Kartalkaya davasında 3. gün! Otel müdürü itiraf etti: Alarm çalmadı, müşterileri uyarmadım
Kartalkaya'da 78 kişinin hayatını kaybettiği yangına ilişkin, 19'u tutuklu 32 sanığın yargılandığı davanın 3. gününde otel müdürü Zeki Yılmaz savunma yaptı. Yılmaz, yangın alarmının çalmadığını ve misafirleri uyandırmadıklarını söyledi.
78. kişinin yanarak can verdiği ve 133 kişinin de yaralandığı Bolu Kartalkaya Grand Kartal Otel yangınına ilişkin dava 3. gününde devam ediyor. Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından, Bolu Sosyal Bilimler Lisesi'nin spor salonunda özel olarak oluşturulan salonda görülen duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar, yangında yaralananlar ile hayatını kaybedenlerin yakınları ve taraf avukatları katıldı.
Salonun içi ve çevresinde kolluk kuvvetlerince geniş güvenlik önlemi alındı, yerleşke etrafındaki cadde ve sokaklar trafiğe kapatıldı.
Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile kayıt altına alınan duruşmada, otel müdürü tutuklu sanık Zeki Yılmaz'ın savunma yaptı.
Yılmaz, 1999'dan beri Grand Kartal Otel'de çalıştığını belirterek, "Bana müdürlük ünvanı verilmişse de benim yaptığım iş resepsiyonda çalışmak oldu. Gerçek manada otelle ilgili karar alma, harcama yapma, işleyişle ilgili tasarrufta bulunma yetki ve sorumluluğum yoktur. Burası aile otelidir. Patronlar kararları kendi alır, kendi kontrol eder, bütün alınacak malzemeleri kendi belirler." dedi.
Kültür ve Turizm Bakanlığınca 16 Aralık 2024'te gerçekleştirilen denetimde sadece müşteri odalarına eşlik ettiğini anlatan Yılmaz, aynı gün yapılan itfaiye denetimini ve eksikliklerin tespit edilmesini, ayrıca raporun geri çekilmesini savcılıkta öğrendiğini savundu.
Yılmaz, maaş bordrosunda ön büro personeli yazdığını aktararak, kırık sandalyesini dahi değiştiremediğini, oteldeki eksiklikleri yaptırma yetkisinin bulunmadığını söyledi.
Sorumluluğu ve kusurunun olmadığını savunan Yılmaz, tahliyesi ve beraatini talep etti.
"YANGINDA ALARM SESİ DUYULMADI"
Sanık Yılmaz'ın savunmasının ardından çapraz sorguya geçildi.
Mahkeme başkanı ile müşteki ve sanık avukatların sorularını yanıtlayan Yılmaz, yangında 9'uncu kattaki 9050 numaralı odada olduğunu söyledi.
Telefon aramasıyla uyandığını dile getiren Yılmaz, "Yangında alarm sesi duyulmadı. Resepsiyonda dedektörleri kontrol eden panel vardı, en son çalışıyordu. Kısa zamanda yangın tatbikatı yapılmadı. Otelde yangın tüpü var, sprinkler (yangın söndürme sistemi) yok. Yangın kontrol panelinin kapatılıp kapatılmadığını bilmiyorum. Resepsiyon görevlilerine yangın eğitimi verilmedi diye biliyorum. Yangın raporuyla ilgili bilgim yoktur." ifadelerini kullandı.
Yılmaz, şirketin yönetim kurulu üyeleri tutuklu sanıklar Emine Murtezaoğlu Ergül, Ceyda Hacıbekiroğlu ve Elif Aras'ın yönetim kurulu toplantısına katılıp katılmadığını bilmediğini belirterek, şöyle devam etti:
- "Hacıbekiroğlu ve Aras bazen tatillerde gelirdi. Emir ve talimatları otel sahibi tutuklu sanık Halit Ergül ve şirketin genel müdürü tutuklu sanık Emir Aras'tan alırdık. Merdivenden 9'uncu kattan 4'üncü kata yürüyerek indim.
- Elektrik o anda kesilmedi, ne zaman kesildiğini bilmiyorum. Dördüncü kata indim, mutfak bölgesine girmeye çalıştım ama duman vardı giremedim. Tekrar 5'inci kata çıkmak istedim ama dumandan çıkamadım.
- Üçüncü kata indim, burada 'Yangın var.' diye bağırdım, yangın ziline bastım ama alarm çalışmadı. Yangının boyutunu bilemediğim için resepsiyon görevlisine müşterileri uyandırın demedim."
