Cumhurbaşkanı Erdoğan: Diledikleri gibi cirit atanların devri bitmiştir!
Son dakika: Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Mersin İl Kongresi'nde açıklamalarda bulundu. Erdoğan açıklamasında, "Bölücü terör örgütü öyle ya da böyle bertaraf edilecek" ifadelerini kullandı.
SON DAKİKA HABERİ: Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Servet Tazegül Kapalı Spor Salonu'nda düzenlenen AK Parti Mersin 8. Olağan İl Kongresi'nde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şu şekilde;
Mersin sadece şehirlerden bir şehir değildir. Mersin bu ülkenin, bu milletin huzurunun güvencesidir. Mersin birliğimizin, dirliğimizin, birlikte yaşama kültürümüzün sembolüdür. Toroslar'da, Yörük çadırlarının üstünde tüten duman sönmedikçe devletimiz de, milletimiz de istikbale güvenle bakmaya devam edecektir.
Mersin'de diğer vilayetlerimizden gelen, kendini Mersinli kimliğiyle ifade eden, şehrine aidiyet duyan insanların sarsılmaz birlikteliği başka hiçbir kıymetle ölçülemez.
Her birinize aşkınız ve sevdanız için teşekkür ediyorum. Bu salonunun açılışını hatırlıyorsunuz dimi? AK Parti'nin eseri. Biz laf değil eser üretiriz. Bu salonu da aynı şekilde bizler ürettik.
Mersin, Doğu Akdeniz'in en stratejik liman kenti olarak ekonomimize can katmaya devam edecek.
"AK PARTİ ADETA BİR ANADOLU İHTİLALİ İLE İKTİDARA GELDİ"
AK Parti'nin 22 yılı geride bırakan iktidarları döneminde Mersin'in nereden dereye geldiğini vicdan sahibi herkes kabul edecektir. Daha çok çalışmamız, emek vermemiz, ter dökmemiz gerekiyor.
Eski Türkiye artık bitti. 80 yıllık sancılı bir dönemin ardından AK Parti adeta bir 'Anadolu İhtilali' ile göreve geldi.
Bugüne kadarki seçim sonuçlarının sebeplerini Mersinli'de değil, kendimizde arıyoruz. Suç varsa bizim, yanlış varsa bizim. Ama bunu hep beraber telafi edeceğiz. Demek ki daha çok çalışmamız, daha çok gönüle girmemiz, daha çok emek vermemiz, ter dökmemiz gerekiyor. İnşallah kongremiz böyle bir dönemin, yeni bir heyecanın, yeni bir atılımın miladı olacaktır.
Ülkemizin ilk 80 yılına asırların yorgunluğuyla, Birinci Dünya Savaşı'nın yükü altında kalan Osmanlı'dan Cumhuriyete geçişin sancıları damga vurmuştur. Tek parti faşizminin milletimizin inancına, tarihine, kültürüne yönelik tahrip edici baskıcı politikalarının ağır bedellerini ödedik. Bu tahribatın önü rahmetli Menderes'le birlikte başlayan bir demokrasi ve kalkınma hamlesiyle kesilmeye çalışıldı.
Ama Türkiye'nin büyümesini güçlenmesini kendi ayakları üzerine dikilmesini istemeyen emperyalistlerde boş durmadı. Ülkemizi darbeler, cuntalar, ideolojik kavgalar, ekonomik çöküşler, sosyal çalkantılarla dolu bir döneme soktular. Bu sancılı yıllar darbelerin ardından bizim çocuklar başardı mesajını kulaktan kulağa fısıldayanların eseridir.
"ALÇAK HESAPLARI BOŞA ÇIKARDIK"
Alçal hesapları boşa çıkardık. İstiklal ve istikbalimize yönelen saldırılar rengarenkti, sadece sinci niyetleri ortaktı. Milletimizle bu alçak hesapları hep birlikte boşa çıkardık.
