Bakan Bayraktar canlı yayında "Diyarbakır'da oyunu değiştirecek keşif" diyerek duyurdu!

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar ÜLKE TV ekranlarında Sıradışı Strateji programında Turgay Güler'in konuğu oldu. Bakan Bayraktar, "Diyarbakır'da oyun değiştirebilecek bir potansiyel var." müjdesini verdi.

GİRİŞ 28.10.2025 21:33 GÜNCELLEME 29.10.2025 00:55

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar ÜLKE TV ekranlarında Sıradışı Strateji programında Turgay Güler'in konuğu oluyor. Bakan Bayraktar önemli açıklamalarda bulunurken peş peşe müjdeleri de duyurdu.

Diyarbakır'da ankonvansiyonel üretimle kayaların içine sıkışmış petrolü çıkarmak için sondaj çalışmasının başlayacağını duyuran Bakan Bayraktar, "Diyarbakır için Yeni Gabar demek istemiyorum çünkü oradan daha büyük, oyun değiştirebilecek bir potansiyelden bahsediyorum." ifadelerini kullandı.

Bakan Bayraktar'ın açıklamalarından satır başları:

Enerji bugün toplumların ve ekonomilerin büyümesi ve hayatlarını devam ettirebilmeleri için olmazsa olmaz bir şey. Elektrik tüketimi dünyada çok ciddi bir şekilde artıyor. Türkiye zaten enerjisi, ekonomisi büyüyen ve dolayısıyla enerji talebi büyüyen bir ülke. Önümüzdeki 30 yıla baktığımızda ki enerjide bütün stratejiler çok uzun süreli yapılır.

Elbette işimizin şöyle bir boyutu var; saniyelerden, 80-100 yıla uzayan bir zaman aralığında çalışıyoruz. Saniyelerden kastım şu: Vatandaşımız, siz, biz evimize gittiğimizde düğmeye bastığımızda o an elektriğe ihtiyacımız var. Dolayısıyla o anı tedarik edebilmemiz lazım. Ama bir taraftan da 80-100 yılı bulacak örneğin şimdi Akkuyu'da nükleer santral yapıyoruz. 80-100 yıllık bir ömrü var. Bizi 2100'lü yıllara taşıyacak bir projeyi de bugünden aslında dizayn ediyorsunuz.

"TÜRKİYE'NİN ELEKTRİK İHTİYACI 3 KATINA ÇIKACAK"

Dolayısıyla böyle bir zaman aralığına baktığınızda önümüzdeki 30 yılı, 2050'leri planladığımızda şunları görüyoruz: Türkiye'nin elektrik ihtiyacı 3 katına çıkacak. Bu muazzam bir talep artışı. Bunu yapacak yatırımları mutlaka yapmamız lazım.

Ama biraz önce ifade ettiğim dünyadaki elektrikleşme trendi yani her şeyin elektrikle yapıldığı bir dünyaya gidiyoruz.

"BUGÜN STRATEJİK KARARLARI ALMAZSANIZ ÇOK KISA SÜREDE ÜLKENİZ ARZ GÜVENLİĞİ SIKINTISI YAŞAYABİLİR"

Yapay Zeka inanılmaz bir etkiyle geliyor. Veri merkezleri, iklim değişikliği ve hangi sebeple derseniz deyin muazzam bir klima etkisiyle geliyor. Elektrikli araçlar... Artık ulaştırma da elektrikli araçlarla yapılmaya başlandı. Dolayısıyla bu büyüyen, artan talebi nasıl karşılarım, enerji kaynaklarını nasıl güvence altına alabilirim noktasında dünya büyük bir mücadelenin içerisinde. Ve aslında bu bir mücadele alanı, bir çatışma alanı olabilecek bir alan. Bugün nadir toprak elementlerinde dünyanın bunu kontrol altına alma çabaları vs. Böyle bir dünyada hareket ediyoruz.

