerle devam etti:

"Doğalgaz fiyatlarını yeniden fırlatan bu sözler bir gaf değilse eğer, bu işin arkasındaki Amerikan aklı ile izah edilebilecek bir durumla karşı karşıya olduğumuz söylenebilir.

İkinci Dünya Savaşı’nın mağlupları arasında yer aldığı için ordusunun yeniden güçlenmesine izin verilmeyen Almanya, askeri bakımdan Rusya ile baş başa kalma korkusunu ABD’ye yaslanarak tolere etmeye çalışıyor.

Trump döneminde Berlin’de müstemleke valisi gibi davranan bir ABD büyükelçisi vardı ve bu büyükelçi, Kuzey Akım-2 projesine açıktan karşı çıkıyordu.

Almanlar o büyükelçinin o günkü tutumundan rahatsız olduklarını belli etmişlerdi tabii ancak statüko hatırlandığında bu tepkiler, bu yerden sonra anlamını yitirmişti.

Geçenlerde yine bir Türk yetkiliden, ABD’nin Dedeağaç’a yaptığı askeri yığınağının bu konuyla da bir ilişkisi olduğuna dair bir değerlendirme almıştım.

Rusların Avrupa’yı “Gaz vermem, donarsınız” diye örtülü bir şekilde tehdit etmesine karşılık ABD’nin Dedeağaç’a gemilere ‘likit gaz’ getirmeyi taahhüt ettiğini söyleyen yetkili, bu yığınağın gerekçelerinden birini böyle bir strateji ile ilişkilendirmişti."

BOSNA’YA DİKKAT!

Ateş çemberinin yeni sorunlarından biri olan Bosna da Acet'in yazısında yer buldu. Bu bölgedeki bir askeri hareketlilik durumunun bulunduğunu belirten Mehmet Acet, son günlerde bu Sırp-Boşnak ayrımı üzerinden oluşturulmaya çalışılan gerilime dikkat çekti:

"Bu gerilimlerin tam ortasında dikkatleri toplamayı gerektiren bir başka gelişme de Bosna Hersek’te yaşandı.

Bilindiği üzere Bosnalı Sırpların lideri, Sırp Cumhuriyeti entitesinin Bosna-Hersek vergi ve yargı sisteminden çıkması ve kendi ordusunu kurması için kendi meclisine teklif götüreceğini söylemişti.

Milorad Dodik dediğini yaptı ve bu teklif Sırp meclisinde kabul edildi.

Bu kararın ne anlama geldiğini, nasıl bir tehditle karşı karşıya olduğumuzu başka bir yazı ile anlatalım."

YORUMLAR 13
  • Orhan 2 yıl önce Şikayet Et
    Sorunları ambargolarla tehditlerle çözümek sorunlar daha da büyür. Sorunlar diyalogla ve uluslararası hukukla çözülür.
    Cevapla
  • Abdülkadir 2 yıl önce Şikayet Et
    güneyde pkk, pyd ye silah vererek diğer yanda akdenize savaş gemilerini göndererek ve dahası yunan adalarını hemen akabinde dedeağacı silahlandırarak şimdide ukrayna ve rusyayı bahane edip hem karadenizde çıkan doğalgaza hem akdenizde bulunan petrol ve doğalgaz yataklarına göz koyan emperyalist güçler Türkiye yi çevrelemeye devam etmektedirler, içerideki muhalefetide taşeron olarak kullanmaktalar. şu bilinsinki ne yapsalar boş göklerden gelen karar vardır, gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardır. TEK GALİP YÜCE ALLAH TIR.
    Cevapla
  • Harun1 2 yıl önce Şikayet Et
    Bu güne kadar islm üzerinden Dünyadaki bütün beldelere saldiran siyonistler simdide geriye kalan tek ve direncli duran kimsesizlerin ve yalnizlarin tek koruyucusu kalan Türkiyeyi parcalamak icin icten ve distan ihanet cetesini kurmaya calisiyorlar. Rabbim gecmis zamanda nasilki Kabeyi mükerremeyi ebabil kuslari ile korudu ise Türkiyemizide güclü kalanlariyla korusun insallah. Türkiyemizi bu Dünyaya örnek ve lider kilsin islam ve Türk Devletlerinin birlesip tek cati altinda toplanip birlik ve beraberlik icersinde olmalarini nasip ve müesser eylesin insallah.
    Cevapla
  • Yavuz Özmen Almanya 2 yıl önce Şikayet Et
    Amin. Inşallah kardeşim.
    Cevapla
  • mehmet 2 yıl önce Şikayet Et
    Ukrayna sakın beşyüzlü abd ye güvenme Gürcistanı unutma hatta Kırım elden giderken abd yi görmedinmi şimdi abd seni tahrik ediyor Türkiye üzerinden Rusyayla anlaş
    Cevapla
  • vatandaş 2 yıl önce Şikayet Et
    Türkiye yi ekonomik krize kasten soktular ne suriye pkk sına ne akdenize ne libyasına ne balkanlara el atacak durum kalmasın diye. Meral ve kemal 1 ayda 4 kez abd elçileriyle toplantı yapıyor. Mit ne yapıyor ses ve ortam dinleme yapmıyorsa vallahi hakkım haram olsun.
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
7 ilde DEAŞ operasyonu: 23 gözaltı
Türkiye nasıl diplomasinin merkez ülkesi oldu?