Deprem raporu halktan niye gizlendi

Prof. Dr. Şener Üşümezsoy'un, 'Büyük deprem olmayacak.' açıklamalarını ise dikkate alan olmadı. Deprem uzmanları arasındaki görüş ayrılıkları, Marmara'da yapılan araştırmalarla sona erdi. Ne var ki ortaya çıkan sonuçlar adeta vatandaşlardan gizlendi.

Deprem raporu halktan niye gizlendi
Deprem raporu halktan niye gizlendi
GİRİŞ 23.04.2008 12:19 GÜNCELLEME 23.04.2008 12:19
Bu Habere 2 Yorum Yapılmış

Marmara Bölgesi'nde 17 Ağustos 1999'da meydana gelen deprem, ardında büyük acılar bıraktı. Binlerce insanın hayatını kaybettiği depremin üzerinden 9 yıl geçti, ancak tartışmaları sürüyor.

7,4 büyüklüğündeki depremin ardından televizyonlarda spekülasyon yapan Celal Şengör, Naci Görür, Ahmet Mete Işıkara, Ahmet Ercan gibi uzmanlar, Marmara'da 8'den büyük bir deprem olacağı iddiasıyla halka büyük panik yaşattı. Öyle ki insanlar deprem korkusuyla günlerce çadırlarda yattı, bir kısmı ise düzenlerini bozarak başka şehirlere göç etti. Prof. Dr. Şener Üşümezsoy'un, 'Büyük deprem olmayacak.' açıklamalarını ise dikkate alan olmadı. Deprem uzmanları arasındaki görüş ayrılıkları, Marmara'da yapılan araştırmalarla sona erdi. Ne var ki ortaya çıkan sonuçlar adeta vatandaşlardan gizlendi.

17 Ağustos depreminin ardından Marmara'yı boydan boya kat eden 180 kilometrelik fayın kırılacağı ve 8 büyüklüğünde bir depremin yaşanacağı iddia edildi. Bu görüşü en fazla dile getiren kişi İTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Celal Şengör'dü. İnşaat şirketi kurduğu ortaya çıkan, bu sebeple de hakkında soruşturma da açılan Şengör ile Prof. Le Pichon, İzmit Körfezi'nden çıkan, Çınarcık Çukuru'nun ortasından doğu-batı yönlü geçen ve tüm Marmara'yı kat ederek Gaziköy'e ulaşan bir fay yolunun bulunduğunu savundu. Büyük paniğe sebep olan bu iddiaların doğruluğunu araştırmak amacıyla Sismik-1 ve SHOD Çubuklu gemileriyle Marmara Denizi'nde yapılan incelemede büyük deprem olacağı tezine kanıt bulunamadı.

Bunun üzerine Fransız, İtalyan, Japon ve Amerikan bilim adamlarıyla birlikte hazırlanan uluslararası projeler kapsamında Marmara Denizi'ne Le Suroit (Eylül 2000), Odin Finder (Ekim-Kasım 2000) Urania (Mayıs-Haziran 2001), Nadir (Ağustos-Eylül 2001) ve L'Atalante (2002) gemileri getirildi. Avrupa Birliği fonları ve TÜBİTAK'ın mali desteğiyle yapılan araştırmalarda ortaya çıkan veriler, 8'lik deprem senaryosunu doğrulamadı. Marmara'da inceleme yapan Fransız Le Suroit gemisi, 'Fay tek parça kırılır' ve 'Fay çok parça kırılır' tezlerini araştırdı. Projede yer alan bilim adamlarından Celal Şengör, fayın tek parça olduğunu iddia etti. Rolando Arminjo ve Bertrand Meyer ise buna şerh koydu. Raporda, 'Marmara'yı boydan boya kat eden yanal atımlı fay sistemi modeli Marmara gerçeğiyle uyuşmuyor.' ifadeleri yer aldı. Ancak kamuoyunda sadece Şengör'ün görüşleri yer aldı.

