‘Dijital kibir çağında ölçüyü kaybettik, her seferinde kibrimize yeniliyoruz’
İsmihan Şimşek, "Kodlanmış Kötülük: Dijital Kibir" kitabı vesilesiyle dijitalizmin inanç, mahremiyet ve insan iradesi üzerindeki etkilerine karşı önemli uyarılarda bulundu.
Yazar İsmihan Şimşek, TK Yayınları’ndan çıkan “Kodlanmış Kötülük: Dijital Kibir” isimli kitabı vesilesiyle Sabah gazetesinden İlker Gezici’ye yaptığı özel açıklamalarda, akıllı telefonlarla birlikte hayatımıza giren hız, görünürlük ve ölçüsüzlüğü insan fıtratı üzerinden değerlendirdi.
Şimşek, kitabının girişinde yer alan özeleştiriye dikkat çekerek, eserin okuyucuyla çok daha erken buluşabileceğini ancak yazarının sosyal medyada gereksiz vakit geçirmesi, akıllı telefonuyla meşgul olması ve dijital platformlardaki içerikleri takip etmeye çalışması sebebiyle geciktiğini dile getirdi. Bir Müslüman olarak dijital dünyada nasıl var olunması gerektiği sorumluluğuyla hareket ettiğini vurgulayan Şimşek, dijital dünyada insanın her seferinde kibrine yenildiğini ifade etti.
DİJİTAL KİBİR VE ALGORİTMALARIN MERKEZİ
"Dijital kibir" kavramını detaylandıran Şimşek, bu durumun insanın dijital dünyada elde ettiği görünürlük, etki ve hız duygusunu gerçek bir yetkinlik sanmasıyla ortaya çıktığını belirtti. Beğeni sayıları ve takipçi grafiklerinin insanın sınırlarını unutmasına neden olduğunu kaydeden Şimşek, "Sürekli konuşan, sürekli görünür olan ama hiç durmayan bir zihin, zamanla kendine yabancılaşıyor. Bu merkez, çoğu zaman algoritmaların kurduğu bir merkezdir. Dijital kibir bağırmaz; alışkanlıklar içinde normalleşir" uyarısında bulundu. Onu görünür kılmanın yolunun ise yavaşlamak, geri çekilmek ve dijital dünyayla araya bilinçli bir mesafe koyabilmekten geçtiğini vurguladı.

KUR’AN PENCERESİNDEN DİJİTAL DÜNYAYA BAKIŞ
Hayatındaki her meselede referans noktasının Kur’ân olduğunu ifade eden İsmihan Şimşek, dijital dünyayı Kur’ân kıssaları ve ayetler üzerinden işlemesini şu sözlerle açıkladı: "İlk insan Hz. Âdem’den bu yana insanın değişmediğini düşünüyorum. Tarih ileriye doğru giden bir çizgi değil, kendi etrafında dönen bir tekrar. Bugün geçmişe göre daha mükemmel insanlar değiliz. Kur’ân’ın bütün zamanlar için geçerli olmasının sebebi de budur." Şimşek, dijitalizmin en büyük meydan okumasının "kitap medeniyetine" yönelik olduğunu ve dinin internetteki hap bilgilerle değil, bir yaşam biçimi olarak uzun soluklu bir yolculukla öğrenilmesi gerektiğini vurguladı.

MAHREMİYET VE DATAİZM TEHLİKESİ
Mahremiyet kavramının günümüzde yeniden tanımlanması gerektiğini savunan Şimşek, mahremiyetin artık sadece gizlenen bilgilerle sınırlı olmadığını, insanın farkında olmadan çözümlenen duyguları ve eğilimleriyle ilgili olduğunu kaydetti. Dataizmi "sanal bir din" olarak ele alan Şimşek, "Verinin mutlak hakikat kaynağı haline gelmesi insanı gönüllü köleler haline getiriyor. Ölçülebilen her şey değerli, ölçülemeyen her şey ise önemsiz kabul ediliyor. Vicdan ve merhamet sayılara indirgenemediği için görünmezleşiyor. İnsan, ahlaki bir özne olmaktan çıkıp yönetilebilir bir nesneye dönüştürülüyor" değerlendirmesinde bulundu.
ALGORİTMİK VESVESE VE GENÇLİĞİN İMTİHANI
Şeytanın vesveselerinin dijital dünyada sistematik mekanizmalara dönüştüğünü belirten Şimşek, algoritmaların insanın zaaflarını ölçerek bildirimler, sonsuz kaydırma ve trend olanın kutsanması gibi yöntemlerle sürekli tetiklediğini ifade etti. Bu durumun özellikle gençleri büyük bir tehdit altına soktuğunu dile getiren Şimşek, dijital oyunlar, bahis ve pornografi gibi içeriklerin gençlerde sabır, derinlik ve tefekkür becerilerini zayıflattığını söyledi. Şimşek, transhümanizmden yapay zekaya kadar uzanan bu çağın en büyük imtihanının dijitalizm olduğunu belirterek, "Her seferinde kibrimize yeniliyoruz" dedi.