106 yıl geçti ama hala unutulmadı

Sultan 2. Abdülhamid, Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinde tahta çıkmasına rağmen devletin en güçlü yöneticilerinden biri oldu. Sultan Abdülhamid Han, 106 yıl önce bugün ebediyete irtihal etmişti.

GİRİŞ 10.02.2024 15:16 GÜNCELLEME 11.02.2024 10:36
Bu Habere 35 Yorum Yapılmış

Osmanlı İmparatorluğu'nun zor dönemlerinde 33 yıl tahtta kalan Sultan 2. Abdülhamid, vefatının 106. yılında yad ediliyor.

AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, babası Sultan Abdülmecid, annesi ise Tirimüjgan Kadınefendi olan Abdülhamid, 21 Eylül 1842'de İstanbul'da doğdu.

Henüz 10 yaşındayken annesini veremden kaybeden Abdülhamid'in babası Sultan Abdülmecid ise 1861'de 38 yaşında vefat etti.

2. Abdülhamid, meşruti bir yönetim kurmak isteyen devlet adamı ve idarecilerin Sultan Abdülaziz ile 5. Murad'ı tahttan indirmelerinden sonra 31 Ağustos 1876'da 34. Osmanlı Padişahı olarak tahta çıktı.

Göreve geldikten kısa bir süre sonra 23 Aralık 1876'da Osmanlı Devleti'nin ilk anayasası olan "Kanun-i Esasi" ilan edildi.

Sultan 2. Abdülhamid, tahta çıktığında içeride ve dışarıda birçok sorunla karşı karşıya kaldı.

31 Mart 1877'de Rusların tekliflerini kapsayan Londra Protokolü, Sultan 2. Abdülhamid'in isteğiyle mecliste görüşülüp reddedilince Rusya, 24 Nisan 1877'de (93 Harbi) Osmanlı Devleti'ne savaş ilan etti.

Gazi Osman Paşa'nın Plevne'deki, Gazi Ahmed Muhtar Paşa'nın da doğudaki başarıları savaşın genel gidişatını durduramadı ve Türk orduları cephelerden çekilmeye başladı. Onların ardından on binlerce Müslüman-Türk muhacir de İstanbul ve Anadolu'ya göç etmek zorunda kaldı.

GÜÇLÜ BİR HAFİYE TEŞKİLATI KURDU

Meclisle anlaşmazlığa düşen Sultan 2. Abdülhamid, anayasanın kendisine tanıdığı yetkiyi kullanarak, 13 Şubat 1878'de Meclis-i Mebusan'ı süresiz olarak tatil etti fakat meşrutiyet ve anayasadan vazgeçtiğine dair herhangi bir beyanda bulunmadı.

Savaşın sonunda Rusya ile 3 Mart 1878'de ağır koşullar içeren Ayastefanos Antlaşması imzalandı. Ardından 13 Temmuz 1878'de imzalanan Berlin Antlaşması ile bazı topraklar kaybedildiği gibi Rusya'ya karşı da harp tazminatı ödenmesi kabul edildi.

Sultan Abdülhamid, devletin içerisinde bulunduğu durum ile Çırağan Vakası sonrası güçlü bir hafiye teşkilatı kurdu.

Dış politikada karşılaştığı güçlükler ve özellikle yabancı devletlerin içeride bir takım olaylar çıkarmaları, Padişahı sıkı bir rejim uygulamaya sevk etti.

Devletin toparlanabilmesi için zamana ihtiyaç olduğuna inanan 2. Abdülhamid, ağır yük oluşturan savaşlardan kaçınma yoluna gitti. Ekonomik alanda kendisinden önceki padişahlardan devraldığı dış borçları temizlemeye öncelik veren Sultan 2. Abdülhamid, Avrupalı alacaklıların temsilcileriyle 20 Aralık 1881'de bir anlaşma imzaladı. "Muharrem Kararnamesi" adı verilen bu anlaşmayla alacaklı ülkelere belli devlet gelirlerini toplamak üzere Düyun-u Umumiye'yi kurma imtiyazı tanındı.