Bugün enerji arz güvenliğinde hiçbir sorun olmayabilir. Ama bugün o stratejik kararları almazsanız 2080'lerde sizi etkileyecek o kararları almazsanız, çok kısa bir süre içerisinde ülkeniz arz güvenliği sıkıntısı yaşayabilir. İnsanlarınız elektriğe, akaryakıta, doğal gaza erişiminde problemler yaşayabilirsiniz. Dolayısıyla çok önemli bir uzun dönemli planlamaya girmek zorundayız.

Burada çok fazla paydaş var. Türkiye'de bunu tek başınıza yapma şansınız yok. Uluslararası oyuncular, uluslararası piyasalar... Bugün dünyada ticaret savaşları malumunuz çok büyük oranda bütün ekonomileri etkiliyor. Bugün herkes işte Fed'in faiz kararını, Merkez Bankaları'nın kararlarını o çerçevede ihtiyaç duyulan yatırımın maliyetlerine... Dolayısıyla çok boyutlu çok değişkinin olduğu bir alanda hareket ediyoruz. Tabi böyle bir alanda da bütün ülkeler enerjilerini güvence altına almaya çalışıyorlar. Netice itibariyle bu rekabetçilikte en önemli unsurlardan biri haline gelmiş vaziyette.

"ENERJİDE DIŞA BAĞIMLILIĞI BİTİRMEK BİZİM KIZIL ELMAMIZ"

Bizim en önemli açmazlarımızdan bir tanesi... Türkiye bakın 2022 yılında enerji ithalatına 96.5 milyar dolar para ödedi. 2022 yılından bahsediyorum. Pandemiden çıkışı hatırlayın, ekonomide hızlı bir büyüme süreci, dünyadaki emtia borsalarında, enerji borsalarındaki fiyatların yükselmesi Türkiye'nin enerji ithalat faturası 96.5 milyar dolardı. Türkiye yaklaşık 40 milyar dolarlık petrol ve petrol ürünü ithal etti o sene. 38 milyar dolar doğal gaz ithal etti. Ve böyle bir fatura ödedi. Bunu şimdi biraz düşürüyoruz. Alınan tedbirler, yerli üretimimiz 60 milyar dolara düştü. Ama biz 60-70 milyar dolar enerji faturası ödüyoruz. Onun için bizim stratejimiz şu, Türkiye mutlak surette bu enerjideki dışa bağımlılığı düşürmeli ve önümüzdeki süreçte Türkiye'yi enerjide biz bağımsız kılma yani dışa bağımlılığı bitirmek. Bizim Kızıl Elmamız bu.

"TÜRKİYE DÜNYANIN EN BÜYÜK 4. FİLOSU HALİNE GELDİ"

Bi kere biz şu kabulle yola çıktık: Coğrafya kader ama enerjide dışa bağımlılık kader değil. Bizim inancımız bu. Bir anlamda bir reddiyeyle yola çıktık. İşte "Türkiye'de petrol yok doğal gaz yok." diyorlar. Peki biz yeterince arama yaptık mı? "Türkiye'de madenlerimiz o kadar var mı?" deniyor. Aradık mı? Biz Türkiye'de yeni bir arama stratejisine geçtik. Biz uluslararası ortaklıklarla Karadeniz'de sondajlar yaptık. Akdeniz'de yapmamıştık. Aranmayacak yer kalmayacak dedik. Gabar'a gitmiş miydik daha önce? Gitmedik. Gabar'da biz Terörsüz Türkiye'nin kısa bir fragmanını sunuyoruz. Terörden arındıkça bölge oradaki ekonomik zenginliği hayata geçirme şansınız oluyor. Dolayısıyla biz bu strateji değişikliğiyle aranmadık hiçbir yer bırakmıyoruz. Bugün Türkiye dünyanın en büyük 4. filosu haline geldi. Destek gemileriyle 20 yakın gemi. Ama 6 tane derin deniz sondaj gemimiz var. Platformlarımız var, sismik gemimiz var. Dolayısıyla dışa bağımlılık kader değildir.