"YAKINDA YPG TERÖR ÖRGÜTÜ KONUSUNU KÖKTEN ÇÖZECEĞİZ"
Biz zalimler gibi kimseyi zorla yerinden etmeyiz. Kimsenin hayatını zindana çevirmeyiz. 3-5 fanatiğin Türkiye-Suriye kardeşliğini bozmasına izin vermeyiz. Teröre en küçük müsamahamız yok. Ülkenin 3'te 1'ini işgal altında tutan YPG terör örgütüne karşı en küçük müsamahamız yoktur. Yakında bu meseleyi kökten çözecek adımları atacağız.
Nihai aşamaya yaklaştık. Terör örgütü, elebaşının çağrısını dinler, siyasi uzantısı da üzerine düşenleri yaparsa kazanan herkes olur. Aksi takdirde meseleyi operasyonlarla çözmeyi biliriz. Biz meseleyi kendi mecrasında çözeriz. Tercihimiz bu meselenin kalıcı şekilde tarihe karışmasından yanadır. Bölücü terör belası bertaraf edilecektir.
"DEVİR ARTIK BİTTİ"
Avrupa'dan yükselen çatlak seslere ise aldırış etmiyoruz. Avrupalılar önce kendi meselelerini çözsünler. Ondan sonra gelip bölgemize nizam vermeye kalksınlar. Böl-parçala-yönet politikasıyla son bir asırdır bu bölgede diledikleri gibi cirit atanların devri bitmiştir.
Coğrafyamızda kardeşliğin, barışın ve istikrarın rüzgarı esiyor. Kalkınma ve refahın egemen olacağı yeni bir dönemin kapıları aralanıyor. Artık bölgenin geleceğini bu toprakların kadim halkları belirleyecektir. Doğal kaynaklar üzerindeki her türlü tasarrufta bölgenin asıl sahiplerinin uhdesinde olacak. Allah'ın izniyle kimse bunun önüne geçemeyecek.
Siyonistlerin en çok hedef aldıkları ülkenin Türkiye olması, Bizim Gazze'deki zulme sesini en çok çıkaran ülke olmamızdan kaynaklanıyor.
Cumhur İttifakı ortağımız Sayın Bahçeli'nin gündeme getirmesiyle başlayan gelişmeler nihai aşamasına yaklaşmaktadır.
İsrail'in özellikle de Netanyahu'nun ateşkes ihlallerinde sicilinin epey kabarık olduğunu çok iyi biliyoruz. Bu sefer buna izin verilmemelidir.
Gazze'de tekrar eskiye dönülmemesi için herkes üzerine düşeni yapmalı, İsrail üzerinde sürekli baskı kurulmalıdır. Türkiye olarak nasıl 467 gün boyunca Gazzeli kardeşlerimizi bir an olsun yalnız ve sahipsiz bırakmadıysak, inşallah ateşkes döneminde de Gazze'nin kanayan yaralarını sarmak için tüm imkanlarımızı harekete geçireceğiz.
Savaş ve insanlık suçu işleyenlerden tek tek hesap sorulması amacıyla verdiğimiz mücadelede de artarak devam edeceğiz. Buradan Gazzeli kardeşlerimizi, ülkem, milletim ve teşkilatım adına bir kez daha muhabbetle selamlıyorum. İsrail bir işgal gücü olarak bütün bu işgal güçleri karşısında topraklarını ve şereflerini kahramanca savunan Gazze'nin yiğit evlatlarından şehit olanlara Allah'tan rahmet diliyorum. Desteğimiz ve duamız Filistinli kardeşlerimizle olacaktır.
"BİZİM YERİMİZ MAZLUMUN YANIDIR"
Hem Suriye ihtilafında hem Gazze krizinde, biz mazlumdan, mağdurdan, adaletten yana tavır aldık. Batının veya emperyalist güçlerin ne dediğini değil, kendi inanç, kültür ve medeniyet kodlarımızı referans aldık. Avrupa bize ne der? Amerika bize ne der? Siyonist lobi bize ne der? Bunların hiçbirini aldırmadık, hiçbirine kulak asmadık. Bizim yerimiz mazlumun yanıdır dedik.
