Irak'ı satan tarikat
Irak yönetiminin tek kurşun atılmadan neden teslim olduğu bu iddia ile netleşiyor. İddiaya göre Irak'ı teslim eden herkesin bildiği ama ortalıkta görünmeyen bir tarikat.

İddiaya göre teslimatı yapan, gerçekte Irak'ta herkesin bildigi ama ortalıkta elle tutulur bir şekilde gözükmeyen KESNIZANI tarikatıydı.
Tarikatın adı Türkiye'de Ahmet Dinç'in Seniz yayınlarından çıkan, Babil'de Amerikan Tangosu, Saddam'ı Deviren Güdümlü Tarikat Kesnizani adlı kitapla duyuldu. Kitapta Ahmet Dinç şu sornuların yanıtına cevap vermeye çalışıyordu:
* Gizemli tarikat Kesnizanilik nasıl ortaya çıktı? İsrail'in ve MOSSAD/CIA'nın kontrolüne nasıl girdi?
* Kesnizani Şeyhi, Saddam'ın eşi Sacide'yi, oğlu Uday'ı, kardeşi Vatban'ı ve büyük paşalarını kendine nasıl mürit yaptı?
Askeri sistemi nasıl ele geçirdi? Tarikatın Amerikan işgalinde oynadığı "kolaylaştırıcı" roller nelerdi? Yeni Irak kurulurken askeri ve bürokratik kadrolar bu tarikat tarafından nasıl ele geçirildi?
* İsrail, Kesnizani tarikatı vasıtasıyla İslam'ı kontrol altına mı almayı planlıyor? Tarikatın öğretilerindeki Kabbalist unsurlar, büyüler?...
* Saddam El-Kaide'yi, Vahhabileri, El-Ensar örgütünü ve diğerlerini ülkesinde nasıl yerleştirip örgütledi?
* Süryani terör örgütü Beth-Nahrin Ulusal Kurtuluş Ordusu, Güneydoğu Anadolu bölgesini neden istiyor?
* Bir değil, tam beş "çuval" baskını yapıldı. Çuvallı baskınlar PKK'nın İran yolunu açmak için mi yapıldı?
* İsrail, Kuzey Irak'ta hangi yollarla toprak aldı ve Kürtleri kendi kontrolü altında nasıl devleştirdi?
* PKK Irak'ta neden ve nasıl Türkmenlerden bir taban oluşturmaya çalıştı? Tekkeleri nasıl ele geçirdi? PKK'nın parçalanma sürecinin perde arkası.
* Irak'a akın eden mücahid-lejyonerler, cirit atan gizli servisler...
* Türkmenler, Araplar ve Asuriler neden Kürtlere karşı ittifak yaptı?
* Türkmen 'Akıncılar' teşkilatı nasıl kuruldu? Kimler eğitti?
* Türkmenlerin gizemli şairi Felekoğlu, Hasan Sabbah'ın tarikatı El-Hakk'ın şeyh postuna nasıl oturdu?
* Gerçeğin masala, bilimin büyüye karıştığı Babil diyarından daha birçok çarpıcı görüntüler...
Kitapta yer alan iddialara göre, bu tarikat, yıllar önce MOSSAD ve CIA tarafindan Saddam'i içten yıkmak, Irak'ı kolayca teslim almak için organize edilmişti. Öyle de oldu.Saddam'ın en yakınındakiler, Genelkurmay Başkanı Mareşal Ayat Fetih El Ravi, Genel Askeri İstihbarat Başkanı Mareşal Vefik El Samarayi, Hava Kuvvetleri Komutanı Mareşal Hamid Şaban, hepsi Şeyh Muhammed Ebdülkerim Kesnizani 'nin ayağını öperek müritler arasına girmişti.
El-Muhaberat'ın elemanları da Irak'ı teslim ve Saddam'ı devirmek için ABD ile işbirliği yaptı. Ortadoğu gazetesinden Ramazan Kaan Kurt'un bu kitabı temel alarak kaleme aldığı habere göre de, Saddam 33 yillik diktatörlügünde, Babil ülkesinin üç dört bin yillik geleneginden gelen karşi ihtilaller, suikastlar vartalarını atlatmıştı. Ancak 'tarikatın' metodu hepsinden farklıydı.