Yine 2000 yılında İtalya Bilim Araştırma Kurumu'na ait Odin Finder gemisinin 8 gün süren çalışmasında, 'Marmara Denizi'nin kuzey kıyılarında 100 metre su derinliğinden daha sığ kıta sahanlıklarında aktif olabilecek önemli bir faya rastlanmamıştır.' sonucu çıktı. Odin Finder'den sonra getirilen Urania gemisi ile yapılan araştırmalarda ise, 'Marmara'nın dibinde derinde vadiler tespit edildi. Bu 'kanyonlar' aktif deprem üretmeye hazır.' bilgisine ulaşıldı.

2001'de Marmara'da araştırma yapan Nadir gemisinin sonuçları, 'Earth and Planetary Science Letters' dergisinde yayımlandı. Raporda fayın çok parçalı olduğuna, kırılmanın da parçalı olacağına vurgu yapıldı.

2002 yılında dünyaca ünlü yer bilimci Rolando Arminjo başkanlığında Fransız L'Atalante gemisi ile yapılan araştırmada da farklı sonuç çıkmadı. L'Atalante gemisine bağlı Victory denizaltısı yardımıyla Marmara'nın son yüzyılda oluşmuş depremlerin fay yarık ve yırtıkları haritalandı. 13 kurumdan 23 bilim adamının imzasını taşıyan rapor, Türkçeye çevrilmediği gibi Türkiye'de de yayımlanmadı. Rapor, 2005 yılında Amerikan Jeofizik Birliği resmi internet sitesi G3'te yer aldı. Raporun devamı ise 2007 yılında Nicolas Pondard başkanlığında Jeophysic International dergisinde yer aldı. Bu raporda da, Le Pichon ve Celal Şengör tarafından 1999 depreminden beri ısrarla vurgulanan ve Marmara Denizi'ni boydan boya kat ederek kırıldığı zaman 8 büyüklüğünde deprem oluşturacağı iddia edilen 180 km'lik fay hipotezini destekleyen hiçbir veriye rastlanmadığına vurgu yapıldı.

Sonuçları kasten sakladılar

'Raporlar, büyük deprem senaryosu yalan çıktığı için kamuoyundan gizlendi ve Türkçeye çevrilmedi.' diyen İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, deprem sonrası yapılan açıklamaların kamuoyunu yanıltmaya yönelik olduğunu savunuyor. Üşümezsoy şunları söylüyor: 'Bir taraftan 8 büyüklüğünde deprem olacak diye beyanatlar verilirken, bu iddiayı yalanlayan bilimsel verileri yalnızca bilim ortamına sunmak, toplumdan bu sonuçları saklamak anlamına gelir.' Araştırmalara katılan İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Naci Görür ise bu eleştirileri muhatap almadığını söylüyor.

YORUMLAR 2
  • fatihcol 17 yıl önce Şikayet Et
    batın zahire hükmeder. sünnetullah böyledir. zahir ilimleride batın ilimleride öğrenmek farz-ı ayn dır. zahir bir sebeb olmadan Allah yaprak dahi kıpırdatmıyor, bunu sadece insanlar farketmiyor. yani zahir ilimle deprem yeri, zamanı kestirilebilir ama kesin cevap verilemez. insanlar tıp ilminde de böyleler \"ne zaman öleceğim doktor bey\" sorusunu sormaktan hiç çekinmezler gaflete düşerler. doktorun bildiği sadece şu hastalıktan şu kadar insan şu kadar zaman aralığında vefat etti tecrübe bilgisidir. akl-ı selimi terketmeyelim ltfen
    Cevapla
  • Ahmet Aksoy 17 yıl önce Şikayet Et
    Hiçbir zaman inanmadım.. 1999 Depreminden sonra bilim adamlarının yapmış olduğu açıklamalara hiçbir zaman inanmadım.Çünki depremin matematiksel işlemlerle bilinemeyeceğini düşündüğüm için bilim adamlarının sözünü ciddiye almadım.
    Cevapla
DİĞER HABERLER
Bakan Kurum masaya vura vura söyledi! Özel'e bomba Kanal İstanbul yanıtı
Ve müthiş haberi duyurdu! Tüm planlar yapıldı, ANKA-3 titretecek...