Uyuşturucu taciri aileler çoğalıyor
İrandan Türkiyeye giren uyuşturucu miktarı yükselişe geçerken bölgede zehir ticareti yapan aile sayısının da artığına dikkat çekiliyor.
Gamze Polat'ın haberi
Uluslararası uyuşturucu trafiğinde Türkiye hâlâ önemli bir geçiş güzergâhı. İran üzerinden çeşitli yollarla Türkiyeye sokulan uyuşturucunun ülkemizdeki ilk durağı Van oluyor. Buradan İstanbula, daha sonra da Avrupa ülkelerine geçiriliyor. Emniyet birimlerinin başarılı operasyonları sonucunda her yıl çok büyük miktarda uyuşturucu ele geçiriliyor. Ancak bu operasyonlar devam ederken Türkiyeye uyuşturucu girişi devamlı artıyor. Buna paralel olarak bu kirli işle iştigal eden ailelerin sayısının da arttığı belirtiliyor.
İstihbarat birimlerine göre Van bölgesinde hâlihazırda 30 aile uyuşturucu işiyle uğraşıyor. İstihbarat kaynakları 20 kilo eroin satarak işe başlayanların kısa sürede işi büyüterek büyük bir şebekeye hükmedebildiğini aktarıyor. Ferdi olarak uyuşturucu tacirliği yapan yok. Genelde aileler taşeron kullanarak ticaret yapıyor. Ancak şimdiye kadar sadece uyuşturucu trafiğinin yaşandığı Van bölgesinde, artık uyuşturucu üretim merkezlerinin de peydahlandığı dile getiriliyor. Tespit edilen merkezlerin kısa sürede çökertildiği; ancak uyuşturucu üretiminin dağ köylerinde gizlice yapıldığı aktarılan bilgiler arasında.
Zehir hattının ilk geçiş noktası olan Van bölgesinde son dönemlerde uyuşturucu kullanımı da artmış. Emniyet birimlerinin tespitine göre şu anda Van merkezde 300ün üzerinde uyuşturucu bağımlısı bulunuyor. Bunların yaş ortalaması ise batıdakilere göre daha yüksek: 25-40 yaş arası... Emniyet mensupları Vanda uyuşturucu kulanım yaşının yüksek olmasını sevindirici bir haber olarak değerlendirirken, bu zehrin gençlere ve okullara ulaşmaması için büyük çaba gösteriyor. Van Emniyeti sadece şehirdeki uyuşturucu kullanımını takip etmiyor elbette. Kaçakçılık Şube Müdürlüğünün başarılı operasyonları uyuşturucu tacirlerine büyük darbeler vurmaya devam ediyor. 2006 yılında 2 ton 565 kilo uyuşturucu maddesi ele geçiren Emniyet, 2007de bu miktarı 4 ton 121 kiloya çıkararak büyük başarı yakaladı. 2008in ilk altı ayı dolmadan geçen yılın miktarının yarısına ulaşılmış durumda. Uyuşturucu geçişi en çok kasım ve aralık aylarında gerçekleşiyor. Bu durum yılbaşı ve öncesinde tüketimin daha çok olmasına bağlanıyor. Diğer bir etken ise çetin kış şartlarının kaçakçıların işini kolaylaştırması. Bölgede süren askerî operasyonların ise uyuşturucu ticaretini azaltmadığı, aksine artırdığı aktarılıyor.