Tarikatın 'müritleri' Saddam'in en yakınında olanlardi. Onun her hareketini, her adimini an be an tarikat şeyhinin oglu Nehru'ya aktarıyorlar, sonrada bilgiler kuş olup MOSSAD ve CIA istasyonlarina doğru uçuyordu.
Kürtçe manasi, 'Ben hiçbir şey bilmiyorum' olan Kesnizani, bir Kürt aşiretinin adı. Süleymaniye civarında yerleşik. Tarikatin lideri Kürt asilli Şeyh Abdülkerim Kesnizani. Kendisi siradan bir tekke şeyhi iken, ölünce yerine oglu Muhammed geçmiş.
Şeyh Muhammed Abdülkerim Kesnizani, zikirden, tespihten ziyade, siyasete meraklıydı. Müritlerine Kur'an egitimi yerine adı zikredilmeden İslam diye Kabala ögretilerini/Mistisizmini anlatıyordu.
Küresel senaristlerin, öncelik BOP bölgesi olmak üzere bütün dünyayı film setine dönüştürdükleri artık herkesçe kabul ediliyor.
Esas 'yönetmen' koltuğunda oturan, en tepedeki ezoterik örgüt dahi filmin net olarak sonunu bilmiyor. Bu filmin 'Irak Seti' nde neler oldu? Olacak?
'Yeni Dünya Düzeni' nde dünyevi olanla, uhrevi olan, masalla gerçek, efsane ile hayatın kendisi birbirine girmiş durumda.
Ekonomik hedefler ile mistik hedefler adeta 'Nano' teknolojinin geliştirdiği olağanüstü bir manipülasyon robotu olarak birbirinin içine geçmiş halde çalışıyor.
Mezopotamya Saddam'dan kurtulmakla zulümden kurtulamadı. Sümer, Akad, Babil, Hitit, Frig, Asur, Elam'85 Roma, Arap, Türk kimler gelip geçmişti bu coğrafyadan.
Şimdi de Atlantik'in öteki yakasından gelen birine, ABD'ye, Irak adeta altın tepside teslim edilivermişti.
Herkes 'esas savaş Bağdat'ta olacak' derken, Bağdat savaşmadan teslim edilmişti Amerikan askerlerine. Tarih 10 Nisan 2003'ü gösteriyordu.
Teslimatı yapan, gerçekte Irak'ta herkesin bildiği ama ortalıkta elle tutulur bir şekilde gözükmeyen KESNİZANİ tarikatıydı.
Tarikat 'Körfez savaşı' ndan sonra Saddam'ın etrafını örümcek ağı gibi sarmıştı. Saddam'ın karısı, çok güvendiği generalleri ve istihbarat kuruluşlarının başındakiler. Hepsi tarikat 'müritleri' ydi.
Kesnizani tarikatı MOSSAD ve CIA tarafından Saddam'ı içten yıkmak, Irak'ı kolayca teslim almak için organize edilmişti.
Saddam 33 yıllık diktatörlüğünde, Babil ülkesinin üç dört bin yıllık geleneğinden gelen karşı ihtilaller, suikastlar vartalarını atlatmıştı. Ancak 'tarikatın' metodu hepsinden farklıydı.
Tarikatın 'müritleri' Saddam'ın en yakınında olanlardı. Onun her hareketini, her adımını an be an tarikat şeyhinin oğlu Nehru'ya aktarıyorlar, sonrada bilgiler kuş olup MOSSAD ve CIA istasyonlarına doğru uçuyordu.
Kürtçe manası, 'Ben hiçbir şey bilmiyorum' olan Kesnizani, bir Kürt aşiretinin adı. Süleymaniye civarında yerleşik. Tarikatın lideri Kürt asıllı Şeyh Abdülkerim Kesnizani. Kendisi sıradan bir tekke şeyhi iken, ölünce yerine oğlu Muhammed geçmiş.
Şeyh Muhammed Abdülkerim Kesnizani, zikirden, tespihten ziyade, siyasete meraklıydı. Müritlerine Kur'an eğitimi yerine adı zikredilmeden İslam diye Kabala öğretilerini/Mistisizmini anlatıyordu.