"MİSAFİRLERİ UYANDIRMAK AKLIMA GELMEDİ"
Yangında 8 yakınını kaybeden avukat Yüksel Gültekin'in "Resepsiyondaki görevli seni aradığı anda 'Misafirlere haber ver, odaları boşaltsınlar.' deseydin can kaybı yaşanır mıydı?" sorusunu Yılmaz, "O esnada onu düşünemedim. Can kaybı yaşanır mıydı yaşanmaz mıydı bilemiyorum." şeklinde yanıtladı.
Mahkeme heyeti, "olası kastla öldürme" ile "olası kastla kasten yaralama" suçundan yargılanan sanık Yılmaz'a "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçlamalarına yönelik ek savunma hakkı verdi.
OTEL SAHİBİNİN KIZINDAN ÇARPICI İFADELER
Öte yandan otel sahibi Halit Ergül'ün kızı ve otelin yönetim kurulu üyesi tutuklu sanık Ceyda Hacıbekiroğlu'ndan da çarpıcı savunma geldi. Yönetim kurulu üyesi olmasına rağmen otelde yetkisi olmadığını savunan ve tatil amacıyla otelde bulunduğunu ifade eden Hacıbekiroğlu'nun sözleri mağdur ailelerin tepkisine neden oldu.
Olay gecesi otelde bulunduğunu söyleyen Hacıbekiroğlu, "Olay gecesi ordaydım, en yakın arkadaşımı kaybettim. 6. katta kalıyordum ve seslere uyandım. Eğlence sesleri diye düşündüm. Elimde tahta çekiç vardı, camı zar zor kırdım. Bir müşteriye çekici verdim camları kırdı. O da önce çocuklarımı, sonra beni kurtardı. Annemi arayarak sundurmaya çıkıp kurtulmasını söyledim, sonra telefon kapandı" dedi.
"İNSANLAR BAĞIRIŞ İÇİNDEYDİ, ATLAYANLAR VARDI"
Ceyda Hacıbekiroğlu, olay günü elleri ve yüzünde kesikler oluştuğunu ifade ederek şunları ekledi:
- "Bunu, annem ve çocuklarımın söylemesi üzerine fark ettim. Otele girdiğimde benimle aynı katta kalan 3 arkadaşımı gördüm. İnsanlar bağırış içindeydi, atlayanlar vardı. İlk gelen itfaiye araçları 3 adetti, sanırım birinde merdiven vardı. Diğerlerinde var mıydı bilmiyorum. İtfaiyeyi aramaya devam ettim ve yangının büyük olduğunu söyledim.
- Sonra daha fazla itfaiye geldi ve onları otelin arka tarafına yönlendirdim, orası daha kötüydü. Otelin arka tarafına giren itfaiyenin branda açtığını ve bir kaç kişinin atladığını gördüm ve herkesin bu şekilde kurtulacağını düşündüm.
- Arkadaşlarımı aradığımda onlara artık ulaşamıyordum ve itfaiye aracı geri geri çıkıyordu. Nedenini sorduğumda aracın lastiklerinin şartlara uygun olmadığını, tekerlerin kara saplandığını söylediler ve ön taraftan müdahale edeceklerini söylediler."
"ARAÇLARIN ÇEKİLMESİNİ EKİPLER SÖYLEDİ"
Bilirkişi raporunda, olay günü otel çalışanlarının konaklayan misafirlere haber vermek yerine otoparka yöneldikleri ve araçları çıkarmaya çalıştıkları bilgisi yer almıştı. Buna ilişkin soruya ise Hacıbekiroğlu, "AFAD veya itfaiye yangının otoparka sıçraması durumunda patlama olabileceğini, bu sebepten araçların çıkarılması gerektiğini söylediler. Araçların çekilme mevzusu bundan ibarettir" şeklinde cevap verdi.
"OTELDE HERHANGİ BİR YETKİM YOK"
Savunmasına devam eden Hacıbekiroğlu, "İstanbul'dan eşim geldi. Çocuklarımı, beni ve ablamı Bolu merkeze götürdü. Ben otel sahibi olarak orada değildim, diğer müşteriler gibi sömestr tatili için oradaydım. Böyle bir trajedi yaşanması beni gerçekten derinden üzüyor. Bu oteli rahmetli dedem kurdu, şirkette 5 kişinin bulunması zorunluluğu vardı. Bizde yönetime alındık. Bizim sorumluluğumuz ve yetkimiz olmamasına rağmen babam bizi yönetime aldı. İstanbul'da yaşıyorum, sadece tatil zamanlarında otele gidiyorum. Ablam Elif Aras'ta İstanbul'da yaşar ve sadece tatillerde otele gelir. Benim otelde herhangi bir yetkim yoktur" ifadelerini kullandı.
Kartalkaya davasında çıldırtan anlar: Şirketin sahibinin damadı duruşma boyunca uyuyor!