BAĞDAT VE HİCAZ DEMİRYOLLARI İNŞA EDİLDİ

İslam dünyası ile bağlarını güçlendirmeye çalışarak bunu temel bir siyaset haline getiren 2. Abdülhamid, Almanya'dan aldığı destekle 1888'de Haydarpaşa-İzmit Demir Yolu Hattı'nı Ankara'ya kadar uzattı. Abdülhamid, 1902'de Ankara'yı Bağdat'a bağlayacak hattın yapımı için de Almanlarla anlaştı, Şam'dan Mekke'ye uzanan Hicaz Demir Yolu'nu inşa ettirdi.

2. Abdülhamid'in en başarılı yönü dış politikaydı. Dış politikada temel amaç, imparatorluğun barış içinde yaşamasını sağlamaktı. Avrupa devletlerinin Türkiye üzerinde birbiriyle çatışan çıkar ve ihtiraslarından faydalanan 2. Abdülhamid'in dış politikası, bu sebeple devletler arası ilişkilerde yeni şartlar oluştukça değişti.

2. Abdülhamid hiçbir devletle devamlı olabilecek anlaşmaya girmedi, büyük devletleri mümkün olduğu kadar birbirlerinden ayırabilmek için çeşitli diplomatik faaliyetlere girişti.

"HALİFELİK" SIFATINI EN ÇOK KULLANAN PADİŞAH OLDU

Halifelik sıfatını Osmanlı padişahları arasında en çok kullanan 2. Abdülhamid oldu. Güney Afrika ve Japonya gibi uzak ülkelere din alimleri göndererek İslamiyet'in oralarda da yayılması için çalıştı ve sömürgeci devletlere karşı mücadele etti.

Sultan 2. Abdülhamid'in direttiği ve kısmen başarıya ulaştığı önemli konulardan biri de Filistin meselesi idi. Filistin'de bir Yahudi devleti kurmak isteyen Siyonistler, 2. Abdülhamid'e başvurarak, devletin dış borçlarını temizleyeceklerini bildirdi. Sultan, tekliflerini kabul etmediği gibi Yahudilerin çeşitli yollarla Filistin'e gelip yerleşmelerine engel olacak bazı önlemler de aldı.

Balkanlar'da yaşanan olaylar sonrası Türk subayları, Padişahı Kanun-i Esasi'yi ilan etmeye zorladı. 2. Abdülhamid, 23 Temmuz 1908'de anayasayı tekrar yürürlüğe koyduğunu ilan etti. Ardından çok hızlı bir çözülme süreci başladı.

Avusturya-Macaristan İmparatorluğu, Osmanlı Meclisi'ne üye gönderilmesine engel olmak için 5 Ekim 1908'de Bosna-Hersek'i işgal etti. Aynı gün Bulgaristan bağımsızlığını ilan etti. Bir gün sonra da Girit, Yunanistan ile birleştiğini açıkladı.

Rumi takvime göre 31 Mart'ta (13 Nisan 1909) İstanbul'da ayaklanma patlak verdi. İstanbul'daki olaylar 11 gün kanlı bir şekilde devam etti. Selanik'ten gelen Hareket Ordusu'nun 23-24 Nisan 1909 gecesi İstanbul'a girmesinden sonra ayaklanma bastırıldı.

2. Abdülhamid, kendisine sadık olan Birinci Ordu ile Hareket Ordusu'na karşı konulması için yapılan teklifleri kabul etmedi ve Müslümanların halifesi olarak Müslüman'ı Müslüman'a kırdıramayacağını söyledi.

27 Nisan 1909'da Said Paşa'nın başkanlığındaki Meclis-i Umumi, 2. Abdülhamid'in hilafet ve saltanatının sona erdirilmesine karar verdi. Türk, Ermeni, Yahudi ve Arnavut'tan oluşan parlamento heyeti Yıldız Sarayı'na giderek Sultan Abdülhamid'e tahttan indirildiğini tebliğ etti.

Sultan 2. Abdülhamid, tahttan indirildiği gece aile ve görevlilerden oluşan 38 kişi ile Sirkeci'den trenle Selanik'e götürüldü.

Selanik'te Alatini Köşkü'ne yerleştirilen 2. Abdülhamid, düşman kuvvetlerin Selanik'e yaklaşması üzerine İstanbul'a getirilerek Beylerbeyi Sarayı'na yerleştirildi ve hayatının son yıllarını burada geçirdi.

10 Şubat 1918 Pazar günü vefat eden 2. Abdülhamid'in cenazesi özel törenle Divanyolu'nda bulunan II. Mahmud Türbesi'ne defnedildi.