"SİYASİ İRADENİN OLMADIĞI YERDE GELİŞME OLMAZ"

Muhalefetin değişmeyen özellikleri var. Türkiye termik santral yapmasın, hidrolik santral yapmasın, nükleer santral yapmasın. Ama ucuz enerji kullansın, kesintisiz olsun. Bunun bilimsel, iktisadi hiçbir karşılığı yok. Türkiye bu kadar artan nüfusu, büyüyen ekonomisini, ihtiyaç duyduğu enerjiyi, bütün bu kaynakları kullanmak zorunda. Bu bir zaruret bir tercih değil. O yüzden diyoruz ki Türkiye yerli madenini yerli kömürünü kullanacak. Yerli yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanacak. Bunları yaparken çevreyle uyumlu, çevreye rağmen yapmayacak. Türkiye petrolünü, doğal gazını arayacak. Biz onun için farklı bir stratejiyle bu süreci geçiriyoruz.

Tabi bütün bunların olmasının arkasında güçlü bir siyasi iradenin olması lazım. Siyasi iradenin olmadığı bir yerde herhangi bir gelişmenin olma ihtimali yoktur. Dolayısıyla Cumhurbaşkanımızın liderliğinde o kararlı, dirayetli duruş, onun bize verdiği güvenle beraber biz bu planladığımız şeyleri bu dönemin standartlarına, bu çağın gerekliliklerine uygun bir şekilde sahada uygulamaya geçiyoruz. Enerji diplomasisini kullanıyoruz.

TÜRKİYE'NİN PETROL-GAZ ARAYIŞLARI NE AŞAMADA?

2002-2016 dönemi bizim enerji dönüşümünde birinci faz. 2016'dan sonra farklı netice almak için farklı neler yapabiliriz fikri var. Petrol ve doğal gazda gidilmedik, aranmadık bölge bırakmayalım dedik. Gabar bunlardan bir tanesi. Akdeniz ve Karadeniz. Buraları arayacağız. Ve bunları kendi kaynaklarımız, ekipmanlarımız, kendi jeologlarımızla yapalım dedik. Bu stratejiyi belirledik. Hedeflerimizden bir tanesi Türkiye dışında daha aktif, Türkiye Petrolleri gibi bizim milli şampiyonlarımızın oralarda daha yoğun bir faaliyette bulunması. Çünkü günün sonunda Türkiye'de tamamını bulamayabiliriz. Ama Türkiye'nin yakın coğrafyasında, Türkiye'nin etki alanının yoğun olduğu coğrafyalarda, Afrika'da, Kafkasya'da, Orta Doğu'da daha etkin bir Türkiye hedefi koyduk. Şimdi bu stratejiyi 2016'da ortaya koyduk ve adım adım uygulamaya başladık. Türkiye ilk derin deniz sondaj gemisini aldı. Fatih Gemisi. 26 veya 27 Temmuz 2017'de Norveç'te o geminin pazarlığını yaptık. Sonra onu aldık. Ondan sonra filomuz büyüdü. Yavuz geldi, Kanuni geldi, Abdülhamid Han geldi. Türkiye dev bir filoya sahip bir ülke haline geldi. Bunları aldıktan sonra o güne kadar hiç aranmamış Akdeniz'de sondaj yaptık. 

Beyaz noktaları görüyorsunuz. Biz buralarda sondaj yaptık. Buralarda sondaj yapmayı hayal bile edemezdik. Şunu söyleyeceğim. Biz dedik ki kendi gemilerimizle kendi insanımızla bunları yapacağız dedik. Ve ilk kuyumuzda TUNA-1 kuyusu malum. Pandeminin tam ortası. O da enteresan bir hikaye. Bütün şirketler, petrol doğal gaz şirketleri operasyonlarını durdurdular. Tüketim azaldı, fiyatlar düştü. Biz o pandeminin ortasında Ağustos 2020'de TUNA-1 sondajını bitirdik. Cumhurbaşkanımız bunu müjdeyle duyurdu. Cumhuriyet döneminin en büyük keşfi. Şimdi sizin kendi sondaj gemileriniz olmasa Akdeniz'de 1 metre sondaj yapma şansınız yok. Karadeniz'de pandeminin ortasında biz de muhtemelen ortağımızla konuşup operasyonu durduracaktık. Ama gemimiz var, personelimiz var. O ortamın içerisinde bu müjdeyi milletimize sunma imkanımız oldu.

