Belediye Başkanı'nı uykusuz bırakan an

Malatya Hekimhan'a bağlı bir beldesinde öğle vakti damperli kamyonun altında gördüğü kız bir belde belediye başkanının uykularını kaçırdı. O çocuk, 60 çocuğun umudu oldu.

Belediye Başkanı'nı uykusuz bırakan an
Belediye Başkanı'nı uykusuz bırakan an
GİRİŞ 17.02.2007 11:33 GÜNCELLEME 17.02.2007 11:33

Malatya'nın Hekimhan ilçesine bağlı Hasançelebi beldesinde, yağmurlu bir günde bir kamyonun damperi altında yufka ekmeğinin arasına koyduğu havuçla karnını doyurmaya çalışan bir kız öğrenciyi gören Belediye Başkanı Mehmet Şerif Yıldırım, o gün sabaha kadar uyuyamadığını belirtti.

Ertesi gün çok sayıda kişi ve kuruluşa mektup yazarak, çocuğun durumunu dile getiren Yıldırım, yardımlarla, beldeye taşımalı eğitim sistemi ile gelen öğrencilere yemek verilmesini sağladı. Yıldırım, AA muhabirine yaptığı açıklamada, civar köylerdeki öğrencilerin beldeye taşımalı eğitim sistemi ile taşındığını, ancak öğrencilere yemek yardımı yapılmadığını kaydetti.

Öğle yemeği için belediyeden çıkıp eve gittiği sırada, ilginç bir tablo ile karşılaştığını aktaran Yıldırım, şunları söyledi: "Caddede, kamyonun altına sığınmış bir kız öğrenci gördüm. Elinde bir şey sakladığını gördüm. Sordum, yanıt alamadım. Sonra baktım ki elinde bir yufka ekmeği, arasına bir havuç koymuş, karnını doyurmaya çalışıyor. Bu durum beni çok etkiledi. O gece hiç uyuyamadım. Bunun üzerine ilgililere iletmek üzere bir mektup yazdım."

-MEKTUP BÜYÜK YANKI OLUŞURDU-

Mektubu birçok kişi, kurum ve kuruluşa gönderdiğini dile getiren Yıldırım, çok olumlu sonuçlar aldığını ifade ederek, şöyle dedi: "Köy halkı öğrencilerin yemek masraflarını karşılamak için seferber oldu. Hekimhan Kaymakamı Sayın Tülay Baydar, Malatya milletvekilleri, Mevlüt Aslanoğlu, Süleyman Sarıbaş, TÜBİTAK Bilim Kurulu Üyesi ve Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. F. Cahit Tanyel başta olmak üzere birçok kişi beldemize taşımalı eğitimle gelen 60 öğrencinin yemek masraflarının büyük bölümünü üstlendi. Çok sayıda destek telefonu aldık. Hayırsever vatandaşlara şükran duyuyoruz."

-"ÖĞRENCİLERE HER ÖĞLEN SICAK YEMEK"-

Yıldırım, yardımlar sonrasında belediyeye ait bir salonu yemek salonu olarak düzenlediklerini, masa ve sandalye konusunda gerekli yardımları aldıklarını belirtti. Beldede bir lokanta ile görüşerek her öğlen 3 çeşit sıcak yemek getirilmesini temin ettiklerini ifade eden Yıldırım, başta Kaymakamlık olmak üzere yapılan desteklerle öğrencilere eğitim yılı boyunca yemek sağladıklarını ve bunun parasını ödediklerini kaydetti.

-"BİR ÖĞRENCİ DOYURABİLİR MİSİNİZ?"-

Yıldırım'ın kaleme alıp hayırsever desteğini sağlamak için çok sayıda kişi ve kuruluşa gönderdiği mektup, "Bir Öğrenci Doyurabilir misiniz?" başlığını taşıyor. Mektupta, özetle şu ifadelere yer veriliyor: "Kasabamız ilköğretim okulu öğrencilerinin yarıya yakın bir bölümü civar köylerden gelerek, zor şartlarda eğitimlerini sürdürmeye çalışmaktadırlar. Zor şartlarda dedim, doğrudur. Çünkü sabah uyandığında başlar sıkıntı, yatıncaya kadar sürer. Okula yetişmek için erken kalkmak zorundadır.

Köyünden Hasançelebi'ye gelecektir. Taşımalı eğitimlerde devlet öğrenciye servis kiralar, öğlen yemeğini de verir. Ama Hasançelebi bu statüye alınmadığından yıllardır bu uygulanmaz, servis de yoktur, yemek de yoktur. O minicik ayakları ile ya kilometrelerce yaya gelecek, gelirken öğlen yiyeceğini de beraber getirecektir. Veya, okul servisi ve lokanta ücreti, her ikisi için de para ödeyeceklerdir. Ailenin her ikisini birden karşılamaya gücü yetmemektedir. Çünkü bu yıl köylünün mahsulü de yoktur. O nedenle sadece servise gücü yetmektedir.

Yemekse, çocuk ne bulursa o. Yağmurlu bir günde, şemsiyemin altında, öğlen yemeği için evime giderken, belediyemize ait kamyonun damperi altında, bir küçük kız öğrenci gördüm. 'Ne yapıyorsun orada?' diye sordum. Küçük kız cevap veremedi. Elinde bir şey saklıyordu. 'Hırsızlık mı yapıyor' diye şüphelenirken, minicik eline sığdıramadığı ve saklamaya çalıştığının, evinden getirdiği yufka ekmeğin arasına, manavdan alarak koyduğu kocaman bir havuç olduğunu fark ettim. 'Vallahi bir şey yapmıyorum başkan amca, yağmur yağıyordu da, kamyonun altına onun için girdim' derken bile elindeki dürümünü saklamaya çalışıyordu.

Her gün yaşanan bu ve buna benzer şeyler olduğunu, kiminin duvar dibinde, kiminin bakkal dükkanında, kiminin fırından aldığı bir ekmek ile karnını doyurmaya çalıştığını o kız öğrenciyi gördükten sonra fark edebildim. Evime gittim. Biraz önce gördüğüm öğrenci ile aynı yaşta olan ve aynı okulda okuyan oğlum, yanan sobanın yanında önündeki sıcak yemeğini beğenmiyordu. O gün hiç uyuyamadım."

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
DİĞER HABERLER
Trump'tan son dakika 3. Dünya Savaşı duyurusu: Seçimi kazanamazsak...
Yunanistan'dan tarihi geri adım! Türkiye'nin hamlesini resmen kabul ettiler