Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın'dan önemli açıklamalar

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Alaattin Çakıcı'nın CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na tehdit mektubu göndermesi ile ilgili 'Savcılık bir soruşturma başlattı. Bir kimsenin başka bir kimseyi böyle tehdid etmesi kabul edilir değil' dedi.

GİRİŞ 21.11.2020 23:15 GÜNCELLEME 22.11.2020 01:30
Bu Habere 18 Yorum Yapılmış

Kalın, NTV canlı yayınında gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.

SALGIN İÇİN ALINAN YENİ TEDBİRLER

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, özel bir televizyon kanalının canlı yayınında gündeme dair değerlendirmelerde bulundu. Sözcü Kalın, konuşmasında korona virüs tedavisinde yaşadıklarını anlatarak “Belirlendiği anda Cumhurbaşkanımızdan uzaklaştım. Onun sağlığı hepimizinkinden daha önemli. Kısa bir sürede toparlandım” diye konuştu. Virüse karşı alınan tedbirler hakkında da konuşan Kalın “Bu tedbirler Bilim Kurulu'nun tavsiyeleri çerçevesinde alınıyor, fakat büyük fotoğrafı Cumhurbaşkanımız da değerlendirmek durumunda. Öneriler değerlendirildikten sonra bu tedbirler Cumhurbaşkanımız tarafından açıklandı. Kurulun önerileri bizim için son derece önemli. Tedbir tek başına yetmiyor. Vatandaşın bu konuda bilinç sahibi olması çok önemli. Tehlike geçmiş değil, grip, nezle döneminde daha da artmış durumda. Birçok Avrupa ülkesi tekrar kapanma dönemine girdi. Brüksel'deydim, orada hayat adeta durmuş gibi. Amerika'da durum gerçekten kötü. Bütün bunlara baktığınızda virüs hız kaybetmiyor” şeklinde konuştu. Kalın, tedbirlere uyulması gerektiğini vurgulayarak “Virüsün yaş cinsiyet bölgesel sınırlaması yok. Aşı çalışmaları dünyanın değişik yerlerinde yapılıyor, inşallah bunlar başarılı neticeler verecekler. Fakat aşıların tamamen etkili hale gelmesi salgını durdurması 10-20 gün içerisinde olmayacak. Bu bir süreç biraz sabır gerektiriyor, tedbirlere dikkat edilmeli. Bunları yaparsak önümüzdeki 2 ayı daha kolay atlatmamız mümkün olacak” dedi.

EKONOMİ VE HUKUKTA REFORM HAZIRLIĞI

Yargı ve demokrasi alanındaki reformları da değerlendiren Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın “Türkiye gibi dinamik bir ülkenin toplumsal, siyasal ve ekonomik ihtiyaçları da değişiyor. Yeni durumlar sorunlar ortaya çıkıyor, yeni bakış açıları gerekiyor. Özgürlük, demokrasi ve güvenlik dengesini bir arada tutarak yeni bir hamle, yeni bir dönem Cumhurbaşkanımız tarafından ilan edildi. Bunun olumlu etkileri olacak. Bu çok hassas bir denge, kolay olmadığını da bilmek lazım. Vatandaşlarımızın demokratik hak ve özgürlüklerini yükseltecek yeni kanunlar yapılacak” şeklinde konuştu.

Bülent Arınç'ın tepki çeken sözlerine jet yanıt: Şerefsizliktir, haysiyetsizliktir

BÜLENT ARINÇ'IN KAVALA VE DEMİRTAŞ ÇIKIŞI

Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu üyeleri Bülent Arınç ve Cemil Çiçek'in son dönemde adalet kavramı, uzun tutukluluk süreleri ve güvenlikçi yaklaşımlar hakkındaki söylemlerinin "Politika değişikliğine mi gidiliyor?" yorumlarına sebep olduğunun söylenmesi üzerine Kalın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Yüksek İstişare Kuruluyla siyasi kurmaylarıyla hükümet birimleriyle bütün bu konuları istişare ettiğini, son tahlilde de politikayı belirleyen iradenin kendisi tarafından temsil edilerek, hayata geçirildiğini anlattı. 