"GABAR'DA 3500 GENÇ ÇALIŞIYOR, ONLARIN ARTIK HAYALLERİ VAR"

Gabar meselesi... Milyonlarca yıldır orada duran petrol biz arayamadığımız için orada bulunamadı. Ama biz farklı coğrafyalara gideceğiz felsefesiyle hareket ettik. Terörsüz Türkiye'nin küçük bir kesiti Gabar'da bu felsefe bize Cumhuriyet tarihinin en büyük keşfini getirdi. Gabar hiç hesapta yoktu. 2 milyar dolar cebimizde kalıyor. Ekonomik değeri bizim için çok önemli ama başka kıymetli tarafları da var. Şırnak ülkenin en genç nüfusuna sahip. Bugün 3500 genç çalışıyor o dağlarda. O bölgenin gençleri bunlar. Onların artık hayalleri var. Parayla ölçemeyeceğiniz başka bir şeyden bahsediyorum. Bizim açımızdan yani Türkiye Petrolleri açısından muazzam bir özgüven ortaya koyma açısından çok önemli. Dolayısıyla Gabar bu stratejinin neticesini gördüğümüz alanlardan bir tanesi.

"DİYARBAKIR'DA ANKONVANSİYONEL ÜRETİM OYUNU DEĞİŞTİREBİLİR"

Bugün 65 milyon dolarlık bir keşif yapılmış durumda. Ama artık Türkiye belli bir ölçeği yakalamış durumda. Bunları biriktirerek toplu bir şekilde diyeceğiz ki biz 2025 yılında 80-100 milyon varillik yani 6-7 milyar dolar büyüklüğünde bir toplu keşif açıklama yapacağız. Konuşmamızın başında ifade ettiğim gibi ülkemizin ihtiyacı artıyor. Artık yeni bir fazdayız. Ankonvansiyonel üretim. Diyarbakır'da bu konuda dünyanın en iyisi olan şirketle çalışacağız. Kayaların içerisine milyonlarca yıldır sıkışmış petrolü özel bir yöntemle Diyarbakır'da Silvan'ın kuzeyinde 4 sahada 24 tane sondaj yapacağız. Dikey ve yatay sondaj. Yani yatayda da yaklaşık kayaların içerisinde 3 kilometre gideceğiz. Ve oralarda olduğunu tahmin ettiğimiz petrolü çıkarmaya çalışacağız. Benzer bir yöntemi gaz için Trakya'da uygulamayı düşünüyoruz. Diyarbakır özelinde şunu söyleyeyim. Yeni Gabar demek istemiyorum ama belki oradan büyük hatta oyun değiştirebilecek bir potansiyelden bahsediyorum.

Biz kaya petrolüyle ilgili bu stratejiden sonra bizim iki tane teşebbüsümüz oldu geçtiğimiz yıllarda. Fakat şimdi farklı bir yöntemle deniyoruz. Dünyadaki en iyi şirketlerden biriyle çalışıyoruz. Çünkü bu çok özel bir teknoloji. Bu arada biz kendi insanımızı orada eğitim görmeye göndermeye başladık. Eğer ülkemizde böyle bir potansiyel varsa bu büyüyerek devam edecek. Oyun değiştireceğini söylerken bunları düşünerek söylüyorum. Bunlarla beraber biz hakikaten üretimimizi çok daha ileriye götüreceğiz. İşte bunlarla beraber Türkiye kendi sahalarında, kıta sahanlarında, denizlerinde, karalarındaki üretimini maksimum hale getirecek.,

"ÜRETTİĞİMİZ PETROLÜN 3'TE BİRİNİ AZERBAYCAN, IRAK, RUSYA'DA ÜRETİYORUZ"