Bütün dünya sağır ve dilsiz kesilmişken, bu kardeşiniz hakkı söyledi, hiç kimseden çekinmeden hakkının yanında yer aldı. Elbette bu uğurda ciddi bedel ödedik. Haksız eleştirilere muhatap olduk. Ahlaksız ve alçakça iftiralara maruz bırakıldık. Aslını çok iyi bildikleri halde ticaret konusunda silah ve yakıt meselesine kadar ellerine ne geçerse hoyratça üzerimize fırlattılar. Sadece şahsımıza, hükümetimize değil, doğrudan Türkiye Cumhuriyeti devletine mühtan edecek kadar hırslarının esiri oldular. Bunların hiçbirini unutmadık ve unutmayacağız.
"Bunları yapanların derdi hiçbir zaman Filistin olmadı"
Filistinli ve Suriyeli kardeşlerimizin Türkiye için dua ettiği bir dönemde üç beş oy uğruna yalan söyleyen müfterileri unutmadık ve unutmayacağız. Filistin davası gibi milli bir meselede Türkiye düşmanlarının kuklası haline gelenleri unutmadık ve unutmayacağız. Bakın açık ve net söylüyorum. Bunları yapanların derdi hiçbir zaman Filistin olmadı. Bunların derdi hiçbir zaman Gazzeli masumlar, mazlumlar olmadı. Bunların derdi hiçbir zaman Suriyeli muhacirler olmadı. Sadece siyaset yaptılar, sadece mazlumları istismar ettiler. Bu insani trajedileri oy devşirmek için pervasızca kullandılar.
Şüphesiz tarih en büyük hakemdir. Zaman kimin haklı, kimin haksız olduğunu ortaya çıkarmaktadır. Gelecekte her iki meselede de Türkiye'nin nasıl izzetli, vicdanlı, yürekli bir duruş sergilediği, Allah'ın izniyle daha iyi anlaşılacaktır.
"GENÇLERİN, ADETA EĞLENCESİ HALİNE GELDİLER"
Biz gerek içeride gerek dışarıda çok boyutlu, çok kapsamlı her aşaması hesaplanmış bir strateji yürütürken, ana muhalefetin durumunu siz de görüyorsunuz. Vizyon, proje, eser, ülkeye ve millete hizmet etmek gibi bir dertleri yok. Haydi bunları bir tarafa bıraktık. Biraz ciddiyet ve ağırbaşlılık arıyoruz, onu dahi bulamıyoruz. Siyaset mi yapıyorlar, lunaparkta oyun mu oynuyorlar anlayabilene aşk olsun. Gençlerin, çocukların adeta eğlencesi haline geldiler. Tabii bir de kendi içlerinde hiç eksik olmayan kavgaları var. Kim kimi hançerliyor, kim kimin kuyusunu kazıyor belli değil.
"Neyi takip ediyorsun da bunları takip edeceksin?"
İş yapmak, hizmet üretmek yerine sürekli birbirlerine çelme takma peşindeler. Artık ayyuka çıkan yolsuzluk, hırsızlık, usulsüzlük vakalarını burada saymıyorum bile. Çünkü orası tam anlamıyla bir gayya kuyusu. Deşildikçe, üzerine gidildikçe, kabuğu kazındıkça altından daha beter, daha utanç verici skandallar patlak veriyor. Adli ve emniyet birimlerimiz bunları tespit ediyor, yakalıyor. Beytülmale uzanan kirli ellerin hesabını hukuk önünde kararlılıkla soruyor.
Para kuleleri, şişirilmiş konser faturaları ve ihale yolsuzlukları dışında işte bizim eserimiz diye gösterebilecekleri hiçbir icraatları yok. Şimdi de çıkmışlar savaş ilanından söz ediyorlar. Bir de biz biliyoruz. Sen nasıl biliyorsun? diyorlar. Sayın Özel'e buradan soruyorum. Ya Allah aşkına sen neyi biliyorsun da bunları bileceksin? Neyi takip ediyorsun da bunları takip edeceksin? Esenyurt'u mu takip ediyorsun? Beşiktaş Belediyesi'ni mi takip ediyorsun? Oralarda olan şu son gelişmelerden hala haberin yoksa sen artık bu görevi bırak. Herhalde birileri de gelip zaten elinden bu görevi alacaklar.