Şeyh Muhammed kendisi ortalarda pek görünmüyordu. Medyatik değildi. Zaten medya efsaneleri kolay öldürürdü. Onun ismi Irak'ta efsane haline gelmiş/getirilmişti.
Şeyh Muhammed Kerkük'e bağlı Çamçamal ilçesinde doğmuş, Bağdat Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi'ni bitirmişti. Saddam yakalandığında Şeyh Efendi 60. yaşını kutluyordu.
Kesnizani Tarikatı, baba Abdülkadir zamanı da dahil, Saddam'a bağlılıkta kusur etmiyordu. Kürt, Türkmen, Arap rejim muhalifleri anında BAAS Partisi istasyonlarına bildiriliyordu.
Şeyh'in Gandi ve Nehru adındaki iki oğlundan Gandi 1980'li yıllarda faili meçhul bir cinayete kurban gitmişti.
Şeyh Muhammed kitap yazmaktan da geri durmamıştı. Tarikatın dönüşümü Şeyh efendi'nin etrafındaki İslam alimlerince, gerçekte MOSSAD ajanı hahamlarca hızlandırılmıştı. Şeyh'in kitabı Kabala öğretilerini İslam mistisizmi olarak imanlı müritlerin beyinlerine ve kalplerine ince ince enjekte etmek için başucu kitabı olarak kullanılmaktaydı.
Müritlere MOSSAD'ın hahamlıktan tövbekar hocaları ders veriyordu.
Dönüşüm etkisini göstermiş, bir Kürt tarikatı olan Kesnizanilik Türkmenler ve Araplar arasında da kendisine müritler edinmişti.
Tarikatın ritüelleri arasına kanlı gösterilerde sokulmuştu. Kan ve acı ruhi olgunlaşmanın yolarından biriydi.
Zaman zaman müritler işin ölçüsünü kaçırıyorlar ve kendilerini muhtelif kesici aletlerle ağır bir şekilde yaralıyorlardı.
Bu durumlarda da Şeyh veya halifesi, yaralı yere tükürüğünü sürüyor, sıvazlıyordu. Müritte acıyı hissetmiyor veya 'gibi' davranıyordu.
Tabi ki bu gösterilerde, azımsanmayacak sayıda mürit ölüyordu ölmesine; Şeyhe göre ölenler, yeterli 'cezbe' haline, yani bir nevi transa ulaşmadan kendilerine bıçağı saplıyorlardı, bu ise onların ölümüne sebep oluyordu. Yoksa şeyhin kerametinde bir problem yoktu.
Aslında tarikatın kanlı gösterilerinin hedefi Irak ordusuydu. Vücudunun muhtelif hayati bölgelerine, kasatura, bıçak,kurşun girip te ölmeyen müritler efsanesi Amerikan ve İsrailli kafirlerle savaşmaya hazırlanan askerleri oldukça etkilemişti.
Öncelikle generaller ve subaylar Kesnizani tarikatının müritleri haline getirildiler.
Genelkurmay Başkanı Mareşal Ayat Fetih El Ravi, Genel Askeri İstihbarat Başkanı Mareşal Vefik El Samarayi, Hava Kuvvetleri Komutanı Mareşal Hamid Şaban, hepsi Şeyh Muhammed Ebdülkerim Kesnizani 'nin ayağını öperek müritler arasına girmişti.
Irak'ın acımasız El-Muhaberat'ının sivil asker elemanları da tarikatın müritleri olmuşlardı.
Müritler arasında bir isim vardı ki, Saddam'dan sonra BAAS'ın en kudretlisiydi. İbrahim İzzet El Duri. Duri bütün karanlık odaklarla ilişki kuruyor, Saddam'ın bütün pis işlerini, organize ediyordu. Duri Şeyh'in ayağını öpenler arasına çoktan dahil edilmişti.
Öte yandan Saddam'ın karısı Sacide Hayrullah, Saddam'ın kardeşleri Vatban ve Barzan ile oğul Uday'da müritler arasındaydı.
Birinci Körfez Savaşı'nda Baba Bush Bağdat'ı işgali ret etmişti. İsrail bu duruma çok bozuldu.
Zaten uzun yıllardır Kuzey Irak Kürtleriyle temasta olan İsrail işi şansa bırakmak niyetinde değildi. Irak hızlı bir şekilde parçalanmalıydı.
