Avrupa'nın güvenliği için kilit ülke: Türkiye
Dünyanın dört bir yanından gelen akademisyenler ve politika uzmanları Nişantaşı Üniversitesi’ndeki uluslararası konferansta bir araya geldi.
Dünyanın önde gelen akademisyenleri ve politika uzmanları, İstanbul Nişantaşı Üniversitesi ev sahipliğinde, Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) ve Euro Mediterranean Academic Network (EMAN) iş birliğiyle düzenlenen “Akdeniz Bölgesinde ve Küresel Sistemde Yönetişim/Yönetişimsizlik” başlıklı uluslararası konferansta bir araya geldi.
Birleşmiş Milletler’in kuruluşunun 80. yılına atfen düzenlenen etkinlikte, küresel yönetişim, güvenlik mimarisi, dijital diplomasi, siber tehditler, yapay zekâ, göç, sürdürülebilirlik ve uluslararası bilim diplomasisi konuları ele alındı.
Konferansın açılış konuşmalarını TÜBA Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Şeker, EMAN Başkanı Prof. Dr. Ahmet Nuri Yurdusev ve İstanbul Nişantaşı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ayşegül Komsuoğlu yaptı.
KİLİT ÜLKE TÜRKİYE
Etkinliğin en dikkat çeken konuşmalarından biri University of Bath'tan Dr. Andre Barrinha
tarafından gerçekleştirildi. Barrinha, Türkiye'nin siber güvenlik ve dijital bağımsızlık alanında bölgesel güç olmanın ötesine geçerek Avrupa'nın bilişsel güvenlik düzeninin kilit aktörü hâline geldiğini vurguladı:
"Çoğunlukla Batı tarafından belirlenen kural ve düzenlemelere rağmen, daha fazla internet kullanıcısı Asya'da bulunuyor, bu da bu hakimiyet eğiliminin artmasının beklendiği anlamına geliyor. Bu, siyasi sonrası bir düzene yol açıyor: gücün yeniden tanımlanması, devlet dışı aktörlerin dikey meydan okuması, devletler siber uzayı yeni değer belirlemeleriyle düzenliyor. Siber uzay artık jeopolitik bir arena. Türkiye, altyapı bağımsızlığı, dijital kapasite geliştirme ve çok boyutlu stratejik yaklaşımıyla Avrupa güvenlik mimarisinin merkezindedir."
Barrinha, COVID-19 sonrası dijitalleşmenin hızlanmasıyla devletlerin siber alanı yeniden şekillendirdiğini, büyük teknoloji şirketlerinin kriz anlarında ulusal güvenlik aktörü hâline geldiğini belirtti ve "Yeni teknolojiler yeni riskler doğuruyor; güvenlik, rekabetçilik ve şeffaf tedarik zinciri birlikte düşünülmeli" ifadelerini kullandı.
"VERİMLİLİK DEĞİL, STRATEJİK EGEMENLİK ÇAĞI"
Swansea Üniversitesi’nden Prof. Siraj Shaikh ise küresel tedarik zincirlerinin teknopolitik güç rekabetinin merkezine dönüştüğünü belirtti:
"Verimlilik önceliği yerini güvene, dayanıklılığa ve ulusal egemenliğe bırakıyor. Türkiye’nin güvenlik ve üretim stratejileri bu dönüşümün parçasıdır."
Shaikh, "just-in-time" ve offshore üretimin kırılganlık yarattığını, stratejik şeffaflık ve
çeşitlendirilmiş tedarik zinciri ihtiyacını vurguladı.
BİLİM DİPLOMASİSİ, GÖÇ, İKLİM VE YAPAY ZEKA MASADA
Program boyunca Türkiye’nin bilim diplomasisi kapasitesi, göç politikaları, çok kutuplu güvenlik düzeni, iklim krizinin yarattığı yönetişim dönüşümü ve yapay zekâ çağında insan güvenliği gibi başlıklar akademik bakış açısıyla tartışıldı.
UN sisteminin geleceği, "yönetişimsizlik" kavramı, ulus-ötesi tehditler karşısında devlet-özel sektör iş birliğinin rolü ve bölgesel iş birliklerinin artan önemi konferansın gündemine damga vurdu.
TÜRKİYE KÜRESEL AKADEMİK İŞ BİRLİĞİNİN MERKEZİNDE
İstanbul Nişantaşı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ayşegül Komsuoğlu, konuşmasında üniversitenin küresel iş birliği misyonunu vurgularken, açılış oturumunun moderatörlüğünü Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi’nden Prof. Dr. Mehmet Akif Kireççi yaptı. Bilkent Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ersel Aydınlı da Soft Power kavramını yeniden ele alınması gerekliliğinin altını çizen bir konuşma gerçekleştirdi.
Konferansta cevap aranan diğer sorular ise şunlar oldu;
-
Küresel yönetişim ve bölgesel yönetişim: birlikte mi yoksa birbirini dışlayan mı?
-
BM sistemi: Değerlendirme ve reform ihtiyacı mı?
-
Güvenlikte yönetişim ve yeni zorluklar: terörizm, yeraltı ağları, siber tehditler
-
Ekonomi, finans ve ticarette yönetişim
-
Enerji sektöründe yönetişim ve tedarik zincirlerinin güvenliği
-
Sağlık ve salgın hastalıklarda yönetişim
-
İnsan güvenliği ve insan haklarının yönetimi
-
Küresel ve bölgesel yönetişimde devletler ve devlet dışı aktörler
-
Akdeniz bölgesinde yönetişim sorunları: göç ve mülteciler, denizcilik ve ulaşım,
-
iklim değişikliği, çevre kirliliği ve sürdürülebilirlik