İstanbul Müftüsü'nden 'Sosyal medya' önerisi

İstanbul Müftüsü Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz, “Bir sosyal medya ilmihaline ihtiyacımız var. Ne kadarı meşru, ne kadarı meşru değil bunu belirlemeliyiz” dedi.

İstanbul Müftüsü'nden 'Sosyal medya' önerisi
İstanbul Müftüsü'nden 'Sosyal medya' önerisi
GİRİŞ 28.04.2017 14:59 GÜNCELLEME 28.04.2017 15:01
Bu Habere 3 Yorum Yapılmış

İstanbul Müftülüğü, din hizmetlerini toplumun her katmanına yaymak amacıyla açık kapı günleri anlayışıyla ‘Şehristanbul’ adı altında halk buluşmaları düzenlemeye başladı. İstanbul Müftülüğü Toplantı Salonu’nda gerçekleştirilen program Müftü Yardımcısı Yılmaz Küçük’ün Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı.

Programdaki konuşmasına sosyal medyanın zararlarına değinerek başlayan İstanbul Müftüsü Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz, yaşadığımız çağda zihnimize ve kalbimize takılan çok fazla uyarıcı olduğuna dikkat çekerek; “Son 30-40 yılda televizyonla birlikte internet ve sosyal medya artık insanları kendi küçük dünyalarında büyük sanal dünyalar kurarak yalnızlaştırmaya başladı. Oysa ki, insan dediğimiz varlık sosyal bir varlık diye tabir edilir. İnsanlarımız ellerindeki cep telefonlarıyla çok büyük bir sanal sosyaliteye kavuştular. O sanal dünyada ilişkiler kuruyorsunuz. Bu birebir göz ve gönül teması sağlayan, dokunma, musafaha etme imkanı veren ortamlardan bizi uzaklaştırıyor. Bu da çağımızın afetlerindendir. Gençlerimizi ve insanlarımızı bütün bu uyaranlardan kurtarıp zaman zaman kendi fıtri özellikleriyle baş başa getirecek ortamlar sunmak gerekiyor.” dedi. 

Sosyal medyanın güzel bir şey olduğunu ama bağımlılık yaptığı andan itibaren insanları hasta derecesinde yalnızlaştırabildiğine dikkat çeken Prof. Dr. Yılmaz; “Kalpten kalbe giden bir yol vardır. Bizim amacımız onu harekete geçirmektir. En önemlisi her şeyin ilmihali oluştu. Ticaret ilmihalimiz, ibadet ilmihalimiz var. Belki bir de sosyal medya ilmihaline ihtiyacımız var. Ne kadarı meşru, ne kadarı meşru değil, ne kadarı bizim fıtratımıza uygun ve sürdürülebilir, ne kadarından uzak kalmalıyız bunu belirlemeliyiz. Çocuklarımızı bu ilmihal bilgilerine göre yönlendirmeliyiz.” diye konuştu. 

“YAŞI 50’NİN ÜZERİNDE OLANLARIN CAMİDE ÇOCUK GÖRMEYE TAHAMMÜLERİ DAHA AZ”

Çocuklara camilerde kızılması gibi olumsuz durumlar üzerine gelen bir soruyu cevaplayan Prof. Dr. Yılmaz, “Yaptığımız bir araştırmaya göre yaşı 50’nin üzerindeki insanların camide çocuk görmeye tahammülleri daha az” diyerek şunları söyledi:

“2010 yılında Diyanet İşleri Başkanımız Sayın Mehmet Görmez göreve başladığında ilk Camiler Haftası’nın temasını ‘Cami ve Çocuk’ olarak belirledi. Bu hafta dolayısıyla Hz. Peygamber (SAV)’in torunlarıyla ve diğer çocuklarla kurduğu ilişkiye dair örnekleri çokça vererek hocalarımıza ‘Sakın ha, camiye gelen ve orada oynayan çocuklara bağırıp çağırmayın. Çocukların camiyle ilgili ilk intibaı asla öfke ve dayak, kızmak olmamalı. Onlara şefkatle yaklaşın, başını okşayın, hatırını sorun ve iyi ki geldin’ deyin diye uyardık. Çocuk oynayarak öğrenir. Mihraba, kürsüye, tespihe dokunup oynamadan ne ibadeti ne de mabedi tanıyabilir. Tanıması için oynaması lazım. O nun için oynamasına izin vermek gibi bir sorumluluğumuz var. Bunları anlatıyoruz, eskiye göre azaldığını zannediyorum. Tabi bu bir değişimdir. İnşallah yeni gelenler daha şefkatli, daha merhametli olurlar ve bu sorunu aşarız.”

YORUMLAR 3
  • oraloğlu 6 yıl önce Şikayet Et
    nasihat : camide olan çocuklara sakın olaki gürültü yapıyorlar diye kızmayın ve karşı gelmeyin. vebali gelecek için çok vahim. ilgili kişilere duyurulur.benden söylemesi.(emri maruf )
    Cevapla
  • mehmet 6 yıl önce Şikayet Et
    buraya yazarak hedef kitlene ulaşamazsın. emri bil maruf yapmak istiyorsan bu konuda, o vakit etrafındaki camileri gezip ordaki ihtiyarlara anlatmalısın. burda yazıvermek sorumluluğunu yerine getirdin anlamına gelmiyor.
    Cevapla
  • ilkay albayrak 6 yıl önce Şikayet Et
    sadece çocuklara değil,kadınlara da iyi davranılmıyor
    Cevapla
DİĞER HABERLER
Ajandan, Komedyene... İşte Dünya liderlerinin siyasetten önceki meslekleri!
Menzil Cemaati'nden 'yerel seçim' kararı!