SULTAN ABDÜLHAMİD DÖNEMİNDE ATILAN MODERNLEŞME ADIMLARI

Sultan 2. Abdülhamid döneminde eğitim, bayındırlık ve tarım alanında önemli adımlar atıldı. 1876-1908'de iptidailer 200'den 4-5 bine, sübyan mektepleri 10 bine, rüştiyeler 250'den 600'e, idadiler 5'ten 104'e ve bugünkü öğretmen yetiştiren yüksekokul olan Darülmuallimin sayısı ise 32'ye yükseltildi. Ayrıca tarım, maliye, hukuk, baytar, ticaret, ziraat ve daha birçok alanda çok sayıda meslek yüksekokulları açtı.

Spor dallarının gerçek anlamda çeşitlenmesi, toplumsal bir eğlence kültürü halini alması ve bunların bilimsel anlamda öğrenilmesine yönelik çalışmalar da Sultan 2. Abdülhamid döneminde gerçekleşti. Bugün Türk futbolunun üç büyük kulübü Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş, Sultan Abdülhamid'in saltanat yıllarında kuruldu.

2. Abdülhamid, başta İstanbul olmak üzere imparatorluğun çeşitli şehirlerinin önemli fotoğraflarını içeren çok değerli albümler koleksiyonu hazırlattı.

Haydarpaşa Tıbbiyesi ve kendi parasıyla yaptırdığı Şişli Etfal Hastanesi ile bir kısım masraflarını şahsi kesesinden karşıladığı Darülaceze, onun sağlık ve sosyal yardım alanlarında attığı önemli adımlardan oldu.

Ticaret, ziraat ve sanayi odaları da yine Sultan 2. Abdülhamid zamanında açıldı. Çeşitli şehirlerde atlı ve elektrikli tramvaylar, düzenli rıhtımlar yapıldı. Hicaz ve Basra'ya kadar telgraf hatları çekildi. Tahta çıkışının 25. yıl dönümü anısına Osmanlı'nın birçok şehrinde saat kuleleri yapıldı.

Sultan 2. Abdülhamid döneminde askeri rüştiyeler ve idadilerin sayısı artırıldı. Ordu yeni silahlarla donatıldı. Hukuk alanında da önemli adımlar atıldı. Ceza usulü ve ticaret usulü kanunları çıkarıldı. Batı örneklerine göre polis teşkilatı yeniden düzenlendi.

Batı müziğine, opera ve tiyatroya da ilgi duyan 2. Abdülhamid, saraydaki harcamalar konusunda ise titiz davrandı. Masrafları kısan Sultan Abdülhamid, sade bir hayat yaşadı.

KAYNAK: AA
Nurullah Alpay Haber7.com - Özel Haber Editörü
Haber 7 - Nurullah Alpay

Editör Hakkında

2014 yılında Yeniakit.com.tr'de basın hayatına başladı. Çeşitli basın kuruluşlarında görev aldı. Son olarak Haber7 Özel Haber Biriminde editör olarak çalışmaktadır.
YORUMLAR 35
  • Misafir 2 ay önce Şikayet Et
    Allah mekanını cennet etsin inşallah nedense Biz iyilerin kıymetini ölünce anlıyoruz ülkenin dış borçları çok var olduğu zaman bile Yahudilere boyun eğmemiş siyonistleri reddetmiştir geleceği gören dış siyaseti en iyi bilen en iyi yöneten bir liderdi maalesef içerideki hainler ülkeyi İmparatorluğu birkaç sene içinde Yok olmasına sebep olurlar Hainler için yaşasın cehennem
    Cevapla
  • Misafir 2 ay önce Şikayet Et
    Sen rahat uyu bu topraklar bu güzel yurdun insanları seni her zaman yaşatacak
    Cevapla
  • Misafir 2 ay önce Şikayet Et
    Allah rahmet eylesin mekanı cenneti âlâ olsun
    Cevapla
  • Misafir 2 ay önce Şikayet Et
    Allah gani gani rahmet eylesin ey koca sultan
    Cevapla
  • Abdullah Ademoğlu 2 ay önce Şikayet Et
    Rabbim gani gani rahmet eylesin, işte bizim atamız
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
Kuduz riskli temas sayısında korkunç rakamlar: Son 15 yılda 4 milyon kişiye yaklaştı!
Kassam’dan İsrail’e çifte darbe! ‘Ordusunu vur, kamuoyuna yön ver’