Said Nursi'nin talebesi cemaati şoke etti
Kültür Dershaneleri'nin kurucusu ve Bediüzzaman'ın talebesi olan Mehmet Fırıncı dershanelerin dönüşümü konusunda çok ses getirecek açıklamalarda bulundu.

Bediüzzaman'ın talebesi Mehmet Fırıncı, iktidarın dershaneleri dönüştürme projesine destek verdi. Fırıncı'ya göre, 80-90 senedir yapılamayanları bu hükümet yaptı.
Bediüzzaman Said Nursi'nin talebelerinden Mehmet Fırıncı Hoca 24 TV'de Elif Çakır'ın Söz Bitmeden programına konuk oldu.
Bediüzzaman'ı, onun hayatından bazı kesitleri ve dershanelerini anlatan Fırıncı Hoca, gündemin en hararetli konularından olan dershaneler konusunu da yorumladı.
Kültür Dershaneleri'ni kendisinin açtığını, FEM Dershaneleri'nin Kültür'den iki yıl sonra açıldığının altını çizen Fırıncı Hoca, Milli Eğitim'in dershaneleri dönüştürme projesini desteklediğini söyledi.
KÜLLİ BİR ÇÖZÜM LAZIM
İşte Mehmet Fırıncı Hoca'nın o sözleri:
"İki taraf da mütedeyyin. Bir taraf devletin her türlü şeyini düşünenen, ıslahatçı. Burada da bir hayır var. Külli bir çözüm lazım. Bu şekilde devam etmemesi, eğitimin gayesine uygun olması lazım. Mesela Almanya'da böyle birşey yok. Dünyada bu yapılıp dururken Milli Eğitim bunu yapmazsa mesuldür zaten. Yapacağım diye gelmiş, elinde imkan var, yapmıyor. Olur mu?
"KÜLTÜR DERSHANELERİNİ BEN AÇTIM AMA..."
Kusura bakmasınlar, dershaneci kardeşler hakkını helal etsinler ama millete lazım olan birşeyin yapılması, hakikaten eğitimin ıslah edilmesi bakımından ben de konuya girmiş oldum.
İşin garibi Kültür Dershanelerini ben açtım. FEM Dershaneleri bizden iki sonra açıldı."
"80-90 SENEDİR YAPILAMAYANLARI BU HÜKÜMET YAPIYOR"
Elif Çakır'ın, "4+4+4 sisteminin nasıl yorumluyorsunuz?" sorusuna da Fırıncı hoca şu cevabı verdi:
"Güzel oldu tabi ki. 80-90 senedir yapılamayan bir kısım şeylerin yapıldığını görüyoruz. Sadece Milli Eğitim'de değil, hayatın çeşitli alanlarıyla ilgili şeylerde de yapılıyor.
10 yaşımdan beri aklım eriyor. Hayatın içindeyiz. Neler noksandı, nelerle karşı karşıyaydık. Ve şimdi neler oluyor? Bunları görüyoruz yani."
-
Abdürrahim Çokgüngör 11 yıl önce Şikayet EtÜsame’ye(1): İslam demokrasiyi de kapsar. İslamiyet demokrasiyi de kapsar ve eksikliklerini tamamlar.Kur’an şura ve meclise dayalı yönetim tarzını öngörürken, oy, siyasi hayat ve particilik bunun gereği olur. Hz. Peygamber’in ahir zaman Hıristiyanlarının övdüğü 5 hasletinden biri de “Sultanı zulümden meneder” hasletidir ki, bu da demokratik yönetime bir işarettir. Şeriatın partileri kötülediği iddiadan ibarettir. Bediüzzaman “bu vatandan 4 parti var” deyip bazılarını desteklemesi iddialarınızi çürütür. Avrupa’nın mehasinini iktibasta bir yasaklama söz konusu değildir, ki bunlar arasında yer alan demokrasi, insan hakları, eşitlik gibi kavramlar bizim de mehasinimiz olur ve meşrudur. Kur’an’ın 4 esası tevhid, nübüvvet, haşir ve adalettir. Böylece adil yönetim ve siyaset Kur’an’dan ruhsatlı ve mezundur. Alimle cahil ilimde bir olmaz, ama hayat hakkı dahil birçok hukuki haklar muvacehesinde eşittirler. Üstünlük ancak takvadadır.Beğen Toplam 1 beğeni
