Ecdat yadigarı camiye zulüm: 450 yıllık camiye kafe yaptılar
Mimar Sinan'ın eseri Sokullu Mehmet Paşa Camii'nin alt katındaki mahzenler kafeye çevrildi. Yaklaşık 450 yıllık geçmişe sahip camiye yapılan saygısızlık İstanbulluların tepkisini çekti. Birçok kişi sosyal medyadan yetkililere "Camiyi bu zulümden kurtarın" çağrısı yaptı.
Son dönemde artan "közde kahve" furyası tarihi yapılara zarar vermeye devam ediyor. Mimar Sinan'ın en güzel eserleri arasında gösterilen; Haliç'in kıyısında estetiğiyle dikkati çeken Sokullu Mehmet Paşa Camii'nin alt katındaki mahzenler "kafeye" çevrildi.
Çay ve kahve ağırlıklı servis yapan ve köfte, pizza gibi yiyeceklerin de bulunduğu kafe, İstanbulluların tepkisini çekiyor. Tarihi yapının bu şekilde kullanılmasına tepki gösteren birçok kişi sosyal medya hesabından yetkililere oluşan bu nahoş duruma müdahale çağrısında bulundu.
ADRESİ 'CAMİNİN ALTI' DİYE YAZDILAR
Google'ın Maps uygulamasından kafenin ismiyle yapılan aramada, içeriden çekilen fotoğraflar da çıkıyor. Ayrıca, işletme sahiplerinin, kafenin adresine "Sokullu Mehmet Paşa Camii altı" açıklaması eklemesi de dikkati çekti.
Mekan sahipleri iş yerinin gerekli izin ve ruhsatlara sahip olduğunu belirtirken tarihi değeri yüksek bir yapıya ışıklı tabela asarak nadir bir mimari eserin dokusunun bozulmasına vatandaşlar sessiz kalmadı.
MİMAR SİNAN'IN ESERİ
1577-78 yıllarında Sadrazam Sokullu Mehmet Paşa tarafından yaptırılan cami, Azapkapı Camii olarak da tanınmaktadır. Mimar Sinan'ın eseri olan cami, 1807'de yangında zarar görmüş, minaresi kısmen yıkılmıştır. 1894'teki depremde harap olan yapı, 1938-41 yılları arasında onarım görmüştür.
Haliç'in kıyısına inşa edilen cami, kesme taş malzeme ile fevkani olarak inşa edilmiştir. Alt katında tonozlu mahzenler bulunmaktadır. Kuzey cephede iki uçta yer alan kapılardan sonra merdivenlerle son cemaat yerine çıkılmaktadır. Mekan sivri kemerli alınlıklı dikdörtgen açıklıklı bir sıra pencere ile aydınlatılmış olup üzeri de kurşun kaplı meyilli bir çatı ile örtülüdür. Son cemaat yerinde iki yanda yer alan birer kapı ile harime geçiş sağlanmıştır.
Harim kareye yakın bir planda olup mihrap bölümü dışa taşkındır. Ortada yer alan ana kubbe altısı serbest, ikisi de mihrap çıkıntısının köşelerinde olan sekiz paye üzerinde sivri kemerlere oturmaktadır. Kubbeyi taşıyan payelerin üst kısımları yivlenmiş, paye başlıkları da mukarnaslı olarak düzenlenmiştir. Kubbe dıştan payelerin devamı olan sekiz ağırlık kulesi ile takviye edilmiştir.
Ana kubbe köşelerde küçük, dört yönde ise daha yük olan yarım kubbelerle çevrelenmiş, ayrıca caminin dört köşesinde oluşan alanların üzerine de bire küçük kubbe yerleştirilmiştir. Yan duvarlarda ve kuzeyde yer alan ve Bursa kemerli sütunlar üzerin oturan mahfillerde zarif bir düzenleme görülür. Kubbe eteğindekilerle beraber dört sıra pencerelerle av. dinlanan mekanda alt sıra ve mahfil katında yer alan pencereler dikdörtgen açıklıklı diğerleri ise kemerlidir.
Ayrıca köşelerde yuvarlak pencerelere de yer verilmiştir. Mermer mihrap mukarnaslı yaşmaklı olup yaşmağın iki yanına birer rozet işlenmiş, üstte ise palmetli bir tepelik yer almıştır. Ajurlu geometrik kompozisyonlu mermer minber ince bir işçilik göstermektedir. Mihrap çıkıntısının sol köşesinde yer alan vaaz kürsüsü, iki sütun üzerinde dilimli kemerli olarak düzenlenmiştir. Ayrıca kapılarda iki renkli taş geçmeler yapılmıştır. Yapının içindeki orijinal kalem işleri tamamen bozulmuş olup son tamirlerde yenilenmiştir. Camideki orijinal çinilerde çalındığı için 1941 yılındaki tamirde yerlerine yeniden yapılan Kütahya çinileri konmuştur. Kubbede son devir hattatlarından Halim Efendi'nin yazısı vardır. Minare son cemaat yerinin solunda yapıdan ayrı olarak yerleştirilen kaide üzerinde yer alır. Son cemaat yerinden kemerli bir köprü ile ulaşılan minarede böyle bir çözümün üretilmiş olması ilginçtir. 1826'dan sonra yenilenen minare ince gövdeli ve boğumlu şerefeli olarak inşa edilmişti. 1955 yılında bu gövde yıktırılmış ve bugünkü mukarnaslı şerefeli gövde yeniden inşa edilmiştir. Minarenin altında eski bir çeşme vardır. Arkada vaktiyle yer alan dükkanlar ise yıktırılmıştır. Muvakkithanesi de günümüze gelmemiştir. Caminin vakfından olan hamam ise değişiklikler geçirmiş olmasına rağmen hala ayaktadır.
-
Kaan 4 yıl önce Şikayet EtEcdadın hatası. Starbucks Cafe yapılacak yere cami mi yapılır hiç(!)Beğen
-
Yakub 4 yıl önce Şikayet EtBu adam kahve satıyor içki alkol değil. Ne var bunda! Hem Camiiye katkı hem canlılık olur inşaAllah. Camiinin yolunu kahve sebebiyle tutanlara selam olsun. Lütfen Camiiye gitmeyenler yorum yapmasın. Camii sadece namaz kılma yeri düşüncesinden kurtulmalı. Allah cc için 24 saat içerisinde yapılan bütün meşru emirler münkerden uzak durma fiili ibadettir. Camii hayatın merkezi olmalı.Beğen
-
Ekber 4 yıl önce Şikayet EtCamiler yerden göğe kadar ibadethanedir.Beğen Toplam 1 beğeni
-
hasbi 4 yıl önce Şikayet Etüsküdar meydanda valide caminin köşeside kafaterya . ramazanda bile cay kahve servisi yapıyorlardı ... herşeyi para görüyoruz .kendi dinimize saygımız kalmadı camileri insanlık mirası olarak görsek bari de insanlığa saygımız olsa ,,,Beğen
-
misafir 4 yıl önce Şikayet Etcaminin alt katı ibadethane olarak kullanılmayan bölümü ise eğer çay, kahve içmenin ne gibi bir mahzuru varBeğen
-
Yusuf 4 yıl önce Şikayet EtCafe tarzı ortamlar müşteri tipine görede olsa genelde gürültülü patırtılı ortamlardır. Ve bu ortamlar genelde müzikli olur. Bu camiye hürmeten ibadetini yapmaya oraya gelmiş insanların, dışarıdaki bu ortama rağmen içeride huşu içinde namaz kılabileceğini düşünebilirmiyiz?Beğen