Gözüne kestirdiği Kürt tarikatı Kesnizani'lik üzerinden Irak'ın İslami hayatını da kontrol altına alacaktı.
Yani MOSSAD damardan girecekti. Nede olsa önlerinde Birinci Dünya Harbi öncesi ve sonrasında İngilizlerin uyguladığı ve başarılı olduğu Vahabilik vardı, Lavrens vardı.
Birinci Körfez Harbi'nden sonra, MOSSAD Kesnizani tarikatının önde gelenleriyle muhtelif yollardan temasa geçti ve ilişkileri hızla geliştirdi.
Öncelikle Irak Devleti'nin mekanizması içinde yer alanlar, medya mensupları uhrevi yollardan ikna edilemezlerse MOSSAD'ın çömertçe tarikata aktardığı dolarlarla ikna ediliyor, mürit yapılıyordu.
Şeyh Muhammed ve oğlu Nehru MOSSAD'ın cömertliklerine karşılık olarak, ufak tefek jestler yapıyorlardı.
Saddam'ın yatak odası dahil, istihbaratçı müritlerden derlenen bilgiler oğul Nehru'da toplanıyor, Nehru'da bunları MOSSAD'a aktarıyordu.
Kadınlar, kumar ve içki Nehru'nun asıl ilgi sahasıydı. MOSSAD ajanları için de bunların tedariki çocuk oyuncağı. Açıkçası din ve tarikat Nehru'nun umurunda bile değildi.
Artık Saddam ve çevresinde neler olup bittiğinden Kesnizani tarikatı ve şeyhi vasıtasıyla MOSSAD anında bilgi sahibi oluyor ve gereği yapılıyordu.
Tarikatın içine MOSSAD iyice yerleşmişti. Şeyh adına rahat rahat operasyon yapar hale gelmişti.
Kısaca, Güney'de Şii Müslümanlar Kuzey'de ise Türkmenlerin büyük çoğunluğu hariç sivil Arap, Kürtler ile Irak devlet mekanizmasını elinde bulunduranlar Kesnizani tarikatı kullanılarak MOSSAD ve CIA tarafından devşirilmişler ve psikolojik harbin kurbanı olmuşlardı.
Saddam en yakınlarının bile tarikat tarafından mürit yapıldığını, her hareketinin CIA ve MOSSAD'a ulaştırıldığını fark ettiğinde iş işten geçmişti.
Söylenen o ki, Saddam Irak'ın işgalinden birkaç ay önce durumu fark etmiş, karısı dahil, yakın çevresini etrafından uzaklaştırmıştı. İntikam almaya hazırlanıyordu.
Derken Amerikan, İngiliz birlikleri Irak'a saldırdılar. Güney'de müthiş bir direnişle karşılaştılar.
Dünya medyası, bu arada Türk medyası, Akademisyen, Emekli asker strateji uzmanları asıl savaşın Bağdat ve çevresinde olacağını dile getiriyorlardı.
Birde Amerika'nın bu kadar az sayıda birliklerle Bağdat ve çevresindeki direnişi kıramayacağını söylüyorlardı.
Halbuki Bağdat ve çevresi Saddam'ın askerleri tarafından hiçbir direnç gösterilmeden Amerikan askerlerine teslim ediliverecekti. Niçin böyle olmuştu?
Tarikat yoluyla Irak devlet mekanizması devşirilmişti. Şeyh Muhammed müritlerine Amerikan askerlerine direnmemelerini öğütlemişti. Şeyhin emrindeki mürit generaller vatanlarının bağımsızlığı için savaşmak yerine Şeyh Muhammed'in emrine uydular.
Bu arada İzzet El Duri'de boş durmamıştı. Bağdat'ın kuzeyini de o teslim etmişti Amerikalılara. Nede olsa Şeyh'in isteğinde bir keramet olmalıydı.
Bağdat Bağdat olalı böyle bir şerefsizlik görmemişti. Ancak bir benzeri Babil'de olmuştu. Babil, Pers Kralı Kyros'a savaşsız olarak teslim edilmişti.
Bugün Şeyh Muhammed'in liderliğindeki Kesnizani tarikatı Irak'ta devletin ve siyasetin tam orta yerinde faaliyetlerine devam ediyor...