-
Abdürrahim Çokgüngör 11 yıl önce Şikayet EtÜsame’ye(2): Menderes bir İslam kahramanıdır. Particilik medeni toplumların şahs-i manevilerle temsili ve imtizac-ı efkar için bir vesiledir. Her kafadan bir ses çıkması yerine temsilciler vasıtasiyle uzlaşma aranması ya da ülkenin yönetilmesi medeni olmanın gereğidir. Parti düşmanlığı, Türkiye’nin üzerine kabus gibi çöken tek parti zihniyetine ve Kemalizm diktatoryasının amaline hizmettir. Dünyadaki savaşların sebebi, partiler değil, dinsiz felsefe, dünyevi ve zalimane ihtiraslardır. Bediüzzaman esas zulmü 1950 öncesi yaşadı. Adnan Menderes’in devri zulümden hürriyete geçiş devridir. Ancak yöneticilerin halka, bürokrasi ise tek parti zihniyetine dayanması iki başlılık arz ediyordu. Bediüzzaman’ın gördüğü baskı iktidarın değil vesayetçi bürokrasinin eseridir. Bediüzzaman Menderes’i bir İslam kahramanı olarak övüp Yavuz Sultan Selim kadar İslam’a hizmet ettiğini belirtir ki; sizin kulaktan dolma bilginizi tekzip eder. Vesselam.Beğen
-
Üsame-i kurdi 11 yıl önce Şikayet EtAbdürrahim bey. Üstadın en şiddetli ve en çok eziyet çektiği dönem menderes dönemiydi.O dönemde Hiç kimse bu zata rahatlık vermedi.O dönemde üstadın başına bir kep koymak istediler. Üstad dediki bana bu teklifi yapamazsınız. Ve şöyle dedi kim Yahudi ve Hıristiyanlara benzerse o onlardandır.Turgut özal bizzat ağzı ile şu kelimeyi kullandı televizyonda dediki biz bu kuranı ne yapıp,yapıp yeni bir şekilde yorumluyalım.peki Kuranın yeni şekli olurmuBeğen
-
Üsame-i kurdi 11 yıl önce Şikayet EtAbdürrahim bey,Güneş sabah çıksa yerdeki mumların etrafında gezse adelet olurmu olmaz bu zülümdür. Kur’anın güneşide aleme çıktıktan sonra partilerin mumu etrafında gezemez. O bir güneştir partiler buna günahlarıyla beraber,yanlışlarıyla beraber kur’ana iltica ederse etsin.fakat şunu unutma A partisi B partisi C partisi fark etmez Çünkü bunların hepsi avrupadan gelmiş ve avrupayı muhafaza eden partilerdir. üç demirel örneği sana yetmezmi Bugün demokrasinin, dünyanın her yerinde, zinanın, eşcinsel sapkınlığın ve benzeri her türlü fuhşiyatın hamisi, garantörü olduğunu idrak edemedinmi demokrasinin her türlü ahlaksızlığın, aşırılığın, sapkınlığın hamisi olduğunu idrak edemedinmi be kardeşimBeğen
-
Üsame-i kurdi 11 yıl önce Şikayet EtAbdürrahim bey. kur’anın esasatına dayanarak bu asırda dönen Türkiyede ve Türkiyenin haricinde bütün dönen yer yüzündeki bütün siyasetler kur’ana mahalefet değilmidir.Hatta Türkiyeye çok partili sistem geldiği zaman Üstad hazretleri uhuvvet risalesini yazdı. Ve dediki bugünkü partilerin noktayı terakkisi küre-i arzda yoktur.Hepsi delaveredir. İslamla hiç alakası yoktur. Dünyayı seyredin bir yere particilik sistemi girmişse orada şeriat gitmiş demektir. Şeriatla particilik beraber olmaz. Şeriatla bugünkü seçim beraber olmaz. Bügünkü seçimde 18 yaşındaki genç bir kızla veya bir erkekle 70-80 yaşındaki bir alimin reyi birdir. Gençler ve sarhoşlar fazla olduğuna görede o kazanacak. Onu için dini İslam bunları ret etmiştir. Kur’anı azmuşan bugünkü siyaseti köküyle red ediyor.Beğen