Esed uçakla kaçarken bir an önce Esed'le görüşülmeli diyecek kadar hadiselere bigane olan sen değil misin? Milletin bildiğini sen bilmiyorsan bu kimin suçu? 85 milyonun takip ettiğini sen takip etmiyorsan bu kabahat kimin?
"SİZ GİDİN KART OYUNU OYNAYIN"
Yargıyı, bizi, mahkemeleri suçlayacağına CHP'yi zehirli bir sarmaşık gibi saran bu soygun düzeniyle git mücadele etsene.
Şayet harami arıyorsan etrafını çevreleyen haramilere baksana. Hani o meşhur şiirde Ülkü Tamer ne diyor? "Hem dersini bilmiyor hem de şişman herkesten" diyor ya. Sayın Özel'in yargıya aykırı yolsuzluk davaları üzerinden savurduğu tehditler de tam olarak böyle. Hem dersini bilmiyor hem de cehaletini bağırarak, çağırarak, Türk siyasetine hiç yakışmayan ifadeler kullanarak kapatmaya çalışıyor.
Atalarımız 'Büyük lokmayı, büyük laf etme' demişler. Bunlar da her açığa düştüklerinde büyük büyük laflar ediyorlar. Ama sonra kuzu kuzu hizaya geliyorlar. Her suç üstü yakalandıklarında üç-beş gün aslan kesiliyorlar. Fakat daha sonra süt dökmüş kediye dönüyorlar. CHP lideri Sayın Özel'e samimi tavsiyem şudur: Siz bu işleri bırakın. Siz gidin kart oyunu oynayın. Siz gidin poker masalarında kart dağıtın. Siz gidin kırmızı kartlardan puzzle yapın. Onlarla oynayın, onlarla oyalanın.
-
Abdülbaki yesil 3 hafta önce Şikayet EtReis bu millete acilen tarih bilgisi ve şuuru lazım tarihçiler boş geziyor. Cumhur gençlik merkezleri Ak gençlik Ülkü ocakları sivil okul muhabbet yerleri olarak gençleri kaynaştırma, kültür faaliyetleri yoğunluğu ile zıpkın gibi gençler yetiştirilmesi lazım. Gençlik gençlik gençlik.Beğen
-
Aynen 3 hafta önce Şikayet EtMuhalefet de destek deyil herzaman köstek oluyor böyle malefetmi olur sanki bu ülkenin düşmanları gibiler birsi ülkeye faydalı iş yapıyorsa ona yardım etmeli destek olmalı muhalefet tam tersi herşeyi bozmaya çalışıyorlar yapanlarda engel çıkarıp duruyorlar bunların yüzünden kalkınmamız zayıflıyorBeğen
-
Drachen 1 3 hafta önce Şikayet EtTürkiye bu lanet Terör belası yüzünden senede 10-15 Milyar Dolarlık silah ithalatı yapıyor toplam Savunma bütçesi 35- 40 Milyar Dolar ama Terör yine bitmiyor . Avrupalılar terör yüzünden silaha para yatırmadıkları için refah içinde yaşarken biz ekmek kavgası peşindeyiz . Girin artık şu Suriye'ye Terör illetinden bizi kurtarın bizde İnsanca yaşayalım .Beğen
-
New lousanne 3 hafta önce Şikayet EtLozan'a noldu? Yeni şartlarla yeni bir anlaşma yapalım. İngiltere toprağı sayılmaktan kurtulalım.Beğen
-
Misafir 3 hafta önce Şikayet EtOrta Asya cıhatçıları işidoso ve destekçileri ile masum Rojava Kürdistan halkını yok etmeye çalışıyorlar, bunlar hepsi türküyedeki Kürtlerin akrabalarıBeğen