Türkiye, Libya'daki tüm denklemi değiştirdi! Hafter'in eli zayıfladı

Almanya'nın başkenti Berlin'deki kritik Libya konferansında liderler nihai bildiride anlaştı. Zirve sonrası Almanya Başbakanı Merkel, "Kapsamlı bir plan konusunda anlaştık" derken BM Genel Sekreteri Guterres'ten "Tarafların silah ambargosuna uymasını bekliyoruz" açıklaması geldi. Berlin zirvesinin ne anlama geldiğini konunun uzmanlarına sorduk.

GİRİŞ 20.01.2020 16:42 GÜNCELLEME 20.01.2020 16:53
Bu Habere 8 Yorum Yapılmış

Haber7.com / Özel Haber

 

 

Libya'da kalıcı ateşkes ve siyasi sürecin başlatılması amacıyla Almanya'nın başkenti Berlin'de düzenlenen tarihi konferans sona erdi. 

TOPLANTI 4 SAATTEN FAZLA SÜRDÜ

 

 

Almanya Başbakanı Angela Merkel'in davetiyle yapılan ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da katıldığı konferans 4 saatten fazla sürdü. Zirvenin bilinmeyen detaylarını Haber7.com olarak konunun uzmanlarına sorduk. 

Prof. Dr. Kemal İnat

Türkiye’nin Libya sorunuyla ilgilenmesi bölgesel barışa ve kendi ülkesinin çıkarlarına dair sorumluluğunun getirdiği bir zorunluluktur. Berlin’deki Libya Zirvesine katılması da bu sorumluluğun gereği olduğu gibi, bu toplantıdaki en önemli aktörlerden biri olması Ankara’nın son dönemde Libya konusunda attığı proaktif adımların doğal bir sonucudur. Trablus’taki Ulusal Mutabakat Hükümeti ile imzaladığı protokoller, Libya’ya asker gönderme kararı ve ateşkes konusunda Rusya ile üstlendiği inisiyatif Türkiye’yi barış için anahtar ülke konumuna getirmiştir. Yaklaşık 14 ay önce İtalya’da yapılan Libya Zirvesi’nde ihmal edilen bir ülke olarak görülebilen Türkiye, geçen süre içerisinde sahadaki varlığını tahkim edecek adımların yanında (Doğu Akdeniz’deki sondaj faaliyetleri ve Trablus hükümetinin çağrısı üzerine ülkeye asker gönderilmesi) diplomasiye hız kazandıran girişimleriyle (Rusya ile ateşkes sürecine varan müzakereler) Libya sorununun çözümü konusunda desteği aranan ülke haline gelmiştir.

BERLİN ZİRVESİ HAFTER'İN ELİNİ ZAYIFLATMIŞTIR

Berlin Zirvesi’nin sonuçlarına gelince, zirveden ateşkes kararının çıkması Türkiye’nin de arzu ettiği şeydi. Hafter güçlerinin Trablus’a yönelik saldırılarının durması ve soruna diplomasi yoluyla çözüm bulunması Ankara’nın tercih ettiği yoldur. Libya’ya yönelik kararlaştırılan silah ambargosu da aslında Türkiye’nin arzusu doğrultusundadır, zira Hafter güçleri dışarıdan aldıkları silahlarla Trablus yönetimini baskı altına alıyordu. Daha önce kararlaştırılan silah ambargosuna özellikle Hafter’i destekleyen ülkelerin uymadıklarını biliyoruz. Eğer Hafter ve ona destek veren ülkeler sözlerinde durup ateşkese uyarlarsa, barışçı çözümün yolunu açacak müzakereler için ihtiyaç duyulan zaman kazanılacaktır. Hafter güçlerinin ateşkesi ihlal etmesi ise, hem onun hem de ona destek veren ülkelerin uluslararası hukuk ihlallerini bir kez daha tescil edeceği gibi, uluslararası camia önündeki pozisyonlarını iyice zayıflatacaktır. Bu açıdan bakıldığında Berlin Zirvesi, Libya’daki saldırgan tarafların işini zorlaştıran bir sonuç doğurmuştur. Ancak uluslararası hukuk ya da meşruiyet Hafter ve ona destek veren ülkelerin çok dikkate almadığı bir husus olmadığı için Türkiye’nin bundan sonraki süreçte de teyakkuz halinde olması önemlidir.

