Nafaka mağduriyetinde İslam hukuku profesörleri konuştu: Erkek ödemeye razı değilse...

• Haber7-ÖZEL

Türk aile yapısında ciddi problemlere ve mağduriyetlere neden olan süresiz nafaka konusu birçok bireyi mağdur etmeye devam ediyor. Adalet Bakanlığı’nın Meclis Başkanlığı’na sunduğu 11. Yargı Paketi’nde yer verilmeyen süresiz nafaka düzenlemesi 12. Yargı Paketi’nde de olmayacağı bildirilmişti. Ancak 13. Yargı Paketi’ne dâhil edilme ihtimali de nafaka madurlarına umut oldu.

1988 yılında yürürlüğe giren süresiz nafaka uygulaması boşanan bireylerin yeni hayat kurmasını zorlaştırırken çiftlerin ömür boyu nafaka ödemesi sonucunda da ekonomik sıkıntılara neden oluyor.

İSLAM HUKUKU PROFESÖRLERİNDEN SÜRESİ NAFAKA YORUMU

İslam hukukunda da konuyu değerlendiren İslam hukuku profesörleri Haber7’ye konuşarak süresiz nafakanın aileler ve eşler arasında yaşanan olumsuzluklara ve İslam'da nafakanın nasıl ele alındığı aktarıldı.

Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi İslam Hukuku ve Hukuk Tarihi Profesörü Dr. Ekrem Buğra Ekinci iddet zamanı süresince erkeğin eşine nafaka ödemesinin uygun olduğuna değindi.

Necmettin Erbakan Üniversitesi Temel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı Başkanı İslam Hukuku Profesörü Dr. Orhan Çeker ise kadının aldığı süreli nafaka nedeniyle erkek razı değilse kul hakkına girerek harama neden olduğunu belirtti.

EKİNCİ: NAFAKA EVLİLİĞİN NETİCESİDİR VE İDDET SÜRESİNE GÖRE DEĞİŞİR

Prof. Dr. Buğra Ekinci erkeğin kadına nafakasını ödemek zorunda olduğunu ancak bunun için 3 aylık bir süre bulunduğunu ömür boyu nafaka ödemesinin dinen uygun olmadığını belirti.

Ekinci, "Erkeğin evlendiği zaman hanımını nafakasını karşılamakla mükelleftir ve bu boşanana kadar veya karısı ölene kadar devam eder. Ancak boşandıktan sonra iddet denen bir zaman var ve kadından kadına göre değiştir. Hamileyse doğuma kadar, değilse 3 aydır. Bu 3 ay zamanında erkek karısının nafakasını vermeye devam eder.

Ondan sonra taraflar ayrılırlar ve erkek artık nafaka vermek zorunda değildir. Çünkü nafaka evlilikle alakalıdır. Evliliğin neticesidir. Erkek hanımına ödemediği mehri öder, 3 ay iddet nafakasını verir ve arasındaki münasebet biter." dedi.

"İSLAM HUKUKUNDA UZUN SÜRLİ NAFAKA TALEBİ BULUNMAZ"

İslam'da süresiz nafakanın kul hakkı olduğunu yalnızca çocukları için nafaka ödenmesinin söz konusu olduğunu belirten Ekinci, "Bundan sonra kadının hiçbir şekilde kocasından nafaka istemek gibi bir hakkı olamaz.

İslamiyet arada nikâh varsa nikah boyunca nafaka öder diyor. Nikah bittikten sonra 3 ay öder sora ödemez. Kanun olsa bile İslam hukukunda böyle bir talepte bulunamaz. Kadın eğer, 'bunu bana vereceksin, benim hakkım' derse kul hakkına girer ve dinden çıkar. Çünkü dinde meşru olmayan bir şeyi meşru görmek insanın imanını kaybetmesine neden olur. Ama çocuk söz konusu olduğunda büyüyene kadar nafakasını babası vermek zorundadır." ifade etti.

KADININ ERKEKTEN NAFAKA ALMASI İÇİN SEBEPLER

Necmettin Erbakan Üniversitesi Temel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı Başkanı İslam Hukuku  Profesörü ve Ehl-i Sünnet Alimleri Birliği Başkanı Orhan Çeker ise kadının boşandıktan sonra maddi olarak alması gerekenlere değinerek nafakanın iddet süresi bittikten sonra alınmasının herhangi bir hukuki temeli olmadığını belirtti.

Çeker, boşanan kadının alabileceklerini şu şekilde sıraladı:

1. Mehir
2. Kendisine ait eşyalar
3. Zatî eşyaları,
4. Kocasının verdikleri,
5. İddet (yaklaşık 3 ay) boyunca nafaka, 
6. Yanında baktığı çocuk varsa onun nafakasını ve bakım ücretini alır.

Çeker, "Sürekli nafakanın hukukî hiçbir dayanağı yoktur. Karının kocasından nafaka alma 'sebebi nikahtır.' Sebep ortadan kalkınca sürekli nafakanın sebebi ne olabilir ki. Sebepsiz yere ödeme söz konusu olmaktadır." dedi.

"KOCASI RAZI DEĞİLSE KUL HAKKI OLUR"

Çeker, erkeğin süresiz nafaka vermeye rızası yok ise ve kadının parayı istemeye ve kullanmaya devam etmesinin kul hakkı olduğunu belirten Çeker, "Kadın haklarının yanı sıra sürekli nafaka almasından kocası razı değilse kul hakkı olur ve aldıkları haram olur. Sürekli nafaka konusunda birçok cinayetler meydana geliyor.

Hem nafaka almanın sebebi yok hem de bir sürü fesada sebebiyet veriyor bu makul bir şarta bağlanması zorunludur bir an önce yetkililer bu kanunu yürürlükten kaldırmaları ve makul bir kanun getirmeleri mecburidir." ifadelerini kullandı.