Bogota Bildirisi'nin perde arkası! Türkiye'nin neden şerh koyduğu ortaya çıktı

Türkiye, Bogota Bildirisi’ne bazı maddelere şerh koyarak imza attı. Türkiye'nin 'geciktiği' ve “geri adım attığı” iddiaları sosyal medyada gündeme gelirken, sürecin arkasında planlı ve dikkatli bir diplomatik adım olduğu ortaya çıktı.

GİRİŞ 31.07.2025 13:37 GÜNCELLEME 31.07.2025 14:00
Bu Habere 32 Yorum Yapılmış

Türkiye, Gazze'de soykırım yapan İsrail'e karşı alınacak önlemleri ele alan Lahey Grubu'nun Bogota Ortak Bildirisi'ne katılımını beyan eden notasını 25 Temmuz'da Kolombiya Dışişleri Bakanlığı'na iletti.

Türkiye'nin Bogota Bildirisi'ne karşı tavrına kamuoyunun bir bölümü “Neden geç kaldık?” derken, sosyal medyada Türkiye’nin önce imzalamadığı, sonra baskılarla geri adım attığı iddiaları yayıldı.

DMM YALANLAMIŞTI

Sosyal medyada 'Türkiye’nin Lahey Grubu’nun Bogota Bildirisi’ne imza atmadığı; gelen tepkiler üzerine bu tutumunu gerekçelendirmeye çalıştığı ve sonrasında bildiriyi imzaladığı' şeklinde iddialara Dezenformasyonla Mücadele Merkezi yalanladı.

Açıklamada, "Filistin meselesi, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin en hassas dış politika alanlarından biridir. Kamuoyunu yanıltmaya yönelik açık bir dezenformasyon örneğidir." denildi.

BİLDİRİDE DİKKAT ÇEKEN 2 MADDE

Sürecin arkasında planlı ve dikkatli bir diplomatik adım olduğu ortaya çıktı.

15-16 Temmuz 2025’te düzenlenen Lahey Grubu toplantısında kabul edilen bildiride, Gazze’ye insani yardım çağrısı, Filistin devletinin tanınmasına destek ve İsrail’e karşı uluslararası baskının artırılması gibi maddeler yer alıyordu.

Lahey Grubu

Ancak bildirideki iki madde, Türkiye’nin dikkatini çekti. Söz konusu maddeler, Türkiye’nin taraf olmadığı BM Deniz Hukuku Sözleşmesi’ne (UNCLOS) atıf yapıyordu. Ankara, bu sözleşmenin Ege ve Doğu Akdeniz’deki çıkarlarını zedeleyebileceği gerekçesiyle temkinli yaklaştı.

2 MADDE TÜRKİYE İÇİN NE ANLAMA GELİYOR?

Sözleşmedeki 2 maddeyi köşesine taşıyan Gazeteci Hande Fırat şu ifadeleri kullandı:

  • "BM Deniz Hukuku Sözleşmesi (UNCLOS), Ortak Bildiri’nin ikinci ve üçüncü maddelerinde geçiyor. Bu Sözleşme’nin hukuki konularda temel başvuru niteliğinde olduğuna vurgu yapıyor.
  • Türkiye bu sözleşmeye taraf değil. Çünkü UNCLOS, Ege ve Doğu Akdeniz’de Yunanistan ile Mısır’ın tezlerine üstünlük tanıyabilecek hükümler içeriyor. Bu yüzden Türkiye, içinde UNCLOS geçen bütün metinleri dikkatle inceliyor ve şerh koyuyor.
  • Neticede, Ankara’da gerekli hazırlıklar yapılıyor ve bu iki maddenin UNCLOS’la ilgili kısımlarına şerh koyularak bildiriye imza atma kararı alınıyor.
  • Bu şerh koyarak katılım, 25 Temmuz’da Kolombiya Dışişleri Bakanlığı’na bildirildi ve The Hague Group’un resmî sitesinde yayınlandı. Yani “tepkiler üzerine atılan bir imza” değil, diplomatik prosedürle belirlenmiş bir tutumdur.
  • Türkiye’nin BM Deniz Hukuku Sözleşmesi’ne taraf olmaması bir tercih değil, bir zorunluluk. Çünkü söz konusu sözleşme, kıyıdaş ülkelerin karasularını 12 deniz miline çıkarabileceğini kabul ediyor. Eğer Türkiye taraf olsaydı:
  • Ege Denizi’nde Yunanistan’ın karasularını 12 mile çıkarmasına ve Ege’nin yüzde yetmişini Yunan denizi haline dönüştürmesine izin verecekti.
  • Yunanistan Ege Denizi’ni kapatabilir, Türk donanma ve ticaret filosunun serbest geçiş hakkı riske girerdi.
  • Güney Kıbrıs’ın Doğu Akdeniz’de MEB ilanı, Türkiye’nin kıta sahanlığı haklarını zedeleyebilirdi.
  • Türkiye’nin, Libya, Mısır ve İsrail ile yürüttüğü deniz yetki alanı müzakereleri zayıflardı.
  • Dolayısıyla Türkiye’nin bu sözleşmeye karşı duruşu Ege ve Doğu Akdeniz’deki ulusal egemenlik haklarını doğrudan koruma çabasıdır.
  • Uluslararası hukukta şerh (reservation), bir ülkenin bir antlaşma veya bildiride belli maddeleri kabul etmeyip geri kalanına katıldığını ilan etmesidir. Bu bir zayıflık değil, diplomatik egemenlik hakkıdır. Yani Türkiye’nin yaptığı diplomatik olarak oldukça yaygın, meşru ve tanınmış bir uygulamadır."

'Suriye'ye müdahale ederiz!' diyen Bakan Fidan'dan son dakika açıklamalar'Suriye'ye müdahale ederiz!' diyen Bakan Fidan'dan son dakika açıklamalar

KAYNAK: HABER7
Şule Altınel Haber7.com - İnternet Editörü
Haber 7 - Şule Altınel

Editör Hakkında

Sakarya’da doğdu. Marmara Üniversitesi’nde lisans eğitimini tamamlamasının ardından gazetecilik kariyerine başladı. 2016 yılından beri çeşitli medya kuruluşlarında çalıştı. 2025 Haziran ayından itibaren Haber7’de ‘gündem editörü’ olarak kariyerini sürdürmekte.
YORUMLAR 32
  • Taishi 11 saat önce Şikayet Et
    Hande Hanım BM Deniz Hukuku Sözleşmesi'ni bir okusun. Aynı sözleşme prensip olarak 12 mili kabul eder ama Ege Denizi gibi istisnai durumlara da dikkat çeker. Türkiye yine de masada kaybederim endişesiyle bu anlaşmaya taraf olmamaktadır. Ama Yunan tezlerine itiraz ederken de bu anlaşmanın maddelerini kullanır. Örneğin hava sahasını 10 mil isteyen Yunanistan'a bu kapsamda itiraz eder.
    Cevapla
  • Mir 16 saat önce Şikayet Et
    Türkiye'yi bu anlaşmaya imza atmadığı için gazzeyi satmakla itham edenlerin siyonist tohumu olduğu anlaşıldı..
    Cevapla
  • Akîl 16 saat önce Şikayet Et
    Bir gazetecinin yorumuyla işler tamam. Şerh imza aşamasında konularak da imzalanabilirdi. Sonradan milletten gelen tepki üzerine imzalanmasına nasıl bir yorum yapılabilir.
    Cevapla
  • Pis troller 17 saat önce Şikayet Et
    Siyonist trolleri her zaman her konuda algı çalışması yapıyor
    Cevapla
  • Demir 17 saat önce Şikayet Et
    Bu hin oğlu hinlere bir abdala anlatır gibi anlatsan yine anlamazlar çünkü hepsi okumuşya kitap Yüklü mahluklar
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
Türkiye'nin hamlesi İsrail'i tedirgin etti
Aç bıraktıkları çocukları inkar ediyorlar... İsrailli yazar ateş püskürdü: Hepsi aşağılık!