100 binde bir görülüyor: Doğuştan gelen rahatsızlığından 47 yıl sonra kurtuldu!

İstanbul'da doğuştan gelen rahatsızlığına 2006-2007 yılında ‘scimitar sendromu’ denilen kalp anomalisi teşhisi konulan kadın, 47 yılın ardından yapılan ameliyat ile sağlığına kavuştu.

GİRİŞ 06.05.2025 10:37 GÜNCELLEME 06.05.2025 10:45
Bu Habere 2 Yorum Yapılmış

Çocukluğunda sık sık akciğer enfeksiyonu geçiren ve hastaneye gittiğinde bronşit, zatürre ve verem gibi farklı farklı teşhisler alan 47 yaşındaki evli ve 1 çocuk annesi Dilek Cömert, yaşı ilerledikçe nefes darlığı yaşıyor ve rutin işlerinde çok yoruluyordu.

Hayat kalitesi düşen ve hareket halindeyken sürekli dinlenme ihtiyacı hisseden Cömert, çok sayıda hastaneye gitti. 2006-2007 yıllarında tekrar akciğer enfeksiyonu geçiren ve yapılan Emar (MR) tetkiği sonucunda scimitar sendromu denilen kalp anomalisi teşhisi alan Cömert, o yıllarda 1 yaşında çocuğu olduğu için tedaviyi erteledi.

AMELİYATI BİR TÜRLÜ YAPILAMADI

Cömert, ara ara kontrollere gitti ancak bu hastalıkla çok sık karşılaşılmadığı ve operasyonun riskli olduğu yanıtını aldı. Tekrar nefes darlığı yaşayan Cömert, hastaneye başvurdu. Burada da çeşitli nedenlerden ötürü ameliyat gerçekleştirilemedi. Cömert, bunun üzerine hastalığının tedavisi olmadığını düşündü. Her zaman gittiği kardiyoloji doktoruna başvuran Cömert’e doktoru, Medicana Ataşehir Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Bölümü’nden Prof. Dr. Mehmet Salih Bilal’i önerdi. Cömert’i muayeneye eden ve tetkiklerini inceleyen Prof. Dr. Bilal, ameliyatı yapabileceğini söyledi. O an büyük bir sevinç ve şaşkınlık yaşayan Cömert, ameliyatı kabul etti. Prof. Dr. Bilal, tarafından kalbi durdurulmadan minimal invaziv (kapalı yöntem) ile ameliyat edilen Cömert, yaklaşık 3 saatlik ameliyatın ardından yaşadığı sağlık sorunlarını geride bıraktı.

‘İKİ ADIM ATIYORUM, DURUP DİNLENMEK ZORUNDA KALIYORUM’

Bir kamu kurumunda yerel proje asistanlığı yapan Dilek Cömert (47), “Ben normalde çok hareketli bir insanım. Çocukluğumda sürekli akciğer enfeksiyonu geçiriyordum. Her gittiğimde bronşit, zatürre, verem gibi farklı farklı teşhisler alıyordum. Hamile olduğum dönemde de biraz problem yaşadım. Genelde kalple ilgili problemler hamilelikte çıkarmış. Doktorum beni uyarmıştı; ‘senin kalple ilgili bir problemin olabilir, buna baktır’ demişti. O zaman kalp rahatsızlığını kendime yakıştırmamıştım. Sonra oğlum oldu, o dönemde ben yine akciğer enfeksiyonu geçirdim. Yine hastaneye yattım. Bu sefer devlet hastanesinde bir doktor akciğer filmime bakıp ‘senin akciğerlerinde bir problem var, kalbinin sağ tarafında büyüme var, ileri tetkikle araştır’ dedi. O dönem anjiyo oldum. Ondan sonra ara ara tetkikler yaptırıyordum, 2006-2007 yılında yapılan bir Emar (MR) tetkiği sonucunda bu hastalığımı öğrendim. Bana scimitar sendromu teşhisi koydular. Bunun bir anomali, çocukluktan gelen bir şey olduğunu anladık. Anomaliyi görünce çok bir şey yapamadım, o dönem çocuğumda küçüktü. Ara vererek devam ettik. Belirli bir ara geçtikten sonra nefes alamamaya başladım, bir tuhaflık olduğunu anladım. İki adım atıyorum, durup dinlenmek zorunda kalıyordum” dedi.

‘BANA ‘BİZ SENİ AMELİYAT YAPMAYACAĞIZ’ DEDİLER’

Çok çabuk yorulmaya başlayınca tekrar doktora gittiğini ve 2017 yılında bir devlet hastanesinde ameliyat için doktorlarla konuştuğunu söyleyen Cömert, bu yaşta bu operasyonun riskli olabileceği yanıtını aldığını söyledi.

Geçen şubat ayında rahatsızlığının arttığını söyleyen Cömert, şunları ekledi:

“Geçtiğimiz şubat ayında ben tekrar nefes nefese kalınca ve tekrar yorulunca ‘bir şeyler ters gidiyor’ dedim. Sonra beni sürekli takip eden bir kardiyoloğum beni Prof. Dr. Mehmet Salih Bilal Bey’e yönlendirdi. Kendisi bütün tetkiklerime bakıp ‘ben bu ameliyatı yaparım’ dedi. O an eşimle göz göze geldik, o an çok duygulandım. Gerçekten birisinin ‘ben bunu yaparım’ demesi çok güzeldi. ‘Hocam ciddi misiniz?’ dedim. Çok sakin bir şekilde ‘Evet’ dedi, ruhuma dokundu. Daha önce bu ameliyattan yaptığını söyledi. Bundan sonra benim için süreç çok hızlı ilerledi. 21 Nisan’da hastaneye yattım, 22 Nisan’da ameliyat oldum. Benim yaşlarımda böyle ameliyat yapılan kimse yokmuş. Onun eli benim kalbime değdi. Hayatı gerçekten yaşamak lazım, iyi ki kalbim var ve iyi ki atıyor. Ben zaten pozitif bir insandım ama daha pozitif oluyorsunuz, bundan sonra ki süreçte de böyle olmak istiyorum. İnsanlar kendi canlarıyla ilgili bir şeyin kıymetini bilmek için başlarına kötü bir şey gelmesini beklemesinler. Herkes sağlığını korusun. Şu an bir ağrım yok, çok daha rahatım. Vücudumda takılan şeyler çıkarıldıktan sonra bir ağrı veya acı hissetmedim.”

100 BİNDE 1 GÖRÜLME SIKLIĞI VAR

Medicana Ataşehir Hastanesi’nde Kalp ve Damar Cerrahisi Bölüm Direktörü Prof. Dr. Mehmet Salih Bilal ise hastalık hakkında şu bilgileri verdi:

“Dilek hanımın hastalığının adı scimitar sendromudur. Bu sendrom akciğerlerdeki temiz kanı kalbin sol kulakçığına taşıyan damarın doğuştan gelen bir anomaliyle kalbe kirli kan taşıyan damarlarla birleşmesi halidir. Bu damarın şekli radyografik görüntülerde bir Türk kılıcı dediğimiz ucu eğri bir kılıca benziyor. Çok seyrek görülen bir hastalık, 100 binde 1 görülme sıklığı var. İki ayrı formunun olduğundan bahsedebiliriz. Özellikle bebeklerde şiddetli semptomlar yaratan ve daha çok akciğer probleminin eşlik ettiği, bir formu var. Bu hastalık erken yaşta ameliyat gerektiriyor. İleri yaşlara kadar daha az şikayetle gelen hatta şikayetsiz gelen hastalar var. Belli bir yaşa geldikten sonra, bu hastalarda da özellikle nefes darlığı, sık sık akciğer enfeksiyonu tablosu ortaya çıkıyor ve ameliyat gerekli olabiliyor. Dilek hanımın nefes darlığı sıkıntısı, efor kapasitesindeki azalma hali belirgindi. En son yaptığımız tetkiklerle mutlaka ameliyat olması gerektiğini söyledik ve ameliyata aldık.”

CÖMERT’İN KALBİ DURDURULMADI

Bu ameliyatın iki farklı yöntemle yapıldığını söyleyen Prof. Dr. Bilal, "Klasik yöntem göğsü önden tam açmak, açık kalp makinesine bağlamak, kalbi durdurmak ve o şekilde anormal damarı birleştiği yerden ayırarak olması gereken yere yani kalbin sol kulakçığına birleştirmek ile yapılıyor. Yıllarca bu uygulandı. İlk olarak 2013 yılında göğsü önden açmak suretiyle değil kaburgalar arasından göğüs boşluğuna girilerek yapıldığını görüyoruz. Bu yöntemde yine açık kalp makinesine bağlanıyor ve kalp durduruluyor. Birkaç merkezden bu şekilde yayınlar yapılıyor. Bizim uyguladığımız ameliyat tekniği ise birkaç önemli kompenent içeriyor. Ameliyatı meme altında gizli kalan küçük bir insizyondan gerçekleştirdim. Göğüs boşluğuna girdikten sonra damarı ayırıp, serbestleştirip, araya suni bir damar grefti eklemek suretiyle kalbe ulaşabilecek hale getirdim. Kalbi durdurmadan özel enstrümanlar kullanarak gitmesi gerektiği yere yani kalbin sol kulakçığına onu birleştirdim. Sanırım bu şekilde, bu sendromla ameliyat edilen ilk vaka olduğunu söyleyebiliriz. Ameliyat yaklaşık 2 buçuk 3 saat sürdü. Hasta ameliyat sonrasında ameliyathanede solunum cihazından ayrılarak yoğun bakıma geldi. Günler içerisinde ameliyattan önceki şikâyetlerinin tamamen kaybolduğunu ifade etti. Bugün de taburcu oluyor. Hastayı taburcu etmeden yaptığımız tomografik incelemede yapmış olduğumuz işlemin gayet etkili olduğunu herhangi bir darlık ya da kan akışında bir kısıtlama olmadan anormal damarın kalbe akış sağladığını gördük” dedi.

Kadriye Ebrar Etirli Haber7.com - Editör
Haber 7 - Kadriye Ebrar Etirli

Editör Hakkında

2000 yılında İstanbul'da doğdu. Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik' bölümünde henüz okurken HaberAnkara ve AnkaraMasası'nda çalıştı. 2022 yılındaki mezuniyetinin ardından Beyaz TV'de 'Haber Editörü' pozisyonunda görev aldı. 2024 yılının Şubat ayından itibaren Haber7'deki Gündem Editörü kariyerine devam etmektedir.
YORUMLAR 2
  • Misafir 48 dakika önce Şikayet Et
    Tebrikler, harika bir ameliyat olmus.
    Cevapla
  • Emekli mühendis 1 saat önce Şikayet Et
    Rabbim böyle doktorlarımızı eksik etmesin.
    Cevapla
DİĞER HABERLER
Renault 5, 30 yıl sonra Türkiye geri döndü! Fiyatı ortaya çıktı!
Kamuya girişte yeni dönem! Sigorta şartı değişti