Engin Ardıç, dangalak hurifiliği eleştirdi

Hurufilik, malum sayılardan derin ve felsefi anlamlar çıkarabileceğini savunan ve tarihi Pithagoras'a kadar giden bir felsefi savunu. Bir de 06.06.2006 gibi tarihlere anlam yükleyen günümüz hurifileri var. Engin Ardıç onları eleştirdi.

Engin Ardıç, dangalak hurifiliği eleştirdi
Engin Ardıç, dangalak hurifiliği eleştirdi
GİRİŞ 04.05.2006 07:25 GÜNCELLEME 04.05.2006 07:25

Dangalak Hurifiliği


Hurufilik, yani sayılardan derin ve felsefi anlamlar çıkarma tutkusu, taa Pithagoras'a kadar gider. Onun icat ettiği de söylenir, Eski Mısır kültüründen aktardığı da, hatta bunun 'Hermetik' özellik taşıdığı, yani 'tufan öncesi uygarlığından bir bilgi kalıntısı' olduğu bile tartışılıyor. (Merak edenler, Burak Eldem'in son kitabı 'Fraternis'i okusunlar.)

Pithagoras, sayılar arası ilişkilerin müzikte de geçerli olduğunu, 'modları' ve 'makamları' (daha sonra batı 'tonlarını') oluşturan sıralı notaların matematik dizilim ve uyum gösterdiklerini sezmiştir. Her sesin bir titreşim değeri vardır, her tonun bir toniği, medyantı, dominantı, sansibli, falan filan.

Hurufilik her kültürde vardır, Yahudi mistisizmi olan Kabala'da da, İslam'da da. Hatta şu ünlü 'ebced hesabını' bile buna bağlayabilirsiniz.

Solun ortadan kalkmasından, hatta onun hemen öncesinden, geçen yüzyılın 'seksenli yıllarından', belki daha bile eskiden, altmışlı yıllardan başlayan, geçen yüzyıl sonları ve bu yüzyıl başlarında iyice yaygınlaşan bir başka hurufilik türü daha var:

Bunun hepten dangalak çeşidi.

Akılcılık ve gerçekçilik pusulası elden iyice bırakıldı ya, her kültürün kendi dangalağı kendince tatlı tatlı saçmalamaya koyuldu.

İşte çağdaş hurufiler de, birtakım takvim oyunlarından kıyamet senaryoları yazmayı seviyorlar. Bunun kendine bilimsel havalar vermeye çalışanına da 'nümerolog' deniyormuş.

En bildik örneği, hatırlayacaksınız, eğitimi ve aklı kıt mahalle kızı ağzıyla 'milaeeenyum' muhabbeti oldu.

Çok kişi, 2000 yılında özel bir şeyler olacağını sandı. Çünkü 'yuvarlak hesaptı' bu.

Oysa Hazret-i İsa 'sıfır' yılında değil, 'eksi dört' yılında doğmuştu, bu yanlış uygulama ortaçağda bir keşişin hesap hatasından kaynaklanmıştı, geçen yıl ölen 'modern papa' da bu takvim yanlışını kabul etmiş, üstelik 'ne yapalım, düzeltirsek ortalık karışır, bırakın böyle kalsın' demekten de utanmamıştı... Papa, 24 Aralık tarihinin İsa'nın doğum günü olmadığını da kabul etmiş, gene 'sarsmayın' demekle yetinmişti...

Kaldı ki, dinlerden bir dinin peygamberinin iki bininci doğum yıldönümü olsa bize neydi, üç bininci olsa bizi ne ırgalardı yahu?

1000 yılında da birçok salak Hıristiyan kıyamet kopacağını sanmış, Avrupa birbirine girmişti... Tıpkı bunun gibi 2000 yılında da hem birçok Batı salağı hem de birçok Türk salağı heyecanlandı...

Bir şey olmadığını görünce de, kendilerine yeni heyecanlar aramaya koyuldular.

Önce, kafayı '02.02.2002' tarihine taktılar... Bu sıfır ve iki rakamlarının böyle dizilmesinde derin bir 'atraksiyon' varmış. Televizyonda canlı yayında bile 'esnaflığı' yapıldı bu saçmalığın, tam geceyarısı birşeyler olacağı zannıyla ne kadar salak varsa ekran başında tutuldu, o arada bol bol reklam sokuldu bir taraflarına...

O olmadı, ortaya '05.05.2005' saçmalığı çıktı. Yüzyılın beşinci yılının beşinci ayının beşinci günü... Birçok zavallı da deprem olacak sandı... (Oysa 1960 yılının beşinci ayının beşinci günü saat beşte Kızılay Meydanı'nda toplananlar çok daha etkili olmuşlar, Deniz Baykal Adnan Menderes'in yakasına yapışıp gömleğini yırtmış, 27 Mayıs darbesini çabuklaştırmıştı...)

03.03.2003 ve 04.04.2004 günlerinde neler oldu, hatırlamıyorum.

Fakat şimdi bir '04.05.06' saçmalığı var. Bugün yani... 'Nümerologlar', dün gece saatler tam 01:02:03'ü gösterdiğinde, yani altıncı yılın beşinci ayının dördüncü günü saat biri iki dakika üç saniye geçtiğinde ortaya çıkan dizilim dolayısıyla 'bütün gelişmelere açık olunması gerektiği' konusunda salakları uyardılar... Öyle ya, baksanıza: 010203040506... Fakat şu anda bu yazıyı okuduğunuza göre bir şey olmamış, kıyamet falan kopmamış.

Zarar yok, isteyen bu kez '06.06.06' enayiliğine takılabilir. Bir ay sonra, bu kez üç tane altı ve üç tane sıfır dizilecek, bakalım 6 Haziran 2006 günü uzaylılar mı gelecekler?

Onu bunu bilmem, hurufilerin 'mütedeyyin' kesimini tenzih ederim, fakat Amerikan çocuğu zırtapozlara bir önerim var:

Takvime bakın bakalım, bu ay kaç çekiyor?

Bunun derin bir anlamı olsa gerektir, hay içinizde patlasın!


Engin Ardıç / Akşam / 04.05.2006




 

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
DİĞER HABERLER
PKK elebaşlarına ne olacak? Sürecin içindeki isim konuştu
Bahçeli'den terör örgütü PKK'nın tarihi kararı sonrası ilk açıklama!