Hutbe bahaneli saldırıdan İslam karşıtlığı çıktı! Diyanet'i eleştiremedikleri tek konu

• Haber7 - ÖZEL

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın, Türkiye’nin 90 bin camisinde okunan hutbeleriyle en hassas mesajlar toplumun geniş kesimlerine doğrudan iletiliyor. İslam’ın çağları aydınlatan emir ve yasakları, Cuma namazı için camilere akın eden müminlere hutbede en yalın haliyle aktarılıyor.

Kur’an-ı Kerim ve Hadis-i Şerif ışığında hazırlanan Diyanet hutbelerinde ahlak, manevi değerler, evliliğin önemi, iffetli hayatın değeri gibi insanlığın en büyük ihtiyacı olan helal hayat ölçüleri millete aktarılıyor.

Hayasızlık, çıplaklık, ahlaki yozlaşma, eşcinsellik, zinanın fenalığı, hakka riayetsizlik, faiz, içki ve kumar bağımlılığı gibi modern zamanların problemlerine vurgu yapılıyor.

İslam’ın öngördüğü miras hukukuna değinilen, iffetli hayatın öneminden bahsedilen, zinanın panzehirinin evlilik olduğu, faizin iktisadi düzeni dinamitlediği, içkinin her kötülüğün başında geldiği vurgulanan geniş yelpazedeki Diyanet hutbeleri toplumsal şuuru artırıyor, dini hassasiyetleri etkiliyor.

BİRİLERİ RAHATSIZ

Her cuma namazında dolup taşan camilerde Diyanet’in hutbeleri gönüllere hitap ederken, İslam karşıtlığını “muhaliflik” adı altında kamufle eden medya kuruluşları ve belirli çevreler hemen her hafta hutbenin içeriği üzerinden Diyanet İşleri Başkanlığı’nı ve İslami değerleri hedef alıyor.

Barolar, medya, sivil toplum kuruluşları ve elbette CHP, Diyanet hutbelerini gerekçe göstererek İslam’ın emir ve yasaklarını aşağılamaya kalkıyor.

Örneğin Halk TV, çıplaklığın özendirilerek iffetli hayatın değersizleştirilmesinin vurgulandığı Cuma hutbesini “skandal hutbe” ilan eden bir haber yayınlıyor. Haberde, Allah’ın ve Peygamber Efendimiz’in ilan ettiği hükümler için “iddia edildi”, “ileri sürüldü” şeklinde haber yüklemleri kullanılıyor.

ZİNAYI BİLE SAVUNDULAR

Diyanet’in hutbesinde, “Zinanın panzehiri evliliktir. Meşru bir evlilik, insanın bütün kötülüklerden sığınabileceği güçlü bir siperdir” gibi, bütün insanlığın iştirak edeceği bir hükme yer verilmesi sözde kadın derneklerinin tepkisini çekti.

Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu, zinayı savunarak “Bir kurumun, bireylerin özel hayatına, arkadaşlık ilişkilerine ve medeni tercihlerine dini hükümle müdahale etmesi kabul edilemez” açıklaması yaptı.

Diyanet’in özür dilemesi istendi.

Zinanın panzehirinin evlilik olduğu vurgulanan hutbe için “Bu dil yalnızca çağ dışı değil, aynı zamanda tehlikelidir” denildi.

Cuma hutbesinde İslam’ın miras hukukuna atıf yapılması İzmir Barosu’nu atağa geçirdi. İzmir Barosu, “Diyanet’i uyarıyoruz, Türkiye şeriatla yönetilen bir ülke değildir” açıklaması yaptı.

Oysa uyarılması gereken İzmir Barosu’ydu. Çünkü Türkiye, halkı yüzde 99 oranında Müslüman bir ülke...

KUR’AN AYETİNE SAÇMALIK DİYEN SÖZCÜ

CHP’li Aylin Nazlıaka ise “Bu hutbe Cumhuriyetimizin temel direği olan laiklik ilkesine aykırıdır” açıklamasını yaptı. CHP Kadın Kolları Başkanı Asu Kaya ve Gaziantep Milletvekili Hasan Öztürkmen de benzer bir tepki gösterdi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Deniz Yücel çıtayı daha da yukarı taşıdı. Kur’an-ı Kerim’de ve Hadis-i Şerif’te yer alan kadınların örtünmesi ve gençlerin erken yaşta evlenmeye teşvik edilmesi yönündeki tavsiyelere saçmalık dedi. Kur’an ayetinden örnek verilmesine karşı çıkan CHP Sözcüsü Yücel, “Hadsiz adam, burası Atatürk'ün kurduğu cumhuriyet, kadınların kıyafetine, gençlerin ne zaman evleneceğine karışamazsın” dedi.

Diyanet’in, çıplaklığı özendiren moda çevreleri ve giyim sektörüne dikkat çektiği hutbesiyle, yine toplumsal hayatın bir sorununa İslami referanslarla ikazlarda bulunuldu.

Hutbede, “Günümüzde giyim sektörü, modacılar ve bazı medya çevreleri, ‘özgürlük’ ve ‘çağdaşlık’ adı altında çıplaklığı özendirmekte, örtünmeyi değersizleştirmektedir. Dolayısıyla kısa giysiler ve şeffaf kıyafetler giyilmesi, nerede ve hangi amaçla olursa olsun Allah’ın örtünme emrini ihlaldir, haramdır.” denildi.

Kendisini feminist yazar olarak tanımlayan Berrin Sönmez, bu hutbenin ‘kadınların kıyafet seçimlerine müdahale olduğunu’ öne sürerek “Başörtümü aldım, Diyanet'in ve iktidarın ayakları altına attım” dedi.

DİYANET ‘DİNE AYKIRI HUTBE VERDİ’ DİYEN YOK

Aslî vazifesi dinin buyruklarını topluma aktarmak olan Diyanet’in bugüne kadar hiçbir hutbesinin “dine aykırı hutbe” olarak eleştirilememiş olması, kurumun özünde doğru işler yaptığını gösteriyor.

Cumhurbaşkanlığı Eğitim ve Öğretim Politikaları Kurul Üyesi Ahmet Akça, Diyanet hutbeleri ve gelen eleştirileri şu çarpıcı örneklerle yorumluyor:

“Kimse çıkıp ‘Diyanet dine aykırı bir hutbe okuyor’ demiyor. ‘Ele alınan konular abartılıyor, toplumda böyle bir sorun yok’ demiyor. ‘Hutbelerde dışlayıcı veya aşağılayıcı bir dil var’ diyen de yok. Bu, Yeşilay’a ‘Neden alkolle mücadele ediyorsun?’ demek gibi bir şey...”