Kalın, Arınç ve Çiçek'in tecrübeli siyasetçiler olarak bu konularda farklı görüşler ifade etmelerinin mümkün olduğunu belirterek, şöyle konuştu: 

"Bunların hepsi birebir Cumhurbaşkanımızın adına yapılmış açıklamalar dersek hata yaparız. Onlar Cumhurbaşkanı adına bir sözcü gibi konuşmuyorlar. Kendi görüşlerini ifade ediyorlar. Bunları Cumhurbaşkanımıza da ifade ediyorlar. Cumhurbaşkanımız da bunları Yüksek İstişare Kurulu toplantılarında dinliyor. Ama son tahlilde büyük fotoğraf içerisinde bütün bunların istişareleri yapıldıktan sonra politika haline gelmesi Cumhurbaşkanımızın iradesiyle şekillenen bir şey. Dışarıdan bilmeyenler şöyle düşünüyorlar; 'Bir kişi, tek adam kendi başına karar veriyor.' Biraz bilseler Cumhurbaşkanımızın çalışma tarzını, inanın böyle cümleler kurmaktan sarfınazar ederler. Gerçekten çok dinleyen, istişare eden, not alan bir liderden bahsediyoruz. Adalet Bakanını da dinler, İçişleri Bakanını da dinler, Milli Savunma Bakanını da dinler, Dışişleri Bakanını da dinler, danışmanını da dinler ilgili kurumları da dinler. Bir konuya bir kurum ya da şahıs kendi zaviyesinden bakar. Bu kaçınılmaz olarak böyledir. Ama diğer bakış açılarını da dikkate alarak büyük fotoğrafı bir akıl görmezse o zaman hata yaparsınız. Bir yerde güvenlik öne çıkar, bir yerde özgürlük demokrasi denir ama bu sefer ya güvenlik zaafı ortaya çıkar ya demokrasi özgürlük zaafı ortaya çıkar. Bu dengeyi kuracak bir şeyin olması lazım."

"TOPLUMDAKI BAZI HASSASIYETLERI DE GÖZ ARDI ETMEMEK LAZIM"

İbrahim Kalın, Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş'ın tutukluluk süreleriyle ilgili düşüncelerinin sorulması üzerine, bunun bir hukuki süreç, son tahlilde yargının uhdesinde bir konu olduğunu ifade etti. 

Kendisinin onlar üzerine bir şey söylemesinin doğru olmayacağını belirten Kalın, şöyle devam etti: 

"Bu iki isim üzerinden tartışmak istemem. Meseleyi sadece bu iki kişinin davasına indirgemek doğru olmaz. Bunlar zaten yargı reformu içerisinde konuşulan konular. Hukukun kendi sistematiği içerisinde de değerlendirmeleri var. Toplumdaki bazı hassasiyetleri de göz ardı etmemek lazım. Yani, diyelim ki Demirtaş meselesini Sayın Arınç bu şekilde konuştuğunda belki kendisi tamamen hukuki açıdan bir mülahazada bulunuyor ama bunu yaşanan siyasi olaylardan bağımsız ele almak mümkün değil. Kobani Olayları, Çukur Olayları, Yasin Börü ve diğer bütün olaylarla birlikte düşündüğünüzde o dönemde HDP'nin ve Demirtaş'ın aldığı tavırları, pozisyonları dikkate aldığınızda toplumun bir kesiminde de başka bir tepki oluşuyor. Burada güvenliği ve toplumun o hassasiyetlerini de dikkate alan bir bakış açısının daha sağlıklı şekilde ortaya konması gerekiyor."

ÇAKICI'NIN KILIÇDAROĞLU'NUN TEHDİDİ

Savcılık soruşturma başlattı ve hukuki süreç ilerliyor. Türkiye'de kimsenin kimseyi bu şekilde tehdit etmesi kabul edilebilir değil. O sürecin tamamlanmasını bekleyeceğiz. Umarım hukukun kuralları içerisinde ne gerekiyorsa mahkemeler gereğini yapacaktır. Sn. Bahçeli'nin Çakıcı ile eskiye giden bir dostluğu olması da onun belki bir vefa duygusuyla söylediği bir şey. Hukukun ortaya koyduğu normlarla bir çatışma olmaması gerekir.

ABD'DE BIDEN'IN BAŞKAN SEÇİLMESİ

ABD’deki başkanlık seçimleri hakkında da konuşan İbrahim Kalın “Biden yönetimi halen şekillenmedi, göreceğiz. Türkiye kenara atılabilecek bir ülke değil. PKK ve FETÖ bizim için ulusal güvenlik meselesidir. Patriotları almak için ABD ile 6 yıl müzakere ettik. Blöf yaptığımızı sandılar. Ne zaman Ruslarla imza attık, blöf olmadığını anladılar” değerlendirmesinde bulundu.

AB YAPTIRIM KARARI MI ALACAK? 

Kalın, konuşmasının devamında Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) ilişkilerine değindi.