"TÜRKİYE, LİBYA'DAKİ FOTOĞRAFI DEĞİŞTİRDİ"

Güvenlik ve Strateji Uzmanı Abdullah Ağar:

Berlin konferansında taraflar birbirini test etti. Buradan kalıcı bir ateşkesin çıkması mümkün değil. Beklentiyi yüksek tutmamak lazım. Fotoğrafın daha iyi analiz edilmesi açısından şunu söylemek gerekir: Libya meselesi istikrarsızlık üzerine inşa edilmiş. Türkiye’nin duruma net bir etkiyle müdahil olması Libya’daki fotoğrafı değiştirdi. Bu notada Türkiye’nin de dahil olduğu farklı bir model oluşacak. Herkes birbirinin gücünü, aklını sınayacak. Ortaya çıkan paradigmaları, parametreleri kendi lehine kullanmaya çalışarak bunu kullanmaya çalışacak. Sahada kim ne kadar etkiliyse o kadar çok faydalı olacak. Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki varlığı açısından da hayati bir durum. Türkiye, Libya’nın bölünmemesi için elinden geleni yapacak. Bunu yaparken de meydan boş değil. Konvansiyonel bir iç savaş var. Deniz aşırı bir alan. Sınır ötesi değil. Kalın ve riskli bir iş. Türkiye tezkereyi çıkartarak kararlığını ortaya koydu. Akdeniz ve Afrika jeopolitiğiyle, enerji havzalarıyla da ilgili. Türkiye gelecek için ben varım diyorsa Libya masasından güçlü kalkmaz zorunda.

"AB'NİN ASIL DERDİ PETROL"

Genelkurmay Eski İstihbarat Daire Başkanı İsmail Hakkı Pekin:

Berlin zirvesi sadece bir başlangıçtı. Ateşkesin durması konusunda temenniler var. Dört tane askeri komite kurulacak. Bu bir başlangıç. BM bu olaya el koydu. Bir taraftan da AB ağırlığını koydu. AB’nin bu meseleye müdahil olmasının sebebi: Göç. Bir de onları korkutan petrol. 5 limandan petrol ihracatını durdurdular. En büyük endişe duydukları konu da bu. Tarafların dikkat etmesi gerekir. Türkiye bir denge unsuru olarak orada olacak. Burada çok çatışma, çok toplantı göreceğiz. Burada birçok aktör var. Bu aktörlerin menfaatleri farklı. ABD burada yok ama vekaletleri var. Suudi Arabistan, BAE, Mısır. Vekalet savaşını önlemek imkansız. ABD buranın parçalanmasını istiyor. Petrolün tek elde toplanmasını istemiyor. Petrol olduğu zaman hep çatışma çıkar. Ateşkesin sürmesi Türkiye’nin lehine bir durum. Ateşkes uzarsa Türkiye gerekli yığınağı yapar. 

Güvenlik ve Strateji Uzmanı ibrahim Keleş:

Berlin zirvesi 100 yıl önce yapıldığında Osmanlı’yı parçalayıp paylaşmışlardı. Türkiye’nin devreye girmesiyle zirve toplanmış oldu. Bu Türkiye’nin başarısıdır. O bölgede kirli hesabı olanları da masaya çekmiş oldu. Bunu Rusya ile başarması çok mühimdir. Dikkati çeken çok önemli bir ayrıntı var. Libya’ya el altından birçok devlet buradaki silahlı gruplara silah veriyor. Burada Libya’nın bütünlüğünü düşünen tek devlet Türkiye’dir. Gerektiğinde devlet gücünü kullanan bir tek Türkiye’dir. Bu ateşkesin sağlanmasında en büyük güç Türkiye’dir. Libya’ya yapılan insani yardımlar da bu noktada çok önemli.

KAYNAK: HABER7
YORUMLAR 8
  • ahmet 4 yıl önce Şikayet Et
    hafter köpeğini gebertmeli sorunu tamamen çözmeli bence...
    Cevapla
  • Eren 4 yıl önce Şikayet Et
    Türkiye Hafter için Tek bir Şans verdi ... Umarım tutar Ve yoksa Türkiye Osmanlı ATA yadigarı Topraklarımıza Sahip çıkmalıdır...
    Cevapla
  • Abdullah 4 yıl önce Şikayet Et
    Hafter köpeğinin işini sahipleri kısa sürede bitirirler.
    Cevapla
  • 1453 4 yıl önce Şikayet Et
    imza yok ortada hafter yine istediğini yapacak...
    Cevapla
  • gariban 4 yıl önce Şikayet Et
    Zaten gaye Hafter'in uluslararası anlaşmalara uymayan, savaş baronu ve başkalarıın maşası olan güvenilmez biri olduğunu ispatlamak ve ona karşı birlik ve güç devşirmek değilmidir. Hafter barışa uysada kaybedecek, savaşa devam etsede kaybedecek. Bu yüzden istediğini yapması bizim karımıza olacak, çünkü hatalarını ve karşıtlarını artıracak, uluslararası suçluluğu kabul görecek, sonunda kredisi biten bu katili kendi taraftarları öldürüp yeni bir piyon bulacaklar, bu da bize zaman ve enerji kazandıracak. Yani her şey yolunda bayım.
    Cevapla
  • tespit35 4 yıl önce Şikayet Et
    Dertleri Petrol ve demir türkün eline geçmesin
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
Türk SİHA'lar başrolde: Türkiye, Afrika ülkelerinin devlet gücünü artırıyor!
Şimşek: Yabancı ilgisi somut kaynak girişine dönmüş durumda