Emine Erdoğan'dan bir ilk!

Habertürk gazetesi yazarı Murat Bardakçı, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın sokak hayvanları için başlattığı girişimi köşesine taşıdı ve "Cumhuriyet tarihimizde bir first lady, böyle insanî bir konuda ilk defa önayak oldu ve Meclis’te bekleyen teklif gündeme geldi" dedi.

Emine Erdoğan'dan bir ilk!
Emine Erdoğan'dan bir ilk!
GİRİŞ 03.03.2021 12:37 GÜNCELLEME 03.03.2021 12:38
Bu Habere 11 Yorum Yapılmış

Murat Bardakçı'nın bugünkü köşe yazısı şöyle;

Konu, hayvanseverlik idi... Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nin inşaat, ağaç budama ve peyzaj atıkları gönüllü külliye personeli tarafından geri dönüştürülüp sokak hayvanları için kulübe hâline getirilmişti. Emine Hanım, atıklardan yapılıp külliyenin bünyesindeki Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi’nin bahçesine yerleştirilen hayvan kulübelerini Emniyet Müdürlüğü bünyesinde geçen Temmuz’da kurulan “Çevre, Doğa ve Hayvanları Koruma Şube Müdürlüğü” ekiplerine teslim etti.
 

Emine Erdoğan: Sokakta yaşayan hayvanlar için hayatı kolaylaştırabiliriz


Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, geçtiğimiz günlerde önemli bir girişim başlattı ama bu girişim siyaset ve pandemi haricinde pek birşeye dönüp bakmaz hâle gelen basınımızda lâyık olduğu şekilde maalesef yer bulmadı...

Kulübeler, sokak hayvanları için kurulan besleme noktalarında kullanılacak, Emniyet başlattığı “Haydi” isimli mobil uygulama ile de hayvanlara karşı işlenen suçlarla mücadele edecek ve hayvanlar için vatandaşlardan gelecek ihtiyaç talepleri karşılanacak.

Bundan dört ay önce İstanbul’daki Yedikule Hayvan Barınağı’nda “Leblebi” isimli engelli bir köpeği sahiplenen Emine Erdoğan, hayvanseverlik konusunda birkaç da tweet attı ve “Barınaklar, onlara yuva verecek ya da koruyucu aile olabilecek insanları bekleyen dostlarımızla dolu. Lütfen evcil hayvanları satın almayalım, sahiplenelim. Etrafımızdaki hayvanlara bir kap su, bir kap mama vererek yaşamlarına yardımcı olalım” dedi ve “#dünya ortak evimiz” etiketiyle gönderdiği başka tweetlerinde de aynı çağrılara devam etti...

Ama, Emine Erdoğan’ın ismi geçtiğinde hatırına artık sadece “çanta” tartışması gelen basınımız bu ve diğer tweetlere hiç mi hiç alâka göstermedi; haber sayfalarda ufacık, ekranlarda da birkaç saniyeliğine yeraldı, o kadar...

FİRST LADY SEVİYESİNDE İLK GİRİŞİM

Hayvan hakları ve hayvan sevgisi konusunda girişimler yapıp böyle güzel temennilerde bulunan kişinin Türkiye’nin first lady’si olduğuna ve hayvan hakları meselesinin “first lady” seviyesinde ilk defa gündeme getirildiğine dikkat edin!

Emine Hanım’ın bu teşebbüslerinin yanında, hayvan hakları konusunda bir başka hazırlık daha var: Habertürk’te geçen perşembe Ayşe Özek de bahsetmişti; Hayvan haklarını konu alan ve Meclis’te on seneden buyana bekleyen kanun teklifi, çok geç de olsa Genel Kurul’un gündemine gelmek üzere...

Teklif, hayvanları bir “mal” yahut “eşya” olmaktan çıkartıp “canlı” olarak ele alıyor, hayvana karşı yapılan eziyetler ve işlenen cinayetler “kabahat” kapsamından çıkartılıp “suç” kabul ediliyor...

Hayvanları katleden yahut onlara hunharca davranan ruh hastaları işledikleri cürümlerden artık birkaç kuruş para cezası ile sıyrılamayacaklar; böylelerine altı aydan dört seneye kadar hapis cezası verilecek!

Bu hazırlık, hayvanlara merhamet konusunda dünyayı kıskandırabilecek bir geçmişi olan ama sonraları bu merhametin yerini kısmen de olsa zulmün aldığı memleketimizde çok önemli bir gelişmedir...

İmparatorluk zamanında, özellikle de 1800’lerin sonlarına kadar Türkiye’ye gelen yabancıların kaleme aldıkları seyahatnameler, hayvanlara karşı gösterdiğimiz şefkate duyulan hayranlık ve şaşkınlık ifadeleri ile doludur. Camilerin dış cephelerine “kuş evleri”, sokaklara da kediler için yuvalar yaptırılması; sokak hayvanlarını beslemek için maaşlı görevliler istihdam edilmesi, hattâ beygirler için haftanın bir gününün tatil ilân edilmesi Avrupalılar’ı hayrete düşürmektedir.