HEM ARAÇLA HEM SIRTLA TAŞINIYOR
Uyuşturucu tacirlerinin kullandıkları yöntemler oldukça ilkel. İran sınırından kaçak yoldan sırt yöntemi olarak tabir edilen yollarla Türkiyeye sokulduktan sonra çeşitli köylerden geçilecek şekilde bir güzergâh belirleniyor. Bu yöntemde sırtta taşınan uyuşturucu yollardaki ilk arama noktasından sonra araca yükleniyor. Araç bir sonraki arama noktasına varmadan önce en yakın köye gidip burada yükünü taşıyıcılara devrediyor ve dağ yolu ile yaya olarak kilometrelerce yol alınıyor. Ardından anayolda bekletilen yeni bir araca mallar yükleniyor. Bu şekilde Van merkeze ulaştırılan uyuşturucu, buradan da çeşitli araçların zulalarına yüklenerek batıya gönderiliyor. Bu işlemde asıl patronlar hiçbir zaman bilinmiyor ve bunlarla bağlantıya geçilmiyor. İrandaki Vandakine, o da İstanbuldakine telefonla durumu bildiriyor ve pazarlıklar yine telefonla yapılıyor. Taşıyıcılar yakalansa bile hiçbir zaman asıl patronun kim olduğunu bilmiyor. Zaten sistem aile içinde işlediği için taşıyıcılar daha çok aile dışından seçiliyor. Ve aile fertlerinin de birbirini deşifre etmesi pek mümkün olmuyor. Uyuşturucu tacirlerinin yıllardır kullandıkları merkezler istihbarat birimleri tarafından biliniyor aslında. İranda uyuşturucu trafiğinin başladığı merkezlerin başında Urmiye ve civarındaki yerleşim yerleri geliyor. Buralarda hem üretim tesisleri hem de önemli bir uyuşturucu ticareti hâkim. Salmas, Khoy, Seyah Cheshmah, İshgeh Sü gibi merkezler üzerinden de Türkiyeye geçişler yapılıyor. Türkiyede de daha çok dağlık alanda kalan köyler tercih ediliyor. Vanda istihbarat kaynaklarına göre sınırda bulunan 23 köyün üzerinden uyuşturucu geçişi yapılıyor. Köylerin ardından uyuşturucu önce Başkale ilçesinden geçiyor. Burası uyuşturucunun Türkiyeye ilk giriş merkezi konumunda. Ancak Saray, Özalp, Çaldıran ve Muradiye gibi sınıra yakın ilçelerden de geçişler yapılıyor. Zehir tacirleri, bu geçişler için arazide kaçak yollar da yaparak köyler arasında geçiş sağlayabiliyor.
Sınırdan geçen uyuşturucunun kilo fiyatı birden 500 YTLden 1000 YTLye katlanıyor. Batıya yaklaştıkça bu katlanma devam ediyor. Uzmanlara göre Vandan giren uyuşturucu Türkiye içinde dağılmadan İstanbula kadar ulaşıyor. Burada bir kısmı Türkiyeye geri kalan asıl yekûn ise Avrupa ülkelerine taşınıyor.
EKSTASY KATLANIYOR, KENEVİR AZALIYOR
İran üzerinden Vana uyuşturucu girişi 7 kalem üzerinden yapılıyor. Esrar, eroin, afyon sakızı, uyuşturucu hap, asetik anhidrit, Hint keneviri ve bazmorfin. Van Kaçakçılık Şube Müdürlüğünün yaptığı operasyonlarda uyuşturucu hap olarak tanımlanan ekstasynin girişinde ciddi bir artış söz konusu. 2006 yılında 33 adet hap ele geçirilirken 2007de 2 bin 250, 2008in ilk altı ayında ise 194 bin 944 hap ele geçirildi. Bu durum İranda hap üretiminin yoğunlaşması ve hazır hap taşımanın daha kolay olmasından kaynaklanıyor. Esrar ve eroin girişlerinde aynı şekilde artış var. Ancak Hint kenevirinin Türkiyeye girişinde azalma görülüyor. 2006da 9 milyona yakın kök Hint keneviri yakalanırken 2007de bu rakam 5 bin 560 köke kadar düşmüş.
Polisin son iki buçuk yılda yaptığı 211 operasyonda uyuşturucu kaçakçılığından toplam 318 kişi yakalandı. Ancak yakalananlar asıl tacirler olmadığından sistem aynı şekilde devam ediyor. Yakalananların yerine yeni taşıyıcılar monte edilerek yola devam ediliyor.
Uyuşturucu ticareti kolay yoldan para kazandırdığı için bazen bu çarkın içine resmî görevliler de dâhil olabiliyor. Son iki yıl içinde 30un üzerindeki güvenlik görevlisi hakkında uyuşturucu ticaretinden dolayı işlem yapıldı ve çok sayıda tutuklanma gerçekleşti.