Aralık ayındaki liderler zirvesi ve yaptırımların gündeme gelmesine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Kalın, şunları aktardı:

"Yaptırım konusuna konsey de komisyon da olumlu bakmıyor. Netice vermeyeceğini onlar da biliyor. Hele ki Türkiye gibi bir ülke, Erdoğan gibi bir lidere karşı bu dilin ve söylemin, yöntemin netice vermeyeceğini kendileri de biliyor. Bazı üye ülkelerin bu konuda ısrarcı olduğu ve uğraştığını da biliyoruz. Kulağımıza da fısıldıyorlar. İsimlerini de söylemeye gerek yok, tahmin edebilirsiniz hangileri olduğunu. Benim verdiğim mesaj da şuydu; Türkiye-AB ilişkilerinin stratejik bir çerçevesi var. Bu geniş fotoğrafı gelip sadece 1-2 üyenin ihtilafına indirgerseniz büyük bir hata yaparsınız. Yunanistan'la Doğu Akdeniz konusunda anlaşabildiğimiz yerler var anlaşamadığımız yerler var. İstikşafi görüşmeleri başlatmak için biz birçok adımlar attık. Bunları yine yapmaya hazırız. Yunanistan'la yarın istikşafi görüşmeleri başlatmaya hazır olduğumuz yine ifade ediyoruz."

Kalın, AB ile Türkiye'nin birçok ortak çıkarı olduğuna işaret ederek, "Türkiye'nin AB'ye üyeliğini stratejik bir öncelik olarak görüyoruz. Burada üzerimize düşenleri yerine getirmek için çok büyük bir çaba sarf ettik. Sürecin akamete uğraması, Avrupalıların genişleme yorgunluğu dedikleri bir sürecin sonunda ortaya çıktı. Bir zaman sonra da tabii ki bir müzakere yorgunluğu oluştu. 30 küsur fasıl üzerinde mutabık kalıyorsunuz ama 10 yıl sonra bir fasıl açılıp kapanıyor. Ama ondan sonra bazı üyelerin gündeme getirdiği birtakım siyasi problemler... Bütün bunları yaşadık ama yarına baktığımız zaman Türkiye'nin AB ile ekonomik, siyasi ve güvenlik anlamında ortak noktalarının çok daha fazla olduğunu görüyoruz." ifadelerini kullandı.

DOĞU AKDENİZ'DEKİ SONDAJ GERİLİMİ 

Ortak çalışma yapabiliriz, ortak arama tarama yapabiliriz.  Sorunda diplomasiye alan açan her zaman Türkiye oldu. Yaptırımlar daha çok sorun çıkmasına neden olur. Muhalefetin bu mesajlara destek olması gerekir. 

- TÜRKİYE'NİN KARABAĞ, SURIYE VE LİBYA'DAKİ VARLIĞI

Türkiye'nin denge unsuru olarak Karabağ'da, Suriye'de ve Libya'da bulunmasının AB, NATO, Batı ittifakı için son derece önemli olduğuna dikkati çeken Kalın, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Karabağ meselesinde bize eleştiriler getirildi. Anlaşma yapıldı ama Ruslar öne çıktı. Rus askerleri orada 5+5 yıl olacaklar. Ben de şunu söyledim: Rus askerinin varlığından rahatsız idiyseniz, neden bugüne kadar müttefik olarak gördüğünüz Ermenistan'a oradaki Rus askeri üslerini çıkarmasını söylemediniz? Buna gücünüz yetiyorsa buyurun yapın. Ermenistan çıkarsın oradaki Rus askerlerini. Rus askeri Kafkaslar'a veya Ermenistan'a yeni gelmedi ki onlarca yıldır oradalar. Ben şunu söyledim, hala da söylüyorum. ABD bir ateşkes girişimi yaptı, bizden de destek istediler, biz de destek olduk. Ateşkes 2 gün sürdü. Onun dışında Fransa mesela bir teklifle geldi mi? Avrupa'dan NATO'dan ya da AB'den hangi uygulanabilir somut teklif geldi de biz onu reddettik? Ama Rusya'yla oturarak bu 30 yıllık ihtilafı çözecek, 2-3 aydır devam edecek çatışmaları sonlandıracak bir anlaşma üzerinde mutabık kaldık. Şimdi Türk askeri de orada olacak. Gözlemci güç olarak orada olacak. Bu Batı ve Avrupa için de stratejik kazanım olarak görülmeli."