Meselâ, Üçüncü Murad, 15 Şubat 1587’e İstanbul Kadısı’na eşya taşıyan hayvanlara tâkatlerinden fazla yük konmasını ve hayvanların cuma günleri çalıştırılmalarını yasaklayan bir ferman göndermiş; bundan üç asır sonra, 2 Ekim 1856’da Üçüncü Murad’ın fermanının hâlâ yürürlükte olduğunu hatırlatılmış ve halkın yasaklara uymaları istemişti!

Hayvanlara karşı vaktiyle böylesine merhametli olan devlet sonraları nedense huy ve âdet değiştirdi, merhametin yerini zulüm aldı!

Yasa hazır! Hayvanlar sokağa terk edilemeyecek

Bu zulmün en acı örnekleri 1827’de ve 1910’da İstanbul’un sokak köpeklerine karşı girişilen toplu katliamlardır ve inanırsınız yahut inanmazsınız ama bütün bu rezaletlerin ardından memleket büyük felâketler yaşamış, ilk katliamın ardından Navarin, ikincisinden hemen sonra da Balkan bozgunu gelmiştir!

MERHAMET VE ZULÜM BİRARADA

Türkiye’de, özellikle de büyük şehirlerde son senelerde sokak hayvanlarına karşı yoğun bir alâka başladı. Duvar diplerine yerleştirilen mama kapları boş kalmıyor, su ihtiyaçları karşılanıyor, yollardan gelip geçenlerden bazıları çantalarında torba içerisinde taşıdıkları kuru mamalar ile kapları dolduruyorlar...

Ama, hayvanlara karşı muhabbet ile beraber zulüm de eski devirlere göre daha fazla artmış gibi görünüyor. Arada bir kedi, köpek, eşek, keçi, hattâ kazların bile tecavüze uğradıkları hakkında haberler geliyor; pati kesme, yakma, zehirleme, boğma yahut akla ve hayâle gelmeyecek başka işkencelerle can almalar işitiliyor... Çocuk “Evde hayvan isterim, isterim de isterim” diye tutturunca petshoplardan eğlendirme vasıtası niyetine kedi yahut köpek alınıyor ama velet birkaç gün sonra bıkıyor ve zavallı hayvan yallah, sokağa, yani açlığa ve ölüme!

Cumhuriyet tarihimizde bir first lady’nin böyle insanî bir konuda ilk defa önayak olduğu ve Meclis’te bekleyen teklifin gündeme geldiği bugünlerde, Diyanet İşleri Başkanlığı’na da bir vazife düşüyor:

Birkaç hafta önce hayvan haklarından bahsedilen Cuma hutbelerinde ısrarla hayvanların da yaşama haklarının bulunduğunun, onlara kol-kanat germenin sevabının, zulmün günah olduğunun, sadece insana değil, hayvana yapılan kötü muamelenin hesabının da öbür tarafta sorulacağının vurgulanması gerekiyor.

Hayvan seven, evinde hayvan besleyen ve çevresindeki hayvanlara şefkat gösterenlerden çekinmeyin, onlara yakın olun, zira böyle insanlardan kimseye bir zarar gelmez, üstelik merhametin partisi ve ideolojisi de yoktur!

Haberturk

YORUMLAR 11
  • Anti GLİKOZ 4 yıl önce Şikayet Et
    Glikozun yasaklanması ve GDO suz sağlıklı kansersiz bir hayat için de çabalarımızı görmek isteriz , gençlik ölüyor maalesef
    Cevapla
  • Fatih 4 yıl önce Şikayet Et
    Allah rızası için biride şu meclise idam yasa tasarısını görüşelim veya bir komisyon kuralım diye bir teklif ile gelse diyorum.
    Cevapla
  • Ertuğrul 4 yıl önce Şikayet Et
    Şefkatliler şefkatlisi ANNEM...
    Cevapla
  • ismet 4 yıl önce Şikayet Et
    fist lady nedir ya gavurun anlamadığımız isimleri kahramanlarını çoluk çocuğa zihinlere kazımayın nokta
    Cevapla
  • ahmt 4 yıl önce Şikayet Et
    Bizim cumhuriyet tarihimizde hiç first lady olmadı ki yalan haber cumhur başkanı eşini deseniz anlarım da first lady ne?
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
Putin, Şi'ye çay ikram etti! Kremlin anlamını açıkladı: Çay eşliğinde gizli sohbet
Son dakika: Vatikan'da beyaz duman! Katoliklerin yeni Papa'sı belli oldu