Emniyet birimlerinin başarılı operasyonları, uyuşturucu güzergâhının da kısmen değiştirilmesine yol açmış. İran-Kuzey Irak-Suriye-Avrupa hattı pek tercih edilmiyor; ancak Rusya güzergâhının giderek büyük ağırlık kazanmaya başladığı belirtiliyor. Afganistan ya da Ermenistan üzerinden Rusyaya giden uyuşturucu buradan Avrupa ülkelerine dağıtılıyor. Rusyanın yeni yol olması Türkiyeye geçişleri biraz azaltmış durumda; buna rağmen uyuşturucu ticaretinden önemli artış yaşanıyor. Emniyet birimleri bu durumu yoğun talebe bağlarken bir yandan da palazlanmaya başlayan yeni uyuşturucu baronlarının etkisi üzerinde duruyor. Uyuşturucuyla uğraşan aile sayısının arttığı belirtilirken, bazı uyuşturucu patronlarının İrandan Türkiyeye geçişte PKKyı kullandığı aktarılıyor. Terör örgütü bu kirli ticaretten yüzde 10 pay alıyor.
----------------------------------------------------------------------------------
UYUŞTURUCU BARONU CUMHUR YAKUT İRAN'DA MI?
ABD'nin uyuşturucu kaçakçısı listesindeki 4 kilit isimden biri olan Cumhur Yakut'un yaklaşık 2 yıldır İran'da yaşadığı ileri sürülüyor.
ABDnin kilit uyuşturucu kaçakçıları listesine aldığı dört kişiden biri olan 56 yaşındaki Cumhur Yakut, 2000 yılından bu yana aranıyor. Eski Van milletvekili Mustafa Bayramın damadı olan Cumhur Yakut hakkında Van, Diyarbakır ve İstanbuldaki mahkemelerden 4 ayrı tutuklama kararı çıktı. Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Dairesinin 1996 yılında başlattığı Asena Programı çerçevesinde Yakut ailesi, Türkiye ve yurtdışında uyuşturucu ticareti yaptığı için mercek altına alınan ailelerin başında geliyor. Aile daha çok Cumhur Yakutun şahsında biliniyor.
Bir türlü yakalanmayan uyuşturucu taciri Cumhur Yakut, şu anda uyuşturucu transferinin yurtdışı ayağını yönetiyor. Yakut sadece Avrupaya değil bazı Arap ülkelerine de uyuşturucu satıyor. Arandığı için uzun yıllar Dubaide kalan Yakut, son istihbarat bilgilerine göre yaklaşık iki yıldan beri İranda yaşıyor. Cumhur Yakutun İranda Urmiye ve Mahabat bölgesinde sürekli yer değiştirdiği iddia ediliyor. Kırmızı bültenle aranmasına rağmen Yakutun İran polisiyle bir sorunu bulunmuyor, bölgede kendi aşireti tarafından saklanıyor.
Cumhur Yakut, kökleri İranda bulunan ve Başkaleye kadar uzanan coğrafyaya dağılan Botan aşireti mensubu. Yakut ailesi Başkaleliler olarak da biliniyor. Hemen herkesin tanıdığı Yakutlar özellikle Cumhur Yakuttan ötürü bölgede saygı gören bir aile. Aile, uyuşturucu ticaretini aşiret bağına dayanarak yürütüyor. Hem İran hem de Türkiyedeki aşiret mensupları arasındaki akrabalık bağı hâlen sıcak bir şekilde devam ediyor. Bu durum her türlü faaliyette ailenin işini kolaylaştırıyor.
1979 yılında uyuşturucu işine başlayan Yakut ailesi kısa sürede işi büyüttü. Vanda uyuşturucu kaçakçısı diğer ailelerle işbirliği yapan Yakutlar daha sonra bu alanda büyüdü ve neredeyse sınırdan geçen bir gram uyuşturucu bile bunların kontrolünde. Özellikle 90ların başında güç kazanmaya başlayan Yakut ailesi kısa sürede dünyada uyuşturucu ticareti yapan önemli aileler arasına girdi. Hatta birçok uyuşturucu taciri, yurtdışına uyuşturucu transferini Cumhur Yakuta devretti. Yakut hem kaçakçılıktan hem de aracılık yapmaktan büyük paralar elde ediyor. Uyuşturucu üretim merkezi konumundaki Afganistanda bu işle uğraşan ailelerle de sıkı ilişkisi bulunuyor.
Cumhur Yakut elektrik kaçakçılığı dâhil toplam 7 suçtan kırmızı bültenle aranıyor. İstanbul Narkotik Polisinin yaptığı birçok uyuşturucu operasyonunda da ön plana çıkan Yakutun izine bir türlü rastlanılmadı.
(Aksiyon)