Kalın, "Muhalefet, Cumhurbaşkanı'nın AB'ye yönelik söylemlerini dile getirerek, liderler zirvesi öncesi bir ön alma şeklinde de yorumluyor, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın son çıkışını, siz nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna ise şu yanıtı verdi:

"Böyle yorumluyorlarsa Cumhurbaşkanımızın siyaset tarzını çok iyi takip edemiyorlar demektir. Tayyip Erdoğan böyle siyaset yapan birisi değil. En zor dönemlerde bile ülkemizin menfaatleri için kıran kırana mücadele vermiş birisinden bahsediyoruz. Ben AB yetkililerine şunu açıkça sordum: Yaptırım gündeme gelirse ne elde edeceksiniz? 11 Aralık'ta yaptırım çıktı, ne yapacaksınız? Belli şirket ve kişilere dönük yaptırımlar uygulayacaksınız. Enerji şirketlerine, arama tarama yapan gemiye, orada çalışma yapan mühendislere... Bunun bizim tavrımızı kararlılığımızı ve milli duruşumuzu değiştireceğini zannediyor musunuz, buradan bir netice alacağınızı gerçekten düşünüyor musunuz? Alternatifi ne olacak? Türkiye-AB ilişkileri daha fazla zehirlenecek. Birçok başka sorun ortaya çıkacak. Çözebileceğiniz, üzerinde çalışabileceğiniz birçok konu ertelenmek durumunda kalacak. Bu gerçekten istediğiniz bir şey mi? Başka şeyler de olacak. Böyle bir saikle endişeyle Cumhurbaşkanımız bu mesajları vermedi, ben de böyle bir kaygıyla Brüksel'e gitmedim. Onlara da söyledim."

- "TÜRK ASKERİ HER HALÜKARDA KARABAĞ'DA OLACAK"

Konuşmasının devamında Türk askerinin Karabağ'daki durumunun nasıl olacağı hususunda detayları aktaran Kalın, "Görüşmelerde ilk tur tamamlandı. Rus tarafı bizim görüşlerimizi aldı. Şimdi Kremlin'den onlar gerekli talimatları alacak. Askerlerimiz, Milli Savunma, Dışişleri bakanlıklarımız ve MİT Başkanlığımız yürütüyor bunları. Önümüzdeki günlerde operasyon modaliteleri üzerinde, nerede ve nasıl olacak, kim hangi işi yapacak bu konuda müzakerelerin tamamlanmasını bekliyoruz. Türk askeri her halükarda orada olacak. Biz zaten oradayız. Azerbaycan'la olan çok özel ilişkimizden dolayı, askeri eğitim ve iş birliği anlaşmalarımız çok eskiye dayanıyor. Biz zaten oradayız o manada. Tezkere de geçti. Gözlem gücü olarak da biz orada olmaya devam edeceğiz." dedi.

Kalın, Ermenistan'la orta ve uzun vadede ilişkilerin düzelmesinin bütün bölge için olumlu olacağını belirterek, bunun en başta Ermenistan'ın çıkarına olduğunu söyledi.

Nahçıvan'la Azerbaycan'ı bağlayacak koridorun önemine de işaret eden Kalın, koridorun açılmasının en az Karabağ'ın özgürleştirilmesi kadar kıymetli olduğunu kaydetti.

YORUMLAR 18
  • Kasım 3 yıl önce Şikayet Et
    Paşa paşa dış güçlerin bırak dediklerini BI-RA-KA-CAK-SI-NIZ
    Cevapla
  • datçalı 3 yıl önce Şikayet Et
    Sayın kalın başkana söyleyin vatandaş Bülent Arınçın o makamda bulunmasından rahatsız derhal o makamdan azledilsin.
    Cevapla
  • Ferhat 3 yıl önce Şikayet Et
    Biz cezalar yetersiz ve uygulanmıyor diyoruz, bunlar dahada gevşetecek reform peşindeler.
    Cevapla
  • ergün 3 yıl önce Şikayet Et
    merak ediyom bu arınçın cumhurbsşkanlığı yüksek iştilare görevinden masşı var mı ne kadar
    Cevapla
  • AKINCI 3 yıl önce Şikayet Et
    30.000tl. vardır.
    Cevapla
  • Bayburtlu 3 yıl önce Şikayet Et
    Adam tam bir teroist sevər Selo yu tanimasak oturup ağlayacaktik şehitlerimizin kemiklerini sizlattin Arınç bey yetmiyormuş gibi adamın kitabının reklamını yaptın o da yetmiyormuş gibi Meral hanımı kurtardın gündem oldun her zaman yaptığın gibi
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
İran ve İsrail'den yüzyılın tiyatrosu - Gazete manşetleri
Hamas ve İslami Cihad'dan Filistinlilere tüyleri diken diken eden İsrail çağrısı!