Türkiye bugüne kadar bizim ürettiğimiz doğal gaz Karadeniz gazının daha fazlasını biz Azerbaycan'da üretiyoruz mesela. Türkiye'de ürettiğimiz petrolün neredeyse 3'te birini 4'te birine yakın miktarını Irak'ta, Azerbaycan'da ve Rusya'da üretiyoruz. Bir kaynağın illa sizin ülkenizden çıkması gerekmiyor. Dünyanın meşhur petrol şirketleri operasyonlarının çoğunu kendi ülkeleri dışında üretir. Fransız şirketi buna örnek. 2.6 milyon varil petrol ve doğal gaz üretiyor. 1 varil petrolü Fransa'da üretmiyor. Tamamı dışarda. İtalyan şirketin ürettiği petrolün yüzde 4'ü İtalya'da yüzde 96'sı Afrika'da. Dolayısıyla biz de böyle bir coğrafyada farklı kaynaklara erişimle alakalı Türkiye Petrolleri'ni, BOTAŞ'ı konumlandırarak dışarıdaki faaliyetlerimizi de büyütmek istiyoruz.

Somali'de malumunuz sismik faaliyetimiz bitti. 2026 bizim için sondaj kararını vereceğimiz yıl. Sondaja belki gireceğimiz zaman. Somali'de 3 tane kara sahasında sondaj çalışmamız var. Libya'da önemli görüşmeleri nihayete erdirmeye çalışıyoruz. Afrika'da Nijer'de, Azerbaycan'da bu sene yeni sahalarda bu sene yüzde 30'luk pay aldık. Kazakistan ile çok yoğun ilgiliyiz oralarda çalışmalarımız var. Pakistan'da bir tane deniz sahasına ortak olduk. Yeni ihalelere hazırlanıyoruz.

"IRAK PETROLÜNÜ TÜRKİYE ÜZERİNDEN AVRUPA PAZARINA SUNABİLİR"

Bizde nükleer olmasın diyenler var ya... Fransa elektriğinin yüzde 70'ini nükleerden sağlıyor. Dolayısıyla oradaki avantajıyla benim doğal gaza Almanya'nın İtalya'nın ihtiyaç duyduğu kadar ihtiyacım yok. Biz ilişki kurduğumuz bütün ülkelerle fayda temelinde, kazan kazan prensibi doğrultusunda diyoruz ki Türkiye ile iş birliği yapan her ülke bundan karlı çıkar. Biz şimdi Kıbrıs'a elektrik götürelim diyoruz. Bunun faydası Güney Kıbrıs'a da olacak. Bunu yaptığımızda Yunanistan bu elektriğin ticaretinde olabilirler mi? Olabilirler. Dolayısıyla herkesin kazanacağı denklemi Türkiye'nin kurması mümkün. Bunu gösterdiğimiz projeler var. TANAP, TÜRK-AKIM, BAKÜ-TİFLİS-CEYHAN, Irak-Türkiye Petrol Boru Hattı öyle. Şimdi Irak'a diyoruz ki, sen 3-4 milyon varil petrol ihraç ediyorsun. Bu ihracatı nerden yapıyorsun? Basra'dan. Yarın Hürmüz Boğazı'nda sıkıntı oldu diyelim. Ne yapacaksın? Biz diyoruz ki Irak petrolü farklı bir güzergahtan Avrupa'ya sunabilir. Bu alternatifi Türkiye üzerinden oluşturması mümkün olabilir. Gerek Avrupa'nın arz güvenliği için gerek bu ülkeler için de talep güvenliği önemli. Pazara erişim önemli. O anlamda da ülkemizle olan iş birliği onlara katkı sağlayacaktır. Biz dediğim gibi 15 bin varil üretimimiz olan Irak'ta bunu artırmak istiyoruz.

LNG ANLAŞMALARI NE KAZANDIRACAK?

Muhalafetin kuru gürültü yaptığı hadisede benim gördüğüm şu: Sayın Cumhurbaşkanımızın ABD ziyareti ve ABD Başkanı ile görüşmesinde muhalefet aslında şunu bekliyordu işte bu ziyaret başarısız olacak ve onlar da buradan siyasi bir rant elde edecekler. Ama son derecede iyi geçen bir ziyaret olduğu için umduklarını bulamadılar. Ondan sonra LNG'yi pahalı aldığımızı söylediler. Neden pahalı alalım LNG'yi ABD'den? Ben enerjiyi ucuzlatma, bollaştırma üzerine kurmuşken neden pahalıya alayım? Her dedikleri yanlış çünkü doğruya ulaşmak için hiçbir gayretleri yok. Dünyada 4 tane fiyat oluşum merkezi var. Yani doğal gazın fiyatlandığı ana piyasalar var. Avrupa, İngiltere, Uzakdoğu ve Henry Hub var. Bunların içinde açık ara en ucuzu ABD'deki Henry Hub. Biz ana muhalefetin söylediği fiyatın neredeyse yarısına aldık. Biz 2027 ve sonrasında LNG'de özellikle Amerikan LNG'sinin bollaşmasıyla birlikte Henry Hub endeksli teklifler aldık. 2027'den sonra aldığımız kontratlar içerisinde en ucuz ithalat gaz haline geliyor. Türkmenistan ve ABD LNG'si.

"TÜRKMENİSTAN'DAN 1.3 MİLYAR METREKÜPLÜK ANLAŞMA"

Türkmen Gazı bizim 27 yıllık hayalimizdi. Biz bu sene yaklaşık 1.3 milyar metreküplük bir anlaşmayla 1 Mart'tan itibaren İran üzerinden almaya başladık. Yani Türkmenistan gazı İran'a teslim ediyor. İran da o gazı bize teslim ediyor takas yoluyla. Bu 400 milyon metreküpün üzerinde bir miktara ulaştı. Şu anda ticari konularda üzerinde çalıştığımız bazı konular var. İnşallah biz bunu artırarak devam etmek istiyoruz. Bunları boru hattıyla daha fazla artırmak istiyoruz.

NADİR TOPRAK ELEMENTİ KEŞFİNİN EKONOMİYE KATKILARI NELER?

Cumhurbaşkanımızın ABD ziyareti sonrasında ana muhalefetin geziyi itibarsızlaştırmak için LNG'yi çok pahalıya aldığımızı söylediler. Onların söylediklerinin yarı fiyatına aldığımızı aldığımızı söyledim. Şimdi geçtiğimiz 10-15 yıla bakın. Ana muhalefetin tek bir kere nadir toprak elementiyle ilgili sözünü bulamazsınız. Ama şimdi sanki nadir toprak elementlerini Türkiye ABD'ye satmış gibi bir iddia var. Kesinlikle böyle bir şey söz konusu değil. Bizim ABD'de yaptığımız anlaşma da ortada. Nükleer anlaşma. Nadir toprakla ilgili anlaşma yapsaydık onlar da ilan ederdi biz de ilan ederdik. Şimdi Trump Uzakdoğu seferinde. Malezya, Japonya, Avustralya ile anlaşma imzaladı ve bunu ilan ediyor. Biz de yaptığımız anlaşmayı ilan ettik. Burada nadir toprak elementlerinde böyle bir şey söz konusu değil. Biz bu konuya çok uzun zaman öncesinde çalışmaya başladık. 2020'de keşif aşamasındayken burada bir pilot tesisi kuralım dediğimizde bunun ÇED'inin iptali için mahkeme müracaatıyla bu konuyla alakası var. Yani nadir toprak elementleri pilot tesisi kurulmasın diyen kişiler aradan 5 yıl geçtikten sonra şimdi nadir toprak elementlerini ABD ziyareti vesilesiyle gündeme getiriyorlar.

İşin özü şu Beylikova sahası Çin'deki sahalardan sonra dünyadaki en büyük tek sahada rezerve sahip olan saha. Nadir toprak elementleri de adı üzerinde toprağın içerisinde, yerin altında nadir olarak bulunan elementler. Bunlar 17 tane. Bunlarda da özellikle son dönemde yani yenilenebilir enerjide farklı alanlarda az bulunan ama az bulunduğu için de fiyatları fevkalade yüksek olan elementler.

Bir madende toryum, uranyum varsa devlet işletir. Beylikova devlet eliyle işletilecek. Eskişehir'den sonra Malatya Hekimhan ve Sivas'ta da nadir toprak elementi rezervi var.

"AKKUYU 70 YILLIK BİR SÜREÇ..."

Akkuyu'da 2026 yılından itibaren elektrik üreteceğiz. Akkuyu'nun hikayesi 70 yıllık bir serüven... Türkiye rahmetli Menderes döneminde nükleer sürece başlamış. Nükleerde esas hamlemiz Sayın Cumhurbaşkanımızın, başbakanlığı dönemi 2010 yılında Rusya Federasyonuyla yapılan anlaşma... 2015'te yaşanan uçak kriziyle ve sonrasında Nisan 2018 yılında Akkuyu reaktör-1, Nükleer Düzenleme Kurumumuzdan inşaat lisansı aldı. 8 yıllık süreçte kayıp yıllar olsa da arada yapılan teknik çalışmalar var. İstemezükçüler de var tabi ona girmeyelim. 2018 yılı itibariye 7 yıllık süreçte elektriğin üretilmesi lazım o da Nisan 2026 yılına denk geliyor. 100 yılda ilk nükleer reaktörü devreye alacaktık. Pandemi yaşadık örtülü, direkt, en direkt olan bir sürü yaptırımla karşılaştık. Parası ödenmiş bir sürü ekipmanın Avrupa'da tutulduğu süreci yaşadık bütün bunlar projenin aksamana sebep oldu.

Türkiye'nin enerji ihtiyacının yüzde 10'nunu bu reaktör üzerinde sağlayacağız.

YENİ NÜKLEER TESİSLER GELECEK Mİ?

Türkiye'nin 2050 yılında kadar 5 bin küçük modüler reaktöre 12 nükleer tesise ihtiyacı var. Şu anda inşallah küçük modüler reaktörlerin doğum aşamasındayız. Teknofest'te bu yıl bu konuyla ilgili çok güzel gelişmeler gördük. Türkiye 2050'de 20 bin megavat bir nükleer güce sahip olmalı. Hedefimiz bu yönde.

Enes Kılıç Haber7.com - Haber Editörü
Haber 7 - Enes Kılıç

Editör Hakkında

YORUMLAR 11
  • Vatanim 50 dakika önce Şikayet Et
    Bir anlam veremiyorun doğu Türkiye olduğu halde sanki oranin sahipleri başka birileri! TC altında kim yasiyorsa TC devletine saygı duyması şart! Yurtdışın daki yaşıyan yabancılar hiç bir ülkede Saygısızlık yapmiyorlar yaşadıkları toplakları rehin almıyorlar ellerine silah alıp yıllardır tehlikeli bölgeydi. Artık rahat yaşamak istiyen rahat otursun saygisiyla edepiyle bu Vatanda
    Cevapla
  • Envers 1 saat önce Şikayet Et
    Nükleer santral, yerli araba, yerli uçak, tüneller,havalanlari, hastaneler, barajlar, kentsel dönüşümler, petrol sondaj aramalari, ihalar,sihalar,savaş gemileri, bunların hepsine karşı olan din düşmanı hırsız CHP ve zihniyeti yüzünden Yüz yıllık kaybimiz var onu telafi etmek kolay değil
    Cevapla
  • Yani 1 saat önce Şikayet Et
    Petrol zaten çok ucuz..bunu hibe, kredi desteği verdiğimiz sanayiciye pahalıya maaledip ucuza vereceksek ne anladım ben bu işten..bunun için çıkartmayalım miilli değer olarak kalsın.
    Cevapla
  • Yiğido SİVAS 1 saat önce Şikayet Et
    SİYONİST zihniyete de bir iki HEYKELCİK yapılsın AVUNSUNLAR
    Cevapla
  • DiYarbakırlı 1 saat önce Şikayet Et
    Diyarbakır gümrük mudurlugunu inceleyin görün bakın ne yolsuzluk dönüyor.
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
Türkiye'ye 44 tane daha eklendi! İşte Dünyanın en güçlü hava kuvvetine sahip ülkeler!
Suriye'ye dönen küçük Meryem: "Türkiye benim ikinci vatanım"