İşte yıl yıl tutuklu ve hükümlü sayıları

Türkiye'deki 384 ceza infaz kurumunda 1 Kasım 2008 itibariyle toplam 101 bin 100 hükümlü ve tutuklu bulunuyor. İşte 1970-2008 arasında tutuklu ve hükümlülerin sayıları:

İşte yıl yıl tutuklu ve hükümlü sayıları
İşte yıl yıl tutuklu ve hükümlü sayıları
GİRİŞ 14.12.2008 09:57 GÜNCELLEME 14.12.2008 09:57
Bu Habere 6 Yorum Yapılmış

AA muhabirinin Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü verilerinden derlediği bilgiye göre, Türkiye'de, 346 kapalı ceza infaz kurumu, 28 müstakil açık ceza infaz kurumu, 3 çocuk eğitimevi, 3 kadın kapalı, 1 kadın açık, 3 çocuk kapalı ceza infaz kurumu olmak üzere toplam 384 ceza infaz kurumu hizmet veriyor.

Ceza infaz kurumları, 1 Kasım itibariyle 43 bin 157'si hükümlü ve 57 bin 943'ü tutuklu olmak üzere toplam 101 bin 100 hükümlü ve tutuklu ile son 39 yılın en kalabalık dönemini yaşıyor. Tutuklu ve hükümlülerin 95 bin 875'i adli suçlardan ve 5 bin 225'i terör suçundan cezevinde bulunuyor.

Ceza infaz kurumlarının nüfusu, 1999 yılında çıkarılan Cezaları Erteleme ve Şartla Salıverilme Yasası sonrası 49 bin 512 tutuklu ve hükümlüye kadar inerken, 2001 yılından itibaren artmaya devam etti. Ceza infaz kurumlarında kalan tutuklu ve hükümlülerin sayısı 2001 yılında 55 bin 609, 2002 yılında 59 bin 187, 2003 yılında 64 bin 296, 2004 yılında 57 bin 930, 2005 yılında 55 bin 870, 2006 yılında 70 bin 477 ve 2007 yılında 90 bin 837 oldu.

1974 yılı ise 24 bin 860 tutuklu ve hükümlü sayısı ile son 39 yılda cezaevlerinin en rahat nefes alabildiği yıl olarak dikkati çekiyor.

1970-2008 tarihleri arasında cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlülerin sayıları şöyle:

YILLAR   HÜKÜMLÜ    TUTUKLU      TOPLAM

1970     30.119     26.392      56.511

1971     33.416     28.047      63.458

1972     36.140     28.749      64.889

1973     33.722     27.246      60.968

1974      5.442     19.418      24.860

1975     14.276     23.340      37.616

1976     19.881     24.450      44.331

1977     22.632     27.752      50.384

1978     25.212     29.430      54.642

1979     22.417     30.236      52.653

1980     31.241     38.931      70.172

1981     42.446     37.340      79.786

1982     44.650     33.551      78.201

1983     45.144     31.114      76.258

1984     46.370     26.694      73.064

1985     45.388     25.842      71.230

1986     30.786     21.364      52.150

1987     31.315     19.484      50.799

1988     33.078     18.592      51.670

1989     29.407     17.597      47.104

1990     29.373     16.233      45.606

1991     11.047     15.804      26.851

1992     12.823     18.659      31.482

1993     15.147     19.658      34.805

1994     16.881     22.050      38.931

1995     22.008     24.083      46.091

1996     26.979     23.904      50.883

1997     36.334     24.272      60.606

1998     35.886     24.505      60.391

1999     44.131     23.450      67.581

2000     24.855     24.657      49.512

2001     27.541     28.068      55.609

2002     30.637     28.550      59.187

2003     32.715     31.581      64.296

2004     26.010     31.920      57.930

2005     24.858     31.012      55.870

2006     26.336     44.141      70.477

2007     37.608     53.229      90.837

2008*    43.157     57.943     101.100

*2008 yılı verileri 1 Kasım tarihi itibariyle istatistikte yer almaktadır.

KAYNAK: AA
YORUMLAR 6
  • osman şimşek 15 yıl önce Şikayet Et
    ceza mı? safa mı?. Bence İslam herşeyin en mükemmelini biz insanlara göstermiş. Birisi adammı öldürmüş kısasa kısas. Ne cezaevine ihtiyaç var nede onu milletin parasıyla beslemeye. Hırsızlıkmı etmiş bir elini kes. Hem cecaevine gerek yok hemde suçluyu beslemeye. VE hemde suçlu ve toplumdaki diğer kişiler bu asla bu suça cesaret edemez. Cezanın aynı zamanda caydırıcılığı olmuş olur. Şimdiki sistemde ise adam yatar çıkarım mantığı var. Birilerine merhamet edelim derken toplumu cezalandırmış olmayalım.
    Cevapla
  • hayta hayta 15 yıl önce Şikayet Et
    maneviyat ve egitim eksikligi. bir toplumu yok eden ve suça iten nedenler. memlekette yaşanmaz hala getiren nedenler bunlar...
    Cevapla
  • dinçer cengiz 15 yıl önce Şikayet Et
    tutuklu - hükümlü. Bir ülkede cezaevindeki tutuklu sayısı hükümlü sayısının üzerindeyse orada adalet sistemi kötü biçimde tıkanmış demektir. Tutuklu, anayasal olarak suçsuz olan kişidir. Yargılaması sürmektedir ve beraat olasılığı da mevcuttur. En basit örnek geçende gazetelere yansıyan olaydır. Bir dayı adli tıp hatası yüzünden yeğenine tecavüz suçlamasıyla 5,5 ayını içerde geçiriyor. Türkiye'de bir adalet reformu yapılmak istendi ama afla beraber gerçekleşmeyen reform sadece tıkanmaya yol açar. Kim ne derse desin af şart.
    Cevapla
  • RAMAZAN GÜNEŞ 15 yıl önce Şikayet Et
    PİMİ ÇEKİLMİŞ BOMBA GİBİ. İnsanlar fakirleştikçe suça yönelir Fakirlik zaten başlı başına potensiyel bir tehlike değilmi. Ne demişler ne gelirse fakirlikten gelir
    Cevapla
  • orhan kolak 15 yıl önce Şikayet Et
    cezaevleri toplumun aynasıdır. sosyal bir çıkmazlığın ve buhranın göstergesidir cezaevi.cezaevinde yatanlar toplumun günah keçileridir onları oralara tıkan sadece kendi şahsi zaafları değil toplumundaki değer yargılarının yıkılması ve sınıf farklarının oluşmaya başlaması maddi,manevi uçurumların artmasının da büyük etkisi vardır.hiçkimse gönüllü ve isteyerek suç işlemez cezaevine girmek istemez suçlu olan onlar değil onların suç işlemesine sebep olan dışarıdaki eli yağda balda olanlardır da
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
DEM Parti'de kriz! Başkan ve Meclis üyeleri topluca istifa etti! İtiraf gibi açıklama
TFF, şike iddiaları için